Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: İdlib’e Yönelik Saldırının Çok Ciddi Sonuçları Olur

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Biz hem Tahran’daki zirvede muhataplarımıza hem de dünya kamuoyuna Cumhurbaşkanımızın çok açık ve net çağrıları oldu. İdlib’e yönelik bir saldırının sadece insani bir felaket ile sonuçlanmayacağını, bunun çok ciddi siyasi, diplomatik sonuçlarının olacağını ifade ettik, etmeye devam ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de gerçekleşti. Toplantıya ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Türk ekonomisi uluslararası yatırımcılara güven veren bir ekonomi olmaya devam etmekte olduğunu belirterek, “2’nci çeyrek büyümemiz de 5.2 oranında geldi. Bu da Türk ekonomisinin bütün bu zorluklara dışarıdan ve içeriden başka yerlerden gelen etkilere rağmen büyümeye, üretmeye devam ettiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“OKULLARA 60 BİN TEMİZLİK, 20 BİN GÜVENLİK GÖREVLİSİ ALINACAK”

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kabine toplantısında yeni başlayacak olan eğitim öğretim dönemine ilişkin sunumu olduğunu dile getiren Kalın, bütün öğrencilerin güvenli ve huzur içerisinde yeni öğretim yılına başlaması için MEB ile İçişleri Bakanlığı arasında bir çalışma yapıldığını aktardı. MEB ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında da bir çalışma olduğunu da belirten Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “60 bin temizlik, 20 bin sivil güvenlik görevlisinin görevlendirilmesi ile ilgili bir çalışma başlatıldı. Bunlar özellikle güvenliğini yanı sıra okullarımızın temizliği için önemli bir ihtiyaçtı. Bu çalışma şu anda tamamlanma aşamasına girmiş durumda” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN İDLİB’E SALDIRIYI ÖNLEMEK İÇİN NASIL BİR GAYRET İÇİNDE OLDUĞUNU TÜM DÜNYA GÖRDÜ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Eylül Cuma günü İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen Suriye konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi’nde olduğunu anımsatan Kalın, zirvenin canlı yayınlanmasının beklemediklerini ancak bu durumun, “Cumhurbaşkanımızın insani duyarlılık noktasında ve İdlib’e yönelik muhtemel bir saldırının önlenmesi için nasıl bir gayret ve mücadele içerisinde olduğunu bütün dünyanın gördüğünü” belirtti.

“İDLİB’E YÖNELİK SALDIRININ ÇOK CİDDİ SONUÇLARI OLUR”

Dün ve bugün İdlib’in güney uçlarından itibaren bir takım saldırıların devam etmekte olduğunu gördüklerini söyleyen Kalın, “Bu süreç içerisinde biz hem Tahran’daki zirvede muhataplarımıza hem de dünya kamuoyuna Cumhurbaşkanımızın çok açık ve net çağrıları oldu. İdlib’e yönelik bir saldırının sadece insani bir felaket ile sonuçlanmayacağını, bunun çok ciddi siyasi, diplomatik sonuçlarının olacağını ifade ettik, etmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

“DÜNYA KAMUOYU İDLİB’E YÖNELİK BİR SALDIRIYI DURDURMALI”

“İdlib’e yönelik bir saldırın her şeyden önce şu ana kadar devam eden siyasi süreçleri dinamitleyecektir, ciddi bir güven bunalımına yol açacaktır” diyen Kalın’ın konuşması şu cümlelerle devam etti:

“Yüzbinlerce insanın Türkiye’ye doğru tekrar hareket etmesine sebep olacaktır. Zaten milyonlarca mülteciyi Türkiye’de barındırdığımız bir dönemde yeni bir göç dalgasının Türkiye’ye dönük gerçekleşmesi başka komplikasyonları ortaya çıkaracaktır. Bunun etkileri sadece Türkiye ile de sınırlı kalmayacaktır. Buradan Avrupa’ya başka ülkelere de sıçrayacaktır. Buradan bizim çağrımız, bütün dünya kamuoyunun, batılı ülkelerin, ABD’nin bölge ülkelerin bu konuda eş güdüm ve koordinasyon içerisinde hareket ederek İdlib’e yönelik muhtemel bir saldırıyı durdurmasıdır.”

“ABD FİLİSTİN MESELESİNDE TARAFSIZ BİR ARABULUCU OLMA VASFINI YİTİRDİ”

Filistin meselesinde bir müddettir müzakerelerin durduğu, Filistin halkının daha fazla baskılara maruz kaldığı, ayrımcılığa ve izolasyona maruz bırakıldığı bir dönemden geçildiğini belirten Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’ın konuşması şöyle devam etti:

