Öne Çıkanlar deprem Kuşadası Belediyesi kuşadası Hakkari HAVA HAREKATI erdoğan çukurova belediyesi recep tayyip erdoğan atatürk kızılay operasyon başbakan binali yıldırım

Kılıçdaroğlu: Allah'tan Başka Kimseden Korkmayız

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında başlatılan soruşturma için, “Sanıyorlar ki kendilerinden korkacağız. Savcı da olsa Cumhurbaşkanı da olsa Başbakan da olsa kim olursa olsun Allah’tan başka kimseden korkmayız… Önce o Cumhuriyet savcısına seslenmek isterim. Sarayın kapı kulluğunu yapan adama Cumhuriyet savcısı denmez…Mahkemeye vermiş, hiçbir şey yapmayacağım, sadece TBMM’de yaptığı yeminin kasetini göndereceğim. Yemini eden o. Namusu ve şerefi üzerine yemini etti” dedi.

-“EVİNE DEMOKRASİYİ GETİRMEYEN BİR SİYASAL PARTİ ÜLKEYE DEMOKRASİYİ ZATEN GETİREMEZ”-

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri şöyle dedi:

“Hafta sonu bütün bu karamsar havaya karşı güzel bir kongre yaptık. Bize yönelik pek çok eleştiri gazetelerde yer aldı. Hepsine saygılıyız. Hiçbirisinden ötürü en ufak alınganlık duymuyoruz. Neden, çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz. Evine demokrasiyi getirmeyen bir siyasal parti ülkeye demokrasiyi zaten getiremez. Biz evimize demokrasiyi getirdik.

-“BİZDE LİDER SULTASI YOK”-

462 arkadaşımız Parti Meclisi’ne üye olmak istedi.  Yarıştılar. Çalıştılar. Kendilerini tanıttılar, oy istediler ama sonuçta şu gerçeği herkes kabul etmeli, eğer biz bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz sözünü verdiysek evimizde demokrasi olduğu için bu sözü veriyoruz. Onların yaptığı gibi yapmıyoruz. Bizde lider sultası yok. Bizde asmak kesmek yok. Bizde ‘şunu kesinlikle kapı dışına bırakalım’ diye bir düşünce de yok. Demokrasiyi kendi evimizde bütün kurallarıyla çalıştırıyoruz.

Kurultayda söyledim. Özgürlükçü demokrasiyi getireceğiz. Birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz dedik.

Parlamenter sistem Türkiye’de şu anda iyi çalışıyor mu, hayır iyi çalışmıyor. Ama neden iyi çalışmadığını açıkladım. Darbe yasaları nedeniyle iyi çalışmıyor.

-DAVUTOĞLU’NA ÇAĞRIDA BULUNDU-

Sayın Davutoğlu’na aynı çağrıyı şimdi CHP grubundan tekrar ediyorum. Parlamenter sistemin gerçek anlamda çalışmasını istiyorsanız gel hep beraber darbe hukukunu tümüyle ele alalım ve darbe hukukundan Türkiye hukuk sistemini arındıralım.

Ben senin ne kadar demokrat olup olmadığını demokrasiyi ne kadar savunup savunmadığını öğrenmek istiyorum.

-KURULTAYDA SÖYLEDİKLERİNİ TEKRARLADI, ‘SEN DE NAMUS VE ŞEREF NE ANLAMA GELİYOR’ DİYE SORDU-

Kurultayın ana tartışma konusunun, Cumhurbaşkanına yönelik yaptığı eleştiri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Kurultaydaki sözlerini tekrarlayarak, "Senin için şeref ve namus ne anlama geliyor? Evet bir daha soruyorum, senin için şeref ve namus ne anlama geliyor. Oturacaksın, bunun hesabını vereceksin. Ya adam gibi tarafsızlığını korursun, saygı görürsün, tarafsızlığını korumazsan sana her gün her dakika her saniye namus ve şeref kavramını sana hatırlatacağım. Soruyorum sen namus ve şereften ne anlıyorsun? Sen bu yemini niye ettin?  Bütün milletin önünde yemin ettin, namusum ve şerefim üzerine tarafsız davranacağım diye, sen de namus ve şeref ne anlama geliyor, ben bunu öğrenmek istiyorum. Bu, bu kadar açık ve net…" şeklinde konuştu.

