Öne Çıkanlar cumhurbaşkanı erdoğan bugünün gündemi terörist pkk cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan azerbaycan suriye Kent diyarbakır Ayyuka eNBE akbank

Uzun Yaşamın Sırrı Bu İki Sayıda: 12/8

Yıllarca hiç belirti vermeden pusuya yatan hipertansiyonu düzenli tedavi ve sağlıklı yaşam tarzıyla kontrol altında tutmak mümkün olduğunu belirten Bayındır Sağlık Grubu İçerenköy Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Timur Timurkaynak, "Ancak hastalar, kendini iyi hissedince ilaçları azaltmak ya da bırakmak, sarımsak ve limon suyuna güvenmek, dil altı ilaçlarla tansiyonu aniden düşürmeye çalışmak, aşırı miktarda ağrı kesici içmek gibi hatalara sıkça düşüyor." dedi. 

Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Sağlık Grubu İçerenköy Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Timur Timurkaynak, hipertansiyon hastaları için ömürlerini uzatacak, yaşam kalitelerini artıracak önerilerde bulundu.

Haydi hemen tansiyonunuzu ölçün, bakalım 12/8 sayılarının neresindesiniz? 

-Eğer üstündeyseniz yüksek tansiyon ömrünüzü kısaltmaya başlamış demektir. Yüksek tansiyon, bir hastalık değildir. Damarlarınızın yaşlandığını, sertleştiğini gösteren bir bulgudur. Damarlarınız yaşlanınca ister istemez siz de hızla yaşlanmaya başlarsınız. 

-Unutmayın, sarımsak ve limon değil, egzersiz ve kilo vermek tansiyonunuzu düşürür. Damarlarınızın içine bakın zararlı maddeler var mı? Tuz, şeker, kolesterol, nikotin, yüksek basınç damarlarınız yoluyla tüm organlarınızı harap eder. Yüksek tansiyon beyninizi, böbreğinizi, gözünüzü, kalbinizi bir boksör gibi sürekli yumruklar. 

Dünyada en çok görülen hastalık olan hipertansiyon yani yüksek tansiyon, 1 milyarın üzerinde insanı esir almış durumda. Dünyada en çok reçete hipertansiyon için yazılıyor. Bu kadar sık görülmesine rağmen tedavi edilebilen hasta sayısı oldukça düşük kalıyor. Türkiye’de 6 milyon hipertansiyon hastası var. 18 yaşın üzerindekilerin üçte birinin hipertansif olduğu belirtiliyor. Yaş ilerledikçe bu oran artıyor. 50 yaşından sonra neredeyse toplumun yarısında yüksek tansiyon görülüyor. 

-Hipertansiyonun (yüksek tansiyon) klasik tanımı, kan basıncının 140/90 mmHg’den yüksek olmasıdır. Hipertansiyon bir hastalık değil, çok daha geniş hastalıklar yelpazesinin bir bulgusu olarak kabul ediliyor yani, ilerleyici kalp ve damar hastalıkları grubunun belirtisi. 
-İdeal tansiyon 120/80 ve altındaki tansiyon değerleridir. Hastanın tansiyonu 120/80’in üstünde ise sağlıklı yaşam tarzı değişikliğiyle tedavi süreci başlıyor. Eğer tansiyon 140/90’dan yüksekse o zaman ilaç tedavisi devreye giriyor. İlaç tedavisinin amacı tansiyonu 140/90 değerlerinden daha aşağıda tutmak. 

ERKEN BUNAMANIN SORUMLUSU

-Ülkemizde ölümlere en çok neden olan yüksek tansiyon, teşhis edildiğinde iş işten geçmiş olabiliyor. Göz, beyin, böbrek gibi organlarla boyun damarı, kalp damarı, böbrek damarı ve bacak damarı, yüksek basınç nedeniyle zaman içinde hasar görmeye başlıyor. Kalp yetmezliğine, kalp krizine, beyin kanaması ve felce neden olabiliyor.
-Çağımızda erken bunamanın en önemli nedenlerinden biri kontrolsüz hipertansiyon. Göz damarlarında yaptığı hasar görme kaybına, böbrek damarlarına verdiği hasar ise kronik böbrek yetmezliği ve diyalize girme ihtiyacına yol açıyor. Bu hastalık kadın ve erkeği aynı şekilde etkiliyor. 

