Öne Çıkanlar AİLE gündem özeti Melatonin hormonu Cansu İvecen Kuru Gürültü Türkiyede koronavirüs kaynaklı Toplam Vaka Sayısı Covid19 Medikal Aile Terapisi nedir Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Kırklareli Valisi Orhan Çiftçi

“İdlib’i, Hem Türkiye Hem De Bölge Halkı Açısından Güvenli Bir Yer Hâline Dönüştürmeye Kararlıyız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye, İdlib konusunda kendi harekât planlarını uygulamak üzere her türlü hazırlığını yapmıştır. Ülkemizin bu konudaki kararlılığını hâlâ anlamamış olan rejime ve onu cesaretlendirenlere İdlib’i bırakmayacağız. Bu bölgedeki gelişmelerin ülkemizin üzerine getireceği yükü göz göre göre omuzlamaya asla niyetimiz yoktur. Ne pahasına olursa olsun, İdlib’i hem Türkiye hem de bölge halkı açısından güvenli bir yer hâline dönüştürmeye kararlıyız” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına, Manisa'da dün akşam meydana gelen depremden dolayı vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı.

“FETÖ’YÜ TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK İLAN ETTİK”

Türkiye gündeminin birileri tarafından ısrarla FETÖ'nün siyasi ayağı ve bununla bağlantılı bir şekilde yeni darbe teşebbüsü tartışmalarıyla meşgul edilmeye çalışıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ meselesinin çok uzun ve derin sosyal, siyasi, kültürel kökleri olduğunu, AK Parti'den önce olduğu gibi AK Parti döneminde de Türkiye’de bu sürecin yaşandığını söyledi.

FETÖ'nün, diğer pek çok sivil toplum örgütü gibi toplumun ve hukukun meşru kabul ettiği sınırlar içinde faaliyet yürütürken tehdit ilan edilmediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne zaman ki bu yapının eğitim, hayır, dayanışma sınırlarını aşıp devleti ele geçirmeye çalışan bir örgüt olduğu netleşmiştir, işte o zaman karşısında bizi, milletimizi ve hukuku bulmuştur. Türkiye'de FETÖ'nün serpilmesinde, büyümesinde güçlenmesinde herkesin payı olabilir ama bu ülkede FETÖ'yü terör örgütü olarak ilan edip ona savaş açan şahsım ve AK Parti'dir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçleri iyi bilen birisiyim. FETÖ'nün bu ülkede anlaşamadığı, görüşemediği tek lider var, o da merhum Erbakan Hoca'mızdır. Erbakan Hoca'mızdan nefret ederdi. Hiçbir zaman bir araya da gelmemişlerdir ama şimdi Erbakan Hoca'mla beraber olduğunu iddia eden malum zat, ne yazık ki onun müritleriyle, onunla beraber dirsek temasında olanlarla beraber yürüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Başbakanlığı döneminde Yüksek Askerî Şûra’da önüne tek bir FETÖ'cünün dosyasının gelmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelen dosyalar hep mütedeyyin insanlarla ilgiliydi. Çünkü takiyeyi bir hayat biçimi hâline getiren FETÖ'nün hiçbir mensubu dinle, diyanetle ilgili bir görüntü vermiyordu. Milletin değerleriyle uğraşmaktan kendi bünyelerini habis ur gibi saran FETÖ tehdidini görmeyenlerin bugün bizi suçlaması aslında kendi gafletlerini saklama çabasından başka bir şey değildir” diye konuştu.

