Öne Çıkanlar deprem çukurova belediyesi HAVA HAREKATI Hakkari başbakan binali yıldırım yapı kredi atatürk soner çetin operasyon azerbaycan KENAN DOĞULU öğretmen

AYM'den Sürpriz Karar

Anayasa Mahkemesi, kadının boşanma davası sonrasında velayet hakkı tanınan çocuğunun soyadını değiştirme talebiyle açtığı davanın reddedilmesini, ayrımcılık yasağının ihlali saydı. Yüksek Mahkeme, kadın eş için haklı nedenlerin bulunması durumunda dahi çocuğun soyadını belirleme imkânı tanımayan kararın ölçülü olmadığına hükmetti.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, N.Y. Isparta Aile Mahkemesi’ne açtığı dava sonucu boşanarak, çocuğunun velayetini aldı. N.Y, Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dilekçe ile Soyadı Kanunu’nun 4. Maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır" şeklindeki düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edildiğini, velayeti annesine verilen çocuğun soyadının anne tarafından değiştirilmesinin önünde bir engel kalmadığını belirterek çocuğunun soyadının, kendi soyadıyla değiştirilmesine karar verilmesini talep etti.

Mahkeme, Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesi uyarınca, sahih nesepli çocuğun babanın soyadını taşıyacağı, boşanma veya ölüm üzerine velayetin anneye geçmesinin çocuğun soyadında değişikliğe neden olamayacağı ve babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonucunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun soyadının da değişmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Karar Yargıtay tarafından da onanınca N.Y., Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi ise Anayasa'nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine hükmederek, yeniden yargılama yapılmak üzere kararı Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderdi.

-CİNSİYETE DAYALI AYRIMLAR EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR-

Yakın bir geçmişe kadar anne ve babanın çocukları üzerindeki hakimiyet hakkı olarak görülen velayetin günümüzde hem bir yükümlülük hem de bir hak olarak kabul gördüğünün belirtildiği kararda, başvurucunun çocuğunun evlilik içinde dünyaya geldiği, hukuken mevcut olan ailenin parçası olduğu, boşanma davası sonucunda velayet hakkının başvurucuya tevdi edildiği ve başvurucu ile çocuğu arasındaki söz konusu ilişkinin aile yaşamının kurulması için yeterli olduğu vurgulandı.

Yaradılış ve işlevsel özelliklerin zorunlu kıldığı kimi ayırımların haklı bir nedene dayandığı ölçüde eşitliği bozmadığı hâlde, sadece cinsiyete dayalı ayrımların eşitlik ilkesine açık bir aykırılık oluşturduğunun vurgulandığı kararda, Türk Medeni Kanunu ile kocanın evlilik birliğinin reisi olduğuna dair düzenlemenin kaldırıldığı ve eşlerin oturacakları konutu birlikte seçecekleri, birliği beraberce yönetecekleri, eşlerden her birinin ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil edecekleri yönünde düzenlemeler getirildiği, eşlerin evlilik birliğinde eşit hak ve yükümlülüklere sahip olduğu anımsatıldı.

-SOYADINI BELİRLEME İMKANI TANIMAMAK ÖLÇÜLÜ DEĞİL-

Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alacağını belirten düzenlemenin iptal edildiğine vurgu yapılan kararda, eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiği belirtildi. Kararda, “Çocuğun soyadının belirlenmesi noktasında velayet hakkının kullanılması bakımından kadın ve erkek arasında öngörülen farklı muamele makul şekilde gerekçelendirilmediği gibi çocuk reşit oluncaya kadar veya baba soyadını değiştirmediği sürece çocuğun soyadının değiştirilmesinin hiçbir koşulda mümkün olmadığı tespitlerine yer verilmek suretiyle kadın eş için haklı nedenlerin bulunması durumunda dahi çocuğun soyadını belirleme imkânı tanımayan söz konusu uygulamanın ölçülü olduğu da kabul edilemez” denildi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.