İKİ KUTU İLAÇ İÇMEKLE NORMALE DÖNMEZ!

-Hipertansiyon kronik, yani yaşam boyu süren ve ilerleyici bir hastalık, bu nedenle de “İki kutu ilaç içtim tansiyonum normale döndü” diye bir şey söz konusu olamıyor. Tanı konulduktan sonra ömür boyu tedavi gerekiyor. Tedavi kesildiğinde tansiyon yine yükselerek tüm organlara hasar vermeye devam ediyor. Bu nedenle de hasta, ömür boyu ilaç kullanmalı, sağlıklı yaşam tarzını benimsemeli ve uygulamalı.

SABAHLARI YORGUN UYANANLAR DİKKAT!

-Hipertansiyon sinsice ilerliyor ve yıllarca hiç bir belirti vermeyebiliyor. Bu yüzden de ‘sessiz katil’ olarak tanımlanıyor. Genellikle rastgele bir tansiyon ölçümü sırasında değerler yüksek bulunur ve sonrasında yapılan araştırmalar sonucu hipertansiyon tanısını alır. 
-Halk arasında hipertansiyonun en sık bulgusu baş ağrısı olarak biliniyor. Sabahları dinç uyanamamak, konsantrasyon güçlüğü, sersemlik, erken yaşlarda bunama, yol yürürken nefes darlığı, göğüs ve bacaklarda ağrı, gece uyurken nefes darlığıyla uyanmak, burun kanaması, görmede azalma, yüzde ellerde ve bacaklarda uyuşma kuvvet kaybı gibi belirtiler artık tansiyonun hasarlarının belirginleştiğini gösterebilir. Bu bulgular başka hastalıkların belirtileriyle de karışabilir. Detaylı bir muayene ve tetkik sonrası tanı kolaylıkla konulur.

SARIMSAK VE LİMON SUYUNA GÜVENMEYİN!

-Hastalar her türlü şikâyetlerinde önce tansiyonlarını ölçüyorlar. Eğer tansiyon yüksek ise sarımsak ve limon suyu gibi şeylerle tansiyonlarını düşürmeye çalışıyorlar. Ancak bu yöntemlerin bilimsel bir yanı yoktur ve tansiyonu düşürmez. 

DİL ALTI İLAÇLA ANİDEN DÜŞÜRMEK ÇOK BÜYÜK HATA!

-Yüksek tansiyon hastalarının sıklıkla yaptıkları yanlışlardan biri dil altı tansiyon ilaçları kullanmak. Dil altına alınan ilaç çok hızlı emileceğinden; tansiyonu da çok hızlı düşürür ve bu da hem beyin hem de kalp için oldukça sakıncalıdır. Tansiyon kesinlikle hızlı düşürülmemeli. İlla ilaç alınacaksa bu dil altı olarak değil, içerek alınmalı. Eğer tansiyon yüksek ise 10-15 dakika dinlenip sakinleşerek tekrar tansiyon ölçülmeli ve yine yüksek ise bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı.

TANSİYONU 18 YAŞINDAN İTİBAREN TAKİBE ALIN

-Hipertansiyon, 18 – 50 yaş aralığında görülür. Genç yaşlarda ortaya çıkan tansiyon yüksekliği bir takım hormonal bozukluklara bağlı olabilir. Özellikle de çok yüksek değerler görülüyorsa mutlaka altta yatan bir neden araştırılmalı. Hipertansiyon eğer kontrol edilmez ise yıllar içinde tüm organ sistemlerinde hasara yol açar. Bu nedenle ilk kontrol 18 yaşında yapılarak erken teşhis edilmeli. Zira erken teşhis hayat ve organ kurtarıcıdır. Ayrıca erken teşhis, sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleriyle, yüksek tansiyonu daha rahat kontrol altına alabilmeyi sağlayabilir.

UYKU APNESİ VE TUZ TANSİYONU FIRLATIR!

