Bakan Bozdağ: “ABD’ye Gidip Birinci Elden Takip Edebilirim”

Özel bir televizyon kanalına katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fetullah Gülen’in ABD’den iadesine ilişkin, “Hem Bakanlıktan uzman gönderebiliriz, hem de bizzat Adalet Bakanı olarak ben de ABD’ye gidip bu konuyu birinci elden takip edebilirim” dedi.
 
Çok sesliliğin darbenin başarıya ulaşmamasındaki etkisine değinen Bozdağ, OHAL’de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hazırlıklarının bitmek üzere olduğunu, tek KHK ile konunun üzerine gidip çözüme kavuşturma gibi bir düşüncelerinin olduğunu, yetmemesi durumunda başka kararnamelerinde gelebileceğini belirtti.
 
Mümkün olduğu kadar az kararname çıkarmak istediklerini ifade eden Bozdağ, “KHK yetkisi aldık, çünkü şu anda Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehlike ve tehdit tam anlamıyla izale edilmiş değil. Bir deprem olduğunda nasıl onunun artçıları olabiliyorsa, darbe teşebbüslerin de artçıları olabiliyor” ifade etti.
 
Bozdağ dün akşam haraketlilik olduğuna ilişkin iddiaların anımsatılması üzerine, darbelerin her zaman artçılarının olabileceğin söyledi. Darbe teşebbüsüne kalkışanların gözlerinin döndüğünü ve akli melekelerini kaybederek sağlıklı düşünemediklerini ifade Bakan Bozdağ, darbe teşebbüsünün başarısızlıkla sonuçlandığını ancak bundan sonra ‘bir darbe ihtimali yoktur’ diye tedbir almamalarının yanlış olacağını kaydetti.
 
KHK’nın bundan sonraki süreçlerde Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarının demokrasi ve hukuk düşmanlarının Türkiye’de yeniden bir tehlike ve tehdit oluşturmamaları için alınacak tedbirleri içerdiğinin altını çizen Bozdağ, OHAL’in millete karşı değil, devlete karşı ilan edildiğini, etkin ve hızlı bir biçimde kararnamelerle adım atılacağını belirtti.
 
Gülen’in İadesiyle İlgili Deliller İstendi
 
Gözaltı kararı olanların bir kısmının kaçtığının söylendiğini belirten Bakan Bozdağ, aramaların devam ettiğini kaydetti. Bozdağ, Gülen’in iadesine “ABD’ye, Gülen ile ilgili 4 iade dosyasını hem elektronik ortam da hem de Dışişleri Bakanlığı ile dosyaların aslını gönderdik. Ayrıca acil tutuklama talebi istedik. ABD adli mercileri de dayanışma içinde olacaklarını ilettiler” dedi.
 
“Onlar bizden bir takım belgeler istediler, biz onları gönderdik ama henüz posta yolu ile kendilerine ulaşmadığı için elektronik ortamda bazılarını iletilecek. Karşılıklı konuşarak bu konuyu değerlendirme düşüncelerini de ifade ettiler, biz de bunu değerlendiriyoruz” diyen Bakan, sözlerine  “Hem Bakanlıktan uzman gönderebiliriz, hem de bizzat Adalet Bakanı olarak ben de ABD’ye gidip bu konuyu birinci elden takip edebilirim” diyerek devam etti.
 
15 Temmuz ile ilgili hazırlıkların devam ettiğini, ifadelerin henüz tamamlanmadığını belirten Bozdağ, “Elimizde olan delillere baktığımızda ifadeler var ama bunların içinde E-postalar, kamera kayıtları, yazılar, belgeler var. Çok ciddi sayıda delil elde edildi, onların incelenmesi fırsatı bulunamadı. Gözaltı süresi nedeniyle büyük bir yoğunluk yaşanıyor” dedi.
 
Delillerin tamamının değerlendirilmesinin zaman alacağının altını çizen Bakan Bozdağ şu ifadeleri kullandı:
 
 “Bununla ilgili acil tutuklama talebimizi de dosya belli aşamaya gelince ileteceğiz. Acil tutuklamayı 60 gün yapabiliyorlar. Biz 60 gün içinde dosyayı oraya iletemezseniz 60. Gün serbest bırakıyorlar. İlk ifadeler bittikten sonra savcılar bunu değerlendirecek, bakanlığa taleplerini iletir iletmez biz bunu ABD yetkililerine ileteceğiz. ABD Gülen'in iadesi konusunda bugün farklı bir noktada olduklarını düşünüyorum. ABD yetkililerinin, olumlu açıklamaları bunu gösteriyor. Şimdiye kadar bizimle irtibata geçmediler ilk defa böyle bir telefon irtibatı kuruldu ve bir olumlu seyir görüyoruz. ABD de bu girişimin Gülen'in talimatıyla yapıldığı konusunda bir endişesinin olduğunu bildiğine inanıyorum.”
 
