Öne Çıkanlar AİLE Covid19 gündem özeti CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk chp niğde milletvekili ömer fethi gürer çiftçi binali yıldırım cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan Hüddam 3: Lamia Sebahat Aydın

Bozdağ: CHP AYM’ye Sahte Delil Üretmek İçin Büyük Bir Çaba Sarf Etti

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP’nin anayasa değişikliğine yönelik usul itirazlarına değinerek, “Rejim ile ilgili iddialarının dayanak oluşturmayacağını kendisi iyi biliyor. Ama bunu halka dönük propaganda olarak kullanmak için köpürtüyor ve Anayasa mahkemesine taşıyor. Oyların kullanış şekline ilişkin CHP bir denetim malzemesi üretmeye çalıştı. Milletvekillerinin tamamı oylarını Anayasa ve İçtüzüğün öngördüğü gizlilik kuralına uygun bir şekilde kullanmışlardır. Oylamalar gizli yapılmıştır, CHP Anayasa mahkemesine sahte delil üretmek için büyük bir çaba sarf etmiştir, ama bu çaba boşa bir çabadır. Anayasa Mahkemesi zaten oylamanın gizliliğini tescil edecektir” dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, katıldığı bir televizyon programda, Meclis Genel Kurulunda kabul edilen Anayasa değişikliği, KHK’lar, Fetullah Gülen’in iadesine ilişkin konularda gündeme ilişkin konularda değerlendirmelerde bulundu. Anayasa değişikliği konusunda CHP’nin rejim değişikliğine ilişkin yorumlarını değerlendiren Bozdağ, “Bu kocaman bir yalan. Bir görüşten öte bilerek ve isteyerek yapılan büyük bir çarpıtma olduğunu ifade etmekte fayda görüyorum. Mevcut değişiklik teklifi devletin yönetim şekli olan cumhuriyeti değiştirmiyor. Yönetim şekli birinci madde de Cumhuriyettir diyor” dedi. Anayasa’nın 2. Maddesinde cumhuriyetin niteliklerinin düzenlendiğini, söz konusu niteliklerin hiçbirisinde doğrudan veya dolaylı olarak bir değişiklik yapılmadığını savunan Bozdağ, Anayasa’nın 3. ve 4.  maddelerinde de teklifle bir değişikliğe gidilmediğini kaydetti. Bir rejim değişikliği olacaksa rejimin niteliklerinin değişmesi gerektiğini anlatan Bakan Bozdağ, “Hiç kimse Cumhuriyetin niteliklerinde doğrudan veya dolaylı bir değişiklik olduğunu iddia edemez. Taraf olmuş kişi bunu aksini iddia edebilir. Aksine bu teklif cumhuriyetin niteliklerinden olan demokratik hukuk devleti niteliğini güçlendirmektedir. Demokratik devlet niteliğini güçlendiriyor çünkü bu güne bizim anayasamız doğrudan vatandaşımıza sadece yasamayı seçme yetkisi veriyor. 2007 referandumundan sonra cumhurbaşkanını doğrudan seçme yetkisini verdi ve bu egemenliğin doğrudan halk tarafından kullanılması açısından son derece önemli. Bu güne kadar Türkiye’nin anayasaları vatandaşa doğrudan yürütmeyi seçme yetkisi vermemiştir. İlk defa bu teklif doğrudan vatandaşa ülkeyi yönetecek iktidarı seçme yetkisi veriyor” ifadelerini kullandı.

“CHP AYM’ye Açacağı Davaya Sahte Delil Üretmek İçin İtirazda Bulundu”

Anayasa değişikliği ile kuvvetlerin birbirinden ayrıldığını, hukuk devletini güçlendiren adımların atıldığını anlatan Bozdağ, yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerce kullanılmasına tarafsızlığın eklendiğini belirtti. CHP’nin anayasa değişikliğindeki usul itirazlarının da anımsatılması üzerine Bakan Bozdağ, CHP’nin anayasa değişikliğine yönelik usul itirazlarının da haksız olduğunu savundu. CHP’nin anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesinin gündemine taşımak istediğini kaydeden Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

