Öne Çıkanlar terörist Covid19 cumhurbaşkanı erdoğan Koronavirüs cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan suriye Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar türkiye ak parti yunanistan abd vakıfbank

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Başkanlık Sistemi Türkiye'yi Bölme Sistemidir

Partisinin grup toplantısından MHP lideri Devlet Bahçeli’ye seslenen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Başkanlık sisteminin Türkiye’yi bölme projesi olduğunu hiç kimsenin hiçbir siyasi liderin tuzağa düşmemesi lazım diyerek Demokratik parlamenter sistem bizim ortak paydamızdır". dedi.
150 yıllık bir tecrübeyi atacaksın, bir kişiye koltuk uğruna Türkiye’yi ateşe atacaksın, buna izin vermeyiz” derken, “Abdullah Öcalan da istiyor. O da başkanlık sistemini istiyor” dedi.

“EKONOMİ FELAKETE GİDİYOR”
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı, özetle şunları söyledi:
“Bütün bu olayların iki nedeni var. Birincisi tek adam rejimini getirmek Türkiye’ye. İkincisi de ekonomideki kötü gidişe ‘dur’ diyemiyorlar, vatandaşın dikkatini o alandan çekmek. Ekonomi felakete gidiyor. Gazetelere talimat veriyorlar ‘olumlu şeyleri yazın’ diye. Doğruyu kim yazıyordu, doğruyu Cumhuriyet gibi gazeteler yazıyordu. Sen misin doğruyu yazan… İşsizlik almış başını gidiyor. Yoksulluk 17 milyon. Ekonomi kötüye gidiyor, her şey berbat, Cumhuriyet gibi başka olayları Türkiye’nin gündemine getirip dikkatleri başka bir yere çekmek istiyorlar.

“BÜTÜN BU OYNANANLAR BAŞKANLIK REJİMİNİN FRAGMANLARIDIR”
Bugün bütün bu oynananlar başkanlık rejiminin fragmanlarıdır. Biliyorsunuz filmlerde bir fragman olur, filmin tanıtımı için. Bunlar başkanlık rejiminin fragmanları. Başkanlık rejimini bize tanıtmaya çalışıyorlar. Bir ülkenin Başbakanı, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Sayın Binali Yıldırım ‘başkanlık gelmezse Türkiye bölünür’ diyor. 93 yıldır bu ülke dimdik ayakta, bütün darbelere karşı. Ve sen kalkıyorsun ‘başkanlık olmazsa Türkiye bölünür’ diyorsun yani başbakan olarak ben Türkiye’yi bölünme noktasına getirdim diye itiraf ediyorsun. Sen o koltukta oturamazsın arkadaş. Türkiye’nin bölünmesinden söz eden bir kişi başbakanlık koltuğunda oturamaz.

VATANDAŞLARA SESLENDİ
CHP bu ülkede olduğu sürece bütün mazlumlara sahip çıktığı sürece görüşü ne olursa olsun inancı ne olursa olsun haksızlığa uğrayan herkesin yanında olduğu sürece bu ülkeyi hiçbir güç bölemeyecektir.
Kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz, söz, sözüm sözdür.

BAHÇELİ’YE SESLENDİ
Bunlar Türkiye’yi eyaletlere bölmek ve parçalamak istiyorlar. Açık ve net söylüyorum, Türkiye’nin bekası için söylüyorum ve Sayın Devlet Bahçeli’ye de söylüyorum. Türkiye’yi bölme projesidir başkanlık sistemi. Örnek mi istiyorsunuz, 29 Mart 2013, Erdoğan bir televizyon programına katılıyor, ‘Türkiye eyalet sisteminden korkmamalı’ diyor. Ve yine 2 yıl sonra ‘2023 yılında eyalet sistemi olabilir’ diyor.  Hiç kimsenin hiçbir siyasi liderin tuzağa düşmemesi lazım. Türkiye’nin bekasını düşünüyorsak, bu  ülkenin birliğini, bütünlüğünü, beraberliğini savunuyorsak, siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama ülke bizim ortak paydamızdır, bayrak bizim ortak paydamızdır, demokrasi bizim ortak paydamızdır, demokratik parlamenter sistem bizim ortak paydamızdır, 150 yıllık bir tecrübeyi atacaksın, bir kişiye koltuk uğruna Türkiye’yi ateşe atacaksın, buna izin vermeyiz.

