“Varlık Fonu Değil, Hayırsız Evlat Fonu”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Bu Varlık Fonu değil, ‘hayırsız evlat fonu’dur bunun adı” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı, özetle şunları söyledi:

“Şimdi çiftçi kardeşlerime, direksiyon sallayan şoför kardeşlerime sesleniyorum. Sizin yatınız var mı, lüks geminiz var mı? Yok. Sizin vicdanınıza sesleniyorum. Lüks gemilerde yatlarda KDV’yi, ÖTV’yi sıfırladılar. Senin mazotunda niye sıfırlamıyorlar? Eğer senin mazotunda sıfırlamıyorlarsa sen üretimi nasıl yapacaksın? Sen traktörünle  tatile mi gidiyorsun?

Şimdi senden ‘hayır’lı bir iş bekliyorum. Senin çıkarına hayırlı bir iş bekliyorum. Senin mazotunda ÖTV ve KDV’yi sıfıra indirmeyenlere senin artık ‘hayır’ deme zamanın gelmiştir.

Bir başka kararname,

Varlık Fonu diye bir fon kuruldu.

Bu fonun özelliği şu; 18 ayrı kanuna bu fon tabi değil. İhale Kanununa tabi değil. Denetime tabi mi, denetime de tabi değil.

“Şimdi Birilerine Peşkeş Çekilecek”

Çiftçi kardeşlerime sesleniyorum. Ziraat Bankası sana ucuz kredi versin diye kuruldu. Şimdi birilerine peşkeş çekilecek. Rekabet Kanununa da tabi değil.

Bu Varlık Fonu değil, ‘hayırsız evlat fonu’dur bunun adı.

Hayırsız evlat ne yapar, babadan dededen kalan her şeyi har vurup harman savurur. Bu milletin 140 yıldır, 117 yıldır kurduğu bankaları, kuruluşları alıyorsun bir seferde har vurup harman savuracak bir mekanizmanın içine sokuyorsun. O nedenle bu hayırsız evlat fonudur.

Apartman yöneticisi denetleniyor, koskoca varlık fonu denetlenmeyecek. Olmamalı.

Bütün bunları neyle yapıyorlar, kanun hükmünde kararname ile yapıyorlar. Hangi kanun hükmünde kararname, terörle mücadele etmek için kanun hükmünde kararname çıkardılar.

Bu Varlık Fonunun hayırsız evlat fonunun terörle ne ilgisi var? Hiçbir ilgisi yok. Buna desteği veren Anayasa Mahkemesi.

“Eğer Bir Anayasa Mahkemesi İktidarın Sopası Haline Gelirse”

O Anayasa Mahkemesi anayasayı korumakla görevli olan bir mahkeme niteliğini kaybetmiştir. O Anayasa Mahkemesi milletin çıkarlarını savunan bir mahkeme olmaktan çıkmıştır. Eğer bir Anayasa Mahkemesi iktidarın sopası haline gelirse nasıl karar vereceğine dair bilgi, talimatı beklerse o Anayasa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi olmaktan çıkmıştır.

“Hukuka İhanet Ediyorlar”

‘Nasıl olsa yarın cumhurbaşkanı atama yapacak, 15 kişi, 12’sini bizden seçecek, eee o 12 kişiden biri ben olayım, onun gözüne gireyim.' Bunu yapan kişiler hakim olamazlar. Yargıç olamazlar. Hukuka ihanet ediyorlar.

Üzüldüğüm nokta, hukukun hakimler tarafından katledilmesidir.”

Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan’a Yanıt

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliğine dikkat çekerek özetle açıklamasına şöyle devam etti:

“Neden ‘evet’ diyeceklerini bilmiyorlar. Vatandaşa da anlatamıyorlar. Binali Yıldırım açıklama yapıyor. Efendim diyor, ‘hayır oyu PKK veriyor, FETÖ hayır diyor.' Peki FETÖ sana Binali Yıldırım dediği zaman adını değiştirecek misin?

Üzülerek ve utanarak ifade ediyorum. Bir ülkenin Başbakanı referandumda ‘hayır’ oyu verecek kişilerin tamamını terörist ilan ediyor.
Karşımıza çıkamıyorlar.

O zaman ne yapalım, karalama yapalım. Bunları karalayalım.

Bunlar bazen kendilerine ihanet de ederler.

Büyüklerine de ihanet ederler.

“Şimdi Erbakan Da Mı Terörist?”

Saadet Partisi de buna hayır diyordu. Rahmetli Erbakan da buna hayır diyordu başkanlık sistemine. Şimdi o da mı terörist?

Siz utanmıyor musunuz? Utanma duygusu yok mu sizde? Ar damarı denen bir şey var.

Ben merak ediyorum, bunlar, Oslo’da bunlar yok muydu, bunlar vardı. Dolmabahçe’de bunlar oturmuyorlar mıydı beraber, oturuyorlardı. Habur’da yan yana değiller miydi, yan yanaydılar. Kimi suçluyorlar?