“Anayasa Mahkemesine götüreceği zaman elinde dayanak olması lazım. Rejim ile ilgili iddialarının dayanak oluşturmayacağını kendisi iyi biliyor. Ama bunu halka dönük propaganda olarak kullanmak için köpürtüyor ve Anayasa mahkemesine taşıyor. Oyların kullanış şekline ilişkin CHP bir denetim malzemesi üretmeye çalıştı. Anayasa, anayasa değişikliklerinin oylamasının gizli yapılacağını söylüyor. Bu değişikliğin gerek tümünün gerek maddelerinin gerekse birinci ve ikinci tur oylamalarının tamamı gizlilik kuralına uygun bir biçimde yapılmıştır. Milletvekillerinin tamamı oylarını Anayasa ve İçtüzüğün öngördüğü gizlilik kuralına uygun bir şekilde kullanmışlardır. CHP Anayasa Mahkemesine açacağı davaya sahte delil üretmek maksadıyla daha ilk günden başlayarak ‘oylamalar gizliliğe riayet edilmeyerek yapılıyor’ diye itirazlarda bulunmuştur. Neredeyse her madde de CHP’nin bir milletvekilinin ifadeleri zapta geçirmeye çalışmış, oylama sonuçlarını açıklayan divan tutanaklarına şerhler düşülmeye kalkılmıştır. Oylamalar gizli yapılmıştır, CHP Anayasa mahkemesine sahte delil üretmek için büyük bir çaba sarf etmiştir, ama bu çaba boşa bir çabadır. Anayasa Mahkemesi zaten oylamanın gizliliğini tescil edecektir. CHP’nin
yaptığı kamera kayıtları hukuka aykırıdır ama öte yandan oylamanın gizliliğini gösteren bir yönü vardır. Anayasa Mahkemesinden bu yönde bir olumsuzluk çıkacağı kanaatinde değilim, bu bir iddiadan öteye geçmeyen CHP’nin delil üretme gayretinden başka bir şey değil.”

Cumhurbaşkanın Partili Olması Bağımsız, Tarafsız Bir Şekilde Yönetmesine Engel Değil

Cumhurbaşkanının pati üyesi olmasına yönelik eleştirilere de değinen Bozdağ, “Partili cumhurbaşkanlığı konusu Türkiye’de cumhurbaşkanıyla ilgili eleştirilerin en önemli noktasını oluşturuyor. Başbakan, Meclis Başkanı, belediye meclisi başkanı partili. Milletvekilleri partili olacak, başbakan partili, partinin genel başkanı, Meclis Başkanı partili, bağımsız ve tarafsızlığını kabul edeceğiz. Ama Türkiye’nin cumhurbaşkanı partili olursa o herkese eşit olamaz, tarafsız olamaz diye itirazda bulunacağız. Bu çok büyük bir çelişkidir” dedi. Türkiye’de gelmiş geçmiş bütün cumhurbaşkanlarının bir partiyle gönülden bağlı olduğunu ifade eden Bakan Bozdağ, eski cumhurbaşkanları Süleyman Demirel ile Turgut Özal’ın partililik durumuna değindi. Bozdağ, “Bizim realiteye bakmamız lazım. Cumhurbaşkanımız bizim kurucumuz mu, liderimiz mi, genel başkanlığımız, başbakanlığımızı yaptı mı? Yaptı. Görevini iki senedir başarılı bir şekilde yerine getirmeye devam ediyor. Görevini milletin tamamını kucaklamasına mani oldu mu? Tarafsız, bağımsız bir şekilde görevini sürdürüyor. Partili olması cumhurbaşkanının görevini bağımsız, tarafsız güçlü bir şekilde yönetmesine engel değildir” ifadelerini kullandı.

“Cumhurbaşkanı Bunu Yapamaz Demek Halkı Aldatmaktan Başka Bir Şey Değil”

Adalet Bakanı, cumhurbaşkanlığı yemininde yer alan ‘bağımsız ve tarafsız’ ifadesinin değiştirilmemesine dönük eleştirilerle de yanıt verdi. Bozdağ, şunları kaydetti:

