Öne Çıkanlar deprem Kuşadası Belediyesi kuşadası çukurova belediyesi Hakkari HAVA HAREKATI erdoğan recep tayyip erdoğan atatürk kızılay operasyon chp haberleri

CHP Lideri Grup Konuşmasında Sert Konuştu

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün AKP camiası Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri koro halinde çocukları değil, Ensar Vakfını ve oradaki derneği savunmaya kalktılar. İtiraz ettim, Ensar Vakfının önüne neden yatıyorsunuz diye. Kimin önüne yatarlarsa yatsınlar sonuna kadar takip edeceğim” dedi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Partisinin grup toplantısındaki konuşmasından satır başları

 

“LUT KAVMİNDE OLAN BİR OLAYIN 21. YÜZYILI VERSİYONUDUR”

 

“Aramızda çok sayıda anne var.

Her anne çocuğuna titrer.

Acıların en büyüğü evlat acısıdır. Evlat acısını çeken bir baba olarak söylüyorum, Allah kimseye evlat acısı vermesin.

Karaman’da bir olay oldu. Lut kavminde olan bir olayın 21. Yüzyılı versiyonudur.

 

 

“CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKAN ÇOCUKLARI DEĞİL, ENSAR VAKFINI SAVUNMAYA KALKTILAR”

Bütün AKP camiası Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri koro halinde çocukları değil, Ensar Vakfını ve oradaki derneği savunmaya kalktılar.

Çocukların hakkını kim savunacak, sevgili anneler, hiç meraklanmayın sonuna kadar o çocukların haklarını biz savunacağız.

O kadar ileri gittiler ki emin olun vicdanım asla kabul etmedi, aileden sorumlu bakan şunu söylüyor, ‘Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz’.

 

 

“İTİRAZ ETTİM, ENSAR VAKFININ ÖNÜNE NEDEN YATIYORSUNUZ DİYE”

Bu lafa kimse itiraz etmiyor. Mütedeyyin vatandaşlarıma sesleniyorum, samimi Müslümanlara sesleniyorum, kendi çocuklarını düşünsünler, onlara sesleniyorum, ne demek bir kere rastlanmış olması, kaç kere rastlanmış olması gerekirdi senin vicdanın rahat etsin veya rahatsız olsun.

İtiraz ettim, Ensar Vakfının önüne neden yatıyorsunuz diye. Koro halinde itirazlar, gazeteler, siyah çelenkler…

 

 

“SEN O ÇELENGİ GÖTÜRECEKSİN ENSAR VAKFI’NIN ÖNÜNE KOYACAKSIN”

Sen o çelengi götüreceksin Ensar Vakfı’nın önüne koyacaksın, sen o çelengi götüreceksin KAİMDER’in önüne koyacaksın.

Bunlar kadını insan olarak görmüyorlar, kadını cinsel obje olarak görüyorlar, asıl hastalık burada, ruh hastalığı.

 

 

“KİMİN ÖNÜNE YATARLARSA YATSINLAR SONUNA KADAR TAKİP EDECEĞİM”

Aldılar olayı başka bir mecraya soktular. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne söylerlerse söylesinler, kimin önüne yatarlarsa yatsınlar sonuna kadar takip edeceğim.

Bu Ensar Vakfın ‘ensar’ sözcüğünü çıkarması lazım.  Korumak demektir.

‘Bir kere’ diyor. İsimleri vermiyorum… MNG diye üç isimli bir kişi 2001-2003 yılları içinde Rize’de Ensar Vakfı Başkanlığı yapmış. 2016’da iki erkek çocuğa tecavüz ettiği için tutuklanmış.

 

H.S… FBI bilgi veriyor, diyor ki, şu kişi çocuk pornosu indiriyor diyor. Ensar Vakfı ile işbirliği yaptığı ortaya çıkıyor.

M.İ… 1980 yılında imam hatip öğrencisi bir erkek çocuğa tecavüzle suçlanıp ceza alıyor. Envar Vakfının düzenlediği toplantıya katılıyor ve kendisine bir ödül veriliyor.

R.E… Ensar Vakfının kardeş kuruluşu, Sinop Gerze’de 4 erkek çocuğa tecavüz ediliyor, avukatlığını bir AKP milletvekili yapıyor, çocuğun babası şunu söylüyor çocuk tecavüzcüsü RE’yi kurtarmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

M.E.Ç… imamlık yapan bir kişi, 7 ve 9 yaşlarında iki çocuğa yönelik cinsel tacizde bulunuyor, tutuklanıyor, bu da Afyon’daki Ensar Vakfının toplantılarına katılan bir kişi.

