Öne Çıkanlar tesk genel başkanı bendevi palandöken kılıçdaroğlu palandöken fetö şehit abd adana tesk yunanistan tüik Pandemi Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kandille Beraber Hayır Diyenler Onlarla Aynı Değilmi?"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kandil’den talimat geliyor, ne diyor Kandil, ‘Hayır diyeceksiniz’ diyor. Hayır diyor onlar. Şimdi Kandil hayır diyor, Kandille beraber Hayır diyenler onlarla aynı değil mi?” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya’da düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Sözlerine Malatyalı şehitlere rahmet dileyerek başlayan Erdoğan, dinleyicilere “Sizin Allah’ınıza kurban” dedi. 1 milyar 162 milyon lira değerindeki projelerin açılışının yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “El-Bab’ı DEAŞ’ın katil sürülerine dar eden kahraman Mehmetçiklerimizi selamlıyorum” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ben milletimle iftihar ediyorum. Çünkü sizler İstiklal Marşı’mızın ruhunu kavradınız. Ne diyor Akif, ‘Arkadaş, yurdumu alçaklara uğratma sakın. Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk'ın, kim bilir belki yarın belki yarından da yakın’ 15 Temmuz gecesi benim milletim F-16’lara, o bombalar yağdıran helikopterlere, tanklara, toplara, modern silahlara göğsünü gerdi mi? Benim milletim, eşi benzeri olmayan bir millet. Niye? Çünkü şuna inanmıştı, ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyerek tankların üzerine yürüyordu. Genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle yürüyordu.”

“ÜÇ SAFHASI VAR”
Erdoğan, katılımcıların “İdam isteriz” sloganına, “Üç safhası var. Bir, önce 16 Nisan'da, iki parlamentoda gelecek oradan da bir 'evet' çıkaracağız. Ondan sonra kardeşinize gelecek. Bana geldiği zaman ben bunu onaylarım. Onaylarım. 248 şehidimizin bir defa hesabı var. O hesabı hep beraber vereceğiz” dedi.

“KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR 11 BİN DOLARIN ÜZERİNE ÇIKTI”
14 yıl önce memuruna maaş ödemekte zorluk çeken, “Merkez Bankası'nın kasası tam takır kalmış” bir Türkiye’nin olduğunu söyleyen Erdoğan, “2002 yılında gençler, bak bunları belki kısmen hatırlamayabilirsiniz, IMF'e borcumuz neydi biliyor musunuz? 23.5 milyar dolar. Şimdi Bizim IMF’e borcumuz yok, ödedik bitirdik. Hatta bizden borç istediler, ‘Veririz’ dedik. Merkez Bankası’nın kasasında ne vardı biliyor musunuz? 27.5 milyar dolar. Ama şimdi 115-120 milyar dolarlara kadar Merkez Bankası’nın rezervi çıktı. 36 milyar dolar ihracı olan bir Türkiye vardı ama şimdi o da geçti, 143 milyar dolara yükseldi. Kişi başına düşen milli gelir 3 bin 500 dolardı, şimdi bu rakam da 11 bin doların üzerine çıktı. Nereden nereye” açıklamasında bulundu.

“ŞİMDİ HAYIRCI OLDULAR”
Vatandaşına hizmet etmek yerine onunla kavga eden, yasakçılıktan başka bir şey bilmeyen bir devletin olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kızlarının başörtüsüyle uğraşan bir devlet vardı. onları üniversitenin kapısından geri çeviren bir Türkiye vardı. İşte onlar şimdi hayırcı oldular. Hayır diyorlar. Ama ne oldu Üniversitelerin kapısı açıldı mı? İmam hatipler açıldı mı? İmam hatiplere üniversitelerin yolu açıldı mı? İşte onlar da evetçi. Fark bu. Kandil’den talimat geliyor, ne diyor Kandil, ‘Hayır diyeceksiniz’ diyor. Hayır diyor onlar. Şimdi Kandil hayır diyor, Kandille beraber Hayır diyenler onlarla aynı değil mi?” şeklinde konuştu.

“KANDİL’DEKİ ONDAN ANLAMAZ Kİ”
Akıl, izan, vicdan sahibi olan herkesin Türkiye’nin 14 yılda her alanda yazdığı “başarı hikayesini” takdir ettiğini ve imrenerek baktığını belirten Erdoğan, “E Kandil’deki ondan anlamaz ki. Onunla beraber hareket edenler ondan anlamaz ki. Bakıyorsun ana muhalefet de bunlardan anlamıyor zaten” diye konuştu.

“ASIL DİKTATÖR BUNLAR”
Ülke ve millet olarak yeni bir yol ayrımında olunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye daha öncesinden başlayarak ama özellikle Cumhuriyet tarihi boyunca hep bir yönetim sistemi tartışması yaşamıştır. Tek parti dönemini bir kenara bırakıyorum. Çünkü orada milletin iradesi söz konusu değildir. O zaman ne vardı? CHP vardı, hatırlayın. O dönemde –gençler bilmeyebilirsiniz, bak bunu bilin çok önemli- siyasi partinin il başkanı, CHP’nin, neydi o zaman valiydi, vali. Şimdi böyle bir şey konuşabilir miyiz? Bunlar bir de demokrasiyi konuşuyor. Bunların demokrasiyle filan alakası yok. Asıl diktatör bunlar. Bunlar bizim Cumhuriyet tarihimizi gölgelediler” ifadelerini kullandı.