“Bu çarpıtıcı bir değerlendirme. Seçilirken, propaganda yaparken kullandığınız dille, seçildikten sonra yaptığınız iş birbirinden ayrıdır. Tarafsızlık kağıt üzerinde bir lafı söylemekle değil, icraatlar ile olur. Ne adım atıyorsak, ülkenin dört bir yanına adil bir şekilde yansıtmaya özen gösteriyoruz. Tarafsızlık bu. Bunu siz eserlerinize yansıtacaksınız. Bizi icraata bakacağız Rahmetli Özal partisiz miydi? Bunlar icraatlarını yaptılar, kağıt üzerinden ilişkileri kesildi de bağımsız tarafsız oldular, böyle bir şey olabilir mi? Siz onunu kalbindeki, aklındaki ilişkiyi, kuruluşunu yaptığı bir partiyle bağını tamamen koparabilir misiniz? Koparamazsınız. Bu gün ABD’de Trump seçildi, partili mi? Bütün Amerikalılara hizmetini yapıyor, kimse tarafsızlık tartışması yapmıyor. Fransa’da tartışma yapılmıyor. Belediye başkanı için hak gördüğünüze, başbakan bunu yapar ama cumhurbaşkanı bunu yapamaz demek karalama kampanyasının değirmenine su taşımaktan halkı aldatmaktan başka bir şey değildir.”

HSYK’nın Cumhurbaşkanının İstediği Üyelerden Oluşacağı İddiası Koca Bir Yalan

Bozdağ, Anayasa değişikliği teklifiyle yargının cumhurbaşkanına bağlanacağına yönelik eleştiriler de anımsatıldı. Mevcut anayasada yargının bağımsızlığı ifadesinin olduğunu tarafsızlığının olmadığını söyleyen Bozdağ, anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanın cezai sorumluluğuna değenindi. Bozağ, şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanını bugün sadece vatana ihanetle suçlayabilirsiniz. O da 413 milletvekilinin kararıyla. Cumhurbaşkanını siyesi sorumluluğu yok. Cumhurbaşkanına şimdi siyasi sorumluluk getiriliyor. Vatana ihanet dışında işlediği iddia edilen bütün suçlarla ilgili cumhurbaşkanına cezai sorumluluk getiriliyor. Şu anda cumhurbaşkanını resen imzaladığı emir ve kararlarla tek başına imzaladığı işlemler aleyhine yargı yoluna dahi müracaat yok. Şimdi tamamına karşı yargı yolu açılıyor. Bütün bunlar hukuk devletini güçlendiriyor. Yargıyla ilgili kısma gelince HSYK'nın Meclis tarafından üye seçimi dışında yeni olan bir şey yok. Anayasa Mahkemesinin 17 üyesi vardı, bunun 2’si azalıyor gerisi aynen muhafaza ediliyor. Bugüne kadar nasıl seçiliyorsa öyle seçiliyor. Cumhurbaşkanı kendisine öneriler arasından seçiliyor, bu hukuk devletine uygun oluyor ama sistem değişikliğinden sonra yapılırsa tek adamlık oluyor hukuk devletine uygun olmuyor bu büyük bir çelişki. HSYK’da 22 olan üye sayısı 13’e indiriliyor. Şu anda cumhurbaşkanı HSYK’nın 4 üyesini atayabiliyor, yeni düzenlemeyle de cumhurbaşkanı 4 üye atayabiliyor. Yeni olan Meclis'e ilk defa 7 üye seçme yetkisi veriyor. HSYK'nın tamamen cumhurbaşkanının istediği üyelerden oluşacağı iddiası koca bir yalan. AK Parti'nin parlamentoda bu 7 üyeyi belirleme şansı yok. MHP ile birlikte de yok. CHP ve HDP’yi dahil etmesi gerekiyor. Uzlaşamayınca kilitlenecek mi? Hayır. Adaylar arasından kura seçilecek.”

“Teklif işin Özünde Tek Adamlığı İmkansızlaştırıyor

Tek adam ve otoriterlik eleştirilerine de değinen Bakan Bozdağ, teklifin özünün tek adamlığı imkansızlaştırdığını söyledi. Bundan sonra kimsenin tek adamlık hayali kuramayacağını belirten Bozdağ, tek adamlıkta erklerin tek elde toplanacağını anlattı. Bugün parlamentoda kabul edilen kanun tasarılarını yüzde 99’nun hükümetin hazırladığı kanun tasarıları olduğunu ifade eden Bozdağ, TBMM’de hükümetlerin onay vermediği bir kanunu değiştirilmesinin mümküm olmadığını belirtti. Anayasa değişikliği ile hükümetin tasarı vermeyeceğini, komisyonlarda, genel kurulda oturmayacağını, yasalaşma teklifini doğrudan milletvekillerinin vereceğini anlatan Bakan Bozdağ, “Cumhurbaşkanı sadece rica gönderecek benim şu kanuna ihtiyacım var diye. Şimdi ise yürütme ne yapıyor, oturuyor vekillerle beraber bunu çıkarıyor. Bu tek adamlığı önleyen en önemli mekanizma. Şimdi yargı denetimini getirdik. Yasama, yargı, halk denetimi getiriyorsunuz ve cumhurbaşkanını yüce divana sevk edip görevine de son verebiliyorsunuz Daha önemlisi Meclis seçim kararı alarak cumhurbaşkanının görevine son verebiliyor. İlk defa TBMM’ye cumhurbaşkanın görevini sonlandırma yetkisini veriyor. Her türlü işini yargı denetliyor, Meclis’e ricacı pozisyonundasın ve Meclis derhal görevine son verebiliyor. Üstelik cumhurbaşkanı yetkisi alabilmesi için yüzde 51 oy alacak. Bu tamamıyla tek adamlığa, diktatörlüğü engel olan kendi içinde de mekanizmaları olan bir sistem.Bu sistem, tek adamlığı, otoriterliği ve diktatörlüğü engelleyen bir sistem ve buna dönük mekanizmaları barındırmaktadır.”

