Öne Çıkanlar bugünün gündemi gündem özeti İsrail gündem başlıkları Afrin Hakkari Muhbir ysk bugünün gündem özeti turizm çin pkk

Cumhurbaşkanı Erdoğan : Terör Belasını Bu Ülkenin Önünde Bir Engel Olmaktan Çıkaracağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “13 Mart’ta Ankara’da vuku bulan saldırılar YPG kamplarında eğitim gören PKK’lılar tarafından gerçekleştirilmiştir. 19 Mart’ta İstanbul’da meydana gelen patlama DAİŞ mensubu bir canlı bomba tarafından ama PKK ve YPG’lilerin desteğiyle icra edilmiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “PKK’nın DAİŞ ile mücadeleye katkı sunduğu propagandası maalesef alıcı bulmaktadır. Böyle bir durum yoktur. PKK’nın kendi ajandasını uygularken yaşadığı çatışmalar dışında DAİŞ ile en küçük bir mücadelesi söz konusu değildir. Bunlar yalandır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Maruz kaldığı yüksek birçok terör tehdidiyle mukayese edildiğinde hak ve özgürlükler bakımından Türkiye’den daha ileri standartta bir ülke yoktur. Bu hakkın ülkemize ve milletimize teslim edilmesini özellikle bekliyoruz” dedi.

Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılmak üzere Amerika’ya giden Erdoğan, Brookings Enstitüsü’nde konuşma yaptı. Diyarbakır’da gerçekleşen bombalı saldırıda şehit olan 7 polis memuru için Allah’tan rahmet dilediğini belirten Erdoğan, yaralılar için şifa temennisinde bulundu. “Terör belasını bu ülkenin önünde bir engel olmaktan çıkaracağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu saldırıların Avrupalı ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın PKK terör örgütünün ve uzantılarının gerçek yüzlerini görmelerine vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

Terörist demek bile zor geliyor

Uluslararası toplumun, küresel sorunlara çözüm bulması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Oysa bugün uluslararası toplumun eli kanlı diktatörleri durdurmak bir yana gözünü kırpmadan masumların kanını akıtan teröristlere ‘Terörist’ demekte bile zorlandığı bir dönemden geçiyoruz" dedi.

Türkiye’ye yöneltilen insan hakları ve demokratik standartlar eleştirilerini “asılsız iddia” olarak niteleyen ve bu iddiaları “üzülerek” takip ettiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“İfade ve basın özgürlüğü alanlarının genişletilmesi için de çeşitli hukuki düzenlemeler yaptık. Ayrımcılıkla mücadele amacıyla yeni açılımlar başlattık. Farklı inanç gruplarına mensup vatandaşlarımızız yanı sıra, farklı kökenlere sahip vatandaşlarımızın talep ve beklentilerinin karşılanması için çok sayıda adım attık. 2013 yılında bizzat açıkladığım demokratikleşme paketiyle bu alanlarda önemli mesafe kaydettik. Eğer bu süreç demokratikleşmeden uzaklaşma olarak görülüyorsa ortada çok ciddi ve bizden kaynaklanmayan bir sorun var demektir. Kendi ülkelerine yönelik terör tehditleri karşısında tüm hak ve özgürlükleri askıya alacak düzeyde sert önlemlere başvuranların ülkemizdeki demokratik standartlarla ilgili söyleyecekleri bir şey olamaz. Türkiye şu anda dünyanın en eli kanlı terör örgütlerinin ortak hedefi durumunda bulunan bir ülkedir. Buna rağmen demokrasiden, özgürlüklerden, hukuku devletinden taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Maruz kaldığı yüksek birçok terör tehdidiyle mukayese edildiğinde hak ve özgürlükler bakımından Türkiye’den daha ileri standartta bir ülke yoktur. Bu hakkın ülkemize ve milletimize teslim edilmesini özellikle bekliyoruz.”