AHMET KAYA VURGUSU
Türkiye’nin siyasi ve ekonomik krizlerle, kavgayla, çekişmeyle dolu bir sistemle yoluna devam etme imkanı kalmamıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Türk ile Kürdün, Alevi ile Sunni’nin birlikte yaşadığı, ülkemizin tüm farklılıklarını, tüm güzelliklerini bağrında toplayan şu Malatya, o karanlık günlere dönme ihtimalini bile düşünmek istemez. Hamido gibi bir yiğidi teröre kurban veren, Ahmet Kaya gibi bir değeri yurtdışına gitmek zorunda kalan bu şehir bir daha aynı sıkıntıları yaşamamalıdır. Öyleyse yapılması gereken ülkenin ihtiyaçlarına, milletin özlemlerine uygun bir yönetim sistemini getirmektir. Biz diyoruz ki bu sistemin adı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Esasen adının ne olduğu da çok önemli değildir. ülkemizin ihtiyacı ve milletimizin arzusu, güçlü bir yürütme organıyla kendi işine odaklanmış, yasama ve yargı organlarından oluşan bir Türkiye’dir. Malatya’nın evladı merhum Turgut Özal’ın hayali de işte böyle bir Türkiye’ydi. Bunun için ülkenin yönetim sisteminin değişmesi gerektiğini hep söylerdi. Biz rahmetli Özal’ın hayalini gerçekleştirmek üzere yola çıktık.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’nin son iki buçuk yıldır sahip olduğu yönetim biçiminin bir ismi ve örneği yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde her ikisi de gücünü milletten alan ve yürütme üzerinde geniş yetkilere sahip iki yönetici olmaz, aynı anda olmaz. Ya Başbakan yetki sahibidir ya Cumhurbaşkanı. Veya birisi vitrin süsüdür, öbürü icracıdır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya’da düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Malatya’nın 16 Nisan’daki referandumda başkanlık sistemi için güçlü destek vereceğini söyleyen Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı sistemi meselesi basit bir tercihin veya şahsi bir ihtirasın ürünü değil. Bunun arkasında yüzlerce yıllık bir birikim, çekilmiş acılar, yaşanmış tecrübeler vardır. Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye’nin son çeyrek yüzyılı dahi bu ihtiyacı tüm açıklığıyla göstermeye yetecektir” diye konuştu.

“GENİŞ YETKİLERE SAHİP İKİ YÖNETİCİ OLMAZ”
“Yahu ayakları ısırdılar be, burun kırdılar, kafa göz yardılar” diyen Erdoğan, “Nerede oldu bu? Efendim parlamenter demokrasi işte orada oldu. Çünkü bu işin adımları da daha önce atıldı. Ama bizim şimdi bu attığımız adım 2007 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanını seçme yetkisinin doğrudan halka verilmiş olmasıdır. İkinci adım 2014 yılında doğrudan milletimizin oylarıyla Cumhurbaşkanlığına şahsımın getirilmesi olayıdır. Son adım da 16 Nisan’da oylanacak Anayasa değişikliğidir. Türkiye’nin son iki buçuk yıldır sahip olduğu yönetim biçiminin bir ismi ve örneği yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde her ikisi de gücünü milletten alan ve yürütme üzerinde geniş yetkilere sahip iki yönetici olmaz, aynı anda olmaz. Ya Başbakan yetki sahibidir ya Cumhurbaşkanı. Veya birisi vitrin süsüdür, öbürü icracıdır. Yetki hangisindeyse diğeri semboliktir” şeklinde konuştu.

“KANDİL’DEKİNİ KONUŞMUYORUZ PARTİYE GÖNÜL VERMİŞ KARDEŞLERİM DİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“AK Parti’ye, MHP’ye, CHP’ye, HDP’ye gönül vermiş kardeşlerim size sesleniyorum, ama biz ne dedik bak, Kandil’dekini konuşmuyoruz. Partiye gönül vermiş kardeşlerim diyorum dikkat edin. Çünkü biz doğruyu anlatacağız. Biz tebliğle mükellefiz. Onun için de diyoruz ki hep birlikte bu 18 maddeden oluşan halk oylamasında 16 Nisan’da bir konsolidasyon oluşsun. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyorum ya bunda birleşen bir anlayıştan bahsediyorum. Hepsini buraya davet ediyoruz.

“AKILLARINA ESTİĞİ ZAMAN PAT BAKARSIN BİR GENSORU”
Eskiden ne vardı? Gensoru. Akıllarına estiği zaman pat bakarsın bir gensoru. Arkadaş biz iş yapacağız ya. Parlamentoyu çalıştırmıyorlar. Biliyor ki bu gensoru geçmeyecek ver bir gensoru. Niye? Meclis’in çalışmaması için. Engellemek, çünkü bunların hizmet diye bir anlayışı yok. Çalışmak diye bir derdi yok. İşte şu son güven oylaması öncesinde de parlamentoda hep bunları yapmadılar mı? Bunları yaptılar.

“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN EN ÖNEMLİ MADDESİ 18 YAŞ UYGULAMASI”
Gençler, bana göre Anayasa değişikliğinin en önemli maddesi 18 yaş uygulaması. Tarih ayağa kalkıyor be. Gencine güvenmeyen bir yapı vardı. Şimdi bu yapı değişiyor. İlk müdahaleyi nerede yaptık? 30’dan 25’e indirdik seçilme yaşını. Şimdi nereye indiriyoruz? 18’e ‘Dediler ki ya çoluk çocuğa mı bırakacağız orayı?’ ya seçme yetkisini veriyorsun da 18 yaşa, zor olan şey seçmektir. Seçilmeyi niye vermiyorsun? Parlamento bu gençlerimizle çok daha güçlü olacak, dinamik olacak. Hatta hatta kabinemizin içerisinde de genç arkadaşlarımız olacak. Tarih, 16 Nisan’da karar inşallah seçim zamanında olursa o zaman 2019 Kasım.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.