Epilepsiyle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Abdullah Özkardeş, halk arasında “sara” olarak bilinen epilepsi hastalığı erken tanı, doğru tedavi ve düzenli takipler sayesinde kontrol altında tutulabildiğini belirterek, doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi.

Özkardeş, "Epilepsiyle ilgili doğru bilinen yanlışlar ise hastaların tedavi sürecini ve tüm yaşamını olumsuz etkileyebiliyor ”diyerek, epilepsi hastalığıyla ilgili bilinmesi ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi  bu doğru bilinen yanlışların neler olduğuna dair şu bilgileri verdi:

Bilinç Kaybı Olmadan Nöbet Geçirilebilir”
 
“Epilepsi beyinde yaşanan anormal elektriksel faaliyet sonucu ortaya çıkan bir tür kriz türüdür. Epilepsi denilince ani çığlıkla birlikte şuuruna kaybedip, yere düşen, sert kasılmalarla ağızdan salyalar akan nöbetler akla gelmektedir. “Grand mal” denilen klasik epilepsi nöbetlerinin yanı sıra şuur kaybı yaşanmayan, hastanın kolunda hafif bir atma ya da titreme gibi lokal epilepsi nöbetleri de olabilmektedir. Bazen nöbet çeşitleri arasında farklılıklar ve kaymalar yaşanabilse de genelde hasta aynı tip nöbetleri geçirmektedir.”
 
“Sadece Çocuklarda Değil Her Yaşta Görülebilir”
 
Epilepsi hastalığında ailesel yatkınlığın  önemli olsa da, nedeni belli olmayan hastalık grubunda olduğunu ifade eden Özkaredeş, “Epilepsi hastalığının çocukluk çağı hastalığı olduğu yanılgısı toplumda yaygındır. Her yaş grubunun değişik epilepsileri vardır. Genellikle çocukluk epilepsileri çoğu erişkin çağa geçerken düzelmektedir. İdiopatik epilepsi denilen nedeni belli olmayan epilepsiler ise her yaşta yaşanabilmektedir. Azınlık bir grupta olsa da kafa travması, beyin kanaması, anevrizma gibi hastalıklar da epilepsiye neden olabilmektedir. Yaşam süresinin uzamasıyla birlikte epilepsi artık ileri yaşlarda daha fazla görülebilmektedir” dedi.
 
“Her Travma Ve Yüksek Ateş Epilepsiye Neden Olmaz”
 
Özkardeş,  yataktan düşen, kafa travması yaşayan ya da yüksek ateşli hastalık geçiren çocukların epilepsi hastası olacağına dair yanlış inanışın bulunduğunu belirterek, “Kafatasında kırık, beyin kanaması gibi hasarlara neden olmayan travmaların ileride bir sorun çıkartacağı görüşü yanlıştır. Önemli olan travmanın şiddeti değil beyinde bıraktığı hasardır. Bununla birlikte ateşli hastalıklar uzun sürmezse, çocuğun bedeninin bir tarafından güçsüzlük yapmıyorsa, aşırı ve uzun ateşlenmeler yaşanmıyorsa epilepsi yaşanma ihtimali bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

“Kilitlenen Çeneyi Açmaya Çalışmak Yerine Nöbetin Geçmesini Bekleyin”
 
Epilepsi nöbetleri sırasında yapılan bir diğer yanlışın, kasılan ve çenesi kilitlenen hastanın dilini ısırmasını engellemek için çenenin sert bir cisimle açılmaya çalışılması olduğunun altını çizen Abdullah Özkardeş,  “Nöbet geçiren hastanın ağzına sert bir cisim koymak ya da çeneyi açmaya çalışmak dişlerin kırılmasına ve ağızda yaralar oluşmasına neden olabilmektedir. Ağza yerleştirilen cismin boğaza kaçarak nefes almayı engellemesi, çok daha ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Epilepsi nöbetinin kendi kendine geçtiği ve sınırlı olduğu unutulmayarak, hastayı koruyacak unsurlara başvurmak gerekmektedir” dedi. Titreme yaşayan hastanın başını sert zemine vurmasının önlenerek, ağızda oluşan köpük ve salyaların boğaza kaçmasının engellenmesi için hastanın yan yatırılması gerektiğini söyleyen Özkardeş, “Hastanın çevresinde kendisine zarar verecek eşyalar uzaklaştırılması ve varsa gözlükleri çıkartılmalıdır. Gerekli önlemler alındıktan sonra genellikle 1-1,5 dakika süren epilepsi nöbetinin geçmesi beklenmelidir. Daha uzun süren nöbetlerde hasta ambulansla bir sağlık merkezine ulaştırılmalıdır” dedi.
 
