Öne Çıkanlar deprem Kuşadası Belediyesi kuşadası erdoğan Hakkari atatürk çukurova belediyesi HAVA HAREKATI kızılay recep tayyip erdoğan operasyon başbakan binali yıldırım

Erdoğan'dan Parti Tabanlarına Çağrı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dört siyasi parti tabanına seslenerek, “Gelin bu tarihi reformda bir konsolidasyona gidelim ve böylece 16 Nisan'da birliği, beraberliği ile güçlü bir Türkiye’nin sistem noktasında temel taşlarını yerli yerine koyalım. Bunun rejim değişikliğiyle yakından uzaktan alakası yok” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müteahhitler Birliği Ödül Töreni’nde konuştu. Türkiye’nin ekonomik anlamda ciddi hiçbir sorunu olmadığını söyleyen Erdoğan, “Dedikoduya falan hiç gerek yok. Biz ülkemizin durumunu biliyoruz. Ekonomide yaşanan dalgalanmalar daha ziyade küresel ve bölgesel istikrarsızlıkların yol açtığı psikolojik iklimden ve bunun ülkemize yansımalarından kaynaklanıyor. Açıkçası, küresel ve bölgesel krizler bir anda ortaya çıkmadıkları gibi, öyle bıçakla kesilir gibi de ortadan kaybolmazlar. Bunun için bizim kendi programlarımızı uygulamamız, kendi çözümlerimizi üretmemiz, kendi yollarımızı açmamız gerekiyor. Türkiye Varlık Fonu gibi araçlar, işte bu amaçla hayata geçiriliyor” dedi.

-“BÖLGEMİZDE YAŞANAN KRİZİ ÇÖZMENİN YOLU TOPYEKUN TECRİT DEĞİLDİR”-

Bölgede yaşanan krizin sadece Türkiye için değil, dünyanın tamamı için sürdürülebilir olmadığını ifade eden Erdoğan, “Fitili ateşlenen sorunların, çok kısa bir sürede dünyayı kana ve ateşe boğacağının örneklerini Avrupa’da, Amerika’da meydana gelen terör eylemleriyle görmeye başladık. Dikenli tel örgülerin ve yüksek sınır duvarlarının arkasında huzur aranamayacağına maalesef birçok kez şahit olduk” dedi. “Bölgemizde yaşanan krizi çözmenin yolu topyekun tecrit değildir” diyen Erdoğan, “Çözüm, buradaki insanların siyasi ve ekonomik bakımdan geleceklerini güvence altına alacak yöntemleri devreye sokmaktır. Dünya, özellikle de gelişmiş ülkeler, Suriye ve Irak krizinde çok kötü bir sınav verdi. Buradan alınan dersler ışığında öncelikle çatışmaları durduracak, ardından da bölgenin tarihi, kültürel, inanç, mezhep, meşrep dengelerine uygun bir çözümün hayata geçirileceğine inanıyorum. Türkiye bu yöndeki çabalara her türlü desteği vermektedir, vermeyi de sürdürecektir” şeklinde konuştu.

-“MEVCUT SİSTEM İÇİNDEKİ ÇATLAKLARDAN SIZARAK NÜFUS KAZANMIŞLARDIR”-

Türkiye’nin, çok partili hayata geçtiğinden beri Cumhurbaşkanı seçiminden koalisyonlara her alanda sürekli bir kriz hali içinde yaşamak zorunda kaldığını söyleyen Erdoğan, “Bu kırılgan ortamın ürünü olan istikrarsızlık, hepimizin şikayetçi olduğu bürokratik oligarşinin, vesayet sisteminin en büyük kuvvet kaynağıdır. Gayri meşru güç odakları, mevcut sistem içindeki bu çatlaklardan sızarak nüfus kazanmışlardır. Her kim ki Türkiye’nin bu şekilde yoluna devam etmesi gerektiğini söylüyorsa, emin olun, o kişi ya geçmişten bihaberdir ya da varlığını eski köhne sisteme borçludur” dedi.

-“CUMHURBAŞKANI-BAŞBAKAN KAVGALARI DAHİ TEK BAŞINA SİSTEMİ SORGULAMAK İÇİN YETERLİ”-

Türkiye’nin yasama, yürütme ve yargı güçleri arasındaki çekişmelerden, yetki kargaşalarından çok büyük zararlar gördüğünü ifade eden Erdoğan, darbelerin, muhtıraların yol açtığı siyasi kaosların, ekonomik krizlerin Türkiye’ye fevkalade ağır bir maliyet yüklediğini söyledi. “16 Nisan ile birlikte artık Türkiye'de yasama organı yok” eleştirilerinin yapıldığını kaydeden Erdoğan, şöyle yanıt verdi:

“Dürüst olun, siyaset eğer dürüst yapılırsa millet sizi bir yerlere getirir. Siyaseti dürüst yapmazsanız sittin sene aynı yerde oturmaya devam edersiniz. Nerede yasama organı kalkıyor ya, böyle bir şey mi var? Yürütme, doğrudur, sadece Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, yani başkanda toplanıyor. Yargı aynı şekilde konumunu yine koruyor. Yasama var, yürütme var, yargı var. Bunların hiçbirisinin ortadan kalkması diye bir şey söz konusu değil. Ama şu gerçeği görmemiz lazım, sadece cumhurbaşkanı-başbakan kavgaları dahi tek başına sistemi sorgulamak için yeterlidir.”

