Öne Çıkanlar deprem çukurova belediyesi HAVA HAREKATI Hakkari başbakan binali yıldırım soner çetin operasyon azerbaycan KENAN DOĞULU öğretmen meclis Hakurk

“Dış Politikada Etkin Çok Taraflılık Ayrı Bir Önem Kazanmıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tacikistan ziyareti öncesinde düzenlediği basın toplantısında, “Küreselleşmenin etkisiyle günümüzde dünyanın hiçbir bölgesi, diğer kesimlerde yaşanan gelişmelerden ari değildir. Bu çerçevede, dış politikada etkin çok taraflılık ayrı bir önem kazanmıştır. Birçok soruna ancak dayanışma içinde, birlikte hareket ederek çözüm sağlanması mümkündür. İş birliği ve birlikte çalışma kültürünün geliştirilmesi, bölgesel refahın arttırılması açısından da elzemdir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı (AİGK/CICA) 5. Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere gideceği Tacikistan’ın başkenti Duşabbe’ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinde basın toplantısı düzenledi.

“ASYA’NIN BARIŞ, GÜVENLİK VE İSTİKRARI TÜRKİYE AÇISINDAN ÖNEM TAŞIYOR”

Ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulunan ve gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin bu yıl “Güvenli ve Daha Müreffeh Bir Asya’da Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı Bölgesi İçin Ortak Vizyon” temasıyla gerçekleştirileceğini kaydetti.

Zirveye katılan devlet başkanlarıyla iş birliği imkânlarını güçlendirmenin yollarını arayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küreselleşmenin etkisiyle günümüzde dünyanın hiçbir bölgesi, diğer kesimlerde yaşanan gelişmelerden ari değildir. Bu çerçevede, dış politikada etkin çok taraflılık ayrı bir önem kazanmıştır. Birçok soruna ancak dayanışma içinde, birlikte hareket ederek çözüm sağlanması mümkündür. İş birliği ve birlikte çalışma kültürünün geliştirilmesi, bölgesel refahın arttırılması açısından da elzemdir” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’nın barış, güvenlik ve istikrarının Türkiye açısından önem taşıdığına işaret ederek Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı’nı, bu temelde faydalı bir diyalog forumu olarak gördüklerini söyledi.

“ÜYE ÜLKELER ARASINDA İŞ BİRLİĞİNİN DERİNLEŞTİRİLMESİ ÖNCELİKLERİMİZDEN BİRİ OLACAKTIR”

Konferansın, 1993 yılında kurulduğundan bu yana kurumsallaşmış, üye sayısını artırmış, temsil kabiliyeti yüksek bölgesel bir foruma dönüştüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansın Türkiye ile birlikte 27 ülkeyi bir araya getirdiğini, sekiz ülke ile beş uluslararası kuruluşun da gözlemci statüsüne sahip olduğunu bildirdi.

Türkiye’nin de konferansın 2010-2014 yıllarındaki Dönem Başkanlığı’nı başarıyla yürüttüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hâlihazırda “Yeni Sınamalar ve Tehditler” alanında koordinatör görevini yürüttüğünü vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üye ülkeler arasında iş birliğinin derinleştirilmesi konferans bağlamındaki temel önceliklerimizden biri olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve kapsamında bazı üye ülkelerin devlet ve hükûmet başkanlarıyla ikili görüşmeler yapacağını bildirerek Duşanbe Zirvesi’nin verimli geçeceğine inandığını belirterek alınacak kararların hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.

“İSTANBUL, TÜRKİYE’NİN 81 İLİNİN ÖZETİDİR”

İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayları Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun Pazar günü gerçekleştirecekleri televizyon yayınına ilişkin temennisini ve yayını izleyip izlemeyeceğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevli kişilerin yayının ön hazırlıklarını gayet iyi şekilde yaptıklarını belirterek, moderatör ve yayın platformunun her iki tarafın müşterek kararıyla belirlendiğini söyledi.

Tüm Türkiye’nin yayını izleme imkânı bulacağını ve sonrasında da müzakere edebileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un sadece bu şehirde yaşayanlara hitap eden bir kent olmadığını, Türkiye’nin 81 ilinin özeti olduğunu sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon programının ardından farklı şehirlerde yaşanan vatandaşların İstanbul’daki hemşerilerini arayarak yayını müzakere edeceklerine, değerlendireceklerine inandığını belirterek, “Gerçekten İstanbul gibi dünyanın örnek şehrini en ideal hangi yönetici yönetebilir bunu bizzat akşamki müzakereden sonra çok da net güzel şekilde değerlendirme fırsatını halkımız bulacak diye inanıyorum. Son kırılma noktası olan Pazar günü, o bir haftaya da çok ciddi bir ışık verecektir diye inanıyorum” dedi.