Sığınmacı krizi hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Yaşanan bir insanlık dramıdır, çözümü için tüm insanlığın ortak çaba göstermesi gerekiyor. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere diğer devletler sorunun daha ziyade düzensiz göz kısmıyla ilgili gözükmektedirler. Bu konuda biz Türkiye olarak elimizden gelen hassasiyeti gösteriyoruz. Ancak insanı krizlere karşı geliştirilen politikaların sadece güvenlik önlemleri üzerine bina edilmesini doğru bulmuyoruz. İnsanların hayatta kalma saikini ve buna yok açan çaresizliği, umutsuzluğu sadece güvenlik tedbirleriyle ortadan kaldıramazsınız. Çünkü esas sorun Avrupa’ya doğru bir umut yolculuğuna çıkmaya çalışanlar ve orada hayatını kaybedenler değildir. Bu krizlerin sorumlusu kendi halkının meşru taleplerini şiddetle bastıran Suriye’deki diktatördür. 6 yıl içerisinde Suriye’deki öldürülen insan sayısı 500 bini bulmuştur. Hala bu diktatör ile ilgili tespit nedir biliyor musunuz? Eğer Esed giderse bunun yerine kim gelecek? Bu soruyu soracak kadar, gerçekten ülkelerin yönetiminden bihaber olanalar var bu dünyada.”

“PKK’nın DAİŞ ile mücadelesi yalandır”

“Suriye’deki kaos sürdükçe DAİŞ, PYD, YPG gibi terör örgütleri büyüyüp serpilecekler ve uluslararası toplumun başına bela olmaya devam edeceklerdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak ve Suriye hakkında, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye Suriye kaynaklı tehditlerin acısını en yakından ve en fazla hisseden ülkedir. Milli güvenliğimizi sağlayabilmek için bu ülkeye bir an önce istikrarın, barışın ve huzurun yeniden gelmesini temin etmek zorundayız. Irak’a baktığımızda da maalesef çok iç açıcı bir durum göremiyoruz. Bulunduğumuz bölgede istikrarın tesisi ve DAİŞ ile mücadelenin başarıya ulaşması Irak’taki gelişmelerden bağımsız düşünülemez. Ortadoğu’nun küçük bir modeli olan Irak bölgenin istikrar ve güvenliği açısından bir denge vazifesi görmektedir. Maalesef Irak topraklarının 3’te 1’i yaklaşık 2 senedir DAİŞ terör örgütünün işgali altındadır. PKK terör örgütü de on yıllardır Irak topraklarının Kuzeyinde serbestçe faaliyet göstermektedir. Son dönemde PKK unsurları bu noktada değişik isimler altındaki uzantılarının Irak, Suriye sınırındaki Sincar şehrinin bir kısmına yerleşmeye başlamıştı bunu gördük. PKK’nın DAİŞ ile mücadeleye katkı sunduğu propagandası maalesef alıcı bulmaktadır. Böyle bir durum yoktur. PKK’nın kendi ajandasını uygularken yaşadığı çatışmalar dışında DAİŞ ile en küçük bir mücadelesi söz konusu değildir. Bunlar yalandır. Ezidilerin dramı PKK tarafından sömürülmektedir.”

Erdoğan, Türkiye-Rusya ilişkilerine dair, “Rusya ile ilişkilerimizde 24 Kasım 2015 tarihinde yaşanan uçak hadisesinden sonra maalesef sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bu ilişkilerimizi itinayla geliştirmiştik. Ancak ilişkilerimiz Rus yönetiminin son yıllarda izlediği politikalar yüzünden zaten yıpranmaya başlamıştı. Uçak hadisesinin ardından Moskova tarafından uygulamaya konan sert ve tepkisel uygulamalar ilişkilerimizi iyice sarsmış durumda. Biz bu hadisenin ardından Rus tarafının anlam vermekte zorlandığımız aşırı tepkilerine rağmen itidali elden bırakmadık” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs sorunu hakkında şu açıklamalarda bulundu:

