Öne Çıkanlar chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı DEVA PARTİSİ Genel Başkanı Ali Babacan Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Koca Dünya bugünün gündemi HAVA HAREKATI türk silahlı kuvvetleri süt ihracat

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Eğer Eren Erdem, Rus televizyonunda Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini veya Türkiye Cumhuriyetini suçlamışsa ben onu partide tutmayacağım. Ama eğer böyle bir suçlama yoksa Cumhurbaşkanı, Eren Erdem’den özür dileyecek mi?” dedi.

Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya defalarca gittiğini ve çözülmesi gereken ciddi sorunlar olduğunu belirtti. Çözüm için iktidarın geçmişte bazı adımlar attığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Atılan adımların yanlış olduğunu, bu adımlarla sorunun çözülemeyeceğini defalarca ifade ettik. Bugün hepimizin üzüldüğü, kaygı duyduğu bir noktaya geldik. İktidarın süreci iyi yönetmediğini, PKK’nın bu süreci kullandığını, şehirleri silah deposu haline dönüştürdüğünü, bölgede mahkemeler kurduğunu, vergi daireleri kurduğunu defalarca dile getirdim. Olayları sorgularken iki cepheden bakmamız lazım; ben terörle mücadelede güvenlik güçlerinin gösterdikleri çabalara bir şey demiyorum, o ayrı. Ama orada terörle arasına mesafe koyan ama terörden mağduriyet yaşayan halk var, bunlara birilerinin sahip çıkması lazım. Göç ediyor insanlar, bu karda kışta nereye gidecekler? Devlet bu insanlara kucak açmış değil. Bölgede ciddi bir duygusal kopuş yaşanırsa bunun Türkiye’ye faturası daha ağır olur. Biz hala bu sorunun toplumsal uzlaşmayla çözülebileceğine inanan bir partiyiz. Geçmişte hatalar yapıldığını gayet iyi biliyoruz; bu hatalar sadece AKP’nin yaptığı hatalar da değil.”

-“300 BİN KİŞİ BİR YERDEN GÖÇ EDİYORSA OTURUP DÜŞÜNÜLMESİ LAZIM”-

Tahir Elçi’nin katledilmesinin ardından Diyarbakır’a gittiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“İl Emniyet Müdürlüğü’nü de ziyaret ettim, Vali de gelmişti. Basına kapalı bir ortamda konuşurken, Suriçi’nde PKK’lıların halkı esir aldığını, evlere yerleştiklerini, duvarların delindiğini, hendeklerin de PKK’lılar tarafından değil, PKK’lıların zorla halka açtırdığını ifade etmişlerdi. Ben o insanların, yani zorla hendek kazdırılan insanların PKK ile aralarına mesafe koyup hendekleri kapatmaları gerektiğini söylemiştim. PKK’lar bu çağrıya uymaz zaten. Çağrı, orada yerleşik olan ve PKK’nın zorla hendek kazdırdığı vatandaşlardır ve o vatandaşlar hendekleri kapatırlarsa çok daha rahat bir ortamın olabileceğini ifade etmek için bunu dile getirmiştim. CHP olarak teröre karşı tavrımız zaten belli, kimsenin en ufak bir şüphesinin olmaması lazım. Halk şu anda çaresiz. PKK’nın baskısı altında bunalmış, gidecek yeri yok, sokağa çıkamıyor, ekmek alamıyor. Oteller kapanıyor. Eğer, 300 bin kişi bir yerden göç ediyorsa oturup düşünülmesi lazım. Bölgeye bizim kadar giden ikinci bir parti yok. Bizim için Diyarbakır ve Trabzon’un farkı yok ama halk iki arada kalmış ve çaresiz durumda. Bizim dinlemenin dışında bir çare üretme şansımız yok. Sokağa çıkma yasağı uygulanan il ve ilçe başkanlarımızı davet ettik, yarın onlar gelecekler, onları dinleyeceğiz. Bütün mesele, örneğin Davutoğlu, parlamentoda bir gizli oturum yapabilir ve bütün ayrıntıları anlatır. İçişleri Bakanı gelsin, diğerleri gelsin. Neden bu sorun bu hale geldi, tartışılması lazım ve bir çözüm üretmemiz lazım. Davutoğlu bunu yaparsa çok memnun oluruz. Bizim verdiğimiz önergeler reddediliyor, neden reddediliyor, bilmiyorum. Keşke şurada olsaydı Davutoğlu, oturup konuşabilseydik. Terörün bitmesi için hükümete her türlü desteği veririz.”

