Öne Çıkanlar Kuşadası Belediyesi deprem kuşadası çukurova belediyesi recep tayyip erdoğan HAVA HAREKATI erdoğan başbakan binali yıldırım Hakkari kızılay atatürk yapı kredi

Başbakan Yıldırım: Faile İlişkin Bir İpucu Bulunmuş Değil

Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Gaziantep’teki bombalı saldırıya değinen Yıldırım, “Bir kez daha terörü, teröristleri ve terörizmi lanetliyorum. Bu terör saldırısında 29 tane çocuk, neyin ne olduğunu bilmeyen, daha hayatının baharına bile gelmemiş çocukları, çocukları kullanarak katleden o alçak terör örgütlerini en ağır kelimelerle lanetliyoruz” şeklinde konuştu.

Başbakan “Mısır’dan yapılan sağduyulu açıklamalar güzel. Bunun devamını getirmek lazım. Mısır ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu ölçü bellidir. Mısır halkın iradesini göz ardı etmemelidir. Halkın iradesiyle iş başına gelecek yönetimi mutlaka sağlaması gerekir. Bir darbe olmuştur, darbe sonrası yönetim el değiştirmiştir. Aynı şeyi Türkiye’de denediler başaramadılar, Mısır’da başardılar. Türkiye’de başarılamaması bazı dostlarımızı aşkınlığa uğratsa bile bir kez daha onlar Türk milletinin nasıl bir millet olduğunu görmüş oldu” dedi.

Başbakan Yıldırım, “Son zamanlarda İsrail’in Gazze bölgesine karşı giriştiği hava saldırısının da asla sivillere yönelik bu saldırıların onaylanmadığını açık bir dille ifade etmek isteriz. Bizim İsrail ile ilişkilerimizin normalleştirilmesi, Filistinlilerin haklı davalarına karşı duruşumuzu, onlarla birlikte hareket etmemizi asla engellemez, durdurmaz” dedi.

Başbakan  Yıldırım, Gaziantep’teki terör saldırısı hakkında “Çok şiddetli bir patlama henüz faile ilişkin bir ipucu bulunmuş değil. Bu sadece bir tahmin. Görgü tanıklarının anlattıklarından ortaya çıkan bir tahmindir. Yoksa saldırıyı kimin yaptığı, hangi örgüt adına yapıldığı konusunda da erken kanaatler maalesef doğru değildir” açıklamasında bulundu.

Başbakan Yıldırım, bugün Çankaya Köşkü’nde, CHP Genle Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya geldiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

“7 Ağustos’ta Yenikapı’da yaşanan ve Türkiye’ye yeni kapılar açan o birlik, beraberlik, uzlaşma ruhunu devam ettirmek, ülkemizin terörle mücadelesinde, ülkemizin iç ve dış sorunları kolayca aşmasında temel konularımızda beraber hareket etmek her bakımdan milletimize ve ülkemize büyük bir katkı sağlıyor. Bu sabahki toplantıda da Sayın Genel Başkanlara, ülkemizin başını ağrıtan birkaç temel konuda bilgi verme fırsatı bulduk.

“SURİYE KONUSUNDA FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNMA FIRSATIMIZ OLDU”

Türkiye, Suriye ve Irak’ta uzun süreden beri devam eden istikrarsızlık nedeniyle büyük bir zorlukla karşı karşıya. Toplam Suriye ve Irak’la 1250 kilometrenin üzerinde ortak sınırımız var. Bu sınır boyunca hem teröre destek anlamında hem de buradaki istikrarsızlığın Türkiye’ye taşınma riski anlamında yaşanan gelişmeler var. Bunlarla ilgili düşüncelerimizi ve bundan sonraki hareket tarzımızı da paylaşma fırsatı bulduk. Özellikle Suriye konusunda bundan sonraki süreç için neler yaşanabileceği konusunda da fikir alışverişlinde bulunma fırsatımız oldu.”