-“SAYIN ÖZAL'A DEMİREL'İN SÖYLEDİKLERİNİ HAFIZA-İ BEŞER ŞÖYLE BİR HATIRLAYIVERSİN”-

2001 yılında Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer’in, Başbakan Bülent Ecevit’in önüne Anayasa kitapçığı fırlatmasını hatırlatan ve ikilinin dünya görüşleri olarak birbirlerine yakın insanlar olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Rahmetli Ecevit'in yüzüne anayasa kitapçığı fırlatıldı mı? Fırlatıldı. Bir anda ertesi gün döviz ne oldu, malum. Bunu görmeyecek miyiz? Bunu bir kenara bırakabilir miyiz? Rahmetli Özal, rahmetli Demirel... Bunların nasıl birbirine girdiğini ve Sayın Özal'a Demirel'in söylediklerini herhalde hafıza-i beşer şöyle bir hatırlayıversin. Bunları yaşadık. Bunlar aslında ta teknik üniversiteden itibaren de çok iyi arkadaş olmalarına rağmen o denli hakaretlere Sayın Özal maruz kalmıştır. Biz bunları görmek istemiyoruz bu ülkede. Biz diyoruz ki bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız, bunun başka çıkışı yok.
Bu çalışmada bile anayasa komisyonunda masaların üzerinde nasıl uçuşulduğunu gördünüz. Pet şişelerin nasıl fırlatıldığını gördünüz. Genel Kurul'da, bacak ısırmaktan tut burun kırmaya varıncaya kadar, bunları da gördük. Öbür sistemde bu olmaz mı? Olsa dahi asgariye düşer.”

-“AYNI EKOLDEN GELEN İNSANLAR OLDUĞUMUZ İÇİN GÜRÜLTÜ PATIRTI KOPMUYOR”-

Türkiye’nin 2007 anayasa değişikliğiyle her ikisi de meşruiyetini halktan alan ve geniş anayasal yetkilerle donanmış iki yürütme gücüne sahip olduğunu ve artık bu kavgaların daha yıkıcı olmasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Erdoğan, “Birileri diyor ki, ‘10 yıldır iş yürüyor hiçbir sorun yok’. Onu sen biliyorsun, bir de bize sor. 10 yıldır sorun çıkmadan işlerin yürümesinin kerameti sistemde değil, aynı siyasi ekolden gelen, aynı ideallere sahip, birbirlerini yakından tanıyan insanlar bu makamlarda olduğu için sorun çıkmadı. Bizden önce, sen kalkacaksın Dışişleri Bakanı'nı Cumhurbaşkanı yapacaksın böyle bir şey oldu mu? Ama ben, Dışişleri Bakanı olan arkadaşımı, değerlendirmelerimizi yaptık, Cumhurbaşkanı makamına getirdik. Ondan sonra da uyumlu bir şekilde yürüdük. Şu anda da başbakanımızla ile bakanlarımızla uyumlu bir şekilde süreci işletiyoruz. Sistemden kaynaklanmıyor, aynı ekolden gelen insanlar olduğumuz için gürültü patırtı kopmuyor. Önceki Sayın Cumhurbaşkanı ile bu noktada sıkıntılar yaşadık. Gürültü patırtı olmadıysa o da bizim sabrımızdan kaynaklanmıştır” diye konuştu.

-“KANDİL NE DİYOR? ‘HAYIR’DA BULUŞALIM DİYOR”-

“Hayır” ve “Evet” olmak üzere iki saf olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kandil ne diyor? ‘Hayır’da buluşalım diyor. Bunlar, ülkemizi şu anda parçalamak, bölmek isteyen ve ülkemizi kan gölüne çevirme gayreti içerisinde olanlar. 40 yıldır bu ülke bunlarla mücadele ediyor. Şu anda bunların çağrısı hayır oyuna” dedi.
Anayasa değişikliğinde 18 maddenin daha bütüncül olarak bir çözüme kavuşturulması için bir mücadele verildiğini söyleyen Erdoğan, “Ne yazık ki bu ülkede siyaset, ana muhalefet siz ne derseniz aksini söylüyor. Etme eyleme işte. Oturalım, konuşalım. Senin doğruların neyse ortaya getir bir neticeye varalım. Olmadı. Gerek AK Parti'nin gerek MHP'nin uyumu, onların dayanışma içerisinde böyle bir kararlılığı ve parlamentoda hakikaten bütünleşmeleri, sağ olsun bu hazırlığı buraya getirdi” şeklinde konuştu.

-DÖRT PARTİ TABANINA ÇAĞRI-

“AK Parti tabanı, gerek MHP tabanı, gerek CHP tabanı, oraya gönül vermiş olanlar ve hatta HDP'ye gönül vermiş olan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum” diyen Erdoğan, “Gelin bu tarihi reformda bir konsolidasyona gidelim ve böylece 16 Nisan'da birliği, beraberliği ile güçlü bir Türkiye’nin sistem noktasında temel taşlarını yerli yerine koyalım. Bunun rejim değişikliğiyle yakından uzaktan alakası yok” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurucusu da olduğu partinin Türkiye’de yaklaşık 10 yıldır yüzde 45'lerde, sonunda 50 düzeyinde oy aldığını hatırlatarak, “Sanıyorlar ki bu oranı elde etmek kolaydır. Kendi ailesindeki 10 kişiden 5'inin desteğini alamayacak olanların yüzde 50'lik oy oranını küçümsemesi gerçekten trajikomiktir” dedi. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.