“Soğan Koklatmak Hastayı Ayıltmaz”
 
Nöbet geçiren hastaya soğan koklatmanın en çok yapılan yanlışlar arasında yer aldığına dikkat çeken Özkardeş, epilepsi nöbetlerinin geçici koma durumu olduğunu belirterek, epilepsi nöbeti geçiren hastaya ne koklatılırsa koklatılsın hiçbir faydası olmayacağının altını çizdi. Uz. Dr. Abdullah Özkardeş, otomobil kullanmanın epilepsi hastaları için sakıncalı olmadığını söyleyerek şu şekilde dile getirdi:
 
“Epilepsi Hastaları Spor Yapıp Otomobil Kullanabilir”
 
“Halk arasındaki yaygın inanışın aksine epilepsi hastalarının spor yapmaları ya da otomobil kullanmalarında bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak vücudun direncini düşüren belirli durumların, nöbetlerin ortaya çıkmasında etkin olduğu unutulmamalıdır. Aşırı yorgunluk, enfeksiyon, stres, uykusuzluk ve açlık nöbet seviyesini düşürmektedir. Grup halinde yapılan, risk içeren ve vücudu yorgun düşürebilecek futbol, basketbol, maraton, dağcılık gibi sporlardan hastaların uzak durması gerekmektedir. Yaşanan nöbetler kontrol altına alınmışsa ve hasta ilaçlarını aksatmıyorsa otomobil kullanımında bir sakınca yoktur.”
 
“Düzenli Takiple Anne Olabilirler”
 
Epilepsi hastalarının anne olamayacağı gibi, gerçekle ilgisi olmayan inanışların halk arasında oldukça yaygın olduğunu ifade eden Özkardeş,  “Epilepsi yani sara hastası kadınların anne olmasında bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak, gebelik planlayan epilepsi hastaları en az 6 ay öncesinden doktoruyla konuşmalı ve asla ilaçlarını bırakmamalıdır” diyerek, gebelikte kullanılan ilaçla alakalı, “Epilepsi tedavisinde kullanılan bazı ilaçların anne karnındaki bebekte doğumsal bozukluklara neden olabileceği unutulmamalıdır. Gebelik sırasında birden bırakılan ilaçlar şiddetli nöbetlere ve nöbetlerin neticesinde düşüklere neden olabilmektedir” uyarısında bulundu.
 
“Epilepsi Hastası Kendisine Uygun Meslek Seçmelidir”
 
Epilepsi hastalarının çalışmasında doğru meslek seçimi yapıldığı sürece bir sakınca bulunmadığını kaydeden Özkardeş, “Asker, pilot, güvenlik görevlisi, avcı ya da balıkçı olmak yerine daha sakin ve tehlike içermeyen meslekler seçilmelidir” dedi.
 
Epilepsi Zihinsel Bir Bozukluk Değildir
 
Halk arasında epilepsinin zihinsel bir bozukluktan kaynaklandığı veya hastalık ortaya çıktıktan sonra zihinsel kapasite kaybına yol açtığına dair yanlış inanışı düzelten Uzman Nörolog Özkardeş, “Epilepsinin zihinsel bozukluklarla ilgisi yoktur. Ancak bazı istisnai durumlarda zeka gerilemesine yol açabilmektedir. Epilepsinin yaşam boyu sürdüğü ve tedavisinin olmadığı zannedilse de tedavisi mümkündür. İlaç tedavisiyle epilepsi hastalarının büyük bir çoğunluğunda yaşanan nöbetlerin önüne geçilebilmektedir. 2 yıl nöbet geçirmemek kaydıyla ilaçlar yavaş yavaş kesilebilmektedir. Bazı hastalarda ilaç kesildiğinde nöbetlerin tekrar başlaması mümkündür. Bu tür hastalar ömür boyu ilaç kullanarak epilepsi nöbetlerinden korunabilmektedir. İlaçlara dirençli epilepsi hastalarında ise cerrahi ile tedavi yolları bulunmaktadır” açıklamasında bulundu.
 
 
Uz. Dr. Abdullah Özkardeş, epilepsi hastalarının dikkat etmesi gereken hususları hatırlatarak, şu tavsiyelerde bulundu:
 
Düzenli takipler ve ilaç alımı aksatılmamalıdır
.Uyku ve beslenme düzenine dikkat edilmelidir
.Yorgunluk, stres, depresyon nöbetleri tetikleyebilir
.Televizyon ve bilgisayar başında uzun zaman geçirilmemelidir. Işığa duyarlı fotoepilepsi hastalarında parlayan ışıklar nöbetleri harekete geçirebilir
.Ateşli hastalıklar uygun şekilde uzman hekim tarafından tedavi edilmelidir
.Alkol kullanımı hastalığın seyrini olumsuz etkileyebileceği için uzak durulmalıdır.”

 
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.