“ABDULLAH ÖCALAN DA İSTİYOR.  O DA BAŞKANLIK SİSTEMİNİ İSTİYOR”
Başkanlık sistemini kim istiyor.  Sadece o değil, Abdullah Öcalan da istiyor.  O da başkanlık sistemini istiyor. Kendi kitabı yayınlandı, orada ifade ediyor. Ne zaman söylüyor bunu, 2013’te… Kime söylüyor, hükümet yetkililerine söylüyor.
Sayın Bahçeli’ye söylüyorum, bir daha hatırlatıyorum, hepimizin sorumluluğu var. Diyeceksiniz ki bunlar şimdi PKK ile kavga ediyor. Dün de kavga ediyorlardı, 10 dakika sonra barışırlar, 10 dakika sonra. ‘Bana koltuğu ver, ülkeyi at ateşe’ ne önemi var…

“HERKESİN KANDIRDIĞI BİR ADAM ÜLKEDE CUMHURBAŞKANLIĞI YAPAMAZ”
Sonra çıkıp diyecekler ki bizi kandırdılar. Herkesin kandırdığı bir adam ülkede Cumhurbaşkanlığı yapamaz. Bu ülkenin bekasına yönelik hepimizin çalışması, hepimizin mücadele etmesi lazım. Bir devleti devlet yapan gelenekleridir, görenekleridir, tarihidir, kültürüdür, dokusudur.  Bunları bir gecede yok sayıp ‘ben istediğimi yaparım, bana koltuk bulun, o koltuğa oturacağım, ben efendim başkan olacağım, hakimi ben atayacağım, valiyi ben atayacağım, kaymakamı ben atayacağım, Yargıtay Başkanını ben atayacağım, bütün yetkiler bende olacak, tek ben söz sahibi olacağım’ böyle bir rejim dünyada yok arkadaşlar. Yok böyle bir rejim. Buna bir kişi soyundu, onun adı da Hitler’di, kendi ülkesini de dünyayı da kana buladı. Şimdi terörden şehitler geliyor, sorumlusudur bunun, bu anlayış bunların sorumlusudur. Milyonlarca mağdur yaratıldı. Biz  kendi ülkemizde huzur istiyoruz, birlikte yaşamak istiyoruz, herkesin işi aşı olsun istiyoruz.”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet gazetesini FETÖ ile PKK ile ilişkilendirmek şeref yoksunluğu kişilerin yapacağı bir şeydir. Türkiye’yi başka bir yere sürüklüyorsun ve sen iktidarda olanların borazanlığını yapıyorsun. Elinde onların kamçısı seni kullanıyorlar. Bir savcı kendisini kullandırtmaz” dedi.
“Hava kurşun gibi ağır. Ciddi sorunlarımız var. Dün Erdal İnönü'nün ölüm yıldönümüydü. İnönü soyadını asla yere düşürmedi. Saygın bir kişiydi, demokrasiye sahip çıktı, siyasete sevgiyi, hoşgörüyü, saygıyı getirdi.

“KİM İMRALI’DA BUNLARLA MASAYA OTURDUYSA BU ŞEHİTLERİN  SORUMLUSU ONLARDIR”
Son bir yılda verdiğimiz şehit sayısı 800’ü aştı. Kıbrıs Harekatındaki şehit sayımız 498 idi. Son bir yılda verdiğimiz şehit sayısı 800’ü aştı. PKK terör örgütü ile kim masaya oturdu. Kim İmralı’da bunlarla masaya oturduysa bu şehitlerin  sorumlusu onlardır. Tonlarca patlayıcı yerleştirildi. Valilere, kaymakamlara talimat verildi, ‘sakın bunlara dokunmayın’ diye. Bu talimatı kim verdi? Bu talimatı kim verdiyse bu şehitlerin sorumlusu da onlardır. Bugün iktidar olanlardır.
15 Temmuz şehitlerine fazla para verilecek, dağda PKK ile çarpışıp şehit olana daha az para verilecek, niçin, böyle bir ahlaksızlık olabilir mi? O kanun hükmünde kararname Meclis’e gelecek. O kanun hükmünde kararnameyi düzeltmek, eşitlemek bizim boynumuzun borcudur. Terörle mücadele ediyorsunuz, yaralanıyorsunuz ama hükümet diyor ki ‘sen gazi sayılmazsın’. Sizin haklarınızı sonuna kadar arayacağız. Geçen hafta Cumhuriyetimizin 93. Yılını kutladık. Bütün kavşakların Büyükşehir Belediyesine ait hafriyat kamyonlarıyla kesildiğini gördük. Bundan daha büyük bir ayıbı Türkiye Cumhuriyeti yaşamamıştır. Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.

