“Ne Zamandan Beri Bir Terör Örgütünü Yok Etmek İçin Başka Bir Terör Örgütü İle İşbirliği Yapılıyor?”

Başbakan Binali Yıldırım, ABD’nin YPG ve PYD’ye yaptığı yardımlar için “Ne zamandan beri bir terör örgütünü yok etmek için başka bir terör örgütü ile işbirliği yapılıyor. Ciddi devletlere yakışan bir durum değil. Hele hele NATO’da müttefik olduğumuz, yarım asırdan beri stratejik ortaklığımız olan Amerika ile böyle bir durumun olması, doğrusu bizi hayal kırıklığına uğrattı” dedi.

Başbakan Yıldırım, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu’nda (IISS) konuşma yaptı. Konuşmasında Ortadoğu’nun birbirinden çok farklı stratejik bir havzadan oluşmakta olduğunu belirten Yıldırım, havzanın ortak noktasının Türkiye olduğunu ve buradaki dinamiklerden birinci dereceden etkilenmekte olduğunu ifade etti.

“BÖLGEDEKİ İÇ SAVAŞTAN BESLENEN TERÖR ÖRGÜTLERİ BÜTÜN DÜNYAYI ETKİLEYEN BİR BELAYA DÖNÜŞMEKTEDİR”

Türkiye’nin Ortadoğu’da girişimci anlayışla belirli rolleri üstlenmek, belirli sorumlulukları yerine getirmek ve meydana gelecek tehditleri ya da fırsatları bölgenin faydasına dönüştürmek adına büyük bir sorumluluk üstlenmekte olduğunu söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti:

“Son on yılda Ortadoğu’daki sorunlarla özellikle yaşanan insani trajedinin en ön sıraya çıktığını görüyoruz. Yakın geçmişe bir göz atarsak uzun yıllar boyunca devam eden İsrail-Filistin sorunu ile gündemde olan bölge, 2003 yılında Irak’ta Amerikan işgalinden sonraki gelişmeler ve 2011 yılından itibaren ise Suriye’de patlak veren iç savaşın etkileri ile beraber tamamen kanayan bir yara, kanayan bir coğrafya haline gelmiştir. Medeniyetlerin, kültürlerin, din ve mezheplerin son derece renkli ve zengin miraslar bıraktığı bir medeniyet beşiğidir. Esasen bu yönü ile bütün insanlığa barış ve hoşgörü içerisinde bir arada yaşamanın en güzel örneklerini geçmişte sunan bir bölgedir. Maalesef bugün tam tersine dünya haritasının tam ortasında alevlerin yükseldiği bir kaos dönemi yaşanmaktadır. Bölgedeki kriz ortamından, otorite boşluğundan, iç savaştan beslenen terör örgütleri, sadece burada bulunan ülkeleri ve komşularını değil, giderek bütün dünyayı etkileyen bir belaya dönüşmektedir.”

“ASTANA SÜRECİ CENEVRE’DE KALICI BARIŞA ENGEL BİR SÜREÇ DEĞİLDİR”

Suriye’de bir an önce kalıcı barışa, çözüme gidecek yolları uluslararası camia ile birlikte hareket ederek açmak gerektiğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:

“Bildiğiniz gibi Türkiye, Suriye ve İran’ın başlattığı bir Astana Süreci var. Bu süreç belirli bir noktaya kadar geldi. Gerilimi azaltma, ateşkesi sağlama noktasında oldukça önemli bir mesafe kat ettik. Bu süreç, Cenevre’de kalıcı barışa engel bir süreç değildir, rekabet eden bir süreç değildir. Bu süreç aslında Cenevre’de Suriye’nin toprak bütünlüğünü esas alan ve Suriye’de teröre bulaşmamış bütün etnik yapıların temsil edileceği devamlı bir istikrarlı yönetime dönüşmesi için bir ön hazırlıktır. Bu konuda gerek koalisyon gücünü oluşturan devletlerin, gerek Amerika Birleşik Devletleri’nin bundan sonra daha fazla sorumluluk almaları icap etmektedir. Böylece, eminim ki çok uzun olmayan bir zaman diliminde Suriye meselesi nihayet çözüme kavuşacak ve bölgede yaşanan bu acılar, bu çileler nihayet bulacak.”

“NE ZAMANDAN BERİ BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜ YOK ETMEK İÇİN BAŞKA BİR TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İŞBİRLİĞİ YAPILIYOR?”

“Amerika Birleşik Devletleri bir önceki yönetim döneminde aldığı bir kararla Suriye’deki DEAŞ mücadelesini PYD ve YPG gibi unsurlarla beraber yaptı” diyen Yıldırım, PYD ve YPG’ye silah verilmesinin NATO’da müttefik oldukları ABD’ye usulü dairesinde doğru bir yaklaşım olmadığını defalarca anlattıklarını belirtti. Yıldırım, konuşmasının devamında, “Bize söylenen şu oldu: ‘Biz DEAŞ ile mücadeleyi çok önemsiyoruz, dolayısıyla bu konuda her türlü imkanı değerlendirmek zorundayız. PYD ve YPG ile DEAŞ mücadelesi bizim bir tercihimiz değil, bir mecburiyettir.’ Tabii bunu biz anlamakta zorlanıyoruz. Ne zamandan beri bir terör örgütünü yok etmek için başka bir terör örgütü ile işbirliği yapılıyor? Ciddi devletlere yakışan bir durum değil. Hele hele NATO’da müttefik olduğumuz, yarım asırdan beri stratejik ortaklığımız olan Amerika ile böyle bir durumun olması doğrusu bizi hayal kırıklığına uğrattı” ifadelerini kullandı.

“BİR SORUNU TAM BİTİRDİK HALLETTİK DERKEN BİR BAŞKA SORUN HEMEN KAPIMIZI ÇALIYOR”

ABD’nin Irak’tan çekilmesi sonrası Musul ve Kerkük gibi önemli şehirlerin DEAŞ tarafından işgal edildiğini söyleyen Yıldırım, “Sonra tekrar DEAŞ ile mücadele başladı. Şimdi o da tam sona erdi derken bu sefer Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin referandum ve bağımsızlık kararı ortaya çıktı. Bir sorunu tam bitirdik, hallettik derken bir başka sorun hemen kapımızı çalıyor. Orada da uluslararası camia, birçok devlet bunun yanlış bir iş olacağını Kuzey Irak Kürt Yönetimi’ne itiraz etti. Buna rağmen bu referandum yapıldı. Ama şu anda geldiğimiz nokta bu yanlışı gördü ve Irak Anayasası’na uygun şekilde yeniden işler burada yoluna girdi” şeklinde konuştu.