“FETÖ İLE MÜCADELEYİ SULANDIRMAK, EN AZ FETÖ ZİHNİYETİ KADAR TEHLİKELİDİR”

“Demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet söylemlerini FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak, FETÖ tehdidini hafifletmek için kullananlar, bu millet için en az FETÖ zihniyeti kadar tehlikelidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meydanı, demokrasinin kendilerine sunduğu zemini, yalanları ve iftiralarıyla milleti zehirlemek için kullananlara asla bırakmayacağız. Türkiye'nin terörle mücadeleden ekonomiye kadar her alanda tarihinin en büyük mücadelelerinden birini verdiği şu dönemde, ülkenin ve milletin dikkatini dağıtmak, enerjisini heba etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ile mücadelede tahmin edemedikleri hususun CHP ve yıllarca zahirde bu gibi yapılara karşı gözüken çevrelerin bir anda karşılarına en büyük FETÖ yandaşı olarak çıkmaları olduğunu ifade ederek, “Ama hükûmetlerimiz döneminde ülkede bizim gibi düşünmeyen, hareket etmeyen herkes gibi bunlara da hukuk ve hakkaniyet sınırları içerisinde yaklaştık. Doğru, ben de görüştüm. Bunu kaçırmama gerek yok. Ama Erbakan Hocamın bunlarla ilişkisinin olmadığını ifade ettim. Liderler içerisinde zaten ilişkisi olmayan sadece o idi. Demirel'in, Ecevit'in, Erdal İnönü'nün görüşmüşlüğü vardır, şu andaki beyefendinin aynı şekilde, hepsinin bunlarla görüşmüşlüğü vardır. İrtibatları ileri derecededir” dedi.  

FETÖ ile mücadeleye 2010 yılında başladıklarını, siyasette, bürokraside, sivil toplum yapılarında FETÖ’cüleri süratle tasfiye etmeye başladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ'nün devlet ve toplum hayatımızın kılcal damarlarına kadar sızmasının tarihi eskidir ve müsebbipleri çoktur. Ama FETÖ ile gerçek anlamda amansız bir savaşa tutuşan tektir; 2010 itibarıyla o da biziz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP dâhil olmak üzere yıllarca irticayla mücadele bahanesiyle cadı avına çıkar gibi Müslüman avına çıkanların tek bir gün bile gerçek anlamda FETÖ'cüleri hedef aldıkları görülmemiştir. Çünkü dosyaları hazırlayanlar kimlerdi? Silahlı kuvvetlerin içindeki FETÖ'cülerdi, emniyet içindeki FETÖ'cülerdi, devletin kurumları içindeki FETÖ'cülerdi. Her yerde bunları rahatlıkla görebilirsiniz” açıklamalarında bulundu.

CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMALARI

15 Temmuz gecesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Atatürk Havalimanı’ndan FETÖ’nün özel ilgisine, himayesine, korumasına mazhar olarak çıktığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Kılıçdaroğlu, biz tankların karşısındaydık, biz F-16’ların altındaydık, biz helikopterlerin altındaydık, milletimle beraber biz havalimanındaydık, ama sen Bakırköy’de Başkanın evinde kahve yudumluyordun. Şahsımı öldürmek için helikopterle, uçakla, tankla, özel yetiştirilmiş timlerle arayanlar Marmaris’ten ta Atatürk Havalimanına kadar Kemal Kılıçdaroğlu’na bu şefkati niçin gösterdiler? İnsan bu şahsın evinin ve cüzdanının en gizli köşesinde bir dolarlık bir banknot saklayıp, saklamadığını da merak etmiyor değil” ifadelerini kullandı.

“Ey Kılıçdaroğlu, sen hâlâ milleti aldatmakla meşgulsün, kontrollü darbe doğru kontrol sizde, ama başaramadınız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’yle ilişkisi bu örgütün deşifre olduğu 17-25 Aralık’la hızlanmış, 15 Temmuz’un ardından da zirveye çıkmıştır. Eline milletin kanı bulaşan bir örgütün savunuculuğuna soyunmanın siyasetle, siyasi hesapla, şark kurnazlığıyla, çıkarcılıkla dahi ilgisi olamaz. Bunun adı örgütün kendisine verdiği kamikaze görevini yerine getirmektir. Kariyerini feda etmeyi göze alarak örgütün çıkarlarını korumaya çalışan bu zatın her şeyi gibi siyasi duruşunun da yalan olması tabiidir” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz FETÖ ile mücadeleyi başlattıktan sonra bırakınız geri adım atmayı, her geçen gün çıtayı daha da yükselttik. FETÖ’nün 40 yıllık birikimini riske atarak başlattığı 15 Temmuz darbe girişiminin sebebi bizim kararlılığımız değil midir arkadaşlar? Tespit ettiğimiz her yerde ve her durumda örgütün tepesine bine bine muvazenelerini bozduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi Parkı odaklı olaylara da değindiği konuşmasında, güya ağaç ve çevre hassasiyeti bahanesiyle başlayan olayların kısa sürede büyüyerek, devlete ve millete karşı sivil bir kalkışma halini aldığını vurguladı.

