Öne Çıkanlar deprem çukurova belediyesi recep tayyip erdoğan HAVA HAREKATI Hakkari başbakan binali yıldırım yapı kredi atatürk soner çetin operasyon azerbaycan KENAN DOĞULU

Lancet Baş Editörü Horton: Virüsün Kaynağıyla İlgili Komplo Teorisi Çok Saçma

Çin’in salgın önleme ve kontrol deneyimleri ve ABD’nin tecrübesi dünyada nasıl değerlendiriliyor? Sıkça duyulan “virüsün kaynağıyla ilgili komplo teorisi” ve “sorumluluk teorisi”ne nasıl bakılıyor?

Uluslararası öncü tıp dergisi Lancet’in baş editörü Richard Horton 1 Mayıs’ta, Çin Medya Grubu’na verdiği özel röportajda bu sorulara yanıt getirdi.

Yanlış bilgilerin yol açtığı “salgın” etkisi virüsün şiddetiyle eş düzeyde

Horton, söylentilerin çoğunun çok saçma olduğunu, ancak bunların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Horton, “Virüs komplo teorisi” salgına karşı mücadele için elverişsizdir. Virüsün kaynağını anlamalı ve bilimsel bir tavırla incelemeliyiz. Bu komplo teorisinin düşüncemizi bozmasına izin vermemeliyiz. Bu komplo teorisinin olumsuz etkisi çok ciddidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü’nün dediği gibi, son aylarda biri virüslerden, diğeri yanlış bilgilerin neden olduğu dezenformasyondan doğan iki salgınla mücadele ediyoruz. Birçok durumda yanlış bilginin etkisi, virüsün neden olduğu salgın kadar şiddetlidir. Bu tür söylentiler virüs gibi yayılır ve insanları etkiler, insanlara zarar verir. Bu nedenle, virüsün yayılmasını önlerken ve kontrol ederken söylentileri ortadan kaldırmak gerekir.

“Sıfır numaralı” hastayı aramak pek anlamlı değil

“Sıfır numaralı” hastayı aramanın çok anlamlı olmadığını söyleyen Horton, “Örneğin, 1980’lerde AIDS salgını patlak verdiği sırada, birçok kişi sıfır numaralı AIDS hastasını bulmak istedi ve çok fazla enerji harcadı. O zamanlar insanlar bulunduğunu düşündüler, bu kişi medyaya maruz kaldıktan sonra geniş çapta tartışıldı, ancak yıllar sonra bu kişinin sıfır numaralı hasta olmadığı sonucunca varıldı. Sıfır numaralı hasta aramak damgalamaya ve ayrımcılığa neden olabilir, herhangi bir rol oynamaz ve bilimsel değildir. Ancak öte yandan, bu virüsün kökenini anlamamız, nereden geldiğini bilmemiz, bulaşma sürecini keşfetmemiz ve daha sonra insanlara yayılma riskini azaltmamız gerekiyor.

Bazı Amerikalı politikacıların söylemleri hayal kırıklığı yaratıyor

ABD’nin bilimsel ve tıbbi gelişim seviyesini çok takdir ettiğini söyleyen Horton, Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü müdürü Anthony Fauci gibi Amerikan doktorlar ve bilim adamlarının salgına müdahale konusunda çok iyi performans gösterdiğine dikkat çekti.

Horton, “ancak beni hayal kırıklığına uğratan şey, komplo teorilerini savunan, sağlam kanıtlara sahip olmayan tedavi paketini destekleyen ve diğer ülkeleri ya da kuruluşları kamuoyu önünde eleştiren Amerikalı politikacılardı. Bu yaklaşım işe yaramaz, yapmamız gereken salgının yol açtığı zorlukların üstesinden gelmek için işbirliğini güçlendirmektir” ifadelerini kullandı.

Birçok ülkede on binlerce insanın ölümü önlenebilirdi

Horton, DSÖ’nün salgını 30 Ocak’ta uluslararası bir kamu sağlığı acil durumu olarak ilan ettiğini, bunun salgına önem gösterilmesi konusunda dünyaya verilen bir uyarı olduğunu da söyledi. Horton, “Bu virüsün yayılmasından söz eden Dünya Sağlık Örgütü Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus, insanların hazırlıkta bulunmaları uyarısında bulundu. Küresel sağlık alanındaki en otoriter örgüt olan DSÖ’nün uyarılarına dikkat etmeliyiz. Ne yazık ki, birçok ülke erken uyarılara dikkat etmeyerek on binlerce ölüme neden oldu ve bu ölümler önlenebilirdi” dedi.

Salgın dünyada ne kadar sürecek?

