Davutoğlu: Başkan Değişiminin Doğru Olduğunu Düşünüyorum

Ahmet Davutoğlu 22 Mayıs'ta yapılacak olağanüstü genel kurulda aday olmayacağını açıkladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, MYK toplantısı sonrası açıklama yaptı. Davutoğlu, duygulu konuşmasında yol arkadaşları tarafından destek görmediği imasında bulundu. Doğrudan söylemese de kırgınlığını ifade etti.

Konuşmasına nasıl genel başbakan ve başbakan olduğuna yönelik süreci anlatan Davutoğlu 20 aylık Başbakanlık döneminde yaptığı icraatlardan bahsetti, emanetçi Başbakan olmadığını vurguladı. Kutsal bir emaneti karizmatik bir liderden Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan devraldığını anlatan Başbakan Davutoğlu, 25 yıllık meslek hayatında hedeflerine taleple değil, hak ederek geldiğini ifade etti.

-CANLA BAŞLA ÇALIŞTIM-

Davutoğlu şöyle konuştu:

“25 yıllık tarihte bir akademisyen olarak, dışişleri bakanı olarak ve başbakan olarak aziz milletimizin hizmetinde olmak benim için gurur vesilesi olmuştur. Bildiğiniz gibi 28 Ağustos 2014 tarihinde kurucu genel başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan kutsal bir emaneti devraldım. Bugün geriye dönüp baktığımda bu hususlardan hiçbir şekilde ayrılmadığımı ve canla başla çalıştığımı düşünüyorum. Bunun şahidinin de aziz milletimiz olduğunu düşünüyorum. Şimdi bugün geldiğimiz bu noktada, gelecek perspektifimizi paylamak gereği ihtiyacındayım. bunun şahidinin da milletimiz olduğunu düşünüyorum. Birinci dönemin en önemli meydan okuması kurucu ve karizmatik liderden sonra, AK Parti'nin geleceğe hazırlanmasıydı. Karizmatik liderden sonra bir boşluk doğra ve kan kaybı başlar. Benim genel başkanım olduğum AK Parti'de tek bir istifa yaşanmamış, partimizin omurgasından da hiç bir şey kaybetmemiştir. Bu konuda bana katkıda bulunan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”

Davutoğlu, 20 aylık Başbakanlık dönemini anlatırken, verilen bütün sözleri yerine getirdiğini anlattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Zorlu bir süreçle başladım. 62. hükümet zamanında hedefim ülkeyi huzurlu bir şekilde seçime götürmekti. Kaos senaryoları söz konusuydu. Ülke güvenliği bağlamında daha Başbakan olduğum zamandan itibaren bir meydan okuma vardı. Hem bu olayların üstesinden gelmek, hem de daha büyük terör saldırısıyla karşı karşıya kaldığımızda neler yapabileceğimizi planlamaktı. Yatırımların devamını getirmek söz konusuydu. Hiç bir yatırımın takviminde bir şaşma yaşanmamıştır.  Zorlu bir süreç, sadece AK Parti itibarıyla değil, Türk tarihinin en kritik dönemlerinden birisiydi. 7 Haziran 1 Kasım arası. Puslu havayı seven çakallar ortaya çıkmıştı. Partimizde hüzün vardı ‘acaba ne olacak?’ kaygısı vardı. Ben de genel seçimlere giderken şunu söyledim. Dik durun, başınızı dik tutun. Bu dönemde burada verdiğim bir söz de bu ülkeyi bir saniye bile hükümetsiz bırakmayız demiştim. Kaos bekleyenler kemikleşmiş bir iradeyi karşılarında buldular. Zor bir dönemdi. Meclis'te çoğunluğu olmayan hükümetin en radikal kararları alması gereken bir dönemdi. Başbakanlık direktifiyle mademki terör örgütleri Türkiye'ye savaş ilan etmiştir, ülkemizin bütün vadileri bütün köyleri terörden temizlenene kadar mücadelemiz devam edecek dedik. Bu dönemin önemli hedeflerinden birisi de ülkeyi 1 Kasım seçimlerine suhuletle götürmekti. Ankara'daki terör saldırılarına suhuletle gittik. Gurur duyacağımız bir netice ortaya çıktı.”

