Öne Çıkanlar Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar Koronavirüs chp Covid19 terörist pkk AİLE galatasaray kılıçdaroğlu rusya abd tesk genel başkanı bendevi palandöken

Bozdağ: "Düşmanlarımızın Bile Yapamadıklarını Yaptılar"

TBMM Genel Kurulu Meclis Başkanı İsmail kahraman Başkanlığı’nda toplandı. Genel Kurul’da, 15 Temmuz Askeri Darbe girişiminin ardından, 3 ay süreli OHAL uygulanmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararına ilişkin tezkere görüşüldü.
 
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz Askeri Darbe girişimini değerlendirirken, “Düşmanlarımızın dahi yapmadığı bir saldırının Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bir çete tarafından yapılmış olması son derece manidardır, son derece düşündürücü bir ihanet saldırısıdır. Sivil vatandaşlarımızın üzerine hedef gözetmeksizin ateş edilmesi, keskin nişancılarla insanların vurulması, tankların masum insanların üzerine sürülüp onların şehit edilmesi, otomatik silahlarla, bombalarla etrafın yakılıp yıkılması, bütün bunlar bu terör örgütünün gerçekleştirmeye çalıştığı vahşice darbe teşebbüsünün vahşi yüzünü gösteren somut örneklerden sadece bazılarıdır”  ifadelerini kullandı.
 
Hükümet adına söz alan Bozdağ, “Kurtuluş Savaşı'nın başında ülkemizin işgaline karşı mücadele ederken hiçbir zaman kapanmayan ve Kurtuluş Savaşı'nın karargâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, 15 Temmuz 2016 tarihi itibarıyla demokrasimize, millî irademize, hukuk devletimize kastedenlere karşı da demokrasimizi korumanın, millî irademizi müdafaa etmenin, insan hak ve onuruna sahip çıkmanın bir ana merkezi olmuştur. Bu vesileyle, Gazi Meclisi bir kez daha saygıyla selamlıyorum” şeklinde kullandı.
 
Adalet Bakanı Bozdağ 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimine değinerek “Milletvekilleri; ülkemizin ve milletimizin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yuvalanmış Fethullahçı terör örgütü üyesi oldukları anlaşılan, asker elbiseleri içerisindeki bir grup, 15 Temmuz 2016 tarihinde emir komuta zinciri dışına çıkarak uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla, zırhlı araçlarla, bombalarla, ağır silahlarla, seçilmiş Cumhurbaşkanına, seçilmiş Türkiye Büyük Millet Meclisine, seçilmiş Başbakan ve Hükümete, kısaca devlete ve 79 milyon aziz milletimize karşı  Fethullah Gülen'in emir ve komutası altında hain bir darbe teşebbüsünde bulunmuştur” dedi.

Bozdağ açıklamasına, “Bu darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT yerleşkesi, boğaz köprüleri, TRT binaları, polis harekât merkezi ve emniyet birimleri ile çeşitli askeri birimlerimiz yoğun silahlı saldırı altında kalmıştır” ifadelerini kullandı.
 
"Düşmanlarımızın Bile Yapamadıklarını Yaptılar"
 
Fethullah Gülen’den, “terör örgütü elebaşı” diye bahseden Bekir Bozdağ, “Parlamento cumhuriyet tarihinde ilk defa havadan bombalandı. Düşman yurdumuzu işgal ettiğinde top seslerini duyan Parlamento ilk defa topun kendisini gördü” diye konuştu.
 
Bu girişimi düşmanların bile yapmadığını vurgulayan Bozdağ konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
“Düşmanlarımızın dahi yapmadığı bir saldırının Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bir çete tarafından yapılmış olması son derece manidardır, son derece düşündürücü bir ihanet saldırısıdır. Sivil vatandaşlarımızın üzerine hedef gözetmeksizin ateş edilmesi, keskin nişancılarla insanların vurulması, tankların masum insanların üzerine sürülüp onların şehit edilmesi, otomatik silahlarla, bombalarla etrafın yakılıp yıkılması, bütün bunlar bu terör örgütünün gerçekleştirmeye çalıştığı vahşice darbe teşebbüsünün vahşi yüzünü gösteren somut örneklerden sadece bazılarıdır.  Şimdi, Hükümetimiz,  dün Milli Güvenlik Kurulunun aldığı karar çerçevesinde darbe teşebbüsünde bulunan terör örgütünün tüm unsurlarıyla ve süratle bertaraf edilmesi, bundan sonra da demokrasimiz ve hukuk devletimiz, milletimiz, millî irade ve ülkemiz için tehlike ve tehdit olmaktan çıkarılması, bir daha hiçbir şekilde darbe teşebbüsünün tekrarlanmaması, tekrarlanamaması ve bu konuda bu amaçla alınması gereken tedbirlerin hızlı ve kararlı bir biçimde alınıp hayata geçirilmesini sağlamak maksadıyla olağanüstü hal ilan edilmesi yönündeki görüşünü Bakanlar Kuruluna iletmiştir. “
 
