Öne Çıkanlar kılıçdaroğlu tesk genel başkanı bendevi palandöken palandöken şehit esnaf Akşener DEVA PARTİSİ Genel Başkanı Ali Babacan fenerbahçe babacan Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk Vergi EMİNE ERDOĞAN

“Ancak Tüm Bu Çabalarımıza Rağmen Tehlikenin Atlatıldığını Söyleyemeyiz”

FETÖ’nün can damarlarının kesildiğini söyleyerek, yurt dışından getirilen FETÖ mensuplarının yargıya teslim edildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ancak tüm bu çabalarımıza rağmen tehlikenin atlatıldığını söyleyemeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “FETO ile gerçek anlamda mücadele sadece bizim dönemimizde yapılmıştır ama şunu da söyleyeyim, biz de geç kaldık ve bu geç kalışın bedelini de maalesef ödedik. 7 Şubat MİT kriziyle hayata geçirilen önlemler FETO virüsünün farkına varılmasını sağlamış ve FETO’nun bünyede daha fazla yayılmasına da hamdolsun engel olmuştur” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 35. İl Müftüleri Toplantısı’na katıldı. Programda bir konuşma yapan Erdoğan, 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında müezzinlerin ezan ve sela okumasının önemine dikkat çekerek, “Okunan selalardan güç alan bu millet tıpkı bir asır önce Kurtuluş Harbi’nde olduğu gibi istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıktı” dedi. İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy’un, “Rabbim bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” sözünü anımsatan Erdoğan, “Biz de 15 Temmuz destanımızla iftihar etsek de, Rabbim bir daha bu milleti böyle bir destan yazmak zorunda bırakmasın diyoruz” şeklinde konuştu.

“NASIL OLUP DA BİR ÖRGÜT DÜNYANIN 160 ÜLKESİNDE NÜFUZ ALANI EDİNEBİLMİŞTİR?”

Yenilgilerden, hatalardan ve eksiklerden ders çıkarmanın gereğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu anlayışla 15 Temmuz ihaneti ve FETO konusundaki özeleştirimizi açık yüreklilikle yapabilmeliyiz. FETO ihanet çetesinin 40 yıl boyunca devlet ve toplum yapımıza sirayet edebilmesi bu noktada bazı eksikliklerin olduğunu gösteriyor. Bu örgütün oluşturduğu tehdidin uzun yıllar farkına varılamaması hepimizin üzerinde hassasiyetle düşünmesi gereken bir husustur. Nasıl olup da böyle karanlık bir örgüt başındaki şarlatanın onca sapkınlığına, hezeyanına rağmen bu derece milletimizin inanç dünyasına etki edebilmiştir? Nasıl olup da böyle menfur bir yapı körpe dimağları kendi insanına silah çekecek kadar gözü dönmüş mankurtlara dönüştürebilmiştir? Nasıl olup da böyle şaibeli bir örgüt mütedeyyin insanların baskı ve zulüm gördüğü dönemlerde hiçbir sorun yaşamadan serpilip büyüyebilmiştir? Nasıl olup da böyle bir örgüt sadece ülkemizde değil dünyanın 160 ülkesinde nüfuz alanı edinebilmiştir? Aynı şekilde DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, El Şebap gibi yapılar nasıl İslam dünyasının gençleri arasında kısmen de olsa zemin bulabilmektedir? Bu sorulara verilecek samimi, cesur, hasbi cevapların sadece bu günümüz değil asıl geleceğimiz adına çok önemli olduğuna inanıyorum.”

“FETO HABİS BİR URDUR”

FETO’nün arızi bir sistemin ürettiği sonuç olduğunu öne süren Erdoğan, şunları kaydetti:

“FETO milletiyle kavgalı, vatandaşına tepeden bakan, kendi insanını ötekileştiren çarpık sistemin neden olduğu bir hastalıktır. Bu hastalığın devlet ve toplum bünyemize nüksetme durumu ise birilerinin iddialarının aksine yeni değil oldukça eskidir. FETO, 1970’lerin ortalarında bünyeye girmiş, 40 yıl boyunca o bünyede sinsi bir şekilde palazlanmış, vücudun farklı organlarına bulaşmış habis bir urdur. Hatta daha geriye gidersek bu örgüte ilham veren pek çok hastalıklı örnek de bulabiliriz. Örgüt 40 yıllık serencamı içerisinde en güçlü desteği 12 Eylül darbesiyle 28 Şubat müdahalesinin faillerinden görmüştür. Demokrasinin askıya alındığı, meşru siyaset zemininin daraldığı, devletin kapılarının milletin evlatlarına kapandığı bu iki karanlık dönem FETO’ya istismar edeceği son derece mümbit bir ortam sunmuştur. Özellikle 28 Şubat döneminde İmam-Hatip okullarının kapısına kilit vurulması ve milletimizin inancını yaşamasını engellemeye yönelik mübadeleler FETO’ya arayıp da bulamadığı fırsatları vermiştir. Örgütün bu iki dönemin sonunda serpilip büyümesi asla tesadüf değildir ve bu zat acaba kendisinin peşine takılanlara hiçbir zaman İmam-Hatipleri tavsiye etmiş midir? Asla İmam-Hatiplere gitmelerine imkan vermemiştir. Çünkü hesap, dert başkaydı.

