Öne Çıkanlar Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk terörist cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan MSB gündem başlıkları enflasyon Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş gündem özeti fırat kalkanı bugünün gündemi ihracat Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu

CHP'li Yedekci, cem evlerinin ibadethane olması için kanun teklifi verdi

ANKARA (ANKA) -CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci, TBMM Başkanlığı'na, Alevi inanç ve kültürünün en önemli mekanlarından cemevlerinin ibadethane olması için bir kanun teklifi verdi.

Konuya ilişkin TBMM Başkanlığı'na Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun cevaplaması istemiyle bir soru önergesi de veren Yedekci, torba kanun teklifinin gerekçesinde ise, "Anayasa’nın 10. Maddesi 'Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir' diyerek yurttaşların kanunlar önünde eşit olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu madde ayrıca kişilerin inanç ve ibadet özgürlüklerinin de teminat altına almaktadır. Anayasa’nın 24. Maddesi’nde de “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir ve ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir” denilerek her türlü inancın özgürce yaşanması vurgulanmaktadır" diyerek şöyle devam etti.

"Ülkemizin taraf olduğu uluslararası üst hukuk normları da inanç ve ibadet özgürlüğünün dayanaklarındandır. Ülkemiz, 27 Mayıs 1949’da imzalayarak yerine getirme sorumluluğunu üstlendiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 2. Maddesi’ndeki “Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu bildirgede ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir”; 18. Maddesi’ndeki “Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir” hükümleriyle ibadet ve inanç özgürlüklerinin uygulanmasının evrensel olduğunu ayrım gözetmeksizin uluslararası alanda beyan etmiştir.

Anayasa’nın ve uluslararası sözleşmelerin hükümlerine rağmen, Aleviler, inanç özgürlüklerinden, inanç temsiliyetinden ve kamu kaynarlarından eşit şekilde yararlanamamaktadır. Bu gerçek, 2013 Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nda da kaydedilerek, “Cemevlerinin ibadet yeri olarak resmen tanınmadığı ve Alevilerin yeni ibadet yerleri açmalarında bürokratik zorluklarla karşılaştığı” belirtilmiştir. Raporun devamında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “yegâne ibadethanenin cami olduğu” yönündeki görüşü ile mahkemelerin ve kamu kuruluşlarının bu görüşü göre hareket etmeleri eleştirilmiştir.

Devletin, cemevlerini ibadethane olarak kabul etmemesi, AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) tarafından da hukuk dışı kabul edilmiştir. AİHM, Yenibosna Cemevi’nin, elektrik parasının Diyanet tarafından ödenmesiyle ilgili yaptığı başvurusunu incelemiş, cemevinde Alevi inancının temel bir unsuru olan cem yapıldığını, cenaze törenleri için kullanıldığını, cemevlerinin bir inanç üyelerinin ibadet amacıyla kullandığı bir mekân, yani ibadethane olduğuna karar vermiştir."

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin, devletin bütün inançlara karşı tarafsız ve eşit mesafede olmak yükümlülüğünü ifade ettiğini hatırlatan CHP'li Yedekci, sözleşme’nin din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 9. Maddesi bunu öngördüğünü ve tarafsızlık ilkesinin gereğince devletin bir inancın meşruiyetine karar vermek gibi bir yetkisi bulunmadığını da vurgulayarak şöyle devam etti:

"Aynı nedenle, devletin, ibadethaneler için bazı ayrıcalıklar tanımışsa, bütün ibadethaneleri ayrım gözetmeksizin, eşit bir biçimde bu olanaklardan yararlandırmak zorunda olduğu görüşü bildirilmiştir. AİHM, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Aleviliğin ayrı bir din olmadığı” yönündeki görüşü ve “cemevlerinin diğer ibadethanelere tanınan olanaklardan yararlandırılmamasının” haklı gösterilemeyeceği kararına varmıştır. AİHM 2. Dairesi, Yenibosna Cemevi’nin bir ibadethane olup olmadığı, dolayısıyla elektrik faturasının Diyanet tarafından ödenip ödenmeyeceği davasını, 2 Aralık 2014’te karara bağlamış ve oybirliği ile Sözleşme’nin ayrımcılığa ilişkin 14. maddesi ile birlikte din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin 9. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Türkiye’nin, kararın AİHM Büyük Daire’sinde görüşülmesini için yaptığı talep de 21 Nisan 2015’te reddedildi ve karar kesinleşti. Böylelikle AHİM cemevlerinin ibadethane olduğuna hükmetti. AİHM’in bu görüşü ilk kez belirmemiştir. Nüfus cüzdanından din hanesinin çıkarılmasının talep edildiği Sinan Işık (2010) davasında da, ulusal mahkeme kararını Diyanet’in görüşüne dayandır; AİHM bu davada bir dinsel makamın görüşü esas alınarak başvurucunun talebinin reddedilmesinin devletin inançlar karşısında tarafsız olma yükümlülüğünü ihlal ettiğine karar vermişti. Kararın kesinleşmesiyle cemevlerinin ibadethane sayılıp sayılmayacağı tartışması artık sona ermiştir. AİHM cemevlerinin ibadethane olduğunu ve bunu reddetmenin bir insan hakkı ihlali oluşturduğunu karara bağlamıştır. Kararın bir başka önemli yanı, yargı organlarının Diyanet’in görüşünü esas alarak karar vermelerinin kabul edilemeyeceğidir.

Sözleşme’nin 46. maddesi gereğince, AİHM kararları bağlayıcıdır ve devletler, kararları uygulamakla yükümlüdür. Kararın uygulanmasının anlamı, ihlale yol açan nedenin ortadan kaldırılmasıdır. Yenibosna Cemevi kararının uygulanması noktasında devletin yükümlülüğü, ayrımcılık nedenini ortadan kaldırarak cemevlerini de başka ibadethanelerle eşit statüsünde görmektir. Kararın uygulanmasından sorumlu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, karar uygulanana dek konuyu gündeminde tutar; uygulanmadığı takdirde ise Türkiye üzerinde Sözleşme’den doğan yükümlülüklerin yerine getirir. Yukarıda belirtilen tüm bu gerekçelerle, cemevelerinin ibadethane olduğu yönündeki yasal düzenlemelerin AİHM’in verdiği karara bağlı olarak yapılması bir zorunluluk haline dönüşmüştür."(ANKA)

(ÜNS/ÖZK)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.