Öne Çıkanlar AİLE Covid19 gündem özeti CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk chp niğde milletvekili ömer fethi gürer çiftçi binali yıldırım cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan Hüddam 3: Lamia Sebahat Aydın İrlandayı Avrupanın Bulut Merkezi Yapacak

Kılıçdaroğlu: "Senin Hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne İhanet Etti"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Rıza Sarraf’la ilgili 2013 tarihli MİT bilgi notunu anımsatırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Bu sahtekarın yaptığı dolandırıcılık, bakanlarına verdiği rüşvet, senin önüne devletin en hassas kurumu tarafından konuldu. Sen ne yaptın, dosyayı kapattın. Sen sahtekarlığı görmezden geldin. Bu bilgilerin tamamını senin bakanların, yani senin hükümetin verdi. Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanet etti” dedi.

Kılıçdaroğlu, 5 Aralık kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 83. yıl dönümü nedeniyle, partisinin Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen “Eşitlik ve Adalet” başlıklı kadın buluşmasına katıldı. Haftalık olağan grup toplantısı konuşmasını da burada yapan Kılıçdaroğlu, ABD’de Rıza Sarraf’ın tanık olarak ifade verdiği davayla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Sarraf’ın dün “hayırsever bir işadamı” olduğunu, devletin protokolünde yer aldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bu Rıza Sarraf’ı televizyona çıkardılar, arkasına Türk bayrağını koydular. Türk bayrağını fon olarak kullandılar. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağını fon olarak kullanan havuz medyasını şiddetle kınıyorum. A Haberi de kınıyorum, A Televizyonunu da kınıyorum. Bu sahtekarı, şarlatanı hiç utanmadan televizyona çıkaracaksınız, hiç utanmadan arkasına Türk bayrağını koyacaksınız. Bir de tweet atıyorlar, ‘Rıza Sarraf’a şeref madalyası takmalıydık’, buyur tak bakalım, şeref madalyasını nereye takacaksın ama ben senin boynuna neyi takacağımı çok iyi biliyorum. Sen vatan hainisin. Bir sahtekara, bir kendini bilmeze, bir şarlatana, bir rüşvetçiye Türk bayrağını fon olarak kullandırtamazsın. Kullandırtan adam, vatan hainidir. Açık ve net söylüyorum” dedi.

Milletvekillerinin İsimlerini Saydı

TBMM’de kurulan soruşturma komisyonunda, AK Partili milletvekilleri tarafından rüşvet alan bakanların aklandığını, Yüce Divan’a gitmelerinin engellendiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Kimdi bu milletvekilleri, Hakkı Köylü, Kastamonu milletvekili. Kastamonululara sesleniyorum, sahtekarı aklayan bir kişidir. Yılmaz Tunç, Bartın milletvekili. Kemal Şerbetçioğlu, Bursa milletvekili. İlknur İncegöz, Aksaray milletvekili. Hem sahtekarı hem de rüşvet alan bakanları aklayandır. İsmet Su, Bursa milletvekili. Bilal Uçar, Denizli milletvekili. Mustafa Akış Konya milletvekili. Yusuf Başer, Yozgat milletvekili. Ayşe Türkmenoğlu, Konya milletvekili. Ben bunlara ‘Rıza Sarraf’ın önüne yattınız’ demiştim, kıyamet kopmuştu. Şimdi yattığınızı daha iyi görüyorsunuz daha iyi görüyorsunuz değil mi? Benim haklı çıktığımı daha iyi görüyorsunuz değil mi?” diye sordu.

Adam Bülbül Kesildi Konuşmaya Başladı”

Kılıçdaroğlu, Sarraf’ın Amerika’da gözaltına alındığını anımsatırken, “Bizimkilerde bir telaş. En çok da gözünden öptüğüm adam telaşlanıyor. Amerika’ya gitti, ‘şu Sarraf’ı bize verin’, Başbakan, Adalet Bakanı gitti, vermiyor.  Şu Amerikalıların da yaptığı zulüm, ‘vermiyorum’ diyor. Sonra şeref madalyası takılacak kişiyi Amerika hapse attı. Nota verdik, iki sefer. Şimdi AK Partili kardeşlerimin vicdanına sesleniyorum; bir sahtekar için, rüşvetçi için iki kez nota veren hükümet, Kuzey Irak’ta askerlerin başına çuval geçirdiğinde bir nota bile vermedi. Korku neydi biliyor musunuz, ‘ya Rıza Sarraf konuşursa’ ve adam sonunda bülbül kesildi konuşmaya başladı” dedi.