Gözaltı Süresi 8 Gün Olacak
 
Gözaltı süreleri hakkında da bilgi veren Bakan Bozdağ, bireysel suçlarda 24 saat, toplu suçlarda 48 olduğunu, bunun da 4 güne kadar uzatılabileceğini anımsatarak, “OHAL ilan edildiğinde, bu gözaltı süresinin dışına çıkılabilme imkanı söz konusudur. Bu kararnamede terör suçları ve toplu suçlarla ilgili bir uzatma imkanı getirilmektedir” dedi.
 
Bozdağ, “Bunun mevcuttan daha fazla olacağı kesin. İlk etapta 7-8 gün uygulanıp daha sonra bunun gerektiğinde uzatılması yeklinde bir düşüncemiz var. Gerekirse uzatmanın da bir sınırı olacak. Belli bir rakam koyacağız, ondan daha fazla olamayacak”  ifadelerini kullandı.
 
Kamu personel rejimindeki memurların devletle ilişkinin kesilmesine yönelik soruları da yanıtlayan Bozdağ, FETÖ’nün ülke için büyük bir tehdit ve tehlike oluşturduğunu ve oluşturacağını kendilerine birçok kimsenin anlatmaya çalıştığını, bunun farkına vardıktan sonra kendilerinin de başkalarına var olan devlet bilgileri anlattıklarını ifade etti.
 
Birlikte hareket etmenin önemine dikkat çektiklerini ancak bunu ifade edilmesinde yeterli olamadıklarını kaydeden Bozdağ,  “Gizli bir örgüt. Düşünün Sayın Cumhurbaşkanımız geçmişi bırakalım 17 Aralıktan sonra paralel devlet yapılanması konusunda öylesine bir teyakkuz durumuna geçti ama buna rağmen başyaveri burada. Genelkurmay Başkanın özel kalem müdürü emir subayı, korumaları… Kendisi haricinde herkes kuşatma altında” ifadelerini kullandı.
 
Bozdağ sözlerini şöyle sürürdü:
 
“MİT Müsteşarının kendisine yapılan operasyon ancak tebligat kendisine gelince haberi oluyor, çok gizli yöntemlerle çalışan, çok rahat sızan ve güven kazanan sonra da kendisine talimat veren… Haşhaşi diyoruz ya, esasında haşhaşilere rahmet okutacak derecede farklı bir yapı var. Herkese karşı tahkiye yapıyorlar. Hatta Allaha karşı bile tahkiye yapabileceğini düşünecek kadar bir yapı. Böylesi bir yapı ile mücadele etmek son derece önemli ve çor bir iş. TSK içinde Fetullah Silahlı Kuvvetleri oluşmuş, yargının içinde Fetullah yargısı, üniversitelerinin içinde FETÖ’nün üniversitesi oluşmuş durumda. Her alanda ilden ilçeye, köye gidene kadar örgütlenmiş her ülkede büyükelçiliklerde örgütlenmiş devasa bir yapı var. Bu yapı karşısında tedbirler alınması ve bu tedbirler için anlayış beklenmesi doğaldır. Öyle bir yapı var ki, babayı evlada, evladı babaya, kardeşi kardeşe silah çekecek, gözü kırpmadan onu alıp bir kenara itecek kadar bir gözü dönmüşlüğe götürmüş ve bunu yaparken de cennete gideceğine inanıyor. ”
 
 Yargı, Kuru İle Yaşı Ayırmak İçin Oradadır
 
Yapılan operasyonlarda kurunun yanında yaşın da yanma endişesinin olabileceğine dikkat çeken Bakan Bozdağ, bu endişeyi izale edecek yerin yargı olduğunu kaydetti. Bozdağ, “Yargı esasında suçlu ile suçsuzu ayırmak, kuru ile yaşı ayırmak, hak edene hakkını vermek için oradadır. İhbarlar olabilir, ifadeler alınabilir, tutuklamalar olabilir ama bu henüz başlamış bir süreçtir” dedi.
 
