“Çağrımız Ülkeyi Böldürtmemek İçin Bir Araya Gelme Çağrısıdır”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, “AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın suç duyurusunda bulunduğu metin Türkiye’yi böldürmeme metnidir. Kaygımız ülkeyi bölmek istemeleridir. Çağrımız ülkeyi böldürtmemek için bir araya gelme çağrısıdır” dedi.
 
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı. MYK’nın ardından basın toplantısı düzenleyen Böke, “gereği üzere tekrar kamuoyuyla paylaşıyoruz” diyerek, CHP Parti Meclisi’nin 6 Kasım 2012 tarihli bildirisini okudu.
 
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Böke, bildiri hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin suç duyurusunda bulunduğunun anımsatılması üzerine, “CHP’nin kamuoyuna, endişe duyan halkımıza açık çağrısında şu cümle var; Biz Türkiye’yi asla kimseye böldürmeyeceğiz. AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın suç duyurusunda bulunduğu metin Türkiye’yi böldürmeme metnidir. Bu metin kaygı duyan, işsiz kalan, yarına dair endişe duyan gence, o gencin annesine, kepenk kapatmak zorunda kalan, işini kaybeden esnafa, iş dünyasına, kaygıyla bugünü ve yarını yaşayan bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir çağrıdır. Kaygımız ülkeyi bölmek istemeleridir. Çağrımız ülkeyi böldürtmemek için bir araya gelme çağrısıdır” dedi.
 
“Siyasi Tutuklamalara Karşı Durmak Bir Demokrasi Tutumudur”
 
Böke, Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında “Seçimle gelen ‘ben ifade vermem’ diyemez. Gidecektir, ifadesini verecektir” açıklamasının, bildiride yer alan ifadelerle tezat oluşturduğu yönünde yorumların olduğunun belirtilmesi üzerine ise şunları dedi:
 
“Bu iki açıklama birbiriyle asla tezat değiller. Türkiye’de hiç kimse cumhurbaşkanı da, seçilmişler de, belediye üyeleri de, vatandaşlar da hiç kimse hukukun üstünde değildir. Eğer hukuk bir ifade verme talebinde bulunuyorsa mutlaka ifade verilmelidir. Ancak verilen ifadeden bağımsız olduğu aşikar olan siyasi tutuklamalara karşı durmak bir demokrasi tutumudur. Bunlar birbiriyle asla çelişkili değildir, tam da birbirini destekleyen, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inancı tam olan bir partinin söyleyebileceği özgüvenli sözlerdir.”
 
“Böyle Bir Oyunun Parçası Olmayız”
 
Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeni anayasa çalışmaları kapsamında yarın bir görüşme gerçekleştireceğini anımsatılarak, “Kemal Bey’e de randevu talebinde bulunuldu mu?” sorusu üzerine Böke, henüz iletilmiş resmi bir görüşme talebinin olmadığını söyledi. Böke, “CHP’nin ihtiyaç duyduğu hukuki düzenlemelerle ilgili görüşünde zaman içerisinde bir hiçbir değişiklik olmamıştır. Başka siyasi partilerin aksine biz bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Türkiye’yi daha demokratik, daha özgür kılacak, cumhuriyeti güçlendirecek her tür yasal düzenlemede biz de varız hatta öncüsüyüz. Ancak eğer anayasa değişiklikleri Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini bozacak ve bu anayasa değişikliği o yönde bir şantaj aracı olarak kullanılacaksa biz asla böyle bir oyunun parçası olmayız” diye konuştu.
 
“CHP Yarın Atatürk’ü Anıtkabir’de Anacak”
 
Böke, 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılacağının anımsatılarak, “Kılıçdaroğlu, anma toplantısına davetli mi ve katılacak mı?” sorusuna, “Benim bir bilgim yok, davetle ilgili bize ulaşmış net bir bilgi yok. CHP yarın Atatürk’ü, Türkiye’nin önderini Anıtkabir’de anacaktır. Bundan eminiz. Başka yerde anmaya gerek yok zaten” yanıtını verdi.
 
“Ruh Çağırma İşlemlerinin Artık Sona Gelmesini Diliyoruz”
 
Başbakan Yıldırım’ın “Yenikapı ruhu CHP’nin gönülsüz olmasıyla bitmez” sözlerini de Böke, “Türkiye’de bu ruh çağırma işlemlerinin artık sona gelmesini diliyoruz. Biz demokrasi istiyoruz. Yenikapı’ya giderken de demokrasi demiştik, Yenikapı’dan sonra da demokrasi dedik. Eğer arayış bir ruhsa o ruhu yıkmış olan AKP’nin esas yıktığının demokrasi olduğunu bir kez hatırlatma ihtiyacı duyuyorum” şeklinde değerlendirdi.
 
Böke, Donald Trump’ın ABD’nin yeni Başkanı olmasıyla ilgili de, “Bir seçim sonrasında seçilmiş olan bütün yetkililere, Trump’a hayırlı olsun diyoruz. Diliyoruz ki dünya için bu derece önemli olan bir pozisyon, dünyaya barışı getirmeyi öncelesin, dünyanın ortak kalkınmasını hedeflesin, derdi sadece kendi koltuğu değil bütün dünyanın insanlarının refahı olsun” dedi.