Horton, Wuhan’daki duruma bakıldığında, karantinanın 23 Ocak’tan Nisan ayının başına kadar yaklaşık 10 hafta sürdüğüne işaret etti. Horton, Wuhan’ın tecrübesine göre virüsün yayılma durumunun on hafta süren karantina döneminden sonra engellenebileceğini dile getirdi.

Salgın önleme ve kontrolü hakkında konuşan Horton, mesafeyi korumak, kişisel hijyene dikkat etmek, sık sık elleri yıkamak, öksürük görgü kurallarına uymak gibi koruyucu önlemler almamız gerektiğini söyledi. Horton, “önümüzdeki altı ila on iki ay içinde, muhtemelen bir aşı geliştirmiş olacağız. Önümüzdeki yıl, bu aşıyı enjekte etmeye başlayabiliriz, böylece herkes gerçekten korunabilir” dedi.

Wuhan şehrinde kapsamlı karantina kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Horton, Çin hükümetinin acil bir durum karşısında Wuhan’ı kapsamlı olarak karantina altına almasının çok kesin bir karar sayıldığını söyledi. Horton, “Wuhan’ın karantina altına alınmasıyla, Çin dünyaya salgına müdahale etmek için zaman kazandırdı, bu sadece doğru bir karar değil, aynı zamanda diğer ülkelere salgının yol açtığı acil duruma karşı nasıl hareket etmeleri gerektiğini konusunda örnek gösterdi. Bu yüzden Çin’e, Wuhan’daki salgınla mücadele çabaları için teşekkür etmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.

Çin’in virüsün kaynağı olduğu suçlaması işe yaramaz ve yanlış

Horton, bazı insanların Çin’i salgının kaynağı olmakla suçladığını, bu suçlamanın işe yaramaz ve doğru olmadığını kaydetti.

Horton, “gerçekten yapmamız gereken salgını anlamak için sakin bir şekilde Çin hükümetiyle işbirliği yapmak ve salgının geri gelmeyeceğinden emin olmak için elimizden gelenin en iyisini yapmaktır. Çin’in kendisi salgının ortaya çıkmasını görmek istemez, salgından da sorumlu tutulmamalı. Edindiğim bilgilere göre, Çinli doktorlar ve bilim adamları salgınla mücadeleye önemli katkılar sağladılar. Onlar hükümete tavsiyelerde bulundu, hastaları tedavi etti ve Çin vatandaşlarının hayatını kurtardı. Çin bu durumdan çok gurur duyabilir. Çin’in çok seçkin bilimsel araştırma ve sağlık personeli var. Bazı dünya liderleri Çin’i haksız olarak eleştirdiler ve aslında bu bir yanlış. Salgınla mücadele eden Çinli doktorlara ve bilim adamlarına teşekkür etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

SARS’tan ders almamak bir insanlık trajedisidir

SARS salgınından da bahseden Horton, aslında o zamanlarda virüsün Kanada gibi bazı Batı ülkelerinde yayıldığını, DSÖ’nün de erken bir uyarı yaptığını hatırlattı.

Horton, “17 yıl önce SARS salgını sona erdikten sonra, dünya ülkeleri gelecekteki salgınlara müdahale yöntemlerini değiştirmeye söz verdiler ve salgına büyük önem vermeyi vaat ettiler. Ama aslında mevcut COVID-19 salgını durumu SARS’tan ders almadıklarını ve virüs tehlikesini fark etmediklerini gösteriyor. Bu bir trajedi ve bu insanlık için gerçek bir felaket.” diye konuştu.

Çin haklıydı, biz yanıldık

Çin’in dünyayla paylaşılabilecek salgın önleme deneyimlerinden bahseden Horton, Çin’in deneyiminin hızlı ve kesin bir karar olduğunu, bu kararın Çin’in SARS virüsü ile mücadelede edindiği deneyimler sayesinde olduğunu söyledi.

Horton, “Son 20 yılda Çin hastanelere ve sağlık sistemlerine büyük yatırım yaptı. Çin hükümeti bazı üniversitelere ve bilimsel araştırmalara da çok yatırım yaptı. Dolayısıyla, COVID-19 salgını geçen yıl Aralık ayında meydana geldiğinde, Çin’in salgınla başa çıkacak bilimsel araştırma yetenekleri ve tıbbi kaynakları vardı. Aynı zamanda siyasi yetenekleri de vardı, bu salgının SARS virüsüne benzediği ve Çin toplumu için büyük bir tehdit oluşturacağı anlayışına varan Çin hükümeti bu nedenle kesin bir karar verdi” dedi.