“Adada çözüm sağlandığında enerji projelerinin gerçekleşmesi dahil bölgesel ölçekte şimdiye kadar değerlendirilememiş pek çok imkan harekete geçirilecektir. Geçtiğimiz yılın ekim ayında açılışını yaptığımız Kuzey Kıbrıs Su Temini Projesi taraflar arasında işbirliğinin tesisine yönelik olarak Türkiye’nin samimi yaklaşımını ifade ediyor. Adanın tamamının su ihtiyacının karşılanabileceği bu projeden adil ve kalıcı çözümü ardından her iki halkın da yararlanabilmesini diliyoruz. Hatta ben bu su projesine ‘Barış Suyu’ adını koydum. Bu adı koymamın sebebi de şuydu. İstedim ki Güney hala tankerlerle gelen suyla ihtiyacını giderebiliyor. Eğer arzı ederlerse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden kendilerine su verilebilir diye bunu açıklamıştık. Ve biz yine aynı noktadayız.”

Erdoğan, terörle mücadele konusunda prensip anlaşmasının uluslararası anlamda sağlanması gerektiğini belirterek,“Bu ilkeler temelinde mutabık kalabileceğimiz işbirliği söylemimizi kuvveden fiile taşımalıyız. Bunların başında ayrım gözetmeksizin tüm terör örgütlerine karşı aynı kararlılıkla mücadele edilmesi ilkesine kesinlikle sadık kalınması gerekiyor. Örneğin, şu anda DAİŞ bir terör örgütü özellikle Suriye’de ve Irak’ta etkin. DAİŞ’e karşı YPG’nin mücadele ettiği dolayısıyla YPG iyi teröristtir. Böyle bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil. PYD DAİŞ’e karşı savaşıyor dolayısıyla iyi teröristtir böyle bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Bu örgütlerin her ikisi de Türkiye için PKK terör örgütünün onlar da yandaşlarıdır. PKK bizim için neyse PYD de odur YPG de odur. Eğer bu anlayışla yaklaşırsak bu şu tespiti yaparım. Derim ki ‘El-Nusra bir terör örgütü değil mi? Terör örgütü. El-Nusra da şu anda DAİŞ’e karşı, ve DAİŞ’e karşı savaşıyor. E o zaman El-Nusra da demek ki iyi bir örgüt’ böyle mi bakacağız olaylara? Böyle bakamayız. Öyleyse biz el ele vereceğiz koalisyon güçleri olarak bu terör örgütüyle gerekli mücadeleyi hep birlikte yapacağız.”

Erdoğan, terör konusunda son olarak şu ifadeleri kullandı:

“PKK veya PYD için Avrupa’da para toplama kampanyaları ve propaganda toplantılarının düzenlendiğini ve bu ülkelere silah ve mühimmat gönderildiğini gayet iyi biliyoruz. Böyle bir ortamda terörle mücadele konusundaki dayanışma mesajlarının herhangi bir anlamı kalmıyor. 17 Şubat’ta ve 13 Mart’ta Ankara’da vuku bulan saldırılar YPG kamplarında eğitim gören PKK’lılar tarafından gerçekleştirilmiştir. 19 Mart’ta İstanbul’da meydana gelen patlama DAİŞ mensubu bir canlı bomba tarafından ama PKK ve YPG’lilerin desteğiyle icra edilmiştir.

Biz Gaziantep’te yakaladığımız teröristi Belçika’ya bildirdik. Belçika’ya bildirmemize rağmen Belçika serbest bıraktı. Serbest bıraktıktan sonra havalimanındaki işte o acı tabloyu o felaketi yaşadık. Ama aynı şekilde bizde güçlü bir iş adamımızı öldüren bir terörist şu anda Brüksel’de elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. 10 yıl oldu biz kendisini istedik ve bu isim hala bize teslim edilmedi, teslim edilmiyor. Bunu kendileriyle bir araya geldiğimizde söylediğimizde aldığımız cevap şu ‘Biz özgürlüklerden yanayız’ bu nasıl özgürlük ya? Teröriste özgürlük olur mu peki o öldürülen insanın hakkını kim alacak? Kim savunacak? Nasıl bir özgürlük bu. Bunu düşünce özgürlüğü olarak bize tanımlıyorlar.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.