Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş : Ankara Saldırganı İçin ‘İsmi Başka Bir Şey Olabilir" Dedi

64. Hükümet’in, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ilk kez gerçekleştirdiği Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş toplantının detaylarına dair açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Ankara’daki bombalı saldırıyı gerçekleştiren failin kimliğinin belirlenmesi işleminin savcılığın görev alanı içerisinde olduğunu belirterek, “İsmi başka bir şey olabilir. İsminin başka bir isim olması meselenin gerçeğiniz değiştirmez. Kendisini ibraz ettiği kimlikle bu şekilde Türkiye’de kayıt altına alınmış ve bu kimliğe bağlı olan kişinin işbirliği içerisinde olduğu bir zincir içerisinde de eylem PYD-PKK bağlantılı olarak ortaya konuşmuştur” dedi.

-“TEHDİTLERİN BERTARAF EDİLMESİNE İLİŞKİN HAZIRLIKLAR”-

Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, “İç ve dış güvenlik konularında” şunları söyledi:

“İçişleri Bakanlığımız MİT Müsteşarlığı’mız Genelkurmay Başkanlığı’mız ve Dışişleri Bakanlığımız konularla ilgi sunumlar yaptılar. Kararlılık içerisinde terörle mücadelenin sürdürülmesi, terörle mücadele sürdürülürken Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı’ndan da hiç taviz verilmeden bu süreçte yapılması gereken bütün restorasyon çalışmalarının da yapılması bir kere daha müzakere edildi. Terörün sınır ötesi kaynakları ve bu kaynakların Türkiye’ye karşı oluşturduğu tehditler üzerinde duruldu. Bu tehditlerin bertaraf edilmesine ilişkin hazırlıklar, bunlarla ilgili olarak da Türkiye’nin konuyu teferruatlı olarak ele geçirmesi zarureti ortaya konuldu.”

-YASADIŞI GÖÇ-

Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısında, “Türkiye’nin yasadışı göç bakımından da sadece bir üzerinden geçilen ülke olmanın ötesinde, Türkiye’nin ekonomik gelişmesi de göz önüne alındığında bir hedef ülke haline geldiği, onun için de Türkiye’nin yasadışı göçle de bütün imkanlarıyla mücadele etmesinin önemli bir güvenlik meselesi olduğunun da altı çizildi” dedi.

-“ENERJİ KAYNAKLARI BAKIMINDAN İKİ YAKIN KOMŞUMUZA BAĞLIYIZ”-

AK Partili Kurtulmuş, Türkiye’nin enerji talebinin arttığını belirterek şu ifadeler kullandı:

“Bölgemizdeki siyasi ve sosyal gelişmeler dolayısıyla da Türkiye’nin enerji bakımından kendisine yeterli hale gelmesi fevkalade önemli bir güvenlik meselesi haline geliyor. Bu çerçevede yenilebilir enerji kapasitesinin artırılması, doğalgazda tedarik esnekliğinin artırılması, bildiğiniz gibi doğalgaz da Türkiye’nin dışa bağımlılığı yaklaşık yüzde 55 Rusya yüzde 16 İran’dır. Yani yüzde 71 enerji kaynakları bakımından iki yakın komşumuza bağlıyız. Bu çerçevede bu tedarik esnekliğinin sağlanması, doğalgaz depolama çalışmaları gibi çalışmaların sürdürülmesi, ayrıca Türkiye’nin kömür üretiminin artırılması ve milli rezervlerin kullanılması özellikle termik santrallara tedarik bakımından da önemli bir kaynak olarak görülüyor. Mevcut enerji yatırımlarının kısa bir sürede tamamlanması gibi alanlarda çok geniş Türkiye’nin yapması gerekenler Enerji Bakanı’mız tarafından Bakanlar Kurulu’muzla paylaşıldı.”

-“EKONOMİK REFORMLAR ÜÇ AYAK ÜZERİNE OTURACAK”-

Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, ekonomi alanında ise şu açıklamaları yaptı:

“Türkiye’nin 2002 yılından bu yana yaşamız olduğu ekonomik gelişme sürecinde Türkiye ekonomisinin yapısal olarak son derece sağlam alanları olduğu gibi özellikle Türk lirasının değer kaybı, risk biriminin artması gibi bütün gelişmekte olan ülkelerde görülen benzer meselelerin Türkiye’de de olduğu, tasarruflarımızdaki azalma ve tasarrufların artırılmasının şart olduğu, iş gücünün niteliğinin artırılması ve ihracat pazarlarımızın tekrar genişletilmesi gibi alanlarda da neler yapılması gerektiği konusunda uzun müzakereler yapıldı. Bundan sonraki ekonomik reformlar üç ayak üzerine oturacak. Birisi bu makro reformlar, bir diğeri mikro reformlar. Mikro alanda da 25 sektörel dönüşlüm programından taviz vermeden uygulamalar devam edecektir. Üçüncü ayak ise Avrupa Birliği Uyum Reformları çerçevesinde Türkiye’nin bu süreci sürdürmesidir.”

