Öne Çıkanlar deprem Kuşadası Belediyesi kuşadası çukurova belediyesi recep tayyip erdoğan erdoğan Hakkari HAVA HAREKATI operasyon başbakan binali yıldırım kızılay ekonomi haberleri

AK Parti Sözcüsü Çelik: "Rapor Tamamlanmak Üzere"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genel Merkez'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bir basın mensubunun Hakkari üs bölgesindeki patlamaya ilişkin sorusu üzerine Çelik, "Rapor tamamlanmak üzere, Milli Savunma Bakanı'mız bugün ya da yarın açıklanacağını söyledi." diye konuştu.

Konunun yakından takip edildiğini, olay olur olmaz Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanlığı yetkililerinin bölgeye gittiğini, görgü tanıklarını dinlediğini belirten Çelik, askeri ve idari soruşturmanın devam ettiğini söyledi.

Şemdinli ve Yüksekova başsavcılıklarının soruşturmalarının da sürdüğünü ifade eden Çelik, bu müessif kazanın, kundağı motorlu 175 milimetrelik topta meydana gelen bir kaza neticesinde ortaya çıktığını aktardı. İlk incelemelerde silahta, mühimmatta, namlunun yarılması gibi bir sorun olmadığının görüldüğünü, prosedürlere de bakıldığını, Namluların operasyonlardan önce test edildiğini, kazanın olduğu topun yakın zamanda testten  geçirildiğini ve göreve elverişli olduğu raporunun verildiğini belirten Çelik, "prosedürlerde de atlanan bir hususun bulunmadığını" kaydetti.

Raporda detayların olduğunu, silahın çalıştığını ancak daha sonra geriye doğru oluşan bir basınç neticesinde herkesi üzen ve şehitlerin verildiği kazanın meydana geldiğini anlatan Çelik, "Şundan herkesin emin olmasını isteriz. Bu mesele dışarıdan bir saldırıyla gerçekleşmemiştir. Herhangi bir terör örgütü saldırısı, drone saldırısı, o silaha dışarıdan yapılan bir saldırı neticesinde olmamıştır. Sosyal medyadan bununla ilgili pek çok spekülasyon çıktı. Bunları çok yakından takip ettik. Herhangi bir şekilde böyle bir şey olmadığı Milli Savunma Bakanımız tarafından açık şekilde ifade edilmiştir." diye konuştu.

Çelik, patlamanın Afyon'daki mühimmat patlamasıyla bir benzerliğinin de bulunmadığını bildirdi. İdari, askeri ve başsavcılıkların soruşturmasının devam ettiğini vurgulayan Çelik, rapor ortaya çıktığı zaman ayrıntılarının şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi. 

"Dolayısıyla insani bir ziyaretten böylesine siyasi, ideolojik sonuçlar çıkarılmasını doğru bulmuyoruz."

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın bir ziyaretine ilişkin soruya karşılık Çelik, Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilerinin kanunlarla belirlendiğini, Başkanlığın son derece saygın bir kurum olduğunu belirtti.

Ziyarete ilişkin çıkan tartışmaları izlediklerini aktaran Çelik, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın takdir ettiği bir ilim adamı ve yönetici olduğunu söyledi. Çelik, "Bu tartışmalar neticesinde de Sayın Cumhurbaşkanı'mız bu görüşünün kamuoyuyla paylaşılmasını istemiştir." dedi.

Erbaş'ın FETÖ ve PKK terör örgütüne karşı, gençlerin bunların sapkın ideolojilerinden korunması, milletin sahih İslam anlayışıyla daha yoğun şekilde buluşturulması konusunda son derece gayretli bir ilim adamı ve yönetici olduğunu ifade eden Çelik, Erbaş'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da takdir gördüğünü kaydetti.

Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu çalışmaları sebebiyle Fetullahçı Terör Örgütü ve PKK terör örgütü gibi birtakım terör örgütlerinin de hedefindedir. Geldiği günden beri ortaya koyduğu çalışmalar, hükümet tarafından takdir edilmektedir. Bu ziyaret insani bir ziyarettir. Her insani ziyaretten siyasi sonuçlar çıkarmaya, ideolojik tartışma yapmaya başlarsak bunun sonu gelmez. Kendisi de ifade etti. Buraya gidildiğinde resimler aile tarafından çekiliyor, paylaşılıyor. Diyanet İşleri Başkanı'nın bu kıyafeti söz konusu ediliyor. Diyanet İşleri Başkanı'mızın zaten kıyafeti bellidir. O kıyafetle ziyaretlerini yapıyor. Hasta ziyaretinin ideolojisi ve siyaseti olmaz. Pek çok siyasetçi siyasi sebeplerle de insani sebeplerle de ziyaret yapıyor. Eğer insani sebeple yaptığımız ziyaretleri illa siyasi bir formata oturtmaya kalkarsak kimse kimseyi kendi düşüncesiyle bire bir uyuşan kimse haricinde ziyaret edemez hale gelir. Dolayısıyla insani bir ziyaretten böylesine siyasi, ideolojik sonuçlar çıkarılmasını doğru bulmuyoruz. Diyanet İşleri Başkanı'mız, Cumhurbaşkanı'mız, Hükümet'imiz tarafından takdir edilen bir ilim adamıdır, gayretli bir ilim adamıdır, başarılı bir yöneticidir."