“GEZİ’DE BAŞARAMADIKLARINI 17-25 ARALIK EMNİYET, YARGI GİRİŞİMİYLE DENEDİLER”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gezi olayları, aslında tıpkı askerî darbeler, tıpkı muhtıralar, tıpkı terör örgütlerinin saldırıları, tıpkı FETÖ’nün 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri gibi devleti ve milleti hedef alan alçak bir saldırıdır. Bay Kemal bunu, zannediyorum dünkü konuşmasıydı, aydınlık gençler diye vasıflandırıyor. Bunlar, başta şahsı olmak üzere, aldatılmış gençler. Ve bu aldatılmış gençlere orada çevreci sıfatı verilmek suretiyle bu ülkede milyonlarca ağaç, fidan diken bir iktidara ağaç sökme yaftası yakıştıranlara ben sadece lanet okurum” ifadelerini kullandı.

Gezi olaylarının masum bir ayaklanma hadisesi olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar ciddi manada perde arkasında Soros türü bazı ülkeleri ayaklandırmak suretiyle oraları karıştıran tipler vardır. Onun da Türkiye ayağı malum içerideydi ve bir manevrayla dün onu beraat ettirmeye kalktılar, onlarla beraber başkaları da bu işin içerisinde” uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarını bitirmek için öne sürülen talepler arasında İstanbul Havalimanı dâhil tüm büyük projelerinin, yol, köprü, baraj yatırımlarının durdurulmasının bulunduğunu anımsatarak, “Toplumumuzu bölmeyi amaçlayan Gezi olaylarını ülkemize yönelik her saldırı gibi milletimizle omuz omuza vererek elhamdülillah bitirdik. Gezi’de başaramadıklarını 17-25 Aralık emniyet, yargı girişimiyle denediler. Milletimizle birlikte biz bu tuzağı da bozduk. Bu defa çukur eylemleriyle doğrudan ülkemizin topraklarını bölmeye çalıştılar. Bu tezgâhı da güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesiyle teröristleri açtıkları çukura gömerek akamete uğrattık” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hukukun her kararına elbette saygımız vardır, ama bizim ve milletimizin gözünde Gezi’nin ve bu kalkışmanın önünde yer alanların hükmü asla değişmeyecektir. Milletimiz müsterih olsun, ülkemizin her davası gibi bu meseleyi de sonuna kadar kararlılıkla takip edecek, adaletin tecellisi için son nefesimize kadar mücadeleyi sürdüreceğiz” sözlerine yer verdi.

Türkiye’nin ve Türk milletinin aleyhine olan her işte öncülüğü CHP’nin yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi gündemlerinde bölgedeki gelişmelerden ekonomiye kadar birçok hayati mesele bulunduğunu kaydetti.