“Sayın Cumhurbaşkanımız İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı sıfatıyla bu konuda bildiğiniz gibi İİT zirvelerinde, gerek Kudüs meselesinde gerekse bölgesel platformlarda bu konuyu mütemadiyen dile getiriyor. Son gelişmeler bağlamında ABD’nin Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) ofisini kapatma yoluna gitmesi Trump yönetiminin Filistin meselesinde tarafgir bir tutum içinde olduğunu bir kez daha teyit etmiş oluyor. Bu tabi genel olarak ABD yönetiminin Filistin meselesine, Ortadoğu barış sürecine nasıl baktığıyla ilgili son derece kaygı verici bir tutum içerisinde olduğunu göstermektedir. FKÖ, Filistin halkının özgürlük mücadelesinin önemli kurumlarından biridir. Bunun ofisinin kapatılması, görevlilerin ülke dışına çıkartılması yada gönderilmesi açıkçası burada ABD’nin iddia ettiği gibi tarafsız bir arabulucu olma vasfını yitirdiğini göstermektedir.”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Karma eğitim olduğu haliyle devam ediyor. Pazartesi günü çocuklarımız okula başlayacaklar. Karma eğitimin ortadan kaldırılması diye bir şey söz konusu değil. Ama belli okullarda kız – erkek ayrımı şeklinde eğitim verilmesine imkan sağlayan bir karar da var ortada” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de gerçekleşti. Toplantıya ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İdilb’e yönelik olası bir operasyon sonrası yaşanabilecek bir göç dalgası üzerine AB’nin mültecilere yönelik 10 bin kişilik bir güç oluşturduğu yönünde çıkan haberlere ilişkin değerlendirmesi sorulan Kalın, Avrupa’nın bu tutumunun kaygılarından ziyade sınırlarını korumak, göç meselesini uzağında tutmak gibi bir yaklaşım hissi uyandırdığını belirtti.

“EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR GÜNDEMİMİZDE YOK”

Muhalefet partilerinin emeklilikte yaşa takılan vatandaşların sorununu çözmek için yasa teklifi verdiği anımsatılarak bu konuya ilişkin hükümetin bakış açışının ne olacağına yönelik sorulan soruya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, emeklilik konusunun bugünkü kabine toplantısında gündeme gelmediğini ifade ederek, “Şu anda hükümetin gündeminde de bu konu yok. Teklif geldiğinde Ekim ayında bir bakılır ama bunun Maliye’ye üreteceği maliyeti de dikkate almak durumundayız. Bugün bu konu gündeme gelmedi, bugün ve yarın da gündemimiz de bu konu yok”

“İDLİB’TEN GELECEK GÖÇ DALGASININ BÜYÜKLÜĞÜNÜ ŞU ANDA KESTİRMEK ZOR”

İdlib’e yönelik bir saldırı sonrası Türkiye’ye doğru gelecek mültecilere yönelik Türkiye’nin stratejisinin ne olacağına yönelik sorulan soruya Kalın, şu cümlelerle yanıt verdi:

“Şu ana kadar biz Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla bir açık kapı politikası izledik, tamamen insani kaygılarla. Zaman zaman bu politikadan dolayı da haksız bir şekilde eleştirildik. Bu öyle bir şey ki kapıları açsanız ‘İşte herkese izin veriyorsunuz’ diye eleştiriye maruz kalıyorsunuz, kapıları kapatsanız ‘bu insanları nasıl savaşın, varil bombalarının, kimyasal saldırılarının kucağına itersiniz’ diye başka bir eleştiriye maruz kalıyorsunuz. Ama eleştiri yapanların kendileri sahada ne yapıyorlar? Ya da bu çatışmaları önlemek için ne tür girişimler yaptılar diye baktığınızda orada da pek bir şey yapmadıklarını görüyorsunuz. Böyle bir muhtemel göç dalgasına karşı AFAD başta olmak üzere ilgili bütün birimlerimiz tedbirlerini aldılar, almaya devam edecekler. Ama gelecek dalganın şeklini, büyüklüğünü şu anda kestirmek zor. Umarız önümüzdeki günlerde İdlib meselesi ile ilgili bir siyasi çözüm söz konusu olur.”

“KARMA EĞİTİMİN ORTADAN KALDIRILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL”

Karma eğitime ilişkin çıkan haberlere ilişkin sorulan soruya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şu sözlerle yanıt verdi:

“Bakanlığımız bununla ilgili sabah bir açıklama yaptı. Burada bir mahkeme kararına istinaden yapılan bir vatandaşın başvurusuna istinaden bir mahkeme kararını esas alan bir düzenleme yapıldı. Bu sanki Türkiye’de ‘karma eğitim kaldırılıyor’ gibi bir başka propagandaya dönüştürüldü. Karma eğitim olduğu haliyle devam ediyor. Pazartesi günü çocuklarımız okula başlayacaklar. Karma eğitimin ortadan kaldırılması diye bir şey söz konusu değil. Ama belli okullarda kız – erkek ayrımı şeklinde eğitim verilmesine imkan sağlayan bir karar da var ortada. Şimdi dolayısıyla burada tercihlerin çoğaltılması söz konusu, daraltılması değil. Demokratik toplumlarda da aslolan vatandaşın bu tür taleplerini karşılayacak tercihlerin çoğaltılmasıdır. Hiç kimse hiçbir veliye ‘Sen çocuğunu karma ya da olmayana göndermek zorundasın’ diye bir şey empoze etmiyor. Ama alternatifleri sunuyoruz. Devletin yapması gereken de budur. İsteyen, kendi tercihine göre bu seçeneklerden bir tanesini tercih edebilir.”