-DIŞ POLİTİKA-

Dış ilişkiler bakımından son derece hızlı, son derece devingen bir süreçten geçiyoruz” diyen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu’nun dış politika hakkındaki çalışmalarını şöyle özetledi:

“Türkiye çok farklı alanlarda farklı dış politik sorunlarla karşı karşıya. Ayrıca sadece Türkiye değil bölgemiz ve küresel ölçekte dünyanın da sürekli dış politikada yeni sorunlarla yeni gelişmelerle karşı karşıya kaldığı ortadadır. Bu çerçevede Türkiye’nin AB ilişkileri dış politikadaki önemli gelişme alanlarımızdan birisidir. Özellikle AB ile göç sorununa karşı ortak eylem planı içerisinde hareket etmemiz, bundan sonraki süreçte de bu iş birliğinin artırılarak devamı önemlidir. Bunun için Türkiye’nin vize serbestisi anlaşmasını ümit ediyoruz ki Ekim ayında 2016’nın Ekim ayında bunu nihayetlendireceğiz. Ayrıca Haziran 2016’da da Geri Kabul Anlaşması’nın 3. Ülkelere uygulanması konusunda da gerekli adımlar atılacaktır. Türkiye’nin ABD ile olan ilişkilerindeki gelişmeler, Suriye politikasındaki birtakım görüşlerimizdeki farklılıklar ayrıca Ortadoğu ve körfez ülkeleri ile olan ilişkilerimizdeki son gelişmeler Suriye ve Irak’taki siyasal gelişmeler, Kıbrıs’taki gelişmeler ve Filistin’deki gelişmeler de bu Dışişleri sunumunda ele alınan önemli konular oldu.”

Açıklamalarının bitmesinin ardından, AK Partili Kurtulmuş gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

-“DNA TESTLERİ YAPILDI SAVCILIK BUNUNLA İLGİLİ RESMİ AÇIKLAMAYI YAPACAKTIR”-

Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Ankara patlamasını gerçekleştiren kişinin kimliği ile alakalı çelişkili bilgilerin olduğunun hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

“Biz hükümet adına resmi açıklamayı yaparken, elimizdeki net bilgilerle hareket ederiz. Dolayısıyla her söylediğimiz, her açıklamamızın, her söylediğimiz sözün kamuoyunu bilgilendirmek bakımından bir sorumluluk olduğu bilinciyle hareket ederiz. Olayın ilk gerçekleştiği anda kendi ortaya koyduğu, ibraz ettiği kimlik bakımından biliyorsunuz bir parmak ve bir el bulundu patlama yerinde. Buradaki parmak izlerinden şahsın kimlik bilgileri o şekilde tespit edildi. Yani Mardin’den 2014 yılı yaz ayında girdiği, daha evvel PYD bölgesinden Türkiye’ye giriş yaptığı, PYD bölgesinde bulunduğu ve oradan geldiği çok açık, çok net olan bir durumla karşı karşıyayız. Bizim elimizdeki bilgi buydu olay anında ve olay sonrasındaki araştırmalar sırasında.

Bu kişinin aslına isminin başka bir isim olup olmadığı şuanda devam etmekte olan tahkikat çerçevesinde mahkemenin, daha doğrusu tahkikatı yapan savcılığın görev alanı içerisindedir. Savcılığa bu, bizim de bilgilerimiz kimlik bilgilerinin teyit edilmesi bakımından DNA testleri yapıldı savcılık bununla ilgili resmi açıklamayı yapacaktır. Ama sonuçta net olan şey şudur bu bombayı patlatan kişi PYD bölgesinden girmiştir. Bu arabanın temin edilmesi, İzmir’den kiralanması arkasından İstanbul’a götürülmesi oradan Diyarbakır kırsalına götürülmesi oradan, Diyarbakır kırsalından bu arabanın tekrar Ankara’ya getirilerek burada bu bombayı patlatan kişiye teslim edilmesi, bütün bunlar ondan sonraki soruşturma safhasında açıkça ortaya konulmuştur. Yaklaşık 20’nin üzerinde kişi gözaltına alınmıştır. Bunların içerisinden bir kısmı da tutuklanmıştır. Dolayısıyla emniyet bakımından olayın işleyişi, serüveni aradaki ilişkiler itibariyle Sayın İçişleri Bakanı’mızın da açıkladığı gibi aşağı yukarı olayın bütün yönleriyle safahatı ortadadır.”

