Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Artık Bu Yanlış Tarih ve Medeniyet Algısından Vazgeçilmeli”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyet bizim ilk değil son devletimizdir. Bu devletin sınırlarını gönüllü olarak kabul etmiş de değiliz. Unutulmamalıdır ki Cumhuriyeti kuran kadronun çok önemli bir bölümünün dahi doğduğu, büyüdüğü topraklar yeni devletimizin sınırları dışında kalmıştır. Neyi kast ettiğimi anlıyorsunuz değil mi?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de FETÖ örgütüne mensup olan veya bunlarla bağlantısı olanlara yönelik, “Sizler gelip bildiklerinizi anlatmayacak olursanız, kusura bakmayın, sizi nerede bulursak bulalım alır o cezaevlerine tıkarız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’daki toplu açılış töreninde konuştu.

Erdoğan, “Milletimiz ne kadar asilse düşmanlarımız da o kadar kalleştir. Saldırı her zaman dışarıdan gelmiyor. Bazen en büyük ihanetler içeriden çıkabiliyor” sözlerinin ardından kalabalıktan “idam” sesleri gelmesi üzerine, “Bu konuda ben milletimle aynı düşünüyorum. Diyorum ya, parlamentomuzda bu karar geçtiği anda, bana geldiğinde ben bu kadarı onaylarım. Çünkü devlet kendisine karşı işlenen suçları af yetkisinde, mümkündür. Kişilere karşı işlenen suçu devlet olarak biz affedemeyiz” dedi.

“ZİHNİNİ PENSİLVANYA’DAKİ ŞARLATANA TAPULAYANLARIN BU ÜLKEYLE BİR İRTİBATI KALMAMIŞTIR”
Erdoğan, tespit edilen FETÖ mensuplarının adalet önünde hesap verdiğini belirterek tespit edilemeyenlere yönelik, “Türkiye’de FETÖ örgütüne mensup olan veya bunlarla bağlantısı olanlar, sizler gelip bildiklerinizi anlatmayacak olursanız, kusura bakmayın, sizi nerede bulursak bulalım alır o cezaevlerine tıkarız. Zihnini ve gönlünü Pensilvanya’daki şarlatana tapulamış olanların bu ülkeyle de bu milletle de bir irtibatı kalmamıştır” dedi.

“GÖNLÜMÜZE DAR DA GELSE BİZ HER ÜLKENİN FİZİKİ SINIRLARINA SAYGI DUYUYORUZ”
15 Temmuz’dan önce milletin önünde duvar gibi örülen çok önemli bir yanlış olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tek parti döneminde bu millete yapılan en büyük yanlış, insanlarımızın tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle bağlarının zayıflatılmasıdır. Bugün biz Suriye, Irak, Kırım, Batı Trakya, Bosna deyince birileri sanki uzaydan gelmiş gibi yüzümüze bakıyor. Daha da ileri gidip tam bir cahil cesaretiyle Türkiye’nin Irak’la Bosna’yla ilişkisi ne olabilir diyebiliyorlar. Halbuki bugün başka dünyalardan bahseder gibi sözünü ettiğimiz bu coğrafyalar bizim canımızın bir parçasıdır. Bu şehirler fiziki olarak başka ülkelerin sınırları içindedir ama bizim gönül sınırlarımız oraları kapsayacak şekilde geniştir.
Gönlümüze dar da gelse biz her ülkenin fiziki sınırlarına saygı duyuyoruz. Hiçbir ülkenin egemenlik haklarıyla ilgili en küçük bir sorunumuz bulunmuyor. Bizim derdimiz oralarda yaşayan kardeşlerimizin, oralarda bulunan ecdat yadigarı mirasın korunmasıdır. Şu anda dünyanın 30 ayrı ülkesinde bizim şehitliklerimiz var. Bunlar bizden ayrı olabilir mi?

“OKUDUĞU KADARIYLA YETİNEN BU MİLLETİN GEÇMİŞİNİN 90 YILDAN İBARET OLDUĞUNU SANIR”
Bir dönem milleti kendi tarihinden, kendi geçmişinden koparmak için kasıtlı bir politika izlendiğini ifade eden Erdoğan, eğitim sistemindeki yanlışlıkları tarih açısından şöyle değerlendirdi:
“Uzun yıllar boyunca öyle çarpık bir eğitim sistemi uygulanmıştır ki, ilkokulda, ortaokulda, lisede okuduğu kadarıyla tarihinden haberdar olan bir evladımız bu ülkenin ve bu milletin geçmişinin 90 yıldan ibaret olduğunu sanır.
Atalarımız bin yıl boyunca Malazgirt zaferiyle Anadolu’ya girmişler, sonra da Gazi Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışıyla yollarına devam etmişler. Böyle bir çarpık durumla karşı karşıya bıraktılar bizi. Halbuki aradaki uzun dönemde bu topraklara Türkiye ismini veren Anadolu Selçukluları, ardından üç kıta, yedi iklimde hüküm sürmüş tarihin gördüğü en büyük devletlerden birini kurmuş olan Osmanlılar var. Gençler biz nereden 780 bin kilometrekareye geldik biliyor musunuz? Yaklaşık 20 milyon kilometrekareden. Bakın nereden nereye.

“BU DEVLETİN SINIRLARINI GÖNÜLLÜ OLARAK KABUL ETMİŞ DE DEĞİLİZ”
8-9 yıl öncesi sıkıştığımız yer burası. Cumhuriyetin ilanıyla onun 8-9 yıl öncesine gittiğimizde yapı ortada yine nereden nereye geldik. Aynı dönemlerde muhtelif yerlerde hüküm sürmüş devlet statüsündeki pek çok Türk beyliğini saymıyorum bile. Cumhuriyet bizim ilk değil son devletimizdir. Bu devletin sınırlarını gönüllü olarak kabul etmiş de değiliz. Onu da söyleyeyim. Unutulmamalıdır ki Cumhuriyeti kuran kadronun çok önemli bir bölümünün dahi doğduğu, büyüdüğü topraklar yeni devletimizin sınırları dışında kalmıştır. Neyi kast ettiğimi anlıyorsunuz değil mi?
Uzun zamandır yaşadığımız kesintisiz savaşların, kayıpların etkisiyle biraz nefes almak, kendimizi toparlayabilmek için o dönemde buna tamam denmiş olabilir. Asıl yanlış dönemin tartışmalı şartları içinde yapılan bu fedakarlığa teslim olup, devlet ve toplum hayatını buna göre inşa etmeye kalkışmaktır. Biz bunu kabul etmiyoruz. Artık bu yanlış tarih ve medeniyet algısından vazgeçilmesi gerektiğini söylüyoruz.
Adı milli, eğitim sistemimiz, hem millilik hem de eğitim öğretim boyutuyla ideal düzene gelmeden hiçbir meseleyi çözemeyiz.”