Öne Çıkanlar tesk genel başkanı bendevi palandöken kılıçdaroğlu palandöken fetö şehit Pandemi Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel esnaf Akşener milli savunma bakanlığı yunanistan adana

TZOB Başkanı Bayraktar: Küçükbaş Hayvancılık Ülkeye Milyarlar Kazandırabilir

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, toplam hayvancılık içindeki payı, sığır eti ve sütü üretimindeki hızlı artış nedeniyle sürekli gerileyen küçükbaş hayvancılığın Türkiye’ye milyarlar kazandırabileceği bilgisini verdi.

TZOB Başkanı Bayraktar, verilerin bu topraklarda 67-68 milyon küçükbaş hayvan beslenebileceğini gösterdiğini bunun ise 86 bin ton daha fazla kırmızı et, 1 milyon 64 bin ton daha fazla süt üretmek anlamına geldiğini belirterek “Bunun üretici fiyatı olarak karşılığı ette yaklaşık 2 milyar lira, sütte 2,3 milyar lirayı bulmaktadır. Toplam ek üretici geliri 4,3 milyar lira olur” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de tarımın lokomotif alanı hayvancılıkta, 2015 yılı itibariyle sütten ete, deriden bala, tiftikten kıla birçok üründen elde edilen değerin 55,7 milyar lirayı bulduğunu, ülkenin 2016 yılı itibarıyla 14,1 milyon sığır, 142 bin manda, 31 milyon koyun, 10,3 milyon keçi varlığına sahip olduğunu belirtti. Yıllık olarak 2016’da, 18,5 milyon ton süt, 1,17 milyon ton kırmızı et üretildiğini vurgulayan Bayraktar, son yıllarda tekrar artışa geçse de, 2016 yılında hem koyun hem keçi sayısında azalma olduğunu, koyun ve keçi eti ile sütü üretiminde gerileme görüldüğü bilgisini verdi.

“Buğday ile Koyun, Gerisi Oyun”

Süt ve et üretiminin yanı sıra hayvan sayısının da az da olsa gerilediğini ifade eden Bayraktar şöyle devam etti:
“2016 yılında koyun sayısı merinos koyunu dahil yüzde 1,7 düşüşle 31 milyon 508 bin baştan 30 milyon 984 bin başa, keçi sayısı tiftik keçisi dahil yüzde 0,7 gerilemeyle 10,4 milyon baştan 10 milyon 345 bin başa indi.
Ülkemizin özellikle küçükbaşta çok büyük bir potansiyeli var. Anadolu’da çiftçimiz tarımı tanımlarken, ‘buğday ile koyun, gerisi oyun’ der. Bu topraklar tahıl ve küçükbaş hayvan yetiştirmeye çok uygun olan topraklardır."

 “Küçükbaş Hayvan Sayısı 67-68 Milyona Ulaşabilir”

41,3 milyon olan küçükbaş hayvan sayısının çok daha fazla artırılabileceğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Veriler, 67-68 milyon baş koyun ve keçinin bu topraklarda beslenebileceğini gösteriyor. Bu da küçükbaş hayvan sayısının en azından üçte iki oranında artırılabilmesi demektir. 2015 yılında 1 milyon 658,4 bin ton, 2016 yılında 1 milyon 639,8 bin ton koyun ve keçi sütü üretildi. Yine 2015’de 134 bin 11 ton, 2016’da 113 bin 496 ton koyun ve keçi eti üretimi gerçekleştirildi. Aynı et ve süt verimiyle, 67-68 milyon baş koyun ve keçi sayısı, 2015 rakamlarını baz alırsak 86 bin ton daha fazla kırmızı et, 1 milyon 64 bin ton daha fazla süt üretmek anlamına gelir. Bunun üretici fiyatı olarak karşılığı ette yaklaşık 2 milyar lira, sütte 2,3 milyar lirayı bulmaktadır. Toplam ek üretici geliri 4,3 milyar lira olur. Bunun tüketici karşılığı çok daha büyük rakamlara ulaşır.
 
