Bahçeli: "Referandum Türkiye İçin Savaş Sebebi Sayılmalı"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül’de yapmayı planladığı bağımsızlık referandumuyla ilgili, “Bu referandum Türkmenlerin, Türkiye’nin tamamen aleyhinedir. Bu referandum, Türkiye için gerekirse savaş sebebi sayılmalıdır” dedi.

Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Bir yandan iç siyasi tansiyonun sosyal bünyeyi felç edecek şekilde yükseldiğini, diğer yanda da uluslararası ilişkilerin gerilerek Türkiye’yi zora soktuğunu ifade eden Bahçeli, Türkiye’nin bölünmesi için el ovuşturan mihrakların faaliyet içinde olduğunu savundu.

Türkiye’nin sınırlarının hemen dibinde gayri meşru, uluslararası hukuka bütünüyle ters, egemenlik haklarına tamamen aykırı fiili bir durumun, zifiri bir düşmanlık eliyle yaratıldığını söyleyen Bahçeli, ABD’nin yüzlerce tır dolusu silahı gizli müttefiki PKK-YPG’ye Noel hediyesi verir gibi cömertçe verdiğini belirterek, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde tedavüle sürülen kirli pazarlıkların, kinli arayışların, kapalı devre kışkırtılan arzuların Türkiye odaklı olduğunu kaydetti.

İran Genelkurmay Başkanı, Rusya Genel Kurmay Başkanı ve ABD Savunma Bakanı’nın Türkiye temaslarına dikkat çeken MHP Lideri Bahçeli, IKBY’nin 25 Eylül’de yapmayı planladığı bağımsızlık referandumu kararına ilişkin, “Barzani’nin, Türkmen kentlerini kapsamına alan referandum hazırlığının sonuna kadar karşısında yer alınmalıdır. Bilinmelidir ki muhtemel bu referandum, Kürdistan provasıdır. Bu referandum Türkmenlerin, Türkiye’nin tamamen aleyhinedir. Bu referandum Türkiye için gerekirse savaş sebebi sayılmalıdır. Türk devleti sınır ötesinden silah çeken, bomba fırlatan, Türkiye’nin bölünme dinamiklerini harekete geçirmeyi aklından geçiren kim varsa haddini bildirmeli, kafasını koparmalıdır” dedi.

“Yok Mudur Helal Süt Emmiş Üç, Beş Babayiğit?”

Türkmenlerin hayat alanlarına göz diken, referandum yoluyla daha önce başlattıkları etnik tasfiyenin çıtasını yükseltmeyi amaçlayan Peşmerge yönetiminin, Türk milletinin sabrını daha fazla zorlamaktan vazgeçmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde gayri meşru ve düşmanca her hamlenin korkusuzca kesilmesi, sınırların tüm azami ve siyasi imkanlar kullanılarak emniyete alınması gerektiğini kaydetti. Var olmak için ateşe göğüs germek gerekiyorsa, milletin bunu seve seve yapacağını ifade eden MHP Lideri Bahçeli, şunları kaydetti:
“Nerede bir hain varsa, nerede bir terör örgütü nifak saçıp büyük milletimize ve çınarlaşmış Türk devletine kast etmeyi aklından geçiriyorsa, muhakkak surette imha edilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti, mesela Kandil’de, mesela Afrin’de, mesela Ayn El-Arap’ta terörün elebaşlarını arayıp bulacak, sonra da yakalayıp cezalandıracak kudretten mahrum mudur? Yılanın başı koparılınca vücudu kalacak mıdır? Kapsamlı harekat olsun veya olmasın, yok mudur helal süt emmiş üç beş babayiğit? Nerededir, vatan sana canım feda diyerek zehri zemzemle yıkayacak kahraman neslin ahfadı? Bulunamaz mı hainlerin lider kadrosunu yok edecek çevik ve çelikten iradeli vatan evlatları? Türk milleti bugünlere ya istiklal ya ölüm inanç ve iddiasıyla gelmiştir. Ya topluca ayağa kalkmalıyız, ya da yatağa bağlanarak mezarımızın bile bulunamayacağı ağrılı ve acılı ölüm anına razı olmalıyız. Ya şimdi vatan diyerek haykıracağız, ya da sonsuza kadar satanlardan, sinip kaçanlardan sayılacağız.”

