CHP'li Böke: Kahraman'ın Amacı Çok Net

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın açıklamalarının “hedefinin ve amacının çok net olduğunu” ifade ederek, “CHP’nin hedefi de çok net, CHP’nin amacı da çok açık. Bizim için laiklik bir kırmızıçizgi. Bizim için tek bir CHP’li hayatta kalana kadar savunacağımız ve kırmızıçizgimiz olarak da her zaman arkasında duracağımız bir laiklik davamız var” diye konuştu.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde topladı. MYK’nın gündemine ilişkin basın toplantısı düzenleyen Böke, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın “Laiklik yeni anayasada olmamalıdır” açıklamasına sert sözlerle yanıt verdi.

-“HİÇ UTANMADAN…”-

Meclis Başkanının sözlerinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Böke, “Meclis Başkanı İsmail Kahraman, açıkça, cepheden, doğrudan, hiç utanmadan laikliğe, Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşının inanç özgürlüğüne ve Türkiye toplumunu bir arada tutan laiklik zamkına ve en önemlisi cumhuriyete açıktan bir saldırı yapmıştır” dedi. Kahraman’ın sözlerinin, “öylesine söylenmiş, yanlışlıkla söylenmiş” sözler olmadığını da belirten Böke, “İsmail Kahraman bu sözleri bir yazılı metine dökmüş, bu metni eline almış, hazırlığını yapmış ve metinden bu cümleleri okuyarak Türkiye’yle paylaşmıştır. Bu sözler öylesine gelip geçerken söylenmiş sözler değiller. Bu sözler, TBMM Meclis Başkanı’nın kendisinin üzerine yemin ettiği anayasada, Türkiye Cumhuriyeti’nde bütün vatandaşların özgürlüğünün ve eşitliğinin güvencesi olan laikliğe karşı açıkça, bilinçli bir şekilde söylenmiş sözler” diye konuştu.

Kahraman’ın bu sözlerinin AK Parti’nin açıkça yürüttüğü politikaların dışa vurumu olduğunu söyleyen Böke, “AKP’nin her zaman yaptığı gibi iki ileri bir geri siyasetinde bu cümle sarf edildikten sonra ortaya konan tartışma da bizi yine şaşırtmıyor. Bu siyaset, zaten Türkiye’de bu tip cüretkar cümlelerin düşülmeden konuşulmuş gibi sunulmasına imkan veriyor. Oysa hepimiz çok iyi biliyoruz; bu cümleler düşünülerek kuruldu, bilinçli bir şekilde sarf edildi” dedi.

-“TEK BİR CHP’Lİ KALANA KADAR LAİKLİĞİ SAVUNACAĞIZ”-

Kahraman’ın açıklamalarının AK Parti’nin demokrasiye bakışını da ortaya koyduğunu ifade eden Böke, şöyle devam etti:

“Bu sözler, her birimizin özgürlüğüne, eşitliğine ve bir arada yaşama kültürüne AKP’nin nasıl baktığını gösteren sözler. Hedef net, amaç çok açık. CHP’nin hedefi de çok net. CHP’nin amacı da çok açık. Bizim için laiklik bir kırmızıçizgi. Bizim için tek bir CHP’li hayatta kalana kadar savunacağımız ve kırmızıçizgimiz olarak da her zaman arkasında duracağımız bir laiklik davamız var. Bizim için CHP var olduğu sürece, tüm vatandaşların özgürlüğünü, eşitliğini garanti altına alan laiklik mücadelemiz var. Bu bizim kırmızıçizgimiz. Türkiye’nin bir arada yaşama kültürüne saldıran bu sözleri asla kabul etmeyeceğiz. Biz asla Türkiye’de var olmayan bir tartışma üzerinden, Türkiye’yi bir arada tutan bu değerlerine ve bu devrim gücüne bir saldırı yapılmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin laiklikten vazgeçirileceği bir yolculuğa çıkmasına asla geçit vermeyeceğiz.”

