Öne Çıkanlar tesk genel başkanı bendevi palandöken kılıçdaroğlu palandöken fetö şehit abd adana tesk yunanistan tüik Pandemi Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel

İstanbul'un 100 Sevdası Kitabı

İBB Kültür A.Ş. tarihe damga vuran aşkları ‘İstanbul’un 100 Sevdası’ adlı kitapta bir araya getirdi. Bizans’tan günümüze uzanan zaman dilimindeki yüz unutulmaz aşkın anlatıldığı kitapta, bazı aşklar mutlu sonla bitiyor, bazıları yarım kalıyor, bazıları ise başlamadan bitiyor. Kimi yazar, kimi şair, kimi siyasetçi gözü kara aşıkların arasında aşklarıyla şekillendirdikleri eserleri ile tarihe kazınan isimler yer alıyor.

Kitapta, Sabahattin Ali’yi reddeden kadından, İstiklal şairi Mehmed Akif’in ardından Mısır’a giden İsmet Hanım’ın sadakatine, Halide Edib Adıvar’ın ömrü boyunca sevdiği adamdan, Oğuz Atay’ın meşhur romanı ‘Tutunamayanlar’ı kimin desteğiyle yazdığına, Abdülhak Hamid Tarhan’ın uğruna ‘Makber’i yazdığı sevgili eşi Fatma Hanım’dan, Reşat Nuri’nin öğrencisiyle yaptığı evliliğe gerçek aşk hikâyeleri yer alıyor.

Kitapta Halide Edib, Sabahattin Ali Yahya Kemal,Mehmet Akif ,Reşat Nuri gibi önemli isimlerin taraihe malolan aşk hikayeleri yer alıyor.
Kitapta yer alan işte o masal sevdalardan bazıları:

REŞAT NURİ GÜNTEKİN VE HADİYE HANIM
Reşat Nuri Güntekin, ‘Çalıkuşu’ romanını yayınladığı yıllarda büyük bir şöhret kazanır. Erenköy Kız Lisesi’nde edebiyat dersleri verirken öğrencisi Hadiye’ye aşık olur. Kendi yazdığı tiyatro oyunlarını sahnelerken başrolleri hep Hadiye’ye verir. 1927 yazında aşkını Hadiye’ye itiraf eder. Aralarında 20 yaş fark bulunur. Liseyi bitiren Hadiye Hanım ile Reşat Nuri o yıl evlenir. İkisi de birbirine çok aşıktır. Ancak Reşat Nuri sevdiği kadar sevilmediğini zanneder. Bu endişesi içini kanatır. Hadiye Hanım’a yazdığı mektuplarda da bu endişesi açıkça görülür. Çok sigara içen Reşat Nuri Güntekin, 1956 yılında Londra’da akciğer kanserinden öldüğünde eşi Hadiye Hanım onun elini bir an olsun bırakmaz.

HALİDE EDİP ADIVAR VE SALİH ZEKİ
“Halide Edib Adıvar hocası ve ilk eşi olan Salih Zeki’yi ömrü boyunca unutmamıştır. Evlenme kararı aldıklarında Halide Edib daha lise öğrencisiydi, aralarında 18 yaş fark vardı ve üstüne üstlük babası da bu işe karşıydı. Ancak onları hiçbir şey durduramadı. 1900 yılında Matematik konusunda zayıf olduğu için Salih Zeki’den özel ders alır ve bu vesile ile tanışırlar. Edib aralarındaki ilişkiyi yıllar sonra “Onun kölesiydim, zihninin kölesiydim” sözleriyle açıklamış. Evlendikten sonra Ayetullah ve Hikmetullah adında iki çocukları olur. 31 Mart Vakası sırasında Halide Edib çocuklarıyla birlikte Mısır’a kaçmak zorunda kalır. Bir ay sonra Salih Zeki de eşinin yanına gider ama daha sonra çocuklarıyla birlikte yurda döner. 1910 yılında Salih Zeki Galatasaray Lisesi’nde müdürlük yaparken ayrılmak zorunda kalırlar çünkü Salih Zeki ikinci bir evlilik yapmak ister ama Halide Edib bunu kabul etmez. Halide Edib boşanmak istemese de Salih Zeki ikinci eş fikrinden vazgeçmediği için onu terk eder. Asistanı Mina Urgan’a anlattığına göre yazar, ömrü boyunca Salih Zeki’den başkasını sevmez.”

