Öne Çıkanlar chp niğde milletvekili ömer fethi gürer CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin türkiye istatistik kurumu beşiktaş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan recep tayyip erdoğan palandöken cumhurbaşkanı erdoğan Shanghai Astronomi Müzesi chp haberleri tesk genel başkanı bendevi palandöken tüik

Başbakan Yıldırım’dan Almanya’ya Teenni Çağrısı

Başbakan Binali Yıldırım, "Alman yetkililere buradan sesleniyorum. Daha sakin, daha teenniyle hareket edelim. Aramızdaki bütün meseleleri biz konuşarak, görüşerek çözebileceğimize inanıyoruz” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Cuma Namazı sonrasında gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamada bulunarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ege Denizi’nde meydana gelen 6.6 şiddetindeki depremi değerlendiren Yıldırım, bölge ile irtibata geçildiğini, bütün alanların tarandığını ve can kaybının olmadığını belirterek, 354 kişinin panik ve korku ile ufak tefek sıyrıklarla yaralandığını, şu anda hastanelerde 24 kişinin tedavi olduğunu ifade etti. Deniz seviyesinin 10 metre civarında yükselmesi nedeniyle bazı teknelerin karaya çıktığını ve hasarlar oluştuğunu kaydeden Yıldırım, büyük bir deprem yaşandığını Başbakanlık, AFAD ve ilgili kurumların bölgeye intikal ettiğini kaydetti. Yıldırım, Yunanistan’ın Kos Adasındaki Türklerin tahliyesi konusunda da gerekli tedbirlerin alındığını ifade etti.

“İlişkilerin Zarar Görmesinin Almanya’ya da Türkiye’ye de Yararı Yok”

Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel’in seyahat uyarısı, yatırım garantilerinin gözden geçirilmesi ve Türkiye’nin güvenli olmadığına yönelik açıklamalarını değerlendiren Başbakan Yıldırım, Almanya ile Türkiye ilişkilerinin geçmişine değinerek, hükümetin Almanya’yı Avrupa’da stratejik bir ortak olarak görmeye devam ettiğini kaydetti.

Zaman zaman iç siyasetten kaynaklanan mülahazalarla ilişkilerde gerginliklerin olabileceğini anlatan Yıldırım, Almanya’ya şu ifadelerle çağrıda bulundu:
“Benin buradan çağrım teenni ile hareket etmektir ilişkilerin zarar görmesinin Almanya’ya da Türkiye’ye yararı yok. Aramızdaki en büyük anlaşmazlıkların başında gerek FETÖ gerek PKK’nın sempatizanlarının mensuplarının Almanya’da çok geniş alan bulması ve ülkemiz aleyhinde faaliyetlerini sürdürmesi. Bu konuda gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Bizim bu isteğimiz uluslararası hukukun gereği. Ülkemizin hükümranlık haklarına zarar veren, ülkemiz aleyhine faaliyet gösterenlerin dostlarımız tarafından korunuyor görüntüsünün oluşması Türk milletini derinden üzer. Almanya’da 3.5 milyon vatandaşımız var, onlar Almanya ile Türkiye arasındaki bir köprüdür, onlar iki ülke arasındaki ilişkilerin teminatı niteliğindedir. Olayları daha fazla germenin bir anlamı yok. Dünkü açıklamada, ‘Türkiye’deki 68 Alman menşeili şirkete soruşturma başlatılmış’ deniyor, bu külliyen yalandır. O şirketler Alman sahipli olmakla beraber birer Türk şirketidir. Burada iş yapan yatırımcıları tedirginliğe itecek bu tür açıklamalardan uzak durulması lazım. İşin esası çok net. Herhangi bir araştırma, soruşturma yok. Türkiye güvenli bir ülkedir. Almanya ne kadar güvenliyse, Türkiye de o kadar güvenlidir. Kimse kendine güvenmesin, terör her an herkesin kapısını çalabilir. Bunun çaresi de birlikte terörün üzerine gitmektir, terörle korkutmak değildir. Terörle korkutup insanların sokağa çıkmasını engellerseniz, teröre hizmet etmiş olursunuz. Ben Alman yetkililere sesleniyorum; daha sakin daha teenni ile hareket edelim, aramızdaki bütün meseleleri biz konuşarak, çözebileceğimize inanıyoruz.”

"Mescid-İ Aksa’yı Erişime Kapatmak Sorunun Çözümüne Katkı Sağlamaz"

Gazetecilerin soruları üzerine Mescid-i Aksa’nın ibadete kapatılmasını da değerlendiren Başbakan Yıldırım, İsrail ile görüşmelerin yapıldığını, İslam dünyasının hassasiyetinin, Mescid-i Aksa’nın hiçbir şekilde Müslümanların erişimine kapatılamayacağının ifade edildiğini aktardı. İsrail tarafının da bu konuda bir yasak uygulamaktan yana olmadığını dile getirdiğini, sadece bir terör olayına meydan vermemek için emniyet tedbirlerinin artırıldığını söylediğini anlatan Yıldırım, “Camiye gelen bütün cemaati tek tek aramaya kalkarsanız, orada ibadet yapmak zorlaşır. O bakımdan, buna başka türlü tedbirler geliştirmek lazım. Bu konuda, İslam dünyasının hassasiyeti had safhadadır. İsrail’e bizim önerimiz, uygulama yanlıştır, terör tehdidi üzerinden böylesine radikal bir tedbir almak, Mescid-i Aksa’yı Müslümanların erişimine kapatmak veya kısıtlamak hiçbir sorunun çözümüne katkı sağlamaz. Aksine bölgedeki huzursuzluğu... Medeniyetler, dinler arasındaki müsamahaya, hoşgörüye zarar verir. Ümit ederim ki yakın zamanda her şey normale döner. Müslüman kardeşlerimize daha teenni ile sükûnetle hareket etmelerini tavsiye ediyoruz. Gereken temaslarımızı sürdürüyoruz bu konuda olumlu bir şekilde sonuçlanacak” dedi.

"OHAL Komisyonuna Gelecek Bir Mesele Değildir"

OHAL Komisyonuna başvurularda bazı kısıtlamaların olduğuna yönelik şikayetlerin anımsatılması üzerine ise “Askeri okullarda özellikle harp okullarında okuyanların tamamını başka üniversitelere yerleştirdik. Prensip olarak askeri okullar yani Kara, Deniz, Hava Harp Okulları ile akademidekiler buralara, 15 Temmuz öncesi kayıtlı olan hiçbir öğrenciyi almadık. Bu prensip kararıdır. Güvenlik amacıyla, terör örgütüyle mücadelede etkin sonuç almak amacıyla alınmış bir karardır. Bu öğrencilerin bir hak kaybı söz konusu değildir. OHAL komisyonuna gelecek bir mesele değildir” yanıtını verdi.
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.