"‘Hayır Verecek Her Vatandaşımız Teröristtir’ Anlamına Gelmiyor"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Başbakan Binali Yıldırım’ın “PKK’lılar hayır diyor” açıklamasına ilişkin, lafın yanlış algının bir parçası haline getirildiğini belirterek, “Türkiye’de Türkiye düşmanı olan birtakım terör gruplarının alenen hayıra destek vermeleri, ‘Hayır verecek her vatandaşımız teröristtir’ anlamına gelmiyor. Bunun için söylenmiş bir söz değildir. Herkes doğru algılasın, doğru anlasın ve yanlış bir algı operasyonunun parçası haline getirmesin” dedi.

Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında açıklamada bulundu. Toplantıda ele alınan konularla ilgili bilgi veren Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Sağlığı tehlikeye atan birtakım taklit ve tağşişler içeren ürünleri üretenlere karşı cezai tedbirlerin artması ve bu alanda etkin bir mücadelenin yapılması öngörülmektedir.
Çiftçi kardeşlerimizin ziraat bankası ve tarım kredi kooperatife olan borcu yeniden yapılandırılacak. Bu alanlarla ilgili yasa tasarılarını gündeme getirildi ve teferruatlarıyla görüşüldü.

Üçüncü konu ise, Türkiye Uzay Ajansı kurulmasıyla ilgili yasa çalışmaları. Bildiğiniz gibi bütün gelişmiş ülkelerde uzay çalışmaları devletin öncülük ettiği alandır. ABD’deki NASA örneği bunun en tipik örneğidir. Türkiye için aslında geç kalınmış olan projedir ancak Türkiye’nin geldiği iktisadi gelişme seviyesi itibariyle Türkiye’nin Türkiye Uzay Ajansı kurması elzem hale gelmiştir. Böylece hem uzay alanındaki araştırmaların ciddi şekilde yönlendirilmesi hem de ülkemizin uzaydan yararlanmasını sağlayacak bir yapıya kavuşacağız. Bununla ilgili uzay ajansı kurma çalışmaları hızlandırılacaktır.

Ayrıca her madde detaylı olarak gözden geçirilecek ve bu üç alandaki yasa teklifleri de olgunlaştırılarak TBMM’ye getirilecektir.”

-“MEMBİÇ VE RAKKA'NIN TEMİZLENMESİ İÇİN ADIM ATILABİLİR"-

Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. El Bab operasyonunda gelinen son noktayla ilgili soru sorulan Kurtulmuş, sonraki hedefin Membiç ve Rakka olduğu iddialarına ilişkin şöyle konuştu:

“Türkiye’nin Suriye’de yürütmekte olduğu operasyon ne Suriye topraklarında gözümüz olduğu için yapılan bir operasyondur, ne de laf olsun diye yapılan bir operasyondur, ne de Türkiye bir vekalet savaşının tarafı olduğu için bu operasyonları yürütüyor. Türkiye’nin ulusal güvenlik ihtiyacının bir parçası olduğunu bir kere daha vurgulamak isterim. Bu topraklardan, Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye karşı uzun aylar boyunca güvenlik risklerini hep beraber yaşadık. Oradan füzelerini, roketlerini atanlar, oradan kaynaklanan terör gruplarını sınırların içerisinden sokarak Türkiye’ye karşı saldırılarını sürdürenler oldu.  DEAŞ ve PKK / PYD, Türkiye için hayati riskler taşıyan iki örgüt olarak Kuzey Suriye’de faaliyet gösterdi, bugün de devam ediyor. Dolayısıyla bu operasyon çerçevesinde Cerablus’ta başlayan operasyon El Bab’a kadar uzandı. El Bab’da kısa süre içerisinde Türk ordusunun ve desteklediği Özgür Suriye Ordusunun zaferiyle bu operasyonun sonuçlanacağını ümit ediyoruz. Bunun arkasından da operasyonlar başlamadan önce ABD ile varılmış bir mutabakat vardı, o da şuydu, PYD/YPG unsurları Membiç’in doğusuna bütünüyle çekilecekler. Yani o bölge Türkiye için tehdit olmaktan çıkarılacak, dolayısıyla bunu bekliyoruz. Sahadaki bu mücadele sürekli gelişen yeni gelişen güvenlik şartları altında müzakere ediliyor. Dinamik bir süreç. Ona göre Türkiye’nin ulusal güvenliğini sağlayacak adımların atılması için hareket ediliyor. Bundan sonra Türkiye eğer uluslararası koalisyonla belli bir mutabakat oluşursa, şartlar o şekilde hareket edecek şekilde imkan verirse hem Membiç’in temizlenmesi hem de Rakka’nın temizlenmesi konusunda adım atabilir. Başından itibaren söylediğimiz bir husus vardı, Rakka IŞİD’in merkezidir. Rakka’yı kurtarırken bunu kurtarma operasyonunda ‘Biz orayı IŞİD’den temizleyeceğiz ama yerine YPG’yi, PYD’yi koyacağız’ derseniz, bu Türkiye için birinci derecede güvenlik riski oluşturur. Dolayısıyla Türkiye hem Rakka’nın temizlenmesi hem de oraya bahaneyle PYD/YPG unsurlarının yerleştirilmemesi için uluslararası camiayla varılacak bir anlaşma çerçevesinde ileri bir adım atabilir. Dolayısıyla bugünden şu zamanda operasyon yapılacak demek mümkün değildir.”