-“CUMHURBAŞKANININ BİR AĞIRLIĞI OLMALI, HER ŞEYE MAYDANOZ OLAN BİR ADAM”-

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Eğer Eren Erdem, Rus televizyonunda Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini veya Türkiye Cumhuriyetini suçlamışsa ben onu partide tutmayacağım. Ama eğer böyle bir suçlama yoksa Cumhurbaşkanı, Eren Erdem’den özür dileyecek mi? Bu kadar açık ve net söylüyorum. Eren Erdem, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı 2013’te bir iddianame hazırlıyor ve Türkiye üzerinden sarin gazı üretecek kimyasal maddelerin Suriye’ye gittiğini söylüyor. Bunu devletin başsavcısı söylüyor, Eren Erdem değil. Eren Erdem, bunu dillendiriyor, ‘Böyle bir şey var mı?’ diyor. 20 Ekim 2015’te bir soru önergesi veriyor Davutoğlu’na, ‘Bu tür iddialar var, bunlar gerçek mi?’ diyor. 15 gün içinde cevap verilmesi gereken soru önergesine cevap verilmiyor, cevap yok. 10 Aralık’ta TBMM kürsüsünden bu olayı anlatıyor, Türkiye üzerinden geçiyor diyor, iddia bu. Fakat her şeyi çarpıtmaya alışkın olan kişi, bu konuda suçlama yaparken metni alıp okuması lazım. Suçlayacaksa Başsavcılığı suçlayacak. Eren Erdem’e güvenirim, milletvekili, ne konuştuğunu bilen bir insan. Bu konuda daha önce soru önergesi vermiş, bu konuda tutanaklar meydanda, İstanbul’da basın toplantısı yapmış. İddia, savcının iddiası. Eren Erdem’e de söyledim, Rus televizyonuna böyle bir konuşmanın yapılmasını doğru bulmadım, onu söyledim, zamanlama olarak doğru değil. Zaten bilinen bir olay, ilk kez duyulan bir olay değil. Ama ilk kez böyle bir şey oluyormuş gibi, Eren Erdem üzerinden CHP’yi suçlamak gibi bir kolaycılığa bir ülkenin Cumhurbaşkanı girmemelidir. Cumhurbaşkanları az konuşmalı, öz konuşmalıdır. Her şeye maydanoz olan bir adamdan… Yani, Cumhurbaşkanının bir ağırlığı olması lazım.”

-“EKMELEDDİN BEY ÇOK GÜZEL BİR TBMM BAŞKANI OLABİLİRDİ”-

Deniz Baykal’ın koalisyon görüşmeleri sırasında değil, görüşmelerden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları ekledi:

“Belki atmosfer biraz değişmiş olabilir ama sorunu karşı tarafta aramaktansa biraz da kendimizde, yani yüzde 60’lık blokta aramamız lazım. Ama orada da Baykal’ın veya Türkeş’in kusuru yok. Gidip görüştüler veya görüşmediler… Bütün mesele,  görüşme sürecinde benim uzlaşmacı tavrımı Bahçeli de gösterebilseydi, o zaman zaten bu süreç kendiliğinden çözülmüş olurdu. Olay biraz, hükümet olmak istemeyen, hükümet olmaktan çekinen Bahçeli’nin tavrı oldu.

Meclis Başkanlığı için biz Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy verseydik, HDP oy vermiyordu, yine seçilemiyordu. Baykal ‘Ne zaman isterseniz ben çekilirim’ dedi. Ama taraflar arasındaki gergin kutuplaşma, seçim sonrasında da devam etti. Bu kutuplaşma biraz yumuşayabilseydi… Ekmeleddin Bey çok güzel bir TBMM Başkanı olabilirdi. Hala ben kendisini ideal Cumhurbaşkanı adayı olarak da görüyorum. Eğer olsaydı bugün belki Ortadoğu’da çok daha farklı bir Türkiye ağırlığı olacaktı.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.