"Darbe Girişimi Ve Sonuçları" 
 
Adalet Bakanı Bozdağ darbe girişimini anlatırken, “Fethullahçı terör örgütüyle ve bu örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı, Emniyet ve üniversitelerimiz başta olmak üzere, kamu içindeki bütün uzantılarının kamudan temizlenmesi ve demokrasimizin, devletimizin, milletimizin, hukuk devletimizin emniyeti bakımından tam emniyetli hâle getirilmesi ve bunların ülkemiz için, demokrasimiz ve hukuk devletimiz için bir daha tehlike ve tehdit olmaktan çıkarılması maksadıyla bu karar alınmıştır” dedi.

Bozdağ, “Esasında Hükümetimizin olağanüstü hâl ilan etmeksizin bu adımları süratli atabilme imkânı olmuş olsaydı bu karara ihtiyaç duymazdık. Zira, Türkiye pek çok krizi yönetmiştir ancak karşı karşıya olduğumuz kriz diğer krizler gibi değildir” dedi.
Bozdağ ifadelerini şöyle sürdürdü:
 
“Özellikle arz etmek istiyorum: Cumhurbaşkanımızın en yakınında duran insanlar -işte yaverinden tutun başkalarına kadar- o kadar incelemeye, titiz denetlemeye rağmen görülemeyebiliyor. Genelkurmay Başkanının emir subayı, özel kalemi, şoförü, koruması, diğer komutanların emir subayları ve diğer pek çok devlet yapısı içerisinde yer alan bu kişilerin hizmet ettikleri kişiler tarafından bütün titizliğe rağmen, bütün dikkate, bütün itinaya rağmen fark edilememiş olması, çok  görünmez ama bütün çıplaklığıyla ortada olan büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.”
 
"Niye Sonuç Alınmadı"

Bozdağ,  "Bunlarla bu kadar mücadele edilmesine rağmen niye netice alamıyoruz ve bunları göremiyoruz?" sorusunu yanıtlarken, "Bunlar Allah'a karşı dahi takiye yapıyorlar, sana bana takiye yapıp gizlenmeleri o kadar zor değil. Allah'ı aldatanlar herkesi aldatırlar. Allah'la milleti aldatanlar, yine Allah'la herkesi aldatmaya devam ediyorlar” dedi.
“O nedenle, bunların karşısında hepimizin birlikte hareket etmesi ve bunlarla mücadele noktasında alınmış bu olağanüstü hâl kararının gerekliliği ve uygulanması çok açık bir zaruret olarak ortada durmaktadır” ifadelerini kullanan Bozdağ, “Esasında bu olağanüstü hâl kararı millete karşı alınmış bir olağanüstü hâl kararı değildir, esasında devlet burada kendisine bir olağanüstü hâl kararı vermiştir, Hükûmetimiz kendisine bir olağanüstü çalışma ve seferberlik ilan etmiştir” dedi.
 
Bozdağ sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Bundan önceki olağanüstü hâl kararlarına baktığınızda, devletin millete uyguladığını, millete karşı ilan ettiğini görüyoruz. Ama, burada, devletimizin yapısı içerisinde bir kanser gibi sarılmış ve her tarafta gizlenmiş bulunan bu yapının kısa süre içerisinde devlet aygıtından ayıklanması, temizlenmesi, devletimiz, demokrasimiz, milletimiz, Parlamentomuz için bir daha tehlike ve tehdit oluşturmaması için bu gerekli ve zaruri bir adımdır. Buradan hareketle bu olağanüstü hâl kararının farklı farklı yansıtılması, ‘Toplumun bütün hayat alanlarına sirayet edecek, yasaklar gelecek, şu şu kısıtlamalar olacak.’ şekilde bir değerlendirme yapılması büyük bir yanılgı olur. Olağanüstü Hal Kanunu'nda yetkiler var ama bu yetkilerin hepsi OHAL ilan edildiğinde kullanılıp zorunlu olarak devreye girmemektedir. Yetkiler, görevler valilerin uhdesinde olacak, valiler gerekli gördüğü zaman bu tedbirleri, bu kararları alacaktır. Sanki Türkiye'de bu uygulamalar hemen başlamış gibi bir değerlendirme yapmak fevkalade yanlış olur, fevkalade büyük bir hata yapmış oluruz. Burada sıkıyönetim ilanı söz konusu değildir, yönetimin askere devri kesinlikle söz konusu değildir, yönetim sivil idarededir. Valilerin etkinliği artırılmaktadır, valilerin gücü artırılmaktadır, hızlı karar alma ve bunları uygulama imkânı getirilmektedir. Bu, son derece önemli bir adımdır. Bunun ekonomiye dönük, hayatımızın diğer alanlarına dönük elbette birtakım yansımaları olabilir ama çok net söylüyorum, bu konuda ekonomiyle ilgili herhangi bir adım olmayacaktır.”
 