Z.İ… 2008 yılında Ensar Vakfı Çorum şube başkanlığını yapıyor, iki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunuyor.

 

 

“OLAY BİR OLAY DEĞİL, BİRDEN FAZLA OLAY, SİCİLİ KÖTÜ, SİCİLİ BOZUK OLAN BİR VAKIF BU VAKIF”

Yani olay bir olay değil, birden fazla olay, sicili kötü, sicili bozuk olan bir vakıf bu vakıf.

Ben onların anlayacağı dilden konuştum. Anlasınlar, öğrensinler diye konuştum. Koro halinde Bremen Mızıkacıları vardı ya böyle, böyle bağırmaya çağırmaya başladılar, sandılar ki biz geri adım atacağız, yok kardeşim, yok, ben bu çocukların hakkını sonuna kadar savunacağım. Bu benim görevim, insani görevim, vicdanı görevim.

 

 

“BUNLAR DİLSİZ ŞEYTAN”

Peki ne yaptılar, çocuklara yapılan istismar karşısında sustular. Ensar olunca niye vazgeçiyorsunuz? KAİMDER olunca niye vazgeçiyorsunuz? Siz dilsiz şeytan mısınız? Evet bunlar dilsiz şeytan.  Ensar’a gelince sustular, KAİMDER’e gelince sustular, ayakkabı kutularında milyon dolarları istif ederken sustular, yatak odalarında çocukların yatak odalarında trilyonlarca paralar kasalar çıktı sustular, ülkede soyulmadık yer kalmadı sustular.

Küçücük çocuklar cinsel istismara uğradılar yine sustular, susan dilsiz şeytandır, bunlar dilsiz şeytandır. Ensar Vakfı neden sorumlu, üç tane nedeni var. Bir; kaçak yurtlar yapıyorlar, açtıkları evler, yurtlar tamamen kaçak. İki; onlara emanet edilen annelerinin ve babalarının onlara emanet ettiği çocukların hakkını hukukunu namusunu ve şerefini koruyamadılar. Üç; bu evlerde ne idüğü belirsiz adamları getirdiler, çalıştırdılar. Masum çocuklara her türlü istismarı yaptılar. Bundan ötürü bu Ensar Vakfı sorumludur.

 

 

BAŞBAKAN’A 6 SORU YÖNELTTİ

Şimdi ben Sayın Başbakan’a 6 soru soracağım.

Bir; Anayasa ve Milli Eğitim Bakanlığı Yasasına göre ilk ve ortaöğrenimde yurt, barınma yeri açma yetkisi sadece Milli Eğitim Bakanlığındadır. Bu yetki Ensar Vakfı ve KAİMDER’e  nasıl ve kimler tarafından verilmiştir?

İki; yıllardır faaliyette bulunan bu yurtlar için bugüne kadar bir soruşturma açıldı mı?

Üç; imam hatip okulu müdür yardımcısı şunu söylüyor, ‘bizim öğrencilerimiz Ensar ve KAİMDER’in evlerinde kalıyor’, diyor. Bu müdür görevinde midir, değil midir?

Dört; Ensar Vakfı Başkanı şunu söylüyor, bu sapık 2013 yılında 5 ay bizimle çalıştı, başka bir bağlantısı yok diye bir açıklama yaptı. Ama o çocuklara istismarın 2012-2013 yıllarında yapıldığı ifadelerle sabit. Ensar Vakfının Başkanı bu da yalan söylüyor.

Beş, Türkiye genelinde bu evlerden, bu yurtlardan kaç tane var?

Altı; yoksul ailelerin çocukların barınmasının görevi Milli Eğitim Bakanlığına verilmiştir, bakanlık bugüne kadar  hiçbir yurt, barınma evi yapmamıştır, neden?

 

 

“MEŞHUR ZAT VAR YA”

Bu meşhur zat var ya, geçen diyordu ya, işte ‘CHP Genel Başkanını artık muhatap almayacağız’. Çok şükür ağzından çıktı, bende sevindim, bizim muhatabımız zaten o değil dedim, sen bizim muhatabımız değilsin dedim fakat dayanamıyor.

