Öne Çıkanlar AİLE Covid19 Kırklareli Valisi Orhan Çiftçi Aboubakar Aleksey Navalnıy bahçeli gündem özeti kasımpaşa Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Alparslan Türkeş Hoşgör Sen Ak Parti Kemer İlçe Başkanı Uğur Ozan Gazioğlu

Eroğlu: “Yağışların Tekerrür Debisi 200 Yıldan Fazla Olup Bu Durum Bir Afettir”

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bugün İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında geçtiğimiz günlerde yoğun yağışlar sebebiyle İstanbul’da yaşanan taşkınlar ile kum ve toz fırtınalarını değerlendirdi. Eroğlu, “Şehir içindeki taşkınlar, dere taşkınlarından ziyade kısa sürede düşen yağışın çok yüksek olması sebebiyle yağmur kolektörlerinin suyu taşıyamamasından meydana gelmiştir. Bazı bölümlerde de yüzeysel suların dereye intikali mümkün olmamıştır. Yağan bu yağışların tekerrür debisi 200 yıldan fazla olup, bu durum bir afettir” dedi.

Eroğlu, basın toplantısındaki konuşmasında başta iklim değişikliği olmak üzere yağış rejimindeki düzensizliklerin, şiddetli buharlaşma ve buna bağlı olarak yaşanan kuraklığın ve çölleşmenin kum ve toz fırtınalarının temel saikleri olduğunu vurguladı. Türkiye’nin, hem yurt içinde hem de yurt dışında kum ve toz taşınımı ile mücadele konusunda önemli çalışmalar yürüttüğünü belirten Eroğlu “Komşularımızla ve diğer ülkelerle her zaman işbirliğine açık bir ülkeyiz. Bu çerçevede birçok uluslararası çalıştay, eğitim kursu, toplantı ve projeye destek verdik. Ayrıca Türkiye, Afrika kaynaklı bu tozu yerinde durdurabilmek için Pan Afrika Büyük Yeşil Duvar Girişimi’ne milyonlarca dolarlık yatırım ve destek sağlamakta, Afrika’da ağaçlandırma faaliyetleri yapmakta, su kuyuları açmakta, barajlar inşa etmektedir” diye konuştu.

“Toz Oluşumu ve Toz Taşınımının Sebebi Türkiye’de İnşa Edilen Barajlar Değildir”

Son zamanlarda İran basınında, bölgedeki toz ve kum fırtınalarına Türkiye’deki barajların sebep olduğu yönünde mesnetsiz iddiaların yer aldığına değinen Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu şöyle devam etti:

“İran’ın iddialarının aksine 2013 yılından itibaren Ortadoğu’nun tamamında kum ve toz fırtınalarında bir azalma görülmektedir. İran, kum ve toz fırtınalarını batıdan almakta, bunun neticesi olarak da İran’ın kum ve toz kaynak alanlarının Irak, Suriye, Suudi Arabistan hatta Mısır ve Libya olduğu görülmektedir. İran yetkilileri ve basının iddialarının aksine toz oluşumu ve toz taşınımının sebebi Türkiye’de inşa edilen barajlar değildir.
Türkiye’yi barajlardan dolayı tenkit eden İran’da 647 baraj işletmede, 260 barajın ise inşaatı devam etmektedir. İran, su ihtiyacını havzalar arası su aktarmak suretiyle gidermekte, Huzistan Eyaletinden merkez havzaya yılda 1,460 milyar m 3 su aktarmakta, bu ise Hawizeh bataklıklarını kurutup kum ve toz fırtınalarına sebep olmaktadır. İran’ın yanlış su politikaları neticesinde oluşan çölleşme kendine kum ve toz fırtınası olarak dönmektedir. Netice olarak kum ve toz fırtınaları hadisesinden Türkiye de muzdariptir. Kum ve toz fırtınalarının sebebi Türkiye’nin inşa ettiği barajlar değildir. Aksine bu barajların bütün bölgeye büyük faydaları vardır.”

“Suriye ve Irak’a Kurak Dönemlerde Bile Su Veriliyor”

Kurak dönemlerde baraj rezervuarındaki su seviyesini önemli ölçüde düşürmek pahasına Suriye ve Irak’a su verildiğinin de altını çizen Eroğlu “Fırat Nehri’nde saniyede 500 m 3 taahhüde karşılık Türkiye’den Suriye’ye son 30 yılda yıllık saniyede ortalama 718 m 3 su bırakılmıştır. Türkiye’den Suriye’ye kurak bir ay olan 16 Temmuz 2017 itibariyle yani sadece o gün bile bırakılan su miktarı saniyede ortalama 526 m 3 ’tür” ifadelerini kullandı.
 
Ilısu Barajı inşaatının devam ettiğini de söyleyen Eroğlu, “Ilısu Barajı’nda, dolumdan 6 ay öncesinde Iraklı yetkililere haber verilerek Iraklı kardeşlerimizi mağdur etmeyecek bir plan dahilinde su tutulacaktır. 1946 yılında Irak ile imzalanan Dostluk Antlaşması’nda beyan edildiği üzere Fırat, Dicle ve kolları üzerinde yapılacak barajların, Türkiye sınırları içerisinde yapılması bütün bölge ülkelerinin yararınadır” açıklamