Cumhurbaşkanı Erdoğan: Koltuğa Hevesli Değiliz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, erken seçimle ilgili, “Benim için eğer koltuk hırsı olsaydı, 17,18 ay daha bu makamda kalma imkanımız vardı. Biz koltuğa hevesli değiliz. Millet ‘devam derse’ devam ederiz, ‘yok başka bir tercih düşünüyoruz’ derse eyvallah, buna da saygı duyarız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Genel Kurulu’nda konuştu. Son günlerde birilerinin ısrarla Türkiye’deki kimi firmaların ve işadamlarının varlıklarını yurtdışına çıkardığı yönünde tezviratlar ürettiğini ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:

“Her kim işini, ticaretini, yatırımlarını büyütmek, geliştirmek, yaygınlaştırmak için değil de para kaçırmak için böyle bir yola tevessül ediyorsa kimse kusura bakmasın onu da affetmeyiz. Sadece bizim değil, 81 milyon vatandaşımızın eli, böylesi bir yola tevessül edenlerin hem bu dünyada hem de öteki dünyada yakasında olacaktır. Bu ülkenin ve bu milletin imkanlarıyla büyüyüp gelişen herkese yakışan, kazancını da aynı yolda kullanmaktır.

“EN RAHAT ULAŞILABİLİR CUMHURBAŞKANI, TÜRKİYE CUMHURBAŞKANLIĞI TARİHİNDE BENİM”

Bir kez daha söylüyorum; bu sözlerim yurt dışında yatırım yapanlara değil, yurt dışına varlık kaçıranlar varsa onlaradır. Böyle bir davranışın hiçbir makul, geçerli izahı olamaz çünkü Türkiye’de hiç kimsenin çözülemeyecek bir sorunu yoktur. Cumhurbaşkanı olarak şahsen muttali olduğum her meselede kimliğine bakmaksınız iş adamlarımızın önünü açmanın gayreti içinde oldum. Başbakanımız, bakan ve bürokrat arkadaşlarımız daima iş dünyamıza destek olmayı şiar edinmiş bir kadrodur.

Sistemde eksiklikler, aksaklıklar, yanlışlar elbette olabilir, önemli olan bu tür sıkıntıların doğru kanallar üzerinden muhataplarına iletilmesidir. Buna rağmen netice alamayan arkadaşlarımız varsa işte ben buradayım. Toplantılarda dahi, kapıda ayakta beni yakalasalar, orada bile kendileri dinler, gereğini yaparız. Herhalde Türkiye’de en rahat ulaşılabilir cumhurbaşkanı, Türkiye cumhurbaşkanlığı tarihinde benim. Bütün bunlara rağmen ülkesini ve devletini karalayarak yurtdışına gidebilenler çıkabiliyorsa orada başka problem var demektir.

“PARASINI ALIP YURT DIŞINA GİDENE DİYECEK SÖZÜMÜZ KALMIYOR”

Yanlış anlaşılmasın ama burada mesele kazanmak değil, kazanılan parayla ne yapıldığıdır. Bunun üzerinde durmamız lazım. Ülkenin yatırıma ihtiyacı olduğu bir dönemde iş adamı parasını yastık edip üstünde uyumayı veya bu anlama gelecek alanlara yönelmeyi tercih ediyorsa, sorumluluklarının farkında olup olmadığını öncelikle bir düşünmesi lazım. Hele hele parasını alıp yurt dışına gidene zaten diyecek sözümüz kalmıyor.”

OHAL: “8, 9, 10, BUNU YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, OHAL konusunda da önemli mesajlar verirken, şunları kaydetti:

“Zaman zaman kulağımıza birilerinin OHAL uygulamasını bahane ederek iş dünyasının yatırım şevkini kırmaya çalıştığı yönünde şikayetler geliyor. Buradaki arkadaşlarımız başta olmak üzere, tüm iş dünyamıza sesleniyorum, Allah aşkına OHAL’in terörle mücadele dışında kullanılması bugüne kadar kesinlikle olmuş mudur?

15 yıl önce biz geldiğimizde Türkiye’de OHAL vardı. 20 yıl öncesine doğru gidin, grevlerin olduğu sanayideki o günleri hatırlıyor musunuz? Acaba bu kadar grev niye oluyordu? Bu grevler karşısında Türk sanayinin ne konuma geldiğini herhalde hatırlıyorsunuz.