OHAL Kararı Ve Uygulama Amaçları
 
Adalet Bakanı Bozdağ OHAL kararının halkı etkilemeyeceğini vurgularken, bu kararın alınma nedenlerini de şöyle açıkladı:
 
“OHAL kararı, demin açıkça ifade ettiğim gibi, devletin kendi görevlerini olağanüstü hız ve kararlılıkla kısa süre içerisinde yerine getirmesi ve devlet içindeki Fethullahçı terör örgütüne ait bütün unsurların temizlenmesi ve Türkiye'de bundan sonra yeni bir darbenin tekrarlanmasının önlenmesi amacına matuftur. Şu anda, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsü başarısız kılınmıştır ama bunun tekrarlanmaması için bizim de atmamız gereken adımlar vardır. Bunun artçıları olabilir, başka başka zaman yeni versiyonları ortaya çıkabilir. Bu kadar büyük bir badireyi atlattıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi biz yolumuza devam edersek, önümüzde kırk senedir büyüyüp de göremediğimiz bu tehlikenin geleceğe de yansımasına, gelecekte hepimiz için daha büyük bir tehlikeye dönüşmesine izin vermiş oluruz. O nedenle, Hükümetimiz, bunu görmüş ve bu çerçevede milletimizin ve Anayasa'mızın kendisine yüklediği sorumluluk çerçevesinde kararlı bir biçimde demokrasimizi, hukuk devletimizi, millî irademizi ve ülkemizi korumak için her türlü adımı atmaya devam edecektir. Belirtelim ki olağanüstü hal ekonomik, sosyal, kültürel ve benzeri hiçbir faaliyeti olumsuz etkilemeyecektir. Bu olağanüstü hâl, ekonomik nedenlerle ilan edilmiş bir olağanüstü hâl olmadığı için ekonomiyi, yatırımları, planlamaları da olumsuz etkilemeyecektir. Ekonomiyle ilgili ve diğer alanlarla ilgili herhangi bir düzenleme yapılması da söz konusu olmayacaktır. Olağanüstü hal bir sıkıyönetim değildir, yönetim askerde olmayacaktır, kolluk yetkileri askeri makamlara geçmeyecektir, bazı suçların yargılanması askerî mahkemelere devredilmeyecektir, yönetim askerde değil sivil iradede olacaktır ve sivil irade daha etkin bir biçimde yönetimi yerine getirecektir. Bu nedenle, olağanüstü halin ilan edilmiş olması, vatandaşlarımızın hayatında olağanüstü birtakım değişiklikler meydana asla getirmeyecektir. Esasında, bu olağanüstü hâl, olağan halin kalıcılaşmasını sağlamak içindir. 15 Temmuz 2016'da ortaya çıkan olağanüstü durumun kalıcı olmadığının, tekrarının mümkün olmadığının ve mümkün olmayacağının, milletin temsilcilerinin, milletin ayakta olduğunun hem tescili hem de olağanüstülüklerin tamamının kısa sürede sonlandırılması anlamını taşıyacaktır. Ne yapacağız? Birtakım kanun hükmünde kararnameler Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edeceğiz. Peki, bu kanun hükmünde kararnamelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine sevki, kanun hükmünde kararnamelerin çıkarılmış olması Türkiye Büyük Millet Meclisinden bazı şeylerin kaçırılması anlamına mı gelir? Hayır. Kanun hükmünde kararnameleri neden önemsiyoruz? Çünkü, ortada bir yangın var, yangını söndürmek için elimizde su var, imkân var. Bu suyu oraya hemen döküp o yangını söndürmekle meşgul olmamız gereken bir zamandayız.”
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.