-Hipertansiyonun tek bir nedeni yok. Birçok faktör bir araya gelerek kan basıncını yükseltiyor. Bunlar arasında genetik, tuz tüketimi, hazır gıdalarla beslenmek, egzersiz yapmamak, kilo almak, uyku apnesi sayılabilir. Sayılan bu nedenlerle oluşan hipertansiyona birincil veya esansiyel yüksek tansiyon denir. Bunların yanı sıra ikincil nedenlerle oluşan hipertansiyon da vardır. Ancak bunun görülme sıklığı yüzde 1’den daha düşüktür. Tiroit, böbrek üstü bezi, beyindeki hipofiz bezi, kortizol hormonlarındaki bozukluklar, böbrek damar darlıkları gibi nedenlerle de tansiyon yükselir. 

TANSİYONA KARŞI TOPLUM SAĞLIĞI PROJESİ OLMALI

-Nüfusun neredeyse yarısı 50 yaşından sonra hipertansiyon hastası olduğundan, hastalık, bir toplum sağlığı projesi olarak ele alınmalı. Eğer gençlik çağlarından itibaren tuz azaltılır, sigara ve alkolden uzak durulursa, kilo kontrolü, sağlıklı beslenme ve egzersiz yaşamın bir parçası haline getirilirse hipertansif hasta sayısında ciddi azalmalar olabilir. Halkı bilinçlendirmek için kamu spotları, derneklerin halkla bütünleşen çalışmaları ve medyanın desteği yararlı olabilir.

REÇETEYE DEĞİL GÜVENE DAYALI TAKIM OYUNU LAZIM!

-Hipertansiyon, kontrol altına alınabilen bir hastalık ancak sadece tansiyonu kontrol etmek yetmiyor. Tüm risk faktörlerini kontrol etmek gerekiyor. Hipertasiyon hastaları sadece tansiyonu yüksek hastalar değildir. Bu hastalarda mutlaka eşlik eden kolesterol ve şeker yüksekliği (insülin direnci) vardır. Çoğu sigara ve alkol kullanır. Egzersiz yapmaz. Eğer sağlıklı ve uzun bir yaşam hayal ediyorsak tüm bu riskleri kontrol etmek gerekiyor. 
-Ancak doktor bunu tek başına yapamaz. Bu, bir takım oyunudur. Doktor ve hasta bir takım olarak çalışmalı ve bu hedefe doğru yol almalıdır. Hasta doktoruna inanmalı ve ikna olmalı. Aksi takdirde doktor ilacı yazar, hasta tedaviyi uygulamaz. Reçeteler değil, güvene dayalı hasta hekim işbirliği hastalığı tedavi eder.

HASTA KAFASINA GÖRE İLACI KESMEMELİ

-Hipertansiyon hastalarının tedavi sürecinde yaptıkları en önemli hatalardan biri de ilaçların hipertansiyondan daha zararlı olduğunu düşünmeleri. İlaçlarını kendi kendilerine azaltıp kesmeleri, tuz ve alkol kullanımını azaltmamaları, aşırı miktarda ağrı kesici içmeleri, “kendimi iyi hissediyorum” diyerek düzenli kontrollere gitmemeleri ve kilo almaları; tüm bunlar tedaviyi zorlaştıran en önemli hatalar!

BİR KERE ÖLÇMEKLE TANI KONULMAZ

-Tek bir ölçümle ölçümle hipertansiyon tansı konulmuyor. Birçok kez ve uzun süreçte yapılacak tansiyon ölçümleri tanıyı doğrulamak için gerekli oluyor. Günümüzde artık kesin tanı için hastalara otomatik tansiyon cihazı takılarak, 24 saat boyunca tansiyon ölçümleri yapılıyor. Sonra bu ölçümler bilgisayarda analiz ediliyor. Tansiyon cihazı ile takip etmenin mümkün olmadığı durumlarda ise bir hafta süresince sabah akşam iki kez tansiyon ölçülerek de tanı konulabiliyor.

HER HASTAYA AYNI TEDAVİ UYGULANMAZ

-Her yüksek tansiyon hastasına aynı tedavi uygulanmaz. Hastanın, yüksek tansiyonuna eşlik eden diğer hastalıklarına bakılarak en uygun ve etkili tedavi seçeneği hayata geçirilerek hastalık kontrol altına alınır. 

Anahtar Kelimeler:
HipertansiyonLimon Suyu
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.