O günden bu güne eğer bu OHAL olmamış olsaydı, işte kısa bir süre önce Bursa’da bu tür yollara tevessül etmek isteyenler oldu, biz nereden istifade ettik, OHAL’den. Oradaki yatırımcılarımızın önünü kesmek isteyenlere OHAL ile müdahale ettik, anında hemen oradaki grevi mrevi durdurduk. Bu terörle mücadele için kullanılmış bir yoldur, bizim girişimcilerimiz, iş adamlarınız için değil ama bizim önümüze iş adamlarımız çıkıp da dernekleriyle vs, ‘OHAL kalkmalı’ diyorsa bu bizi üzer.

Türkiye’deki OHAL demokrasi mücadelesini mi, hak ve özgürlükleri mi engelliyor, sadece PKK’yı, DEAŞ’ı, FETÖ gibi terör örgütlerini engelliyor, başka bir şey değil. Biz bu mücadelemizi 7. kez değil, 8 gerekiyorsa 8, 9 gerekiyorsa 9, 10 gerekiyorsa 10, ülkemizin huzuru için bunu yapmaya devam edeceğiz.”

“17,18 AY DAHA BU MAKAMDA KALMA İMKANIMIZ VARDI”

24 Haziran’da yapılacak erken seçimle ilgili de açıklamalarda bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Aslında 19 Kasım erken seçim tarihimizdi, şimdi ise buna gitmek, benim için eğer koltuk hırsı olsaydı burada baya kalacaktık. 17,18 ay daha bu makamda kalma imkanımız vardı. Fakat bakıyorum ki anamuhalefet ısrarla ‘hodri meydan’ diyor. Sayın Bahçeli ile değerlendirmeyi yaptık, arkadaşlarımın da kanaatini aldıktan sonra dedik ki biz artık bu adımı atalım. Madem anamuhalefet ‘hodri meydan’ diyor, bizim de ona söyleyeceğimiz bir tek şey var, buyur meydan.

“SEÇİM SÖZÜ AĞIZLARDAN ÇIKTIKTAN SONRA ÖNÜNÜ ALMAK ZOR”

Sayın Bahçeli ile görüşmemizde, gerek yaz mevsimi, gerek okulların tatile girmesi, gerek bayram ertesi, tüm bu şartları da göz önünde bulundurarak 24 Haziran’ın en uygun tarih olacağına birlikte kararlaştırdık. Seçim sözü bir defa ağızlardan çıktıktan sonra artık bunun önünü almak gerçekten zor. Şimdi uyum yasalarıyla ilgili gerek görevlendirdiğim arkadaşlar, gerek Sayın Bahçeli’nin görevlendirdiği arkadaşlar müşterek çalışmaları yürütüyorlar.

“MİLLET ‘DEVAM DERSE’ DEVAM, ‘YOK BAŞKA BİR TERCİH DÜŞÜNÜYORUZ’ DERSE EYVALLAH”

MHP Genel Başkanının bu teklifi bizim için de önemliydi ve şu anda temeli atılan cumhur ittifakının yol haritasının çalışması anlamına geliyor. Yoksa bir buçuk yıllık bir cumhurbaşkanlığı ve hükümet süremiz var. Biz bu kadar, bu koltuğa da hevesli değiliz. Niye, millet var, gideriz millete, millet ‘devam derse’ devam ederiz, ‘yok başka bir tercih düşünüyoruz’ derse eyvallah, buna da saygı duyarız.

Ama burada bir şey var, seçimin ardından girecek yeni yönetim sistemimizle önümüzdeki sorunları çok daha hızlı ve kararlı bir şekilde çözme imkanına kavuşacağımızdan şüpheniz olmasın. Yürütmenin tüm yetkilerinin cumhurbaşkanına geçecek olması bize mevcut sistemde çok dağınık ve açıkçası verimsiz bir şekilde yürütülen işleri, derli, toplu ve etkin şekilde gerçekleştirme fırsatı sağlayacaktır.

“İŞ DÜNYASI İÇİNDEKİ PEHLİVALARI DA GÖRECEĞİZ”

Tabi burada inşallah, hükümet parlamentodan değil, çünkü parlamentodan gelirse parlamento üyeliğinden istifa edecek, dışarıdan kabineye üyeler almamız mümkün olacak. Burada iş dünyamızın içindeki pehlivanları da göreceğiz bakalım. ‘Hadi gel sen kabinede görev al’ dediğimiz zaman, bakalım alabilecek mi? Olur ya ‘ben buradan çok kazanıyorum, oraya gelemem’ falan diyenler de çıkabilir, bakacağız. Çünkü iş hayatı içinde olan arkadaşlardan böyle bir kabinede, milletimiz bize tekrar ‘yürü’ derse memnuniyetle istifade etmeyi görev telakki ederiz.”