Nazlıaka, "Hükümetler Değişse De Eğitimde Temel Eksen Değişmez"

Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, "Eğitim bir ülkenin bugününü belirleyen, geleceğini şekillendiren, ekonomiden kültüre, sanattan bilime kadar bütün alanları etkileyen bir bütündür. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde eğitim, bir devlet politikası olarak yürütülür. Hükümetler değişse de eğitimde temel eksen değişmez." dedi.

Bağımsız Ankara milletvekili Aylin Nazlıka, Başbakan Binali Yıldırım'ın yazılı olarak yanıtlaması istemiyle Bartın İl Milli Eğitim Müdürü'nün basına yansıyan açıklamalarına ilişkin soru önergesi verdi.
 

"Eğitim bir yaz boz tahtası haline getirilmiştir"

Nazlıaka, "AKP iktidarları boyunca eğitim bir yaz boz tahtası haline getirilmiştir. Cumhuriyet hükümetlerinin birikimi olan temel politikalarda eğitimi geriye götürecek köklü değişikliklere gidilmiştir. Bu kötüye gidiş başta OECD Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) olmak üzere, pek çok değerlendirme raporunda görülmektedir." dedi.

Nazlıaka, "Bunun da ötesinde bir eğitimcide bulunması gereken özellikleri taşımayan bazı hastalıklı düşüncelere sahip kişilerin yönetici kadrolarına atandığına ilişkin pek çok örnek ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin cinsiyetine, etnik kimliğine takıntılı bu zihniyetlerin sık sık Cumhuriyet değerlerine, ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin çirkin beyanlarına tanık olunmuştur."

Bu durumun son örneği Bartın’da yaşanmıştır diyen Nazlıaka, "Basına yansıyan haberlere göre Bartın’da 21 Şubat tarihinde Ulus Müftülüğü tarafından "Ulus Müftülüğü aylık imamlar toplantısı" düzenlenmiştir. Söz konusu toplantıya Ulus Müftüsü Murat Okuyar, Bartın İl Müftüsü Mahmut Gündüz, Bartın İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir, Ulus İlçe Milli Eğitim Müdürü Levent Ok ve Ulus İmam Hatip Lisesi Müdürü Adem Aslan katılmıştır. Toplantıda konuşan Bartın İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir’in; “Beni ziyarete gelen bir arkadaşım, ‘bizler Köy Enstitüsü Mezunları öğretmenler olarak köylerde dinimize hakaret ettik, eğer 120.000 cami kadrosu bizim elimizde olsaydı kendi iktidarımızı kurardık’ dedi. Bizim elimizde 120 bin cami kadrosu var ama bu imkânlar Atatürkçülerin elinde olsaydı eli silahlı terörist yetiştirirlerdi” sözlerini sarf ettiği bilgisi yer almıştır. İlgilinin konuşmasının devamında, okulları ziyaret ettiğinde başı açık öğrencileri gördüğünde sinirlendiğini ve bu öğrencilerin başlarının kapatılması konusunda okul müdürlerini fırçaladığını ve 4-6 yaş gurubu çocukların Kuran kurslarında yetiştirilmesi örgütlendirilmesi gerektiğini söylediği öne sürülmüştür." dedi.
 

Bu bağlamda;

1- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden ve alenen aşağılayan, Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden bu yönetici neden açığa alınmamıştır Soruşturma açmak yeterli midir?

2- Ülkenin kurucusun ve milletin ortak değeri olan Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret edecek kadar bilgi ve insani değerlerden yoksun olan bu yöneticiler bu kadar pervasız olmalarının cesaretini nereden almaktadırlar?

3- Başı açık öğrencileri gördüğünde sinirlenen bir kişinin ruh sağlığının yerinde olduğu söylenebilir mi?

4- İl Milli Eğitim Müdürü gibi görevlerde bulunanlar binlerce öğrencinin eğitiminden sorumludur. Mesleğinin önemi nedeniyle toplu taşım aracı kullanacak şoförlerde psikoteknik test gibi sayısız rapor istenmektedir. Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı’nda yaşanan skandallar da dikkate alınarak, İl milli eğitim müdürlüğü gibi yönetici atamalarında da temel eğitim testi ve ruh ve sinir sağlığının yerinde olduğuna dair rapor istenmesini düşünüyor musunuz?