 

 

“ÇÜNKÜ BEN KUL HAKKI YEMEM, SEN YERSİN”

Ertesi gün gene kalkmış sosyal sigortalardan bahsediyor, ya arkadaş sevgili zat, sen başbakanlık yapmadın mı, yaptın, benim genel müdürlük yaptığım dönemde bütün dosyaları inceledin mi, inceledi, müfettiş ordusu görevlendirdi mi, görevlendirdi, beş kuruş açık buldun mu, bulamadın. Çünkü ben kul hakkı yemem, sen yersin.

 

 

“SENİN BÜTÜN KİRLİ ÇAMAŞIRLARINI AÇIĞA ÇIKARMAK BENİM GÖREVİM OLACAK”

Ayrıca meşhur bir yalanı daha var. ‘Onun döneminde sosyal sigortalar kurumu battı’ diyor. emekli olduğum tarih, Hazine’den Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılan paranın miktarı 2 milyar 700 milyon lira. Peki şimdi, 80 milyar 629 milyon lira. Şimdi söyle bakayım sevgili Erdoğan bu sosyal güvenlik kurumunu kim batırdı?

Senin bütün kirli çamaşırlarını açığa çıkarmak benim görevim olacak.

Dilini tutamıyor, her türlü hakareti yapıyor ama ben onun dilinden değil ozanların dilinden ona cevap vereceğim. Aşık Veysel şöyle diyor, olmayasın karaktersiz, çok konuşan yerli yersiz, adın doğru kendin hırsız, karanlıkta dolaşırsın.”

 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Kendi hırsızlarını korudular mı, korumadılar mı, hırsızların altına yattılar mı, yatmadılar mı?  Kim hırsızın önüne yatarsa karşısında beni bulur” derken, “Bu arada bana sataşmayı da ihmal etmiyor, ‘o çıraktır, çırak’ diyor. Buradan söyleyeyim, ben Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Bülent Ecevit’in çırağıyım. Ama o zata da söyleyeyim, sen de hırsızların ustasısın. Hırsızlık konusunda kimse eline su dökemez. Aile boyu hırsızlık yaptılar, aile boyu yaptılar” dedi.

 

 

“OTURMADIK MASA KALMADI”

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı özetle şunları söyledi:

“Her şehit haberi yüreğimizi yakıyor.

14 yılmış geçmiş, ben bu sorunu çözeceğim diye oturdular, oturmadık masa kalmadı, şimdi her gün neredeyse şehitlerimiz geliyor. Bunun hesabını bu iktidar verecek. Şehirler silah deposu haline getirilirken ‘aman sakın dokunmayın’ diyenler bunun hesabını verecek.

 

 

“SABAH AKŞAM CHP’Yİ SUÇLUYORLAR”

Sabah akşam CHP’yi suçluyorlar. İnsaf denen bir şey var ya, insan da biraz vicdan olur, iktidarda sizsiniz, bütün belalardan kendinizi sıyırıyorsunuz.

Bu Ankara’daki beylerin çocukları, bir elleri yağda, bir elleri balda.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin soyulduğunu artık herkes biliyor.

Geçen hafta Uluslararası Şeffaflık Derneğinin bir Türkiye analizi yayınlandı. Yolsuzluk araştırması yaptılar.

 

 

DOKUNULMAZLIKLAR KONUSU

Dokunulmazlıklar söz konusu olduğunda, yolsuzluk yapan bakanlarla ilgili, dokunulmazlıklar söz konusu olduğunda ‘bunlara dokunmayın, benim hırsızım iyidir, devleti soyabilir, hiçbir sorun yok’ diyor. 4 bakanın dosyası böyle kapatıldı. Bütün dünya biliyor, bizde biliyoruz, Mısır’daki sağır sultanda biliyor ama hesabını parlamento soramıyor.

 

 

“AHLAKİ YOZLAŞMA YÜZDE 100 ARTMIŞTIR”

Böyle bir tablo ortaya çıkınca ahlaki erozyon da ortaya çıkıyor.

14 yılda din üzerinden siyaset yapan bir iktidar döneminde ahlaki yozlaşma yüzde 100 artmıştır.

 

 

VATANDAŞLARA SESLENDİ

Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, kul hakkı yiyenden hesap sorun diyorsanız gelin CHP’ye, bu düzeni kökten değiştirelim.

Siyasi Ahlak Yasası çıkmalı.

 

 

“HIRSIZLARIN ALTINA YATTILAR MI YATMADILAR MI?”

Bunlar sabah akşam din üzerinden siyaset yapıyorlar değil mi? Allah, peygamber diyorlar değil mi, din iman diyorlar değil mi? Kendi hırsızlarını korudular mı, korumadılar mı, hırsızların altına yattılar mı yatmadılar mı?