SABAHATTİN ALİ VE ALİYE ALİ
Sabahattin Ali, eşi Aliye’yi ilk defa İstanbul Erenköy’deki Salih amcasının köşkünde görür ve ondan çok etkilenir. Ali, öğretmenlik yapmaya başladığında evlenmeye karar verir. Yakın arkadaşı Ayşe Sıtkı İlhan’a teklifte bulunur. Ayşe Sıtkı ise Ali’ye yazdığı bir mektupta bunun bir ‘şaka’ olduğunu belirterek reddeder. Sabahattin Ali çok üzülür. Bu olayın ardından Aliye Hanım’a evlenme teklifi eder, sonrasında da Ayşe Sıtkı’ya mektupta şu satırları yazar: “Evleniyorum. Hatta nişanlandım bile. Sen benim gibi kelepiri kaçırdığınla kal... Birisi sorsa niçin evleniyorsun diye, cevabım şudur: Çalışabilmek için... Ölçülü bir hayata muhtacım ancak bu şekilde faydalı işler çıkartabilirim.”

YAHYA KEMAL VE CELİLE HİKMET
Yahya Kemal ile Nazım Hikmet’in annesi ressam Celile Hikmet tesadüf eseri tanışır. Celile Hanım o sıra eşinden ayrılmanın eşiğinde. Yahya Kemal de Heybeliada Bahriye Mektebi’nde öğretmenlik yapıyor. Aşırı kıskanç olan Yahya Kemal, sırılsıklam aşık olduğu Celile Hanım’ın Nişantaşı’ndaki evinde Nazım Hikmet’e ders vermeye başlayınca Nişantaşı ile Heybeliada arasında mekin dokur. Ancak Yahya Kemal bir ders sonrası evine döneceği sırada paltosunun cebinde bir not bulur ve o notta şunlar yazar: “Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz!” Yahya Kemal ile Celile Hanım’ın ilişkisini bitiren aşırı kıskançlık. Yahya Kemal yakınlarına “Bunca yıllık kocasını terk eden insan beni de bırakabilir” diye söyler. Ve bir sabah Celile Hanım, yolunu gözlediği Yahya Kemal’den üç sayfalık özür dolu bir ayrılık mektubu alır. Yahya Kemal vefat ettiğinde evraklarının arasında kurumuş bir çiçek bulunur. Yanındaki notta şöyle yazar: “Aşkından vazgeçemediğim kadının, o veda gecesi, nadide göğsünden aldığım çiçektir.” 

MEHMED AKİF VE İSMET HANIM
Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmed Tahir Efendi’nin oğlu Mehmed Akif, Tophane-i Amire veznedarı Mehmed Emin Bey’in kızı olan İsmet Hanım’la evlenir.  Çiftin beş çocuğu olur. 1920 yılında Mehmed Akif Milli Mücadele’ye katılmak için resmi görevinden istifa eder ve oğlu Emin ile Anadolu’ya doğru harekete geçer. Ankara’ya gidip Birinci Millet Meclisi’nde Burdur mebusu olur ama mecliste oturmak yerine memleketin muhtelif yerlerinde, vaazlar vererek halkı birlik ve beraberliğe teşvik eder. Birinci meclisin dağılmasının ardından önce İstanbul’a ve daha sonra Mısır’a göç başlar. Mehmed Akif kendini topyekün kurtuluş mücadelesine verdiği dönemde İsmet Hanım, eşini Anadolu’nun farklı köşelerinde, çöllerde, Berlin’de vazifeli olduğu yıllarda çocuklarına hem analık hem babalık eder. Mehmed Akif eşine destek olan müşfik bir eştir. Kahire’deyken durumu ağırlaşan eşini kucağında sofraya indirip yemeğini bizzat yedirdiğine çocukları şahitti.Mısır’da yakalandığı karaciğer hastalığı ilerleyen Mehmed Akif, on bir yıldan sonra memleketine döndü ve Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda vefat etti. İsmet Hanım da kaybından sekiz yıl sonra hayata gözlerini kapattı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.