-“BU KİŞİ PYD BÖLGESİNDEN TÜRKİYE’YE GİRİŞ YAPMIŞ”-

Kurtulmuş, Ankara’daki saldırıya ilişkin sözlerine şöyle devam etti:

“Ancak ölen canlı bombanın gerçek kimliğiyse o da yapılan DNA testlerinden sonra netleşir netleşmez bunu da kamuoyuyla paylaşırız. Soruşturma savcılık tarafından devam ettiriliyor. İsmi başka bir şey olabilir. İsminin başka bir isim olması meselenin gerçeğiniz değiştirmez. Bu kişi PYD bölgesinden Türkiye’ye giriş yapmış, kendisini ibraz ettiği kimlikle bu şekilde Türkiye’de kayıt altına alınmış ve bu kimliğe bağlı olan kişinin işbirliği içerisinde olduğu bir zincir içerisinde de eylem PYD-PKK bağlantılı olarak ortaya konuşmuştur. Eğer böylesine bir saptırma da söz konusuysa bu eylemin bir kere daha ne kadar art niyetli olduğunu ortaya koyar. Ne kadar hesaplı kitaplı olduğunu ortaya koyar. Dolayısıyla bizim bu konuda resmi bilgileri netleştikçe ortaya koymak gibi bir sorumluluğumuz var.”

-“ARTVİNLİ HEMŞERİLERİMİZ RAHAT OLSUNLAR”-

AK Partili Kurtulmuş, Cerattepe’nin Bakanlar Kurulu’nda gündeme gelip gelmediğini şu ifadelerle aktardı:

“Bu toplantıda gündeme gelmedi ama konuyu yakinen takip ediyoruz. Artvinli hemşerilerimiz de rahat olsunlar biz hükümet olarak çevreye karşı en ufak bir zarar verilmemesi için her türlü tedbiri alırız. Bu çerçevede de ÇED raporlarında da bildiğim kadarıyla buradaki maden ocağının kapalı bir ocak olarak faaliyette bulunması için izin verilmiştir. Yani çevreye zarar vermeyecek bir şekilde bu faaliyetleri yapması için izin verilmiştir.”

-“RUSYA’NIN SİVİL, MASUM İNSANLARI ÖLDÜRMEMESİNİ TEMENNİ EDİYORUZ”-  

Kurtulmuş, Suriye’de ateşkesin 27 Şubat’ta sağlanacağı yönündeki soruya şu cevabı verdi:

“Öncelikle ateşkesin sağlanacak olmasını olumlu karşıladığımızı ifade ederim. Önceki ateşkeslere benzemez ümit ederiz ki uygulanma kabiliyeti olan bir ateşkes olur. bu anlaşmaya göre 6 aylık bir müzakere süresi öngörülmektedir. Bu 6 aylık süre içerisinde bir tarafta rejim oturacak, diğer tarafta muhalif güçler oturacaktır. Ondan sonraki 18 ayda da geçici hükümet kurularak bu geçici hükümetle ülkenin seçime götürülmesi ve demokratik süreçlerin uygulanması öngörülmektedir. Ümit ederiz ki bu süreçler doğru bir şekilde işler. Bizim buradaki hassasiyetimiz şudur; burada ateşkes üzerinde DEAŞ ve benzeri bazı örgütler dışarıda bırakılacak. Bundan sonra ABD ve Rusya başta olmak üzere uluslararası camia Suriye’deki ana düşman olarak, DAEŞ’i öngörecek. Ümit ederiz ki Rusya’nın ‘DAEŞ’e karşı mücadele ediyoruz anlayışı içerisinde’, o görüntü içerisinde bundan sonraki bu 6 aylık müzakere sürecinde de uçaklarını kaldırıp oradaki sivil, masum insanları da öldürmemesini temenni ediyoruz.”

-“TÜRKİYE GEREKLİ TEDBİRİ ALABİLECEK GÜCE SAHİPTİR”-

Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, angajman kurallarının değiştirilmesinin söz konusu olup olmadığına dair soruyu şöyle yanıtladı:

“Angajman kuralları bugünkü toplantıda gündeme gelmedi. Ancak şunu bir kere daha ifade etmek isterim. Türkiye sınırlarının dışından, Türkiye’nin ulusal egemenliğine kast eden her türlü saldırıya karşı gerekli tedbiri alabilecek güce sahiptir. Bununla ilgili gerekli adımları atabilecek imkanlara da sahiptir.”