Yıldırım’dan Barzani’ye: “Bu Sevdadan, Bu İnattan Vazgeç”

Başbakan Binali Yıldırım, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin yapmayı planladığı bağımsızlık referandumunu değerlendirerek, Lozan Antlaşması'nı anımsattı. Türkiye’nin, ulusal güvenlik meselesi konusunda uluslararası anlaşmalardan, ikili anlaşmalardan doğan haklarını kullanmakta kararlı olduğunu belirten Yıldırım, “Burada bir çağrı daha yapmak istiyorum. Henüz zaman bitmiş değil. Kuzey Irak Yönetimi, Barzani, bu sevdadan, bu inattan vazgeçmelidir” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ile Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ı ziyaret etti. Görüşme sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yıldırım, kamuda çalışan taşeron işçilere kadro verilmesi konusunu değerlendirdi. Hükümet olarak uzun süreden beri ilgili bakanlıkların taşeron işçiler konusunda çalışma yürüttüğünü belirten Yıldırım, “Muhakkak bu meseleyi gündemden çıkaracak ve çalışanlarımızı kamuda taşeron olarak çalışanların statülerini bir kalıcı esasa bağlayacağız. Çalışmalar çeşitli alternatifler bağlanarak tamamlanmak üzere. Buradaki son tarihimiz bu yıl çıkmadan bu işe noktayı koymak” dedi.

"Olumlu Adım Atılmadı"

Gazetecilerin soruları üzerine Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 25 Eylül’de yapmayı planladığı bağımsızlık referandumunu da değerlendiren Yıldırım, IKBY’nin referandum kararını dünyaya açıklanmasının ardından bunun çok yanlış bir karar olacağının ifade edildiğini anımsattı.

IKBY’ye bu karardan vazgeçmesi telkininde bulunulduğunu belirten Yıldırım, referandum kararına uluslararası alandan bir desteğin olmadığını kaydetti. Ülkelerin hemen hemen tamamının ‘bunun yanlış bir karar olduğu ve referandumun yapılmaması gerektiğini’ ifade ettiğini anımsatan Başbakan Yıldırım, Ankara-Bağdat-Tahran’ın referandumun telafisi imkansız sonuçlar doğurabileceğini de IKBY’de anlattığını aktardı.

IKBY’nin referandum kararında herhangi bir değişiklik yapmadığına dikkat çeken Yıldırım, sorunun kaynağının Irak Merkezi Yönetimi ile IKBY’nin arasında Anayasadan kaynaklanan hakların tam anlamıyla uygulanmaması ve Merkezi Yönetimin bölgenin beklentilerine karşılık vermemesi olduğunu belirtti. Türkiye’nin sorunun çözümü konusunda gerekli desteği verme teklifinde de bulunduğunu belirten Yıldırım, şu ana kadar beklenen olumlu adımın atılmadığını kaydetti.

Referandumun Gerçekleşmesi Türkiye’nin Ulusal Güvenlik Meselesidir

IKBY Başkanı Mesut Barzani’ye Lozan Antlaşmasını anımsatan Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

“Şunu açıkça söyleyeyim. Bu referandum kararı ve referandumun gerçekleşmesi Türkiye’nin ulusal güvenlik meselesidir. Türkiye, ulusal güvenlik meselesi konusunda uluslararası anlaşmalardan, ikili anlaşmalardan doğan haklarını kullanmakta kararlıdır, tereddüt göstermez. Nedir bu anlaşmalar Lozan, madde 3. madde 16. 1926 Ankara Anlaşması. 1946 Türkiye-Irak arasında Dostluk, İyi Komşuluk Anlaşması ve 1983 Türkiye Irak Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşması. Gerek Suriye’de gerek Irak’ta mevcut statülerinde değişikliğe gidecek herhangi bir girişim anlaşmalardan doğan haklarımız çerçevesinde Türkiye’nin hiçbir zaman kabul etmeyeceği sonuçtur. Bunun gereği de yapılacaktır.

Burada bir çağrı daha yapmak istiyorum. Henüz zaman bitmiş değil. Kuzey Irak Yönetimi, Barzani, bu sevdadan, bu inattan vazgeçmelidir. Bütün dünyanın karşı çıktığı ve açık olarak ikili ve uluslararası hukuka aykırı olarak inatla yapmaya çalıştığı bu referandum, bölgedeki Kürt kardeşlerimiz için de hayırlar getirmez. Bölge için hiç hayırlı olmaz.”

IKBY Giriştiği Bu Maceradan Bu Sevdadan Vazgeçmeli

Bölgede var olan sorunlara değinen Yıldırım, sorunların üzerine yeni sorunlar ilave etmekten kaçınılması gerektiğine dikkat çekti.  

Kerkük’ün de ihtilaflı bölgeler meselesinin içine dahil edilmesinin ayrı bir fecaat olacağına işaret eden Başbakan Yıldırım, “Kerkük bilindiği gibi esas itibariyle demografik yapısı oldu bittilerle değiştirilmeye çalışılmış bir şehirdir. Orijinal nüfus sayımına göre Kerkük’ün yüzde 70’i Türkmen’dir. Dolayısıyla bu demografik yapı değiştirilmiş olduğu için orada yapılmış bir referandum aslında yanlış kişilere sorularak yapılmış bir referandum olacaktır. Bu tamamen hukuksuz bir durumdur. Adı üstünde ihtilaflı bölge neresinden bakarsak bakalım Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin giriştiği bu maceradan, bu sevdadan vazgeçmesi gerekir. Bir kez daha yıllarca bölgenin istikrarı, bölgede yaşayan Kürt kardeşlerimizin barışı, huzuruna gerekli desteği veren Türkiye olarak bunu hatırlatıyoruz. Ümit ederiz ki bu referandum gerçekleşmemiş olur” dedi.

Milli Güvenliği Tehdit Edecek Gelişmelere Müdahale Hakkı

Başbakan Yıldırım, TBMM’de yarın görüşülecek Başbakanlık tezkeresiyle ilgili de “Gelen tezkere, Türkiye’nin güney kara hudutları ötesinde ve mücavirinde olabilecek her türlü ülkemiz aleyhine, ülkemiz milli güvenliğini tehdit edecek gelişmelere karşı müdahale hakkını veriyor. Asker gönderme hakkını veriyor” diye konuştu.

Meclis’in tezkere konusunu enine boyuna müzakere edeceğini ifade eden Yıldırım, yaşanan gelişmeler dikkate alınarak süresi 30 Ekim’de dolacak tezkerenin yarın görüşüleceğini belirtti.

Sistem Değişikliği Yok

Yıldırım, liselere geçişte uygulanacak yönteme ilişkin sorular üzerine ise TEOG’un bir sistem olmadığını, ortaokuldan liseye geçiş usulünde bir sistem değişikliği yapılmadığını ifade etti.

Hiçbir şekilde mağduriyete izin verilmeyeceğini kaydeden Yıldırım, “Öğrencinin ilkokuldan orta sona kadar ilk 8 yıllık başarı durumları dikkate alınarak lisede hangi tarafa yönlendirileceğine karar verilecek. TEOG yerine geçecek uygulamayla ilgili Milli Eğitim Bakanlığımız, çalışmaları alternatifli olarak sürdürüyor. Bu Bakanlar Kurulunda görüşülmeyecek ama daha sonraki Bakanlar Kurulunda konuyu görüşmüş olacağız” dedi.

Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın istifa ettiğine yönelik iddiaların anımsatılması üzerine ise konuyla ilgili Topbaş'ın bir açıklama yapacağını söyledi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.