Öne Çıkanlar Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar Koronavirüs chp Covid19 terörist AİLE galatasaray kılıçdaroğlu abd rusya tesk genel başkanı bendevi palandöken cumhurbaşkanı erdoğan

CHP'li Barut: "Biyolojik Mücadele Ve Alternatif İlaçlar Önemli"

CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, tarımsal üretimde yeterli, güvenli ve sağlıklı gıdanın önemine değinerek, "Tarımsal üretimde verimli ve güvenli üretim kadar çevre ve insan sağlığı gözetilmeli, biyolojik mücadele ve alternatif ilaçlara önem verilmeli, zirai ilaç kontrolünde sadece işin uzmanı ziraat mühendisleri yetkili olmalıdır" dedi. Ziraat mühendislerine bayilik için getirilen sınavın kaldırılmasını, kaçak zirai ilaçların yurda girişinin engellenmesini, tek bir firma üzerinden haksız kazanca neden olan gübre ve zirai ilaçta barkod ve karekod uygulamasının kaldırılmasını isteyen Barut, tarım ilaçlarının mevcut ruhsat kriterlerinin yeniden gözden geçirilip doz ve ruhsatların güncellenmesini talep etti.



"KOPARDIĞI FIRTINA BÜYÜK"

İYİ Parti'nin TBMM'ye sunduğu 'Tarımda kullanılan kimyasal maddelerin insan sağlığına ve doğaya olan zararlarının araştırılması' konulu önerge üzerine CHP Grubu adına kürsüye çıkan Ayhan Barut, zirai tarım ilaçlarının (pestisitler) insan
sağlığı ve çevreye zararlarının araştırılması, sağlıklı ve doğru kullanılmasının çok önemli bir konu olduğuna dikkat çekti. Kendisinin de ziraat mühendisi ve çiftçi olduğunu, 31 yıldır da zirai ilaç bayiliği yaptığını anımsatan Barut, "Bu konunun içeresinde yer alan birisi olarak konuşuyorum. Tüketicilere yeterli, sağlıklı ve güvenli gıda sağlayabilmek için hem yüksek verimli hem de nitelikli tarımsal ürünler yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu çerçeveden bakıldığında tarım ilaçları ve tarımsal ilaçların kullanımı bu ülkenin bir gerçeğidir. Tarımsal ilacın Türkiye'deki pazarı yaklaşık 500 milyon Dolar civarıdır. Küçük bir bir pazar payına sahip olmasına rağmen kopardığı fırtına çok büyüktür" dedi.

DOKTOR HASTA ÖRNEĞİ

Zirai ilaç sektöründe konunun uzmanlarının konuşması gerektiğine dikkat çeken CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, şöyle devam etti:
"Bu sektörde konunun uzmanlarının konuşması gerekirken neredeyse ağzı olanın konuştuğu bir dönem yaşanıyor, sektör neredeyse adeta öyle bir sektör haline gelmiş. Elbette ki zirai ilaçların doğaya, çevreye, sağlığa zararı vardır. Bir de ülkemizde farklı agro ekolojik koşullarda yetişen ve kültürel öneme sahip olan 70 civarında ekonomik açıdan önemli kültür bitkisi var ve bu bitkilerin üzerinde de 500 civarında hastalık, zararlı, yabancı ot etmenleri bulunmaktadır. İşte bunların kontrolü için, bunların direkt tarımdaki zararlarını önlemek için mutlak surette tarımsal ilaçlar kullanılması gerekiyor. Dolayısıyla bir insan hasta olduğunda nasıl ki doktor kontrolüne gidiyorsa bitkinin de hastalık dönemlerinde bir zirai ilaç bayine ya da bir ziraat mühendisine gösterilmesi gerekiyor."