Demiyorlar mıydı Apo ile görüşen şerefsizdir bunu söyleyen. Sonra ne dedi, ben gönderdim dedi.

Ne istediniz de vermedik diyen kimdi?

Memleketi verdiniz, parsel parsel sattınız.

“Evet Diyen Vatandaşım Da Hayır Diyen Vatandaşım Da Benim Başımın Üstündedir”

CHP’nin Genel Başkanı olarak söylüyorum. Onlar bu milleti ayıracak, biz ayırmayacağız. Evet diyen vatandaşım da hayır diyen vatandaşım da benim başımın üstündedir. Bölmeyeceğiz bu ülkeyi böldürtmeyeceğiz.

“Millet Bizi Dinlemesin Diye”

Sayın Cumhurbaşkanının 12.30’da konuşması vardı. Kaça aldılar, 13.30’a aldılar. Millet bizi dinlemesin diye, vermesin diye. Bu korkunun işaretidir. Bu yaptıkları işin ne kadar yanlış ve Türkiye’yi ne kadar büyük bir felakete sürüklendiğinin işaretidir. ‘Bizi kimse dinlemesin’. İnadına sokak sokak, cadde cadde, tarla tarla, fabrika fabrika gezeceğiz.

Tek adam rejimine her zaman karşı çıktık.

Koskoca Türkiye Cumhuriyetini bir kişinin devleti haline getirmek istiyorlar, buna izin verecek miyiz, hayır.

“Bizleri Tahrik Etmek İstiyorlar”

Bizleri tahrik etmek istiyorlar. Provokasyonlar yapıyorlar. Tahriklere kapılmayacağız. İstedikleri kadar provokasyon yapsınlar. Sakin, sağduyulu bilgimize güvenerek, inancımıza güvenerek, özgüveni yüksek bir şekilde vatandaşlarımıza anlatacağız. İstedikleri kadar istedikleri provokasyonları yapsınlar. Kapılmayacağız buna. Buna kapılmayacağız.

“Bir İç Kavga Çıkarmak İsteyeceklerdir”

Bizi kışkırtmak isteyeceklerdir. Bir iç kavga çıkarmak isteyeceklerdir. Hiçbir kavganın içine de girmeyeceğiz.

AK Partiye Oy Verenlere Seslendi

Ben Adalet ve Kalkınma Partisinin tabanındaki vatandaşlarıma da seslenmek istiyorum. Benim sorunum senin de sorunundur aynı zamanda. Tek adam rejimi sadece benim için değil, senin için de tehlikelidir. Bir adam gelip devletin bütün yapısını bir kararnameyle değiştirmemelidir. Ben sağduyulu hareket ediyorum, senin de sağduyulu hareket etmen lazım. Bu mesele bir demokrasi meselesidir.”

“Televizyona Çıkalım Türkiye’nin Aleyhine Mi Lehine Mi Tartışalım”

Kılıçdaroğlu, “Bir televizyon kanalında arzu ettikleri bir televizyon kanalında siyasi parti liderleri bir araya gelsinler, birlikte medeni bir şekilde tartışalım. Medeni bir şekilde birlikte televizyonlara çıkalım, bu değişikliğin Türkiye’nin aleyhine mi lehine mi olduğunu tartışalım” önerisini getirdi.

“Birilerinin İktidar Sopası Olmayın”

CHP Genel Başkanı, partisinin grup toplantısında tutuklu gazetecilere de işaret ederek şöyle dedi:

“Gözaltına aldınız. Tutukladınız. 100 gündür iddianame yok. Belli ki bir yerlerden talimat bekliyorlar. Bir yerlerden ‘olur’ bekliyorlar. Olur üzerine iddianame hazırlayacaklar.

O savcılara şunu söylüyorum. Eğer sizin unvanınızda Cumhuriyet sözcüğü varsa ve siz Cumhuriyetin savcısıysanız cumhuriyetin gereklerini yerine getirin, birilerinin kölesi ve kulu olmayın. Birilerinin iktidar sopası olmayın.”

“Tek Adam Rejimi Getiriyorlar”

Cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliğine dikkat çeken CHP lideri özetle şunları söyledi:

“Şu soruyu her gittiğiniz yerde sorun; 15 yıldır iktidarsınız, 15 yıldır parlamentodan çıkarmak isteyip de çıkaramadığınız bir kanun oldu mu? Yok. Hangi yasayı istedilerse çıkardılar. O zaman bu anayasa değişikliğinin sebebi ne?

Şimdi tek adam rejimi getiriyorlar.

Yargıyı kime teslim ettiler, FETÖ terör örgütüne.

Liderlere Ekran Önerisi

Bu değişikliği niye getiriyorsunuz?