Tarikat Uyarısı

FETÖ’nün, 15 Temmuz’da Türkiye’nin işgali, hemen ardından bölünmesi ve bölüşülmesi için silah ve bombaya sarılmış emperyalizmin yeni nesil cinayet mimarisi olduğunu belirten Bahçeli, FETÖ ile mücadelenin sonuna kadar sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. FETÖ’yle adalet ölçülerinde hesaplaşılmasının ve suçlu suçsuz ayrımına gidilmesinin önemine değinen Bahçeli, tarikat uyarısında bulunarak, şunları söyledi:
“Bu cemaat benim, bu tarikat benden, şu grup senden’ diyerek yine devletin hücrelerine kadar sızma girişimleri gelecekte daha büyük badirelere yol açacaktır. Devlet onun bunun yuvalanacağı, sızıp gizli gündemini icra edeceği bir yer ve yapı değildir. Devlet Türk milletinin siyasi teşkilatlanması, egemenliğinin güvencesi, payidarlığının müdafaacısıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti üzerinde hiç kimse spekülasyon yapamayacak, çetele tutamayacak, her şeyi kendinden veya partisinden ibaret göremeyecektir. Türkiye’nin varlığı, şu ya da bu partiye bağlı, ona veya buna bağımlı olmayıp 80 milyon millet evladının namus, onur, irade ve ülküleriyle pekişmiş, güvence ve garantiye alınmıştır.”

“MHP, Dış Politikada Hükümet ve Devletin Yanında”

FETÖ ve PKK konusundaki Almanya’nın tutumuna dikkat çeken Bahçeli, Adil Öksüz’ün Türkiye’den nasıl çıktığı, hangi yol ve vasıtalarla çıkarıldığı, kimlerle telefonlaştığının muamma olduğunu belirterek, Almanya hükümetinin, Öksüz’ün ülkesinde olup olmadığı konusunda net bir bilgi vermemesini eleştirdi. Öksüz’ün kaçırılmasında Adana’daki İncirlik Üssü’nün kullanıp kullanılmadığını soran Bahçeli, Almanya’nın firari sanıkları beklemeksizin Türkiye’ye iade etmesi gerektiğini söyledi.

Almanya Başbakanı Angele Merkel’e de tepki gösteren Bahçeli, “Alman yönetimine sesleniyorum, tehdit korkak ve basit insanların marifetidir. Teröristlerle düşüp kalkanlar, darbecilerle bir olup tezgah kuranlar biraz utanmaları varsa, biraz medeniyet mürekkebi yalamışlarsa girdikleri uçurumlarla dolu yoldan dönmenin çarelerini aramalıdırlar. Türk milleti Almanya’nın şamar oğlanı, kum torbası, stres topu, canı sıkılınca azarlayacağı tutsak ve aciz bir yığın, kuru bir kalabalık değildir. Herkes haddini bilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, önüne gelenin posta koyacağı, parmak sallayıp hizaya getireceği yeni yetme çadır devleti hiç değildir. Bu çerçevede MHP, dış politikada hükümet ve devletin yanındadır, Almanya’ya karşı izlenen politikaları doğru bulduğundan samimiyetle desteklemektedir” diye konuştu.

“Tutuklanmayla İlgili Polemikler Siyasi Havayı Kirletiyor”

Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklanacağı iddialarını da değerlendirirken, şöyle dedi:
“Bize göre anamuhalefet partisi liderinin tutuklanmasıyla ilgili polemikler demokrasi hayatımıza zarar vermekte, siyasi havayı kirletmektedir. Bilinçli, sistematik, defolu, kara bir kampanya tedavüldedir. CHP ise bundan siyasi çıkar sağlama hevesindedir. Türkiye’yi yabancı ülkelere şikayet eden Sayın Kılıçdaroğlu’nun ortada fol yok yumurta yokken, yalnızca Cumhurbaşkanının anlık bir beyanından anormal sonuçlar üretmesi, muhalefetin güçlenmesini kelepçeye bağlaması bize göre traji komiktir. Kanunlar önünde herkes eşittir.Mevki ve makamı ne kadar yüksek olursa olsun, bir suça karışmış veya taammüden suç işlemiş birisi varsa elbette her sade Türk vatandaşı gibi hukuki sorumluluğu doğacak ve hakim önüne çıkacaktır. CHP lideriyle ilgili sıcak tartışma ortamının kasten dolaşımda tutulduğunu, bunun iç ve dış ayakları olduğunu açıkça görmek lazımdır” ifadelerini kullandı