“CUMHURİYET REİSİN KULU KÖLESİ OLMAK DEĞİLDİR”
Cumhuriyet padişahın kulu olmak değil, sultanın kulu olmak değildir, Führer’in kulu olmak değildir, Duce’nin kulu kölesi olmak değildir, reisin kulu kölesi olmak değildir. Türkiye Cumhuriyetinin özgür bireyi olmak demektir.
Cumhuriyet aynı zamanda fırsat eşitliği demektir. Hiçbir kimseye hiçbir aileye imtiyaz tanınamaz der Cumhuriyet. Herkes eşittir cumhuriyette.
Cumhuriyet aynı zamanda eğer tam demokrasi ile taçlandırılmazsa içi boş bir cumhuriyet olur.
Asıl amacımız cumhuriyeti kurduk, çok partili yaşamı getirdik, sosyal demokrasiyi bu ülkeye getirdik, şimdi dördüncü devrime hep beraber hazırlığı yapmak zorundayız. Dördüncü devrim, cumhuriyeti  tam demokrasiyle taçlandıracağız.”

PROVOKASYON UYARISINDA BULUNDU
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’a yapılan silahlı saldırıya işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Bütün vatandaşlarımın şunu çok iyi bilmesini istiyorum. CHP’ye karşı ve CHP’lilere karşı provokasyonlar bundan sonra daha fazla olacaktır. Şehit cenazesinde benim üstüme kurşun atıldı. Genel Başkan Yardımcımızın bu şekliyle kurşunlanması, il başkanlarımızın sokak ortasında darp edilmeye çalışılması, bizim üzerimize geliyorlar ama ben cumhuriyet mitinginde söyledim, şimdi de söylüyorum, bu ülkeye tam demokrasiyi getirmek için eğer bir bedel ödenecekse sözüm sözdür, o bedeli önce ben ödeyeceğim, önce ben ödeyeceğim. Hemen şöyle bir kumpas da kurdular, ‘efendim bu silahı sıkan Ülkücüymüş’ dediler. Ülkücüler vatanseverdir, biz de vatanseveriz. Bayraklarını severler, biz de bayrağımızı severiz, vatanlarını severler, biz de vatanımızı severiz. Eline silah tutuşturulup birisine ateş etmesini sağlayanlar asla ve asla bir ülkünün adamı olamazlar. Onlar kişiliksiz insanlardır, onlar kullanılmaya müsait insanlardır. ‘Kelepçeyi şeref olarak taşıyacakmış’. Kelepçeyi şeref olarak taşıyanlar zaten karanlık insanlardır. Devletin kelepçesini şeref olarak taşıyacakmış. Ya niye bayrak senin şerefin değil? Vatan niye senin şerefin değil?

“BUNLAR SATILIK İNSANLARDIR”
Kelepçeyi şeref olarak görüyor. Çünkü bu tür insanlar karanlık insanlardır. Bu tür insanların cebine 3-5 kuruş para koyduğun zaman yapmayacakları iş yoktur. Bunlar satılık insanlardır.

VATANDAŞLARA SESLENDİ
Dolayısıyla bütün vatandaşlarıma sesleniyorum. Bize yönelik provokasyonlar konusunda çok dikkatli olmalıyız, provokasyonlara gelmemeliyiz. Sağduyulu olmalıyız, dikkatli olmayız. Planlı bir saldırı, arkasındaki iradeyi merak ediyorum. Şu anda Türkiye’de hukuk yok. Şu anda Türkiye’de demokrasi yok. Şu anda hapishanelerde kötü muamele ve işkence var. Özgür medya yok. O nedenle söyledim hava kurşun gibi ağır diye.

“KARŞI DARBEYİ YAPANLARA KARŞI DİMDİK NAMUSUMUZLA AYAKTA DURACAĞIZ”
15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilip karşı darbeyi yapanlara karşı dimdik namusumuzla ayakta duracağız. Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan çıkardılar, bir istihbarat devleti haline getirdiler. Kendi baas rejimini kurdular. Darbenin fırsata çevrilip karşı darbeye dönüştürülmesini asla doğru bulmuyoruz. 15Temmuz darbesine nasıl karşı çıktıysak şimdi yapılan karşı darbeye de aynı kararlılıkla karşı çıkacağız. Ne yaptı bu gazeteciler? Bir yeri mi bombaladı bunlar? 12 Eylül askeri darbeden daha ağır koşulları yaşıyoruz. 1 milyonu aşkın mağdur yarattılar.