“İDLİB HAREKÂTI ARTIK AN MESELESİDİR”

Türkiye’nin Suriye’de destansı bir mücadele yürüttüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, harekât bölgelerinde tacizler en sert şekilde cevap verildiğini, İdlib’de rejimin saldırganlığını sona erdirip Soçi Muhtırası sınırlarına çekilmesi için son günlere girildiğini ve artık son ikazları yaptıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye İdlib konusunda kendi harekât planlarını uygulamak üzere her türlü hazırlığını yapmıştır. Her operasyonda olduğu gibi bu konuda da bir gece ansızın gelebiliriz diyoruz. Daha açık bir ifadeyle İdlib harekâtı bir an meselesidir. Ülkemizin bu konudaki kararlılığını hâlâ anlamamış olan rejime ve onu cesaretlendirenlere özellikle İdlib’i bırakmayacağız. İşte Cumartesi günü Sayın Trump’la da bu konuyu görüştük ve onunla da bu tespitlerimizi paylaştık. Bu bölgedeki gelişmelerin ülkemiz üzerine getireceği yükü göz göre göre omuzlamaya asla niyetimiz yoktur. Ne pahasına olursa olsun İdlib’i hem Türkiye hem de bölge halkı açısından güvenli bir yer haline dönüştürmekte kararlıyız” sözlerine yer verdi.

“LİBYA’DA MEŞRU HÜKÛMETİN YANINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYORUZ”

Türkiye’nin Libya’da da meşru hükûmet olan Trablus yönetiminin yanında yer aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin Libya’ya ayak basmasıyla birlikte darbeci Hafter’in ilerleyişi zaten durmuştu. Şayet uluslararası toplumun da dâhil olduğu görüşmelerden adil bir anlaşma çıkmazsa ki şu anda Trablus’un meşru yönetimi masadan çekilmiştir ki olumlu bir karardır, haklı bir karardır, isabetli bir karardır, çünkü tezgâh farklı dolaşıyor, farklı yöne doğru gidiyor. Meşru Trablus yönetimini ülkenin tamamında hâkimiyet kurması için destekleyeceğiz” dedi.

Akdeniz’de Libya ile yapılan anlaşmanın ardından Türkiye’nin lehine dengelerin değiştiğini, Avrupa Birliği’nin Libya ile ilgili olarak herhangi bir karar alma yetkisi bulunmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Avrupa Birliği durumdan vazife çıkarmanın gayreti içerisindedir, oradan da kendine bir vazife çıkarıyor, neye göre, bu yetkiyi nereden alıyorsun? Böyle bir yetkin yok. Ne kara, ne deniz, Türkiye’nin konumu farklı. Bu konuda sergilediğimiz kararlı duruş sayesinde Akdeniz’de ilan ettiğimiz statü, Yunanistan başta olmak üzere konuya müdahil ülkeler tarafından yavaş yavaş kabullenilmeye başlamıştır. Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Sayın Trump ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşma hedefimizi ülkelerimiz arasındaki diğer sorunlardan ayrı tutma kararına vardık. Türkiye’nin yüksek teknoloji başta olmak üzere geleceğin ekonomisinin altyapısını kurma çabalarına Amerika’yla tesis edeceğimiz ticari iş birliğinin inşallah büyük katkısı olacaktır.”

“EKONOMİ ALANINDA TARİHÎ BİR MÜCADELE VERİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi konusunda da son 1,5 yılda çok büyük ve tarihî bir mücadele verdiklerinin altını çizerek, “Ekonomik göstergelerde Ağustos 2018 dönemi öncesini yakaladık, hatta pek çok alanda daha iyiye gittik. Bizi kur faiz enflasyon şeytan üçgenine hapsederek teslim almaya çalışanları bir kez daha hüsrana uğrattık. Bu tablo dünyanın önde gelen finans kuruluşları başta olmak üzere herkesin Türk ekonomisine olan bakışını olumlu yönde değiştirdi” ifadelerini kullandı.

Ekonomideki her olumlu gelişmeyi iş dünyasına, piyasalara ve vatandaşlara yansıtmaya özen gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bankaların aldığı ücret ve komisyonların, yapılan düzenlemeyle düşürüldüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Millet Kütüphanesinin açılacağını bildirerek, “Büyük ve zengin kütüphaneler, medeniyetin alametifarikalarındandır. Ülkemize mimarisi yanında kitap ve hizmet zenginliği ile Cumhuriyet döneminin en büyük kütüphanesini kazandırmış olmanın memnuniyeti içerisindeyiz. Ve 5 milyon ciltlik bir inşallah kütüphane ve bunlar aynı zamanda elektronik ortamda da kayda girecek” dedi.