-“SARAYIN KAPI KULLUĞUNU YAPAN ADAMA CUMHURİYET SAVCISI DENMEZ”-

Cumhuriyet savcılığının kendisine soruşturma açtığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, soruşturma açan savcıya şöyle seslendi: "Önce o Cumhuriyet savcısına seslenmek isterim. Sarayın kapı kulluğunu yapan adama Cumhuriyet savcısı denmez. Sanıyor ki davayı açtık bunlar korkacaklar, sen kim dava kim, biz bu yola çıktıysak kurultayda da söyledim, ölümüne demokrasiyi savunacağız dedim, ölümüne… Sanıyorlar ki kendilerinden korkacağız. Savcı da olsa Cumhurbaşkanı da olsa Başbakan da olsa kim olursa olsun Allah’tan başka kimseden korkmayız…"

-“TBMM’DE YAPTIĞI YEMİNİN KASETİNİ GÖNDERECEĞİM”-

"Mahkemeye vermiş, hiçbir şey yapmayacağım, sadece TBMM’de yaptığı yeminin kasetini göndereceğim. Yemini eden o. Namusu ve şerefi üzerine yemini etti. Ben de kendisine hatırlatıyorum.  Hakime göndereceğim. Tabii diyeceğim ki bunu sadece ben seyretmedim. Milletin önünde dünyanın önünde herkesin önünde yapılan yemin. Dolayısıyla hesabını kim verecek, o verecek. Ben kendisine neyi hatırlatıyorum, arkadaş yeminine sadık kal diyorum" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Seçimlerde tarafsızlığını korumadı, meydan meydan gezdi. YSK seçimlerin büyük bir tarafsızlık içinde yapılmasını sağlayan bir kurum. Hakimler orada. Cesaret edip diktatör bozuntusuna arkadaş sen tarafsızlığını koruyacaksın diyemedi. YSK söyleyemiyorsa, kimse cesaret edemiyorsa kim cesaret edecek. Kimse namus ve şeref kavramını ayakların altına alamaz. İsterse cumhurbaşkanı olsun. Hemen Bremen mızıkacıları gibi saldırıya geçtiler."

-“ŞEHİTLERİMİZİN KANLARI ONLARIN YAKALARI VE ALINDADIR”-

"Neden Türkiye bu halde? 2002’de Türkiye’yi sıfır terörle devraldınız. Bugün kan gölüne döndü Türkiye. 13 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Fotoğraflara bakın Suriye’den, Beyrut’tan  ne farkı var o fotoğrafların? O şehir merkezleri silah deposu haline getirilirken valilere ve kaymakamlara ‘sakın ha bunlara dokunmayın’ diye talimatı veren bu iktidar sahiplerini hiç mi sorgulamayacaksınız, talimatı verdiler.  Şehitlerimizin vebali onların omuzlarındadır, şehitlerimizin kanları onların yakaları ve alındadır. Şimdi kalkmış aslan kesiliyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, uzman er ve erbaşlara da şöyle seslendi: "Er ve erbaşlarla ilgili kanun teklifi geldi. Bir kanun getirdiler bunların aylıklarını asgari ücrete değil, memur aylıklarına bağladılar. Çünkü o kadar artmasını istemiyorlar. Buradan uzman er ve erbaş arkadaşlarıma sesleniyorum, sizin davanızı takip edeceğiz, gerekirse Anayasa Mahkemesine kadar taşıyacağız."

-ADALET BAKANI’NA YANIT VERDİ-

Hakkında açılan soruşturmaya işaret eden CHP Genel Başkanı şöyle dedi:

“Bekir Bozdağ bunların Adalet Bakanı, diyor ki ‘eleştiri değil’ diyor, ‘edepsizliğin, ahlaksızlığın ve terbiyesizliğin ifadesidir’ diyor. Ne zamandan beri namusa ve şerefe bağlı olmamak edepsizlikle eşleşti. Kenan Evren’in arkasında yüzde 92 oy vardı, ona sen diktatör demiyor muydun? Cumhurbaşkanlığı makamı delidir ne yapsa yeridir makamı değildir. Herkes bunu böyle bilsin."