“SURİYE REJİMİ İDLİB'DEKİ GÖZLEM KULELERİNE SALDIRILARINI DEVAM ETTİRİRSE SESSİZ KALMAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’deki son durumun sorulması üzerine de Türkiye’nin bölgeye ilişkin yaklaşımları olmasaydı durumun çok farklı olacağını ve 3 milyona yakın insanın yaşadığı İdlib’den Türkiye’ye doğru ciddi bir göç dalgasının yaşanmış olabileceğini kaydetti.

Türkiye’nin ağırlıklı olarak Rusya ile yaptığı değerlendirmeler, Soçi ve Astana süreçleri ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan görüşmelerle bölgedeki sıkıntıların minimize edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son olarak bir de karara varıldı bu kararla birlikte âdeta silahların sustuğu bir an oldu ama ardından bazı arzu edilmeyen gelişmeler oldu. Tabi sürecin üzerinde bütün ekiplerimiz duruyor, bütün gözlem, gözetleme kulelerinden bölgeyi takibe aldık, takip ediyoruz. Tabi yaralılarımız oldu birkaç tane, şehidimiz de oldu ama bunların bedelini, faturasını da karşı tarafa çok ağır ödettik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye rejimine yönelik, “Rejim eğer burada eğer bizim bu gözlem kulelerine bazı saldırılar vesaireler, bunları devam ettirecek olursa, bu yanlışa hâlâ inatla devam edecek olursa bizim burada sessiz kalmamız mümkün olmaz ve gereğini de yaparız. Çünkü biz burada barışın egemen olmasını istiyoruz, burada bu ölümlerin durmasını istiyoruz” uyarısında bulundu.

Suriye rejiminin İdlib’e varil ve fosfor bombalarıyla saldırılarına devam etmesinin hiçbir zaman affedilemeyeceğini ve buna sessiz kalmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz bu bölgede artık halkın sesine kulak veriyoruz. Yani bizim Suriye’de yaşayan kardeşlerimiz ne diyor? Türkiye gelsin diyor. Ve ayrıca, biz bir de Adana Mutabakatı’nı bir kenara koyamayız ve o mutabakat çerçevesi içerisinde de bu bölgeyi karıştıran terör örgütlerine karşı bu mücadelemizi de kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

“TERÖRLE MÜCADELEDE EN UFAK BİR TEREDDÜDÜMÜZ YOK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni askerlik düzenlemesine ilişkin bir soruyu da şöyle cevapladı: “Terörle mücadelede bizim en ufak bir tereddüdümüz yok, en ufak bir güven kaybı gibi endişemiz söz konusu değil. Bu yasayla ilgili çalışma bir hafta, 15 gün, bir ay içinde yapılmış değil. Bu yasayla ilgili çalışmamız yaklaşık bir buçuk iki yıla varan bir çalışmadır. Kaldı ki talep bize çok daha eski gelen bir taleptir, öyle mi? Ve hem ordunun küçültülmesi, bir taraftan profesyonel orduya geçmek; hep bunlar konuşulan şeylerdir. Bunlar yazılmıştır, çizilmiştir vesaire. Tabii ki ordumuz da bu konuda hiçbir zaman durmamıştır, çalışmalarını onlar da bu istikamette sürdürmüşlerdir ve bir yere de gelinmiştir. Hatta 2014 sonuna kadar da atılması gereken adım biliyorsunuz ordunun sivilleşmesi süreciydi, yani Avrupa Birliği kriterlerinin içerisinde bir de bu vardı. Biz böyle bir adımı da tabii o günden bugüne atmış değiliz.”

“KUZEY KIBRIS’TA ASKERİMİZİN AZALMASI DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanlığı’nın süreci yönettiğini ve şu anda terörle mücadelede büyük başarılar elde edildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılbaşından şu ana kadar 2 bin civarında terörist etkisiz hâle getirildiğini bilgisini paylaştı.