Bu Geçici Bir Tedbir Olarak Düşünüldü

Gözaltı süresinin 30 günden 7 güne indirildiği ve avukat yasağının kaldırıldığı son KHK’ları da değerlendiren Bakan Bozdağ, darbe teşebbüsünden sonra OHAL’in ilan edildiğini, mevcut kanunlara göre 4 gün içinde gözaltı süresinin sonlandırılması gerektiğini ancak çok büyük bir yoğunluk yaşandığını anımsattı. Yaşanan gözaltı yoğunluğu nedeniyle fiili bir imkansızlık yaşandığını ifade eden Bozdağ, “Biz zaman baskısının kaldırılarak işin daha iyi bir şekilde yapılmasını sağladık. Yoksa kişilerin savunma haklarını kısıtlamak veya zora sokmak için değil, hakların daha iyi kullanılmasını temin etmek maksadıyla o dönemde yaptık. Pek çok gözaltı olduğu için baya bir yoğunluk oluşturdu. Bu geçici bir tedbir olarak düşünüldü. Yoğunluk ortadan kalktı o nedenle geçici tedbirler ortadan kaldırıldı. 14 günlük süre AİHM, gözaltı konusundaki içtihadına uygun bir süredir. Avukatla görüş yasağını da tamamen kaldırdık” dedi.

Beklentimiz Yüksek

Bakan Bozdağ, ABD’nin yeni yönetimiyle bir görüşmenin olup olmayacağına yönelik soru üzerine ise  “Önceki yönetim döneminde terörist başı Gülen’in iadesi ve geçici tutuklanması konusunda görüşmelerimiz oldu. Uzman düzeyinde temaslar oldu. ABD’den heyet geldi, Türkiye’de çalışmalar yaptı. Bizzat ABD Adalet Bakanı ile bu konuları görüştük. Teröristbaşı Gülen’in iadesinin ilişkilere sağlayacağı faydaları anlattık. Beklentimizin altını çizdik ancak maalesef konuşmadan öte bir mesafe alamadık. Aramızdaki anlaşmaya göre yapılması gerekenler yapılmadı. Yeni yönetimle beraber bu konudaki umudumuzun arttığını, beklentimizin yükseldiğini ifade etmek isterim. Sayın Trump'tan bu konuda yeni bir bakış açısı geliştirmesini beklediğimizi, geliştireceklerine dair inancımızın yüksek olduğunu ifade etmek isterim. ABD Adalet Bakanı ile yeni bir görüşme olabilir mi? olabilir. Sayın Bakan görevine başladıktan sonra yeni bir ziyaret yapma ihtimali olabilir” dedi.

Reina Saldırısı

Reina saldırısına yönelik soruşturmanın da sürdüğünü anlatan Bakan Bozdağ, saldırganın FETÖ’cü olduğu belirtilen bir askerle telefon konuşması yaptığına yönelik iddiaların da incelendiğini belirtti. Bozdağ, “Teröristin hem DEAŞ ile DEAŞ’ın Türkiye içerisindeki unsurlarıyla örgüte yataklık edenlerle veya başka terör örgütleriyle irtibatları bütün boyutlarıyla ele alınıyor. Soruşturmanın gizliliği nedeniyle fazla bilgi verme imkanım yok. Başarılı bir adli süreç yürütülüyor. Süreç sonunda DEAŞ’ın Türkiye içerisindeki birçok yerine ulaşma imkanı bulunacaktır” diye konuştu.
 
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.