“Sarraf, Devletin Sırlarını Parayla Alan Biri”

Sarraf’ın, “sahtekar” olduğunu ancak aynı zamanda devletin sırlarını da parayla aldığını belirten Kılıçdaroğlu, “Bakanlara rüşvet veren, önünde diz çöktüren birisidir. 11 Ekim 2013; Rıza Sarraf’la dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, telefonda konuşurlar. Sarraf, ‘MİT, emniyet beni takip Bu doğru mu?’ diyor. Güler, ‘bir şeyin olursa ben senin önüne yatarım’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı söylüyor. Bu beyefendi Bakana diz çöktürmüş, neyle, parayla. Devletin sırlarını öğreniyor, neyle, parayla. Sarraf’ın rüşvet dağıttığı kişilerden birisi de Süleyman Aslan, buna da Erdoğan sahip çıktı. ‘Banka genel müdürünün dürüstlüğünden en ufak şüphem yoktur’ diyor. Adam hırsız, ayakkabı kutusundan paralar çıkmış, sormuyor ya arkadaş, bir bankanın genel müdürü kendi bankası dururken evde ayakkabı kutularının içine dolarları niçin istiflesin? Bunu sormuyor. Diyor ki ‘Olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur. Olayı farklı yerlere çekme gayreti var’ diyor. Hiç kimsenin bir yere falan çektiği yok, bir sahtekar, bir şarlatan, bankanın genel müdürüne açıkça rüşvet verdi” diye konuştu.

“Gözlerin Öpüyorum Erdoğan’ Demeyip Ne Diyeyim Ben Sana”

ABD’deki davada, hükümetin gönderdiği avukatın “Yüksek makamlara ayakkabı kutularında rüşvet yollayan Atilla değil, Zarrab’dı. Süleyman Aslan Zarrab’dan utanmazca rüşvet aldı” dediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu hükümetin, bu bankanın avukatı açık ve net Zarrab’ın Süleyman Aslan’a rüşvet verdiğini söyledi. Şimdi ben Sevgili Erdoğan’a soruyorum, senin gönderdiğin avukat o genel müdürün rüşvet aldığını söyledi. Sen ne yaptın? O genel müdürü aldın, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine atadın. Akıl tutulması buna denir. Şimdi ben sana ‘gözlerin öpüyorum Erdoğan’ demeyip ne diyeyim Allah aşkına” dedi. 

Kılıçdaroğlu, “Rıza Sarraf bülbül gibi ötünce bu sefer vatansever olmaktan çıktı, ne oldu, casus oldu, hain oldu. Düne kadar beraberdiniz tıpkı FETÖ gibi. FETÖ’yle aynı menzile yürüyorlardı. Şimdi düşman oldu. Düne kadar kol kolaydınız, ne istediyse verdiniz. Sarraf’a da ne istediyse verdiniz siz, bakan istedi, genel müdür verdiniz. Her şeyi para karşılığında yaptınız” diye konuştu.

MİT’in Sarraf Belgesi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı soruşturmaya değinen Kılıçdaroğlu, “Neymiş, ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini yabancı devlet lehine temin ettiği gerekçesiyle’ mal varlığına el konulmasına karar vermiş. Haberi görünce şaşırmadım, Sarraf’ın casus olduğunu, her türlü bilgiyi aldığı ben zaten daha önceden söylemiştim. Şimdi savcılık yeni harekete geçiyor. Ben şu soruyu sordum, Sarraf’a bu bilgileri kim verdi? Devletin sırlarını kim verdi?” dedi.

Kılıçdaroğlu, 2013 tarihli Milli İstihbarat (MİT) belgesini anımsatırken de şöyle devam etti:

“18 Nisan 2013 tarihinde dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne bir bilgi notu bırakılır, konusu Rıza Sarraf’tır, 3 sayfalık bir bilgi notu. Yapılan bütün sahtekarlıklar burada anlatılır. Son sayfada, ‘İran’a yönelik ekonomik ambargoya rağmen, İranlı şahısların para transferini gerçekleştirmesi bağlamında, R. Sarraf’ın yakın gelecekte ABD tarafından yasaklı kişiler listesine dahil edilebileceği, şahsın Türkiye faaliyetleri nedeniyle, Türkiye-ABD ilişkilerinde sorun yaşanabileceği, Ebru Gündeş Sarraf ile evliliği nedeniyle kamuoyunun dikkatlerini üzerine çeken R. Sarraf’ın, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve İçişleri Bakanı Muammer Güler ile ilişkisinin ortaya çıkması halinde söz konusu hususların hükümet aleyhine kullanabileceği değerlendirilmektedir’ diyor.

Erdoğan’a Seslendi: “Sahtekarlık Önüne Kondu, Sen Ne Yaptın?”