 "Gazi Mustafa Kemal Atatürk ortak değerimizdir."

Son zamanlarda her vesilenin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili tartışmaya dönüşmesini doğru bulmadıklarını vurgulayan Çelik, istiklal mücadelesinin dahi başkomutanı, Cumhuriyet'in kurucusu, ülkenin ilk Cumhurbaşkanı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün her zaman hak ettiği saygıyı göreceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında 10 Kasım'da devlet heyetinin Atatürk'ü şükranla, minnetle andığına işaret eden Çelik, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk ortak değerimizdir. AK Parti siyaseti açısından bu saygının altı her zaman Cumhurbaşkanı'mız tarafından çizilmiştir. Yöneticilerimiz de bu anlayışa sahiptir." ifadesini kullandı.

Tarihsel kişilikleri, liderleri eleştirirken saygı sınırlarının aşılması ya da desteklerken bunun tabu haline getirilmesi yaklaşımlarına öteden beri karşı olduklarına dikkati çeken Çelik, Cumhuriyet'in kurucusu ve istiklal mücadelesinin Başkomutanı olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün her zaman saygı göreceğini dile getirdi.

"Sayın Bahçeli'nin eleştirileri haklıdır, bu eleştirilere biz de katılıyoruz."

"Öğrenci Andı"na ilişkin Danıştaya sunulan temyiz dilekçesi metninde kusuru bulunan Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü ile iki avukatın görevden alınması anımsatılarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuya ilişkin sözlerinin sorulması üzerine Çelik, "Sayın Bahçeli'nin eleştirileri haklıdır, bu eleştirilere biz de katılıyoruz." ifadesini kullandı. Çelik, Bahçeli'nin de haklı olarak eleştirdiği ve temyiz dilekçesindeki söz konusu bölümün, AK Parti'nin görüşünü yansıtmadığının altını çizdi.

Bunun, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "millet" tanımıyla da bağdaşmadığını vurgulayan Çelik, "Ayrıca Sayın Bakanımızın başkanlığında, Bakanlık adına oluşturulan temyiz dilekçesine ilişkin görüşü de yansıtmamaktadır. Sayın Bakanımızın başkanlığında oluşturulan görüşe aykırı olarak, bu konuyla ilgili avukatların kendi tasarruflarıyla koyduğu bir bölümdür orası." diye konuştu.

Çelik, "milletin, kendi çağdaşı olan milletlere göre geç milletleşme sürecine girdiği" şeklindeki bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmediklerinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Sayın Bahçeli'nin de dediği gibi tarihi ve sosyolojik olarak büyük bir hatadır, ayrıca ahlaki olarak da büyük bir hatadır bu ifade. Biraz anlaşıldığı kadarıyla Batı'da üretilen 'ulus-devlet' teorilerinden etkilenerek 'kes-kopyala-yapıştır' şeklinde bir anlayışla bu buraya zerk edilmiş.

Sayın Milli Eğitim Bakanımız tarafından bir görüş oluşturuluyor, bu temyiz dilekçesine dönük olarak. O temyiz dilekçesindeki görüşte, şimdiye kadar sahiplendiğimiz millet tanımı, milli bilincimiz, kimliğimiz, varlığımızla ilgili son derece kapsamlı bir değerlendirme yapılıyor. Ve esasında temyiz dilekçesi içerisinde bunun verilmesi gerekirdi. Fakat Bakanımızın ve Bakanlığımızın oluşturduğu görüşe rağmen, oradaki avukatlar tarafından bu paragraf bu şekilde oraya ekleniyor. Kontrol etmesi gereken bürokratlar da hiçbir şekilde bunu kontrol etmiyorlar. Netice olarak bu avukatlarla ilişik kesilmiştir, bu bürokratlar da görevden alınmıştır."