“SURİYE’DE AKAN KANIN DURDURULMASI ESASTIR”

Suriye’de huzurun ve istikrarın tekrar sağlanmasının, bölge için yapılacak “en öncelikli” işler arasında yer aldığını vurgulayan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Burada taraflar var. Taraflar kim? Rejim. Diğer taraf kim? Suriye muhalifleri. Bir de terör grupları var. DEAŞ, PYD, YPG gibi. Diğer taraftan da kim var? Koalisyon güçleri var ve rejimin davet ettiği Rusya var. Dolayısıyla bütün bu tarafların, -İran’ı da Suudi Arabistan’ı da buna dahil edebiliriz- aklı selim ile bir araya gelip Suriye’de akan kanın durdurulması ve tekrar bütün Suriyelilerin temsil edeceği, bir yönetişim şeklinin oluşturulması esastır. Bizim önemle üzerinde durduğumuz konu çok nettir. Suriye’nin bölünmemesi. Herhangi bir etnik gruba avantaj sağlayacak yeni bir yapılaşmaya izin verilmemesi.

“SURİYE’DE YENİ BİR SAYFANIN AÇILMASI HAYATİ ÖNEME SAHİP”

Türkiye’nin güneyinde bir Kürt oluşumu meydana getirmek, başka bölgelerde de başka oluşumlar meydana gelmesine zemin hazırlamak. Bu asla Türkiye olarak bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. esasen Suriyelilerin de kabul edebileceği bir şey değildir. Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı ve etnik temele dayalı olmayan bütün grupların içinde yer aldığı kucaklayıcı bir yönetimin oluşturulması ve böylece husumetlerin ortadan kaldırılması. Komşu ülke olarak Türkiye, yine yakından ilgili İran başta olmak üzere Rusya, Amerika, hatta bazı körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan’ın da rol alacağı bir modelle artık daha fazla zaman kaybetmeden Suriye’de yeni bir sayfanın açılması hayati öneme sahip. Bunun üzerinde en son en güncel bilgileri, yapılan çalışmaları ifade ettik.

“MUSUL’UN KURTARILMASINA YÖNELİK FAALİYETLERİ İZLİYORUZ”

DEAŞ’IN Irak’ta faaliyetlerinin sonlandırılması ve Musul’un kurtarılmasına yönelik faaliyetleri çalışmaları izliyoruz ve bunları tasvip ediyoruz. Bu alanda Irak’ta da yine taraflarla yakın işbirliği içerisinde daha istikrarlı ve merkezi yönetimin bütün ülkede söz sahibi olacağı bir durumun sağlanması için Türkiye olarak gereken katkıyı vermeye devam edeceğiz.”

“KAYBEDİLEN ZAMAN KAZANILMAYA ÇALIŞILIYOR”

Türkiye’nin, Rusya ve İsrail’le ile ilişkilerinin normalleştiğinin altını çizen Başbakan Yıldırım, “Her alanda ilişkilerin daha da geliştirilmesi memnuniyet verici. Burada süratle kaybedilen zaman kazanılmaya çalışılıyor. Ancak son zamanlarda İsrail’in Gazze bölgesine karşı giriştiği hava saldırısının da asla sivillere yönelik bu saldırıların onaylanmadığını açık bir dille ifade etmek isteriz. Bizim İsrail ile ilişkilerimizin normalleştirilmesi, Filistinlilerin haklı davalarına karşı duruşumuzu, onlarla birlikte hareket etmemizi asla engellemez, durdurmaz” açıklamasında bulundu.

“DOĞU VE GÜNEYDOĞU’YA YÖNELİK YATIRIM DESTEK PROJELERİNİ NİHAYET TAMAMLADIK”

Bakanlar Kurulu’nda çok önemli bir konunun ele alındığını vurgulayan Yıldırım, “Çukur siyasetinin başladığı, şehir ve ilçeleri işgal girişiminden sonra başarıyla burada güvenlik güçlerimizin yaptığı operasyonlarla beraber bölgenin imar edilmesi, yeniden burada hayatın normalleşmesi, bölgeye olan yatırımların, projelerin hızlı bir şekilde gelmesi anlamında uzun bir zamandan beri devam eden Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik yatırım, teşvik ve destek projelerini nihayet tamamladık. Bunlarla ilgili detaylı açıklamayı esasen bugün yapmayacağız. Bölge illerinde peyderpey önümüzdeki günlerde bizzat giderek oradaki gençlerimizle, kadınlarımızla, vatandaşlarımızla beraber olup, bu açıklamaları orada yapacağız” diye konuştu.