-“NEREDEYSE HAVA DURUMUNU DA CUMHURBAŞKANI AÇIKLAYACAK”-

Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Neredeyse hava durumunu da cumhurbaşkanı açıklayacak. O noktaya geldi" diyen Kılıçdaroğlu, "Meteoroloji Genel Müdürlüğünden ve onun bakandan istirham ediyorum, her sabah lütfen Cumhurbaşkanına hava durumunu versinler, o da kamuoyuna özel bir açıklama yapsın. Eğer konuşacaksa bari bu konuda konuşsun, biz de faydalanmış oluruz" dedi.

-“BİRİSİNİN SANA HADDİNİ BİLDİRMESİ LAZIM, BEN DE O GÖREVİ ÜSTLENDİM”-

"Cumhurbaşkanlarına herkesin saygı göstermesi lazım. Ben buna hep özen gösterdim ama ne zaman ki tarafsızlığını bozdu, üstelik bir değil üç değil buraya geldi, eee kusura bakma, birisinin sana haddini bildirmesi lazım, ben de o görevi üstlendim" diyen Kılıçdaroğlu, "Diktatör bozuntusu dediğim için bozuluyor. Diktatörlerin bazı özelliklerinden bahsedeceğim. Birinci özelliği şudur, diktatörler dünyanın her tarafında hırsızdırlar. İkinci özellikleri diktatörlerin kamu kaynaklarını kendi cüzdanı gibi görürler. Örtülü ödenekten örnek vereyim. Erdoğan’ın örtülü ödeneği. İlk 11 ayda 1 milyar 616 milyon liralık bir örtülü ödenek kullanmış. Nereye kullandığını kimse bilmiyor. Cumhurbaşkanlığı bütçeleri… Ahmet Necdet Sezer 7 yılda Ahmet Necdet Sezer’in harcadığı  bütün para 167.4 milyon lira yani eski parayla 167 milyar lira. Sayın Abdullah Gül…O da 722 milyon lira para harcamış. Erdoğan 1.5 yılda harcadığı para 2 milyar 800 milyon lira. Abdullah Gül’ün 7 yılda kullandığı paranın 4 katını 1.5 yılda, Sayın Ahmet Necdet Sezer’in 7 yılda kullandığı paranın tam 18 katını 1.5 yılda harcadı" şeklinde konuştu.

-“BABALARININ ÇİFTLİĞİ GİBİ ÜLKEYİ YÖNETMEK İSTERLER”-

Diktatörlerin özelliklerinden bahsetmeye devam eden Kılıçdaroğlu, "Diktatörlerin üçüncü özelliği bunlar babalarının çiftliği gibi ülkeyi yönetmek isterler. Diktatörlerin dördüncü özelliği dikta yönetiminde düşünceyi açıklama özgürlüğü yoktur, basın özgürlüğü de yoktur. Diktatörlerin beşinci özelliği kedilerine diktatörler denilmesini aslında istemezler. Bizim ki aslında diktatör denmekten alınganlık göstermiyor o bozuntu lafına… Daha 1.5 yıl cumhurbaşkanı, 1300’den fazla vatandaş hakkında dava açmış. Altıncı özellik de bunların yönetiminde istikrar olmaz, özgürlük olmaz. Yedinci özellikleri diktatörler yalan söylerler. Sekizinci özellik diktatörlerin çevresi ona tanrısal bir güç vermeye çaba harcar. Yeni bir İslam anlayışını zorla topluma dikte ettirmeye çalışıyor. Dokuzuncu özellik dikta yönetimlerinde olağanüstü israf olur. Temsil ve ağırlama giderleri. Geçen yıla göre yüzde 135 oranında arttı. Bunların özelliklerinden birisi kendilerine güçlü bir medya grubu oluşturmak" dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.