-EMANETÇİ BİR BAŞBAKAN OLMADIM-

Başbakan Ahmet Davutoğlu her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kırgın olmadığını söylese de satır aralarında, kırgınlık mesajı verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Emanetçi bir başbakan istemiyorum” sözlerini anımsatırken, “Ben hiçbir zaman emanetçi olmadım” dedi.

Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine görev teklif sürecini de  şöyle anlattı:
“Ben o gün Sayın Cumhurbaşkanı'nın vurguladığı prensibi hayata geçirmeye çalıştım. O gün Cumhurbaşkanı ‘emanetçi bir başbakan istemiyorum’ dedi. Ben de gece gündüz çalıştım. Herhangi bir il ve ya ilçe teşkilatı atamasında şahsi bir hamlem olmamıştır. 12 yıl içinde nasıl olmuşsa öyle davranıldı. Gelenekler neyse ona sadık kaldım. Bu dönemde önemli faaliyetlerden birisi de adımımın basmadığım memleket kalmadı. Bazı vilayetlerimize 9 kere gittim. Bu muhasebe yapma zarureti içinde yapmamız gerekiyordu. 81 vilayetimize gittim.”

-KONGRE TARİHİ 22 MAYIS-

Davutoğlu, olağanüstü kongre tarihini açıklarken, çekilme kararının ise kendisinden geldiği mesajını verdi. Davutoğlu şöyle devam etti:

“Partimiz yeni bir dönemin eşiğindedir. Son istişareler ve MYK istişareleri sonrası 22 Mayıs'ta tüzüğümüzün 70. maddesi gereği olağanüstü kongremizi yapacağımızı ilan ediyorum. Bütün bu tabloya rağmen seçimleri kaybeden muhalefet liderleri genel başkanlık koltuğunu işgal ederken 24 milyon oy almışken neden aday olmamayı düşünüyorsunuz sorusu haklı bir sorudur. Son kamuoyu anketlerinde desteğimiz 54'e varan bir orana sahipti. Bizim dönemimiz bir başarı dönemidir.”

-NEDEN BÖYLE BİR KARAR ALDIM?-

Davutoğlu, bugün gelinen süreci anlatırken hem kırgın hem de sitemli konuştu. “Neden böyle bir kararı aldım?” dedi ve şöyle anlattı:

“Hayat insana çok şey öğretiyor. Benim terk etmediğim prensiplerim var. Doktora yaparken profesörlüğü hedefledim ancak zamanı gelmeden istemedim. Makamların hiçbirisini ben talep etmedim. Hiçbirisi için lobi yapmak ya da talepte bulunmak gibi bir hedefim olmadı. Mutabakatın olmadığı yerde genel başkanlığa aday olmak istemedim. En güçlü insan kendisiyle barışlık olan insandır. Hayatta inanmadığım hiçbir şeyi savunmadım. İnandığım hiçbir yerden de geri adım atmadım. Pazarlığa dayalı bir mevki makam hesabı içinde olmadım. Yoldan önce yol arkadaşı sözü vardır. Ben yola çıktığım arkadaşlarımın benimle olmalarını isterim. Olmadıklarında da bana söylemelerini isterim. Son MKYK'da yaşananlar çok önem arz etmiyor. İlk imzayı ben attım. Ancak takip edilen yöntemi refik olrak düşünmedim. Bu anlamda yaptığım istişareler neticesinde AK Parti’nin birliği için refik değişmesindense genel başkanın değişmesinin daha doğru olacağını düşündüm.”

Davutoğlu, konuşmasının sonunda tabana, teşkilata ve seçmene ayrı ayrı teşekkür etti. Helallik istedi.