-“‘HAYIR VERECEK HER VATANDAŞIMIZ TERÖRİSTTİR’ ANLAMINA GELMİYOR”-

Başbakan Yıldırım’ın ‘PKK’cılar ve FETÖ’cüler hayır diyor’ açıklaması ve muhalefetten gelen eleştiriler anımsatılan Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Türkiye’nin böyle bir konjonktürde tam zamanı olan bir anayasa referandumuna gidiyor olması, bu referandumun önce anayasa değişiklik paketinin mecliste kabul edilip 16 Nisan’da halk oylamasına sunulacak olması dahi Türkiye demokrasisi bakımından başlı başına olgunluğu gösteren bir gelişmedir. Bu kampanyanın içerisinde hayır diyenler de olacak, evet diyenler de olacak. Sayın başbakanımızın ve cumhurbaşkanımızın söylediği hususlar şudur, bakın ortada açık bir gerçek var. Günlerdir PKK’nın üst düzey yöneticilerinin gerek Kandil’den gerek başka yerlerden bu referandumda hayır çıkmasıyla ilgili çalışmaların artırılması yönünde görüşlerini açıkça beyan ettiklerini görüyoruz. Aynı şekilde FETÖ’nün network’ünün hem Türkiye içerisinde hem dışarıda hayır kampanyasına destek veren bir çalışma ve gayret içerisinde olduklarını görüyor ve biliyoruz. Kurumsal olarak FETÖ’cülerin ya da PKK bağlantılı grupların hayır kampanyalarına destek veriyor demek başka bir şey, ama buradan çıkarıp saki tüm hayır diyenler teröristmiş algısını oluşturmak başka bir şeydir. Ne Sayın Başbakanımız,  ne Cumhurbaşkanımız hiçbir şekilde hayır diyen vatandaşlarımızın terörist olarak algılanmasını ihsas ettirecek en ufak bir şey söylememişlerdir. Dikkat çektikleri husus, Türkiye’de milletin ve devletin düşmanı olan unsurların sistematik olarak ve örgütsel olarak hayıra destek verdikleridir. Bu da gizli kapaklı bir şey değil, ayan beyan ortada olan bir şeydir. Dolayısıyla lafı yanlış algının bir parçası haline getirmeye gerek yoktur. Türkiye’de Türkiye düşmanı olan birtakım terör gruplarının alenen hayıra destek vermeleri, ‘Hayır verecek her vatandaşımız teröristtir’ anlamına gelmiyor. Bunun için söylenmiş bir söz değildir. Herkes doğru algılasın, doğru anlasın ve yanlış bir algı operasyonunun parçası haline getirmesin."

-İHRAÇ EDİLEN AKADEMİSYENLER-

Çıkarılan son KHK ile 360 civarı akademisyen ihraç edildiği hatırlatılan Kurtulmuş, bu isimlerle yeni bir çalışma olup olmayacağına ilişkin “KHK’larda olası birtakım yanlışlık varsa, bunların düzeltilmesine ilişkin bir mekanizmayı bir önceki KHK ile kurmuştuk. Eğer ortaya çıkan bir yanlışlık varsa, yanlışlık iddiası varsa, bunun nasıl düzeltileceğine ilişkin bir yasal mekanizmamız var. Bu KHK ile verilen karar nihai bir karar değil, müracaat edilerek düzeltilmesi mümkün olan bir karardır. Bu mekanizma hızla kuruluyor. Önemli bir kurum. 7 kişilik, KHK yanlışlıklarını düzeltebilecek bir kurum. Bu tabiri caizse Anayasa Mahkemesi’nin de yükünü hafifletecek önemli bir mekanizmadır. Bir ara hukuki düzenlemedir. İlgili bakanlıklar buraya temsilci verecekler. Bunun mümkün olduğu kadar hızlı çalışmasını temin edeceğiz ve bu ve benzeri birtakım kuşkular varsa bunları giderecek adımlar atılacaktır” şeklinde konuştu.

-REFERANDUM ANKETLERİ-

Kurtulmuş, referandum süreci ne ilişkin ellerinde anket sonucu olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:

“Kampanyanın başında olmamıza rağmen evetler ciddi miktarda önde görünüyor. Ama benim şahsi siyasi tecrübemle söyleyeyim, kampanya ilerledikçe evet kampanyasının çok daha ciddi şekilde destek bulacağı, yüksek oranda evet çıkacağına inanıyorum, öyle görüyorum. Ayrıca parti olarak kampanyalar sırasında kamuoyu anketlerini çok iyi kullanabilen bir partiyiz. Bazen 15 günde bir, haftalık, bazen de günlük anketler yaptırdığımız olmuştur. Şimdiye kadar da hiçbir zaman anketler bizi yanıltacak sonuçlar ortaya çıkarmadı. Dolayısıyla birebir sahadaki nabzı günlük, haftalık olarak kontrol edeceğiz. Seçmenlerimizin hangi konularda bilgilendirmeye ihtiyacı varsa, kampanyalarımız onun üzerinde devam edecek ve inanıyorum ki şenlik içerisinde güzel bir kampanya yapacağız. Sonuçta 16 Nisanda güçlü bir Türkiye için evet kararı sandıktan çıkacaktır.”