Antarktika’ya da dördüncü bilim seferinin gerçekleştirildiğini, heyette 24 bilim adamı bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 ay sürecek seferde 15 farklı bilimsel çalışma gerçekleştirileceğini, İngiltere ile de ortak bir yer edinme çalışmalarının sürdüğünü, amacın Antarktika’da Türk bayrağının daima dalgalanması olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akdeniz’de çalışmalarına devam eden Fatih ve Yavuz sondaj gemilerinin ardından, üçüncü sondaj gemisinin alındığını, 11 bin 400 metre derinliğe kadar inebilen altıncı nesil bir ultra deniz sondaj gemisinin, gelecek ay Türkiye’ye ulaşacağını, geliştirme ve test işlemlerinin ardından bu yıl içinde sondaja başlamasının planlandığını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Meclis’te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Yayılan yeni darbe söylentileriyle ilgili çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir şeye siz inanıyor musunuz? Bunlar tamamen bir kumpanya. Bu kampanyaya da maalesef doluşa gelip sizin gibi hakikaten saygın olan gazeteci arkadaşlarımızın bu oyuna gelmelerini anlamakta zorlanıyorum” diye konuştu.

Osman Kavala'ya, Gezi olaylarına ilişkin davanın ardından başka bir soruşturma nedeniyle tekrar gözaltı kararı verildiği ve bunun üzerine yargıya yönelik eleştirilen bulunduğunun ifade edilmesi üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eleştirilere katılmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşine gelen, yargının verdiği olumlu karara, 'Yargı iyi karar verdi.' derken, işlerine gelmeyen karar için niçin yargıyı eleştirme yoluna gidiyorlar? Yargı bir kısmını tahliye etti ama Kavala ile ilgili de bu kararı verdi. Saygı duymaları lazım” şeklinde konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump'ın “İdlib konusunda Erdoğan birlikte çalışıyoruz” şeklinde açıklamasının bulunduğunun aktarılmasının ardından, “Türkiye'nin olası bir harekâtında ABD nasıl bir destek sağlayacak? Trump ile bu konuyu görüştünüz mü?" sorusu üzerine ise Erdoğan, "Her an her türlü dayanışmamız olabilir” karşılığını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'e olası bir harekâtta hava unsurlarının kullanılıp kullanılmayacağı ve bu harekâtın adının ne olacağı yönündeki soruya cevap verirken ise, “Dedik ya, bir gece ansızın gelebiliriz.' Bir gece ansızın geldiğimizde adıyla sanıyla, her şeyiyle geliriz” ifadesini kullandı.

“RUSYA'NIN KÖTÜ SENARYOLARIN İÇİNDE YER ALACAĞINA İNANMIYORUM”

“Rusya tarafından, 'Türkiye'nin Suriye askerine yapacağı bir operasyon en kötü senaryo' olarak nitelendiriliyor. Bunu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim arkadaşlarımızın yaptığı görüşmelerde, bana böyle bir şey gelmiş değil. Rusya'nın bu tür kötü senaryoların içinde yer alacağına inanmıyorum” diye konuştu.

İş Bankası ile ilgili AK Parti'de kurulan bir komisyona BDDK ve SPK başkanlarının katılmasına yönelik eleştirilerin bulunduğunun ifade edilmesi üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Gerekli olduğu zamanlarda her parti bu kurumlardan istifade edebilir. Bu kurumlar devletindir ama millete hizmet etmekle mükelleftir. Diyelim ki, CHP gidip bu kurullardan herhangi bir konuda istifade etmek isterse kurullar onlara da yardımcı olur. Niye rahatsız oluyorlar ki?”

“Kamuya girişte güvenlik soruşturmalarını yeniden getirmek istiyor musunuz?” sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, her an gündemlerinde olduğunu söyledi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.