-“AKP DE İSTİFAYA ÇAĞIRMALI”-

Meclis Başkanı’nın demokrasiyi ilga etme lüksü olmadığını söyleyen Böke, “Eğer bu sözler AKP tarafından kabul ediliyorsa, o zaman AKP de laikliği ortadan kaldırarak, Türkiye’de özgürlük, eşitlik ve demokrasinin önünde bir engel olduğunu kabul diyor demektir. Ancak eğer AKP bu sözleri kabul etmiyorsa o zaman resmi bir sıfatla, o koltuğa oturmuş olan Meclis Başkanını bizimle birlikte istifaya çağırıyor olması gereken AKP’nin kendisidir. Buradan bir kez daha söylüyoruz; Meclis Başkanı derhal istifa etmelidir. Türkiye’de laikliğin vazgeçilmez bir unsur olduğunu savunan herkes de, tüm siyasi partiler de, sivil toplum kuruluşları da ve toplumun tüm kesimleri de bu istifa çağrısına ortak olmalılar. Tüm siyasi partilerin Meclis Başkanını istifaya çağırmada ortaklaşmalılar” diye konuştu.

-“HÜKÜMETE VATANDAŞIN CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMA GÖREVİNİ HATIRLATIYORUZ”-

İktidarı dış politika üzerinden de eleştiren Böke, Türkiye’nin IŞİD’in yaşam alanı bulduğu bir ülke haline geldiğini belirtti. Kilis’in, her gün sınır ötesinden füzelerin atıldığı gerçeği ile yaşamak zorunda kaldığını ifade eden Böke, “O füzeler düşmüyorlar o füzeler atılıyorlar ve atılan o füzeler insanların canını alıyorlar” dedi.

Hükümetin cihatçı guruplara destek vererek, vatandaşının can güvenliğini ortadan kaldırıldığını savunan Böke, “Bugün Kilis’te insanlarımızın ölüyor olmasının sebebi, mezhepçi ve radikal anlayışla tasarlanmış olan Suriye politikasıdır. O maceracı politika sınır ötesinden sınırlarımızın içine roketlerin atılmasına imkan veriyor. Vatandaşımıza can güvenliğini sağlamakla yükümlü hükümet var, buradan bir kez daha hükümete bu görevini hatırlatıyoruz” diye konuştu.

-DOLMABAHÇE FOTOĞRAFINI ANIMSATTI-

Böke, AK Parti’nin “iki ileri bir geri” siyasetinin bir diğer örneğinin de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dolmabahçe mutabakatı da ne” açıklaması olduğunu belirtti. “Bir fotoğraf anımsatmak istiyorum” diyen Böke, “Dolmabahçe’de çekilmiş olan o fotoğrafta sizin Başbakan Yardımcınız, sizin İçişleri Bakanınız, sizin Grup Başkanvekiliniz var mıydı? Vardı. ‘Toplumsal mutabakat da ne’ deyip Dolmabahçe süreci yokmuş gibi davrananlar işte bu fotoğrafı inkar ediyorlar. Terör örgütüyle yapılmış olan bir toplumsal mutabakat metninin bu süreçte ortaya çıktığı, kapalı kapılar ardında, şeffaf olmayan, demokratik olmayan bir sürecin çökeceği başından belliydi” diye konuştu.
Böke, Kürt sorunun çözümü konusunda ise TBMM çatısını işaret ederek, “Türkiye’nin Kürt sorununu kapalı kapılar ardında, sonradan inkar edilebilecek şekilde tasarlanmış, şeffaf olmayan süreçlerle çözmesi mümkün değil. Bir üçüncü yol mümkün. Türkiye CHP’nin önerdiği şekilde, bir üçüncü yolla Kürt sorununu çözebilir. Parlamenter bir zeminde, meşru bir şekilde, meşru aktörlerle, toplumun hepsini kapsayacak bir şekilde tasarlanmış, şeffaf bir süreçle bu sorunu çözebiliriz” dedi.

Toplumsal mutabakat komisyonu kurulması çağrısını yineleyen Böke, bu komisyonla birlikte çalışacak, bütün toplum kesimlerinin dahil edileceği ortak akıl heyetleri kurulmasını da önerdi.