Asker sayısının azalacağı iddialarının doğru olmadığını, sürekli bir hücre yenilenmesini olacağını, 12 ay askere almanın söz konusu olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir de özellikle Kıbrıs’la ilgili bazı şeyler söylüyorlar, mide bulandırsın diye söylüyorlar bunu da. Arkadaşlar, Kıbrıs’la ilgili Kuzey Kıbrıs’ta bizim askerimizin azalması diye bir şey de söz konusu değildir. Orada ne kadar asker bulunması gerekiyorsa, biz orada o kadar askeri bulundururuz. Bunun için de birilerinden izin almak diye bir mecburiyetimiz yoktur” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bedelli askerlik için 30 bin liranın da yüksek bulunduğunu anımsatarak, “El insaf, yani burada bu gelen rakamla bir defa bütün o ödenen aylıklar, maaşlar buradan ödeniyor, böyle bir şey yoktu bugüne kadar. Şimdi burada bu askere bizim ödenecek olan bütün harçlıklar bugüne kadar yapılmayan şeylerdi, şimdi bunlar yapılacak. Bunlar da tabii bir yerde iş noktasında, istihdam noktasında sıkıntı olanlar için de bunlar bir aileye harçlık olarak gelmiş olacaktır” dedi.

“YÜKSEK SEÇİM KURULU GEREKLİ OLAN ADIMI ATACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin ardından İstanbul İl Seçim Kurulu yöneticileri ile CHP il yöneticilerinin bir araya geldiği iddialarının anımsatılması üzerine de “Artık kim kimle el ele, kol kola dolaşıyor, kim kiminle nerede görünüyor, bunları da bütün görsel medyada yayınladınız, yazılı medyada da yayınlandı. Benim ilgi alanım olsa, ben diyeceğim ki şunu yaptım, yaparım, ama şu anda bu benim ilgi alanım değil. İlgi alanı olan Yüksek Seçim Kurulu’dur. Sizler de medya olarak burada gerekli olan görüntülemeyi, her şeyi yaptınız. Ben inanıyorum ki Yüksek Seçim Kurulu da burada gerekli olan adımı atacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

“DEVLETİN VALİSİNE KİMSENİN BÖYLE BİR İFADEYİ KULLANMA HAKKI YOKTUR”

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun Ordu Valisi Seddar Yavuz’a yönelik sözlerini nasıl değerlendirildiğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin valisini bu şekilde bir küfürle anmanın kabul edilemeyeceğine vurgu yaptı.

Vali Yavuz’un valilik olgunluğu içerisinde süreci işlettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben inanıyorum ki Vali Bey şu seçim sebebiyle sadece belki burada bir suç duyurusunda bulunmuş olabilir, ama bunda da artık medya, yazılı, görsel hepsi bilgileri aktarıyor. Ve bana gelen bilgiler şu seçim öncesi doğru olmayacağına inandığım için işi hızlandırmak istemiyorum gibi bir yaklaşımı ki bu zaten çok çok büyük bir olgunluk. Ama bu işin tabii arda bırakılır bir yanı yoktur. Valimiz inanıyorum ki seçim sonrası da bu işin takipçisi olacaktır. Çünkü bu devletin valisine kimsenin ben edep ederim, ağzıma alamam bu ifadeyi, böyle bir ifadeyi kullanma hakkı yoktur, kullanamaz. Demek ki, belediye başkan adayı olarak henüz bu devleti tanımamış, devletteki ilişkileri, protokolü, protokolün çeşitli yerlerdeki giriş çıkışlarını, kimler oraları kullanma hakkına sahiptir, değildir bunları bilmiyor. Tabii bundan dolayı da bu tür hakikaten af edilemez bir yanlışı yapmışlardır. Bundan sonraki süreç önümüzde bir seçim var, artık seçimden sonraki süreçtir. Ama kim bilir bundan sonra da daha neler çıkacak yani.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim haftasında bazı halka buluşma toplantıları yapabileceğini, bu konuyu değerlendirdiklerini bildirdi.

“MÜNBİÇ VE FIRAT’IN DOĞUSUYLA İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZI AYNI TİTİZLİKLE DEVAM ETTİRİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Münbiç Mutabakatı’nın birinci yılında bölgeye ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine, “Münbiç’le alakalı maalesef tabii stratejik ortağımız Amerika sözünde durmadı ve orada beklenenler olmadı. Ama beklenenlerin olmaması, bizim oradan tamamen elimizi eteğimizi çekmemiz anlamına gelmez. Biz Münbiç’le ilgili bütün planlamalarımızı aynı şekilde koruyoruz ve bunu yine aynen devam ettireceğiz. İşte Tel Rıfat’ta aynı şekilde, İdlib’de aynı şekilde” diye konuştu.

Verilen sözlerin yerine gelmediğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama biz oraları kesinlikle bırakamayız. Münbiç’ti, Fırat’ın doğusuydu, buralar üzerindeki çalışmalarımızı aynı titizlikle devam ettiriyoruz ve ettireceğiz” ifadesini kullandı.

Basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyet Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’ye hareket etti.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.