Batı Avrupa ülkeleri bunun SARS değil, ancak gribe benzeyen bir virüs olduğunu düşünüyor. Bu ülkeler “Bu salgının en fazla başka bir grip dalgası olduğunu düşündük ve bu tehlikeye dikkat etmedik. Çok ciddi bir hastalık olmayan grip virüsü insanlar arasında yayılabilir ve sürü bağışıklığından sonra hepimiz virüsten korunabiliriz sanıyorduk. Ama aslında bu ciddi bir yanılgıydı. Çin haklıdır, yanıldık” ifadelerini kullandı.

Horton, bu salgında Çin’in dünyanın öğrenmesine değer birçok deneyime sahip olduğunu söyledi. Örneğin, kabin hastanesi Çin’in salgına başarılı bir şekilde müdahale etmek için çok önemli bir yenilik. Hafif hastalar kabin hastanesine giriyor, sağlık personeli bunlarla ilgileniyor; durumu daha da kötüleşirse, hasta başka bir hastaneye sevk ediliyor. Bu sadece hastaneyi korumakla kalmayıp aynı zamanda geniş tedavi alanını sağlayan ve hastaları etkili bir şekilde izole eden çok iyi bir yenilikçi fikirdir.

Horton, Çin’in şu anda büyük bir bilimsel ülke olduğunu ve Lancet dergisine bilimsel makalelerin sunulmasındaki liderlerden biri olduğunu söyledi.

Horton, “Ne yazık ki, Çin tıp ve bilim alanında önemli bir ülke olarak görülmüyor, umarım bu salgından sonra daha fazla ülke Çin’in salgının önlenmesine katkısını tanıyacak. Daha fazla Çinli bilim adamı ve tıp camiasındaki öncülerin dünya sahnesinde aktif rol oynamasını arzu ediyorum” dedi.

Salgın hakkındaki tartışma ulusal jeopolitik mücadelenin bir parçası olarak yorumlanmamalıdır

Horton, salgın hakkındaki tartışmanın nihayetinde ulusal jeopolitik mücadelenin bir parçası olarak yorumlanmasından üzüntü duyduğunu söyledi.

Horton, “Aslında, yeni koronavirüs tüm insanların sağlığı için bir tehdittir. Dünya ülkeleri bu tehdide müdahale için işbirliği yapmalıdır. Belli bir ülkeye karşı suçlamalar görmek istemiyoruz. Bu tür davranış hastalık önleme ve kontrolüne hiçbir fayda olmayacak, barış ve kalkınmayı teşvik etmeyecektir. Suçlamalar salgını durduramaz. Aksine, ülkelerin ortaklaşa karşılaştıkları sorunları çözmek için birbirlerine güvenerek birlikte çalışmaları gerekir” dedi.

Bazı siyasi liderlerin bu tür eleştiriler yaymasından esef duyan Horton, “Çin tıp çalışanlarına ve bilimsel araştırma çalışmalarına yaptıkları fedakarlıklardan teşekkür etmek istiyorum, onların eleştirilmemesi gerekir” dedi.

Çoğu batılı ülke erken uyarılara dikkat etmedi

Horton, sadece İngiliz hükümetinin salgın önleme ve kontrol önlemlerini değil, aynı zamanda ABD ve birçok Avrupa ülkesini de eleştirdiğine işaret etti.

Horton’a göre, Lancet dergisinde Ocak ayının son haftasında yer alan 5 makalede batı ülkelerine salgının son birkaç ay içindeki yayılma durumu açıklandı. Söz konusu 5 makalede yeni virüsün ölümcül ve SARS virüsü ile ilişkili olması, ölüm sayısının artması, bazı enfeksiyon vakalarının yoğun bakım ünitesine girip ventilatöre bağlanması, henüz tedavi yönteminin bulunmaması ve insandan insana bulaşma vakalarının görülmesi gibi özellikleri tarif edildi.

Makalelerde koruyucu önlemlerin kullanılmasının öneminden ve virüs bulaşmış kişilerin teste alınması, vakalarla temasta bulunanların takip edilmesi ve enfekte olanların karantina altına alınması gerektiğinden bahsedildi. Makaleler aynı zamanda, virüsün bir salgın haline gelme riski konusunda da uyardı.

Horton, Çinli doktorlar ile dünyanın bilim adamları arasındaki işbirliği sayesinde, Ocak ayının son haftasında salgın hakkında bilgi edindiklerini belirtti. Ancak dünyadaki diğer ülkeler bu bilgilere dikkat etmedi. ABD gibi çoğu batılı ülke, Şubat ve Mart ayı başındaki zamanı boşa harcadı. Bu yapay bir COVID-19 trajedisi oldu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.