"Tezleri anlatması için önemli ve verimli bir ortam olmuştur"

Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birinci Dünya Savaşı'nın sona erişinin 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla anma etkinliklerine katılmasının muhalefet tarafından eleştirilmesine yönelik soru üzerine ise Türkiye Cumhuriyeti olarak bu platformlarda bulunulmasının çok önemli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Paris'teki törenlere katılarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin tezlerini anlatma fırsatı bulduğunu belirten Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Cumhurbaşkanımızın temaslarında, yansıyan fotoğraflarda görüldüğü gibi Cumhurbaşkanımız ve Türkiye merkezi bir roldedir. Bunlar devletin çeşitli kademelerinde olgunlaştırılan görüşlerle bu katılımlar Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilmektedir. Bunlar uygun bulunduğu takdirde de bu katılımlar gerçekleşmektedir.

Dolayısıyla tarihimizin çok önemli bir dönüm noktası ve bu çerçevede bitimin 100'üncü yılının anıldığı Birinci Dünya Savaşıyla ilgili olarak, Türkiye'nin tezlerinin anlatılması, Türkiye Cumhuriyeti'nin orada temsil edilmesi, zatı devletlerinin orada beraber olduğu devlet ve hükümet başkanlarına bu tezleri anlatması için önemli ve verimli bir ortam olmuştur."

"Güvenlik meselesinde de Türkiye merkezi bir roldedir"

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Avrupa Ordusu" açıklamasının olduğu ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de buna destek verdiği belirtilerek, "ABD Başkanı Donald Trump'ın bu çıkışa eleştirileri söz konusu. Sizce 'Avrupa Ordusu' fikri, NATO'daki çatlağı derinleştirir mi?" sorusu üzerine Çelik, Avrupa Ordusu meselesinin bundan sonra çok tartışılacağını kaydetti.

Çelik, Avrupa Birliğinden (AB) yapılan açıklamaların, "Avrupa'nın korunması, daha çok koordinasyonun sağlanması, Avrupa içerisindeki devletlerin kapasitesinin belli bir koordinasyon çerçevesinde Avrupa savunması için seferber edilmesi" şeklinde olduğunu aktardı.

Bunun öteden beri konuşulduğunu ama AB liderlerince de "Bu kesinlikle NATO'ya alternatif bir oluşum değildir." şeklinde belirtildiğini anlatan Çelik, şunları kaydetti:

"İlk defa bir Amerikan Başkanı Avrupa entegrasyonuna karşı bir laf söyledi. Başkan Trump açıkça şunu söylüyor; 'Sizin güvenliğinizi biz sağlıyoruz ama siz bize yeterince ödeme yapmıyorsunuz' şeklinde görüşlerini net ve meydan okuyucu bir şekilde Avrupa liderlerine söylüyor. Ve ilginç bir şey oldu, o da şu; ilk defa Merkel, bu açıklamalar karşısında 'Geleneksel ittifaklara güvenemeyeceğimizi, Avrupa'nın kendi başının çaresine bakması gerektiğini düşünüyorum.' şeklinde bir ifade kullandı. Açık şekilde Transatlantik İttifakı'nda bir çatlağın ortaya çıktığını gösteriyor.

Bu, Macron tarafından bir şekilde gündeme getirildi. Başkan Putin başka bir yaklaşım getirdi. Çok şaşırtıcı şekilde Başkan Trump'tan sert tweet'ler geldi. Doğrudan Fransa'yı, Başkan Macron'u suçlayarak, Alman işgalini hatırlatarak, bir bakıma 'Sizi Alman işgalinden biz kurtardık. Siz bu orduyu Amerika'ya Çin'e ve Rusya'ya karşı kurmak istiyorsunuz' şeklinde bir yaklaşım ortaya koydu. Bu açık bir çatlak ve kırılmadır. Bunun nereye gideceğini hep beraber göreceğiz."

Çelik, "Şunu bizim iyi takip etmemiz gerekir; ister NATO ister Avrupa Ordusu olsun, her ne olursa olsun, Avrupa'nın güvenliği daim olmak üzere, Balkanların güvenliği, Orta Doğu ve Kafkas bölgesi birlikte düşünüldüğünde Avrupa'nın güvenliğinin, Türkiye olmadan sağlanması mümkün değil." dedi.

Türkiye'nin içinde yer almadığı bir güvenlik konseptinin hayata geçmesinin mümkün olmadığını belirten Çelik, "Bu çatlağı da takip ediyoruz ama bu bir kere daha gösteriyor ki pek çok meselede olduğu gibi güvenlik meselesinde de Türkiye merkezi bir roldedir." ifadesini kullandı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.