Kim söylüyor, MİT. Ne zaman söylüyor, 18 Nisan 2013. Ne zaman bu tarih, 17-25 Aralık’tan 9 ay önce söylüyor. Şimdi ben Recep Tayyip Erdoğan’a 80 milyonun huzurunda söylüyorum, bu sahtekarın yaptığı dolandırıcılık, bakanlarına verdiği rüşvet, senin önüne devletin en hassas kurumu tarafından konuldu. Sen ne yaptın? Sen bu dosyayı kapattın. Sen sahtekarlığı görmezden geldin. Şimdi ‘casusmuş efendim, Rıza Sarraf’. Zaten casus, zaten sahtekar, şarlatan. Bu bilgileri kim verdi? Bu bilgilerin tamamını senin bakanların, yani senin hükümetin verdi. Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanet etti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün sırlarını götürüp Rıza Sarraf’a teslim ettiler, para karşılığında üstelik.

“Sevgili Erdoğan, Rıza Sarraf Seni Hiç Ama Hiç Kandırmadı”

Erdoğan diyebilir ki ‘Rıza Sarraf beni kandırdı’, tıpkı ‘FETÖ, PKK beni kandırdı’ gibi. Valla de billahi de söylüyorum Sevgili Erdoğan, Rıza Sarraf seni hiç ama hiç kandırmadı. Bütün olaylardan senin ta en başından beri haberin vardı. ‘Beni kandırdı’ diyorsan yalan söylüyorsun çünkü 17-25 Aralık’tan 9 ay önce bu devletin en saygın kurumu senin önüne 3 sayfalık bilgi notu konuldu. Bütün sahtekarlıklar orada yazılıydı. Sen o dosyayı da kapattın. Efendim ‘kim verdi bilgileri?’ Senin hükümetin verdi.

Savcılara Seslendi

Şimdi soruşturmayı yapan savcılara sesleniyorum; savcı kardeşlerim, sahtekarın peşine düştünüz, biraz geç düştünüz. Onu beraat ettirdiniz, soruşturma dosyalarını kapattı bazı savcılar. İlk yapacağınız iş, Rıza Sarraf soruşturma dosyasını kapatan o savcıları, hakimleri meslekten atacaksınız. Onlar adalet dağıtmadılar, bir sahtekarı savundular. İki, ona o bilgileri veren bakanları, hükümeti de sorgulayacaksınız.

“Vatana İhanet Eden Birilerinin Başında Sarayda Oturan Var”

Bu devlet sırlarını satmak yeni değil. FETÖ terör örgütüne kozmik odayı açan bunlar değil miydi? Devletin harim-i ismetini bir terör örgütüne açan bunlar değil miydi? Bunların yatacak yeri yoktur. Eğer vatana ihanet eden birilerini arıyorsunuz, o birilerinin başında sarayda oturan vardır.

Sevgili Erdoğan, senin bakanların Sarraf’a her türlü bilgiyi verdi. Sen kozmik odayı terör örgütüne açtın. Sen başbakan değil miydin? Bütün bunlardan haberin yok muydu? Hepsinden santim santim haberin vardı, kuş uçsa haberin vardı senin. Hesabını vereceksin kardeşim, hesabını 2019’da sandıkta soracağız.”

“Kendi Pisliğimizi Kendimiz Temizleyelim”

Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’a da TBMM’de soruşturma komisyonu kurulması çağrısında bulundu. CHP lideri, “Hükümete, Sayın Başbakan’a açık ve net bir çağrı yapıyorum. Aramızda tartışmalar olabilir ama Türkiye’yle ilgili davanın Amerika’da görüşülmesi benim vicdanımı rahatsız ediyor. Mademki savcılık soruşturma açtı, gel Sayın Binali Yıldırım, parlamentoyu harekete geçirelim. Bu lekeyi biz temizleyelim. Başkalarının bu lekeyi temizlemesine izin vermeyelim. Bizim ülkemizde demokrasinin olduğunu, adaletin olduğunu, bizim ülkemizde rüşvet dağıtanın da yiyenin de suçlandığını ve objektif yargılandığını, mahkum edildiğini bütün dünyaya ilan edelim. İran nasıl yaptıysa biz de aynısını yapalım. Açık, net ve samimi bir çağrıda bulunuyorum, Sayın Binali Yıldırım’a, gelin dosyayı yeniden açalım, TBMM’de bir soruşturma komisyonu kuralım. Bu olayı Amerikan yargısı değil biz çözelim. Biz kendi pisliğimizi kendimiz temizleyelim, başkasına temizletmeyelim. Bize yakışan budur. Bu samimi çağrımı yapıyorum” diye konuştu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.