Öne Çıkanlar deprem Kuşadası Belediyesi çukurova belediyesi kuşadası recep tayyip erdoğan HAVA HAREKATI erdoğan Hakkari başbakan binali yıldırım atatürk yapı kredi operasyon

Hacettepe Aşı Enstitüsü Uyardı: Salgınlar Artabilir!

Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsü , 24-30 Nisan 2019 Aşı Haftası nedeniyle günümüzde giderek artan aşı reddi hakkında; Aşılama, hem bebek ve çocuklarda hem de yetişkinlerde görülebilen sakatlık ve ölüme yol açabilen; çok sayıda bulaşıcı hastalıktan korunmak için en güvenli, en etkili ve en maliyet etkili yöntemdir. Ülkemizde 1980 yılından beri uygulanan genişletilmiş bağışıklama programı kapsamında halen 13 bulaşıcı hastalığa karşı Türkiye’deki tüm çocuklar doğumdan itibaren aşılanmaktadır. Kızamık hastalığına karşı yapılan aşılama da bunlardan biridir." açıklamasında bulundu. 

Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsü , 24-30 Nisan 2019 Aşı Haftası nedeniyle günümüzde giderek artan aşı reddi hakkında açıklama yayımladı. 

Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada; "Kızamık çok bulaşıcı bir viral enfeksiyondur. Bilinen tek kaynağı ve taşıyıcısı insandır. Güvenli ve etkili bir aşının varlığına rağmen tüm dünyada halen özellikle küçük çocuklar arasında önemli bir ölüm nedenidir. Kızamık hasta kişilerin aksırma, öksürme sonucu burun, ağız veya boğazlarından gelen damlacıkların solunmasıyla bulaşır. İlk belirtiler genellikle hastalık bulaştıktan 10-12 gün sonra ortaya çıkar ve yüksek ateş, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık şeklindedir. Birkaç gün sonra, yüzden başlayıp boyuna ve giderek tüm vücuda yayılan kırmızı renkte döküntü başlar. Kızamık hastalığı bu döküntü başlamadan 4 gün öncesinde ve döküntüden sonraki 4 gün boyunca bulaşıcıdır. Yani henüz döküntüsü olmayan ama hafif grip belirtileri gösteren kişilerden de hastalık bulaşabilir. Kızamık özellikle küçük çocuklarda ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ağır seyredebilir. Körlük, ensefalit (beyin dokusunun iltihabı), ağır ishal, buna bağlı su kaybı ve ağır zatürreye hatta ölüme yol açabilir. Kızamık geçirip iyileşen bebeklerde de ileri yaşlarda ilerleyici beyin hastalığının olma riski vardır. Bu nedenle,  aşılama ile çocuğun korunması çok önemlidir. Bir toplumda aşılama oranlarının azalmasıyla kızamık hastalığı dahil diğer bulaşıcı hastalıklar da o toplumdaki aşılanmamış kişilerde hastalık yaparak özellikle de aşılanmamış bebeklere ve çocuklara bulaşır ve salgınlar meydana gelebilir. Salgın, bir bulaşıcı hastalığın bir toplumda beklenenden çok daha fazla sıklıkta ve yaygın olarak görülmeye başlaması olarak bilinir. Yıllardır yapılan çalışmalar ve gözlemler göstermiştir ki, kızamık salgınlarını önlemenin tek yolu,  toplumu kızamık hastalığına karşı aşılama ve aşılama oranlarını da en az %98 seviyesinde tutmaktır.

Ülkemizin ulusal aşılama programına göre 1970 yılından beri uygulanan kızamık aşısı 2006 yılından itibaren kızamık-kabakulak-kızamıkçık aşısı şeklinde 12 aylık olan tüm bebeklere ve ilkokul 1. sınıftaki çocuklara uygulanmaktadır. Bu aşılar 1960’lardan beri tüm dünyada uygulanmaktadır; etkili ve güvenli oldukları bilinmektedir. Bu aşıların toplumda otizme veya kısırlığa yol açmadığı da birçok araştırma ile gösterilmiştir.

Ülkemizde çocuklara verem, difteri, boğmaca, tetanoz, sarılık (hepatit A ve hepatit B), menenjit, çocuk felci aşıları yapılmaktadır. Aşılama programı sayesinde bu hastalıklar artık ya hiç görülmemekte ya da çok nadir görülmektedir. Bununla birlikte, toplumda aşılanmamış çocuk sayısı arttıkça da, uzun süredir yaygın aşılanma nedeniyle toplumda nadir görülen hatta görülmeyen özellikle kızamık, kızamıkçık, difteri (kuşpalazı), tetanoz gibi ölümcül hastalıklar tekrar hastalık yaparak yayılma fırsatı bulacaktır. Nitekim, ülkemizde 2015 ve 2016 yıllarında %98’lere varan aşılama oranlarının 2017 yılında %95-96’lara düşmesi sonucunda, 2018 yılından bu yana kızamık vakalarında belirgin bir artış gözlenmiştir. 2016 yılında 9 kızamık vakası görülürken, bu sayı aşılama oranlarındaki hafif azalmayla giderek artmış ve 2017 yılında 69; 2018 yılında ise 510 kızamık vakası görülmüştür. Bu vakaların büyük çoğunluğu beş yaşından küçük aşısız bebek ve çocuklardır. 

Son zamanlarda ülkemizde çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı tehlikeli bir şekilde artmaktadır. Bu artış devam ettiği takdirde önümüzdeki yıllarda büyük salgınlar kaçınılmaz olacaktır. Bütün bunlar göz önüne alındığında, ülkemizde doğan, yaşayan her bir çocuğun, sakat bırakabilecek, ölümcül olabilecek hastalıklardan korunması için Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz uygulanan aşıları olması gerekmektedir. Anne-babaların da bu hastalıkların yayılmasını ve salgınların oluşmasını önlenmek adına, hem çocuklarına hem de topluma karşı sorumluluklarının bilinciyle, çocuklarının hakkı olan tüm aşıları düzenli bir şekilde yaptırmaları çok önemlidir ve gereklidir. Bilinmelidir ki, herhangi bir bulaşıcı hastalık salgınında, ilk etkilenecek ve hastalanacak olanlar daha önce aşılanmamış çocuklar ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler olacaktır." denildi. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.