Bu sorunun cevabı da yok.

Sayın Binalı Yıldırım’a soruyorum cevap yok.

Sayın Bahçeli’ye de soruyorum cevap yok.

Çıkıp millete anlatsınlar.

Şu teklifte de bulundum. Bir televizyon kanalında arzu ettikleri bir televizyon kanalında siyasi parti liderleri bir araya gelsinler, birlikte medeni bir şekilde tartışalım. Medeni bir şekilde birlikte televizyonlara çıkalım, bu değişikliğin Türkiye’nin aleyhine mi, lehine mi olduğunu tartışalım.

Çift Başlılık Yanıtı

Diyorlar ki bu değişiklikle çift başlılığı önleyeceğiz.

Aslında yaptıkları çift başlılığı anayasal kurum haline getirmek.

Başkan ne olacak, hem başkan bir de aynı zamanda bir partinin genel başkanı.  Hem tarafsız hem taraflı.

“Devletin Sigortası Yok Oluyor”

Bunun neresi tek kişi oluyor, tek başlı oluyor? İki başlı bildiğimiz.

Asıl devlette çift başlılığı böyle getirmiş oluyorlar. Devletin sigortası yok oluyor.

İllerde kavga çıkacak, vali ile il başkanı arasında.

Tepede kavga çıkacak.

Parlamento ile başkanlık arasında kavga çıkacak.

Bununla da yetinmiyorlar. Başkana diyorlar ki sen devletin yapısını ve işleyişini değiştirebilirsin tek başına. Diyelim, başkan oturdu, bir kararname yazacak ‘bütün bakanlıkları kapatıyorum’. Mümkün mü, mümkün.

Vatandaşlara Seslendi

Bu kadar yetkiyi bir kişiye verirseniz yarın Türkiye’yi bir maceranın içine sürüklemiş olursunuz.

Cumhurbaşkanının bu kararnameleri Meclis’e gelmeyecek. Direkt Resmi Gazete’de yayımlanacak, kanun gibi uygulamaya girecek.
Bir kişi devletin işleyişini ve devletin yapısını sıfırdan yeniden belirleyebilir.

“Malulen Emekli Oluyor Meclis Zaten”

Peki bu Meclis’in fonksiyonu ne? Malulen emekli oluyor Meclis zaten, hiçbir görevi yok Meclis’in… Maaş alacaklar, oturacaklar.

“Türkiye Bir Maceraya Sürüklenmemelidir”

Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinin 12’sini  başkan tayin ediyor. Kendisinin tayin ettiği hakim kendi yayınladığı kararnameye karşı çıkar mı? Yargı bağımsızlığı bitiyor. Türkiye bir maceraya sürüklenmemelidir. Ucu açık bir macera.

Bu gerçekleşirse başkanlık sistemi  milletvekiliyle milletin arasındaki ilişki tamamen kopuyor. O zaman bu milletvekilliği unvanını da değiştirin, milletin vekili demeyin buna, başkanın vekili deyin.

“Terör Sorununu Çözüyor Mu, Hayır”

Bu anayasa değişikliği milletin hangi sorununu çözecek? Terör sorununu çözüyor mu, hayır. İşsizlik sorununu çözüyor mu, hayır.

Hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmayacaktır.

Mutfaklarda yangın var, gıda fiyatları düşecek mi ,hayır.

O zaman biz bu referandumda ne yapmalıyız, hayırlarımızı çoğaltmalıyız.

“Bu Referandum Bir Partinin Meselesi Değildir”

Bu referandum bir partinin meselesi değildir. Bu referandum A’nın, B’nin işi değildir. Bu referandum bir memleket meselesidir. Bir demokrasi meselesidir. Bu karar bir propaganda kararı da değildir.

Hitler Benzetmesi

Eskiden sandığa giderken herkes kendi partisine oy verir ama bu referandum bir seçim referandumu değildir. Bu referandumda biz bir iktidar belirlemiyoruz. Bu referandumda biz demokrasiyi oyluyoruz. Bu seçimin sağı solu yok. Bu seçimin ortası, sağı, solu, yukarısı, aşağısı yok. Bu seçimin sosyal demokratı, muhafazakarı yok. Ülkücüsü, milliyetçisi yok. Bu seçim hepimizin ortak seçimidir. Referanduma gidip demokrasiyi oylayacağız. Ya demokrasi ya tek adam rejimi. Tek adam rejimlerinin nelere mal olduğunu öğrenmek isteyenler en son örnek Hitler’dir. Dünyayı kana buladılar.

Bir kişiye 80 milyonun kaderini bağlarsınız Türkiye’yi ateşe atarsınız.

Hiç kimse endişe etmesin. Kılıçdaroğlu söylerse doğruyu söyleyecektir. Çünkü sorun Kılıçdaroğlu’nun sorunu  değil. Sorun hepimizin sorunu.”