Deliller toplandıktan sonra değerlendirmelerinin tarafından yapılacağını ve savcıların iddianame düzenleyeceklerini belirten Bozdağ, “O iddianame sırasında kişilere isnat edilen her şey değerlendirilecek ve karar verilecektir. Yargılama sırasında mahkeme heyeti bütün delilleri ve savunmaları değerlendirdikten sonra orası bir karar verecektir. Bu karar verme sıralarında bu ayıklamaları yapacaklardır, suçlu ile suçsuzu ayıracaklardır. Yargımızın bunu ayırt edeceğine yürekten inanıyorum. Yargıya güvenmemiz lazım. Yargının, masum olanların suçlu gibi caz almaması için elinden titizliği göstereceğine, suçlu ile suçsuzu ayıracağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
 
  Bu Kadar Gizlenmiş Yapıyı Hepimiz Görememiş Olabiliriz
 
Bozdağ, askeri okulların MEB’e bağlanmasına yönelik değerlendirmelerin anımsatılması üzerine, çalışmaların ilgili bakanlıklar tarafından titizlikle yürütüldüğünü, değerlendirmeler devam ederken kendisinin yorum yapmasının yanlış olacağını kaydetti. Askeri yargı sivilleştirilmesine ilişkin yorumları de değerlendiren Bozdağ, muhalefet partilerin de askeri yargının kaldırılması konusunun kendileri ile hemfikir olduğunu, bu konuda siyasi partilerle uzlaşmanın kolay olacağını kaydetti. Yargıda iki yargı uygulamasına son verilmesi gerektiğini ifade eden Bozdağ, Adalet Bakanlığı’nda da açığa almanın olduğunun belirtti.
 
Hakimlerin ve mahkemelerin bağımsızlığına dikkat çeken Bozdağ, 18. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi İlhan Karagöz’ün mahkeme kararıyla Gülen'i 'Mehdi' ilan edildiğini anımsattı.  Türkiye’nin uzun süredir yargı içindeki Fetullah Gülen’e tabi hakim ve savcıların bir zulüm kılıcına dönüşmesinin olumsuzlukları yaşadığını anlatan Bozdağ, “Bu kadar gizlenmiş yapıyı hepimiz görememiş olabiliriz. Ortaya çıktıktan sonra ‘ben dün böyle dedim sen böyle dedin’ diye, A diyenler ile B diyenler yer değiştirirse, biz o zaman biz bu tehlike ile baş edemeyiz. Tehlike tehlikedir, tehdit tehdittir. Yargının içerisindeki bu yapıya dönük hareket Türk yargısını bağımsızlaştırma hareketidir. Yargıya olan güven en aşağı düzeylere çeken FETÖ’nün yargı içindeki temsilcilerinin yargıyı kullanarak Gülen’in talimatları doğrultusunda karar vermesidir. Nasıl askerler kişiler darbe yaparak bütün dünyaya Türk ordusunu, Türk milletini, devletini rezil rüsva ettilerse onlar da yargı içerisinde yetkilerini onunu talimatı doğrultusunda kullanarak yargıya olan güveni yok etmişlerdir” ifadelerini kullandı.
 
İdam Konusunda Bir Değerlendirme Yapılacak
 
İdam taleplerini de değerlendiren Bozdağ, halkın bu konuda bir talebi olduğunu anımsatarak, bu konuda bir değerlendirmenin yapılacağını, ancak nasıl bir adım atılacağı konusunun bu değerlendirmeden sonra ortaya çıkacağını kaydetti. AB’nin idam cezası konusunda Türkiye’ye söyleyebileceği fazla bir sözünün bulunmadığını belirten Bozdağ, idam cezasının hukuktan çıkarıldıktan sonra geri getirilmesini engellenmesi için Anayasa ile yasaklandığını, AB ile ilgili her sözün yerine getirildiğini ancak Türkiye’nin birliğe girişinin engellenmesinde gerekçe bulunmasında zorlanılmadığını, bu noktada devletin ve milletin güvenliğine bakılacağını kaydetti. 
 
PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın bulunduğu İmralı Cezaevine yönelik bir saldırı yapılacağı iddialarının anımsatılması üzerine Bozdağ, hükümetin İmralı'da gerekli tedbirleri aldığını, Öcalan'ın güvenlik ve sağlık sorunu bulunmadığını ifade etti.
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.