Biliyorum gene kıyameti koparacaklar, Kılıçdaroğlu bunu niye söyledi, kim hırsızın önüne yatarsa karşısında beni bulur.

Müslüman olan ne yapar;  yalan söylemez, küfür etmez, kul hakkı yemez, israf yapmaz, kibirden sakınır, sözünde durur.

Çıktılar, ne dediler, ‘camide içki içildi’ dediler, yalan söylediler, caminin imamı ne dedi, burada içki içilmedi, doğruyu söyleyen imamı başka yere sürdüler.
Şimdi gel de sen bunlara Müslüman de.

Kabataş İskelesinde, ne demişlerdi, ‘başı örtülü bir kadına 30-40 kişi saldırdı’ demişlerdi.

Müslüman yalan söyler mi, söylemez.

Terbiyesiz diyen bunlar, cibilliyetsiz diyen bunlar, ahlaksız diyen bunlar, sapık diyen bunlar hatta bir gazeteci kadına haddini bil edepsiz kadın diyenler bunlar.

Bunu söyleyen bir ülkenin başbakanıysa topluma örnek olamaz.

 

 

“AİLE BOYU YOLSUZLUK YAPMADILAR MI BUNLAR?”

Kul hakkı yemek en büyük günahtır.  Aile boyu yolsuzluk yapmadılar mı bunlar? Köşeyi dönmediler mi bunlar? Vatandaşın beş kuruşuna tenezzül etmediler mi bunlar? 33 milyar liralık kaçak elektriğin faturasını namuslu insanlara yüklemediler mi bunlar?

Ben defalarca çağrı yaptım, çık adam gibi söyle, ben kul hakkı yemedim diye, korkudan bu lafı duymamazlıktan geliyor, neden sabah akşam kul hakkı yediği için.

 

 

“BEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN VE BÜLENT ECEVİT’İN ÇIRAĞIYIM”

Bu arada bana sataşmayı da ihmal etmiyor, ‘o çıraktır, çırak’ diyor. Buradan söyleyeyim, ben Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Bülent Ecevit’in çırağıyım.

 

 

“SEN DE HIRSIZLARIN USTASISIN”

Ama o zata da söyleyeyim, sen de hırsızların ustasısın. Hırsızlık konusunda kimse eline su dökemez. Aile boyu hırsızlık yaptılar, aile boyu yaptılar.

Müslüman israftan kaçınır. Oturduğu saray haram saraydır. Çoluk çocuk ekmek bulamazken insanlar işsizken sen kalkıyorsun dünyanın parasını veriyorsun kendine saray yaptırıyorsun, ya bunu kaça mal ettin dediğimiz zaman bunu açıklamıyorsun, neden açıklamıyorsun. Bir, hırsızlar çaldıkları malı açıklamazlar. İki, bu tür saraylarda oturanlar açıklamazlar. İkisinin de felsefesi aynıdır.

 

 

“BU HIRSIZLARIN VE TECAVÜZCÜLERİN DİN MASKELERİNİ KESİNLİKLE İNDİRECEĞİM”

Müslüman adam sözünde durur. Peki bu zat namusu ve şerefi üzerine yemin etti. Namusum ve şerefim üzerine tarafsız davranacağıma and içerim dedi. Niye peki durmuyorsunuz sözünde?

Bu hırsızların ve tecavüzcülerin din maskelerini kesinlikle indireceğim.

 

 

BAŞBAKAN’A “EDEP YAHU” YANITI

Sayın Davutoğlu ‘edep yahu’ demiş. Edep nedir biliyor musunuz, yasalarla verilen görev yerine getiriliyorsa edep de vardır ahlak da vardır. Kurallara uyuluyorsa edep de vardır ahlak da vardır.

Şimdi kalkıyor, İstanbul’da konuşuyor, nereden çıktı diyor bu gökdelenler diyor. Bu adam gerçekten başbakan mı? Türkiye’de yeni mi yaşıyor. İstanbul’u 20’i küsur yıldır siz yönetiyorsunuz, eğer sen edepten söz ediyorsan, ahlaktan söz ediyorsan yasalara uymaktan söz ediyorsan, yargı kararlarına uymaktan söz ediyorsan yapacağın tek şey var, 16/9 Sultanahmet Camii’nin silüetini bozan 16/9 gökdelenleri var, onları mahkeme kararlarına göre tıraşlarsın, söz veriyorum, ben de geleceğim seni kutlayacağım, sağol sayın başbakan diyeceğim, edep budur.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.