“Koyun ve Keçiler Yetersiz Mera, Elverişsiz İklim Koşullarına Uyum Sağlar”

Bu kadar ek geliri sağlamak için yapılacak destek ve yatırım çok daha cüzi rakamlarda kalacaktır. Bu hesaba bu hayvanlardan elde edilen yün, kıl ve deri de dahil değildir. Şunu da unutmayalım, koyun ve keçiler yetersiz mera ve elverişsiz iklim koşullarına uyum sağlama yetenekleriyle ön plana çıkmaktadır. Meradan en iyi şekilde yararlanabilen, merayı en iyi şekilde değerlendiren, yılın her döneminde merayı kullanabilen küçükbaş hayvanlar, Türkiye’nin coğrafi yapısına da son derece uygundur. Koyun ve keçi, tarımsal üretimin verimsiz olduğu alanlara kısa sürede uyum göstermektedir.

Bir an önce, küçükbaş hayvan sayımızı 67-68 milyona çıkarmalı, nüfus artışı ve beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle kırmızı ette verilebilecek açığı küçükbaş etiyle kapatmalıyız. Ülkemizde kırmızı et açığının kapatılmasında küçükbaş hayvancılık en önemli alternatiftir."

Avustralya ve Yeni Zelanda 2,1’er Milyar Dolar Koyun Keçi Eti İhraç Ediyor”

Üretim rakamlarında, özellikle koyunda sağlanan performansı ihracatta görülmediğini belirten Bayraktar, “Türkiye geçmiş dönemde dünyanın en önemli canlı küçükbaş hayvan ve et ihracatçısıydı. 1989 yılında 252 milyon dolarlık canlı küçükbaş hayvan ihraç etmiş bir ülkeydik. 165 bin ton canlı kilo değerindeki bu ihracatı; Suudi Arabistan, Kuveyt, Irak, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan, Katar, Bahreyn, Ürdün, Kanada ve Hindistan gibi ülkelere yapıyorduk ve bu ihracatımızı uzun süre de devam ettirdik. Bu rakam günümüzde 1 milyon doların altına indi. Yine aynı şekilde 30 milyon dolar olan koyun keçi eti ihracatımız da 400 bin dolarlara kadar geriledi” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, Türkiye’nin ihracatı bu rakamlarda gezinirken, Sudan’ın 400-500, Ürdün’ün 200, Avustralya’nın 190, Romanya’nın 141 milyon dolarlık canlı küçükbaş ihracatı, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın 2,1’er milyar dolar, İspanya’nın 152 milyon dolar, Romanya’nın 38 milyon dolar, Yunanistan’ın 24 milyon dolar koyun keçi eti ihracatı yaptığını belirtti.

Neler Yapılmalı?

TZOB Başkanı Bayraktar, yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“Küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi için meraların korunması ve ıslah edilmesi,
Kırsalın ekonomik ve sosyal açıdan geliştirilmesi, genç nüfusun kırsalda tutulması için gerekenlerin yapılması,
İşletme altyapılarının iyileştirilmesi,
Dış pazarlarda üstünlük sağlamak için rekabetçi yapının kazandırılması,
Üretim-sanayi entegrasyonun sağlanması,
Küçükbaştan elde edilen başta peynir olmak üzere ürünlere katma değer kazandırılması, markalaştırılması,
Hayvan hastalıkları ile etkili mücadele edilmesi,
Sınırlardan kaçak hayvan ve et giriş çıkışlarının önlenmesi,
Üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerekir.”

Bayraktar, “Kısacası büyükbaş hayvana eğilelim, onu geliştirelim derken, en önemli zenginliğimizi, bu coğrafyanın bize sunduğu en avantajlı üretim dalını yani küçükbaşı yeterince önemsemedik, ihmal ettik” ifadelerini kullandı.
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.