“İŞSİZLİK ORANINI DÜŞÜRMEYE YÖNELİK CİDDİ TEDBİRLER VAR”

Başbakan Yıldırım, teşvik ve destekler konusunda şunları kaydetti:

“Operasyonlar sırasında özellikle Güneydoğu’daki iller başta olmaz üzere, Yüksekova’dır, Hakkari’dir, Şırnak’tır, Cizre’dir, İdil’dir, Silopi’dir, Nusaybin’dir, Mardin’dir, Derik’tir, Dargeçit’tir vesaire. Buralar ağırlıklı olmak üzere terörle mücadelenin devam ettiği iller ve onun o illerden doğrudan değil ama dolaylı etkilenen iller de var. Yirminin üzerinde il. Bunlara yönelik genel teşvikler, destekler dışında buralardaki yatırım açığını kapatmak ve buralardaki işsizlik oranını düşürmeye yönelik ciddi tedbirler var. Hangi alanda var? Tarım, ulaştırma-altyapı, enerji, sağlık, turizm, eğitim alanında var.

Ayrıca teşvikler var. Teşviklerde de buraya yapılan yatırımların semeresinin görülmesi için burada mesela fabrika yapılıp verilecek. Buralarda üretim yapılması için ve burada iş-aş sağlanması için onların bir pazarlama, ürettikleri ürünlerin satışına, değerlendirilmesine imkan veren devletin de özellikle katkı sağlayacağı bir teşvik mekanizması da hayata geçirilmiş oluyor. Yaklaşık 2016 önümüzdeki aydan başlamak üzere, 2019’a kadar yatırımlar ilaveten teşvik edilecek. Buraya ilave bütçeler ayarlanacak. Hani cazibe merkezleri oluşturacağız dedik. Buraya belirlenen önceliklere göre yatırım yapılacak. Bir yerde mesela küçükbaş hayvancılık, büyükbaş hayvancılık, tahıl, başka yerde mısır, başka yerlerde tekstil konusunda, çağrı merkezleri kurulması veya el sanatlarının geliştirilmesi, gençlere yönelik yatırımlar, kadınların kendi el emeğiyle meşgul olacağı yatırımların yapılması ve böylece terörün bıraktığı izlerin silinmesi ve terörün bölgede istismarının sona erdirilmesi.”

“BÖLGE İNSANININ EN BÜYÜK SORUNU HALİNE GELDİLER”

Kürt vatandaşların terör örgütünden bir beklentilerinin olmadığını söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu:

“Terör örgütü ancak kan, gözyaşı ve ıstırap veriyor. PKK terör örgütü veya onun etkisinden kendini kurtaramayan siyasi uzantıları asla ve asla bölge insanına hiçbir sorununa çözüm üretemedikleri gibi bölge insanının en büyük sorunu haline geldiler. Oradaki vatandaşlarımız bize diyor ki ‘Bizi bunlardan kurtarın’. Biz de Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak bu sorumluluğu yerine getirmek için bir yandan güvenlik esasına dayalı yurt içinde huzuru, güveni sağlayacak tedbirleri süratle almak, bir yandan da güneydeki sınırlarımızdan olabilecek sızmaları önleyecek fiziki tedbirleri alıyoruz. Türkiye’nin önünde güzel günler var. Bir yandan sağlanan birlik ve kardeşlik ortamını, uzlaşma ortamını devam ettirmek için iktidar partisi sorumluluğunu bilerek daha dikkatli davranacağız. Ülkenin ana meselelerinde muhalefet, iktidar ayrımı yapmayacağız. Bütün konularımızı konuşarak, görüşerek ve uzlaşarak çözmenin gayreti içinde olacağız. Milletimiz ayrışma istemiyor, birleşme-kaynaşma istiyor.”