“BEDELİNİ DE MAALESEF ÖDEDİK”

Bugün bizi FETO ile mücadeleyle eleştirenler o günlerde bu karanlık örgütün adeta önünü açacak politikaların en büyük destekçileridir. Zevahiri kurtaracak kabilinden yapılanlar dışında bizim dönemimize kadar örgüte yönelik doğru düzgün hiçbir operasyon da düzenlenmemiştir. FETO ile gerçek anlamda mücadele sadece bizim dönemimizde yapılmıştır ama şunu da söyleyeyim biz de geç kaldık ve bu geç kalışın bedelini de maalesef ödedik. 7 Şubat MİT kriziyle hayata geçirilen önlemler FETO virüsünün farkına varılmasını sağlamış ve FETO’nun bünyede daha fazla yayılmasına da hamdolsun engel olmuştur. Nitekim örgüt en önemli finans ve insan kaynağı olan dershanelerin kapatılmasına karşı cevabını 17-25 Aralık girişimiyle vermiştir. Yıllık kaynağı eski parayla 2 milyar. Bakın şu anda Amerika’da charter school’lardan elde ettiği gelir yılda yaklaşık 800 milyon dolar. Bunun arkasında nelerin olduğunu lütfen anlayalım. Bunu biz Amerika’nın yetkililerine söyledik. Dosyalar, klasörler hepsini atlattık ama bu işin nerelerle bağlantılı olduğunu anlamamız açısından söylüyorum. Olay o kadar çıplak değil. Destekler, kimler bunların arkasında duruyor bunu göstermesi bakımından önemli.”

“SÖZDE ADALET YÜRÜYÜŞLERİYLE ÖRGÜTÜN PROPAGANDASINI YAPMAYA DEVAM ETTİLER”

Türkiye’nin 15 Temmuz’u akamete uğratmasının milletle kurulan gönül bağı ile hayata geçirilen önlemler sayesinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Aklını hırslarının esiri yapanlar dışında tüm vatandaşlarımız FETO’ya karşı yürüttüğümüz samimi mücadeleyi kabul ediyor. Elini vicdanına koyan herkes 17-25 Aralık girişiminden sonra alınan tedbirlerin ne kadar önemli olduğunu gayet iyi biliyor. Tabii FETO’ya diyet borcu olanlar ne MİT krizini, ne 17-25 Aralık teşebbüsünü ne de 15 Temmuz ihanetini asla görmüyor, kabullenmiyor. Her şey gözlerinin önünde cereyan ettiği halde 17-25 Aralık girişiminde Meclis kürsülerini FETO’nun montaj kasetlerine tahsis etmekten örgütün paçavraları önünde geceler boyunca nöbet tutmaktan hiç utanmadılar. Siyasi rant uğruna FETO’nun televizyon kanallarında arz-ı endam etmekten bir an olsun hicap duymadılar. Bunların 15 Temmuz sonrasında ‘kontrollü darbe’ söylemleriyle örgütü himaye etmeyi sürdürmeleridir. 251 insanımızın şehit olması 2 bin 193 vatandaşımızın yaralanması bu şahısların gözlerindeki gaflet perdesini kaldırmaya ne yazık ki yetmedi. Hatta sözde adalet yürüyüşleriyle örgütün propagandasını yapmaya devam ettiler. Millete kurşun sıkanlara ana kuzuları diyerek örgüte kol kanat germeyi sürdürdüler. Diğer taraftan aynı çevreler sadece FETO meselesinde değil DEAŞ ve bölücü terör örgütüne yönelik gerçekleştirdiğimiz operasyonlarda da benzer bir tavır takınmıştır. Biz rotamızı bugüne kadar bu çevrelerin davranışlarına göre çizmedik, çizmiyoruz. Bundan sonra da 3-5 kifayetsiz müfterisin eleştirilerine göre politikalarımıza yön vermeyeceğiz. Doğru bildiğimiz kararları kim ne derse desin uygulamaya devam edeceğiz.”

“TEHLİKENİN ATLATILDIĞINI SÖYLEYEMEYİZ”

FETÖ’nün can damarlarının kesildiğini söyleyen, yurt dışından getirilen FETÖ mensuplarının yargıya teslim edildiğini aktaran Erdoğan, “Ancak tüm bu çabalarımıza rağmen tehlikenin atlatıldığını söyleyemeyiz” dedi. Gençlerin dini alandaki susuzluklarını giderememeleri halinde sapkın yapıların etkisine gireceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ehliyet ve liyakat sahibi din alimlerimizin ön plana çıkmadıkları durumlarda neler olduğu hepimiz gördük, yaşadık. Bizim hocalarımız inisiyatif almadığı zaman meydan FETO elebaşı gibi şarlatanlara, hurafeci cahillere, televizyonlarda sazlı danslı program yapan soytarılara kalıyor. Dinle, diyanetle hatta milletimizin asgari ahlak standartlarıyla bağlantısı olmayan şahıslar ortalıkta İslam adına ahkam kesiyor” dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.