“ONLARI ALLAYIP PULLAYIP PİYASAYA SÜREN SENSİN”
Darbeciler orada duruyor. Darbecilerle düne kadar işbirliği yapan sensin. Onları allayıp pullayıp piyasaya süren sensin zaten. Türkiye planlı ve programlı bir şekilde ve bilinçli olarak bir darbe sürecinin içine sokulmuştur. Kapı gibi örneğimiz var. Mehmet Dişli.  General. Kıta görevi yapmadan Genelkurmay Karargahına getiriyorsunuz bu adamı. Ona özel bir post ayarlıyorsunuz, sonra terfi ediyor. Terfi edince tekrar kıtaya gitmesi lazım, yine kıtaya göndermiyorsunuz, diyorsunuz ki siz karargahta kalacaksınız, siyasi irade, hükümet diyor ki bu adam Mehmet Dişli bu karargahta kalacak. Sonra ne oluyor. Bu kişi darbeyi yönetiyor. Peki Mehmet Dişli Genelkurmay Karargahında tutan siyasi irade kim? O siyasi irade Türkiye’yi yönetenlerdir.
Hesap soracaksan Mehmet Dişli’ye ve o Dişli’yi orada tutanlara soracaksın. Kanun değiştiriyorlar. 3 general ordudan ayrılıyor yerine 3 tane FETÖ’cü getiriliyor.

“DARBENİN SİYASİ AYAĞI BUNLARDIR”
Soru şu, Türkiye planlı ve programlı bir şekilde darbe sürecinin içine getirilirken bu kararları alan siyasi irade kim, asıl darbeciler onlar. Onlardan asıl hesap sorulması lazım. Darbenin siyasi ayağı bunlardır. 15 Şubat 2012, dönemin başbakanının baş danışmanının bir yazısından bir bölüm okumak istiyorum, ‘AKP ile Gülen cemaati arasında hiçbir zaman bir çatışma ve çekişme yaşanmamıştır, bundan sonra da yaşanmayacaktır’. Bu ülkenin savcılarına sesleniyorum. Yürekli ve namuslu bir savcı bekliyorum. Dün  Cumhuriyet gazetesine baskın yapıldı. Savcı bunlar hakkında yakalama, gözaltı kararı verdi.
Ben bu savcıya ve o savcıya talimat veren siyasi iradeye seslenmek isterim. Bedel ödeyen gazetedir Cumhuriyet, her dönemde. Cumhuriyet fikir gazetesidir. Cumhuriyet bir aydınlanma gazetesidir. Cumhuriyet, cumhuriyet ile yaşıt bir gazetedir. Cumhuriyet gazetesini FETÖ ile PKK ile ilişkilendirmek şeref yoksunluğu kişilerin yapacağı bir şeydir. Bu savcıya sormak isterim. ‘Ne istediler de vermedik’ diyen Cumhuriyet miydi?

Senin yüreğin yetiyorsa ‘ne istediler de vermedik’ diyen adama soracaksın. Sen devletin nesini peşkeş çektin bunlara diye. Zekariye Öz’e kurşun geçirmez arabayı Cumhuriyet mi tahsis etti, kim tahsis etti? 2004’te MGK kararını bu karar geçersizdir, bu karar yok hükmündedir diyen cumhuriyet miydi? Peki bu karar geçersizdir, yok hükmündedir diyen adama soru sorma cesaretin soru sorma hukuk namusun var mı senin sayın savcı?
Bu soruyu sorma hukuk namusun var mı? Türkiye’yi başka bir yere sürüklüyorsun ve sen iktidarda olanların borazanlığını yapıyorsun. Elinde onların kamçısı seni kullanıyorlar. Bir savcı kendisini kullandırtmaz. Cesaretin de yok senin, korkuyorsun. Sen çocuklarına bile hesap veremezsin sayın savcı. Çocuklarına en ağır mirası bırakmışsın. İktidarın sopası olmuşsun. Başbakan Yardımcısını Pensilvanya’ya gönderip ‘sor bakalım Fetullah Gülen’in bizden bir emri var mı yok mu hükümet olarak emrindeyiz’ diyen adama sen hesap sorabiliyor musun? Soramıyorsun. Soramıyorsan sen savcı değilsin. Sen hukuk adamı değilsin. Sen birilerinin maşasısın. Yapacağın bir şey var kardeşim soramıyorsan, izzeti ikbal ile o makamdan ayrılırsın. Ben size alet olamam dersin, ben hukuk adamıyım dersin.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.