“İSTİHBARAT BİRİMLERİMİZ BÜYÜK BİR GAYRETLE ÇALIŞIYORLAR”

Başbakan Yıldırım, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldırım, Gaziantep’teki saldırıyı 12-14 yaşlarındaki bir çocuğun gerçekleştirdiği yönündeki soruya şu cevabı verdi:

“Terör örgütü yapılan operasyonlarla ve ciddi anlamda sıkıntı içerisinde düştüğü için bu gibi acımasız, hunhar faaliyetlerini artırmış gözüküyor. O anlamda çok ciddi tedbirler alınmasına rağmen, diyelim ki yüz tane ihbarı değerlendirip gereğini yapıyorsunuz ama bir tanesi kaçıyor, olay oluyor. Önledikleriniz gündem olmuyor tabiatıyla. Olması da gerekmiyor. Ama gerçekleşen hakikaten sonuçları ağır oluyor. Bütün bunlara rağmen güvenlik, istihbarat birimlerimiz büyük bir gayretle çalışıyorlar. Benzeri olayların yaşanmaması için olağanüstü bir gayret gösteriyorlar. Tabi tehdit geçmiş değil 15 Temmuz, FETO örgütü bir girişime bulundu ancak ondan sonra oluşan boşluğu FETO bölücü terör örgütü hemen doldurdu. Onlar birbirleriyle paslaşarak bu işleri yapıyorlar. Çünkü aynı merkez bunları yönetiyor. O merkezin amacı da Türkiye’yi meşgul etmek, enerjisini azaltmak. Bu saldırıyla ilgili tabi çok şiddetli bir patlama henüz faile ilişkin bir ipucu bulunmuş değil. Bu sadece bir tahmin. Görgü tanıklarının anlattıklarından ortaya çıkan bir tahmindir. Yoksa saldırıyı kimin yaptığı, hangi örgüt adına yapıldığı konusunda da erken kanaatler maalesef doğru değildir ve toplumu doğru bilgilendirme adına tabii ki onaylanacak bir durumda değildir. Henüz kimin yaptığı çocuk mudur? Büyük müdür? Öyle bir rivayet var. Tabi güvenlik kuvvetlerimiz ona yoğunlaşıyor, onunla ilgili ipuçları bulmaya çalışıyor ve elde edilenlerle olayın arkasında kimler var? Onlar da ortaya çıkarılacak.”

“MISIR’DAN YAPILAN SAĞDUYULU AÇIKLAMALAR GÜZEL”

Mısır ile normalleşmenin mümkün olup olmadığına ilişkin soruyu yanıtlayan Başbakan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

“Biz Akdeniz’i ve Karadeniz’i kullanan ülkeler olarak dostluklarımızı artırmamız lazım, düşmanlıkları azaltmamız lazım. Buna Rusya da dahil İsrail de dahil Mısır da dahil, diğer ülkeler de dahil. 23 tane Akdeniz’i çevreleyen, 8-10 Karadeniz’i çevreleyen ülke var. Buralarda potansiyelimiz çok fazla. Düşmanlıklar yerine dostluklar hem ülkelerimizin hem ülkelerimizin halklarının geleceği için çok önemli. Tabi Mısır’dan yapılan sağduyulu açıklamalar güzel. Bunun devamını getirmek lazım. Mısır ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu ölçü bellidir. Mısır halkın iradesini göz ardı etmemelidir. Halkın iradesiyle iş başına gelecek yönetimi mutlaka sağlaması gerekir. Bir darbe olmuştur, darbe sonrası yönetim el değiştirmiştir. Aynı şeyi Türkiye’de denediler başaramadılar, Mısır’da başardılar. Türkiye’de başarılamaması bazı dostlarımızı aşkınlığa uğratsa bile bir kez daha onlar Türk milletinin nasıl bir millet olduğunu görmüş oldu. Dolayısıyla biz Mısır’la ilişkilileri geliştirmekten yanayız. Mısır, kültürümüz, değerlerimiz bizimle çok yakın olan bir ülkedir. Halklarımız kardeştir. Yönetimde yaşanan anlaşmazlıklar halklarımıza mağduriyet olarak yansıtılmamalıdır. Dolayısıyla en azından ekonomik alanda, bir siyasi alandaki normalleşme zaman alsa bile, turizm, tarım, kültür, gibi alanlarda ilişkilerimizi süratle geliştirebiliriz. Buna her iki ülkenin de ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.