YÜZDE 65'LİK VERİM KAYBINA DİKKAT ÇEKTİ

Tarımda pestisitlerin kullanılması ve kullanılmaması durumunda yüzde 65'e yakın bir verim kaybının oluşacağına işaret eden Ayhan Barut, şöyle konuştu:
"Herkesin bildiği gibi 16'ncı yüzyılda bilim insanı ve kimyager Paracelsus, 'Tüm maddeler aslında bir nevi zehirdir. Zehirle ilacı birbirinden ayıran tek fark dozdur' demiştir. Tarımda kullanılan 4D formülü vardır. Bu, doğru ilacı, doğru zamanda, doğru ürüne, doğru dozda uygulamaktır. Bu ilkeye uyulursa zehirlilik oranı kalkar, biter ve bunların da kontrolünü sağlayabilecek etkin, ehliyetli, uzman olan ziraat mühendisi gerekiyor. Türkiye'de yaklaşık 7 bin civarında pestisitlerle ilgilenen, çiftçiye ulaştıran zirai ilaç bayi var. Ancak zirai ilaç bayilerinin tamamında ziraat mühendisi olması gerekirken bu sayının yaklaşık yüzde 75 olduğunu görüyoruz. Ne zaman ki sayıyı yüzde 100'e çıkarırsak yani etkin, ehliyetli, liyakatli insanların kontrolüne bırakırsak bu alanda başarıya ulaşabiliriz ve uygun bir dozda, uygun bir üretimi, uygun bir verimi yakalayabiliriz. Pestisitlerle ilgili sürekli Avrupa Birliği'yle mukayese yapılıyor. Tarım ilaçları Avrupa Birliğine bağlı ülkelerde örneğin Hollanda'da hektara 16 ile 18 kilogram kullanılıyor. İtalya'da hektara 7 kilogram, Belçika'da hektara 11 kilogram kullanılıyor. Türkiye'de hektara 2 kilogram, en yoğun kullanılan bölgelerde ise hektara 3 kilogram kullanılıyor."

ÖNERİLERİNİ PAYLAŞTI

Tarımsal üretimde biyolojik mücadelenin öneminden söz eden, organik ve iyi tarım uygulamalarının avantajlarını anlatıp konuyla ilgili önerilerini paylaşan Ayhan Barut, şunları kaydetti:
"Bu iktidarın getirmiş olduğu bitki koruma ürünleri bayiliği açmak için bir sınava zorunluluğu var. Ziraat mühendislerine bu sınav zorunluluğunun kaldırılması gerekiyor. Çünkü bu meslektaşlarımız, Ziraat Fakültesinde yetkin ve etkin eğitimini, donanımını almışlardır. Tarım ilaçlarının mevcut ruhsatlarının kriterlerini yeniden gözden geçirerek doz ve ruhsatların güncellenmesi gerekiyor. Özellikle sahte ve kaçak ilaç kullanımı önlenmeli, bunların yurda girişi engellenmelidir. Sahte ve kaçak ilaçların komşu ülkelerden 'daha ucuz, düşük formülasyonlar' şeklinde ülkemize girişinin de yasaklanması lazım. Tek bir şirket üzerinden haksız kazanca neden olan tarımsal ilaçlarda ve gübrelerde uygulanan barkod ve karekod uygulamasının da kaldırılması gerekmektedir. Yinelemek gerekirse, zirai mücadele ilaçları tehlikelidir ancak doğru kullanıldığında verim artışına neden olur, tehlikeli olmaktan çıkar. Tüm bunların kontrolünü sağlayacak olan ziraat mühendisidir. Avrupa Birliği'nde yasaklanan ilaçların da ülkemizde alternatifinin bulunması koşuluyla da yasaklanması gerekmektedir. Tarımsal ürünlerde ilaç kalıntısına karşı diğer bir önlem de son ilaçlama ile hasat arasındaki süreye dikkat edilmesidir. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği, sektörün geleceği, doğa, çevre ve insan sağlığının korunması için pestisitlerle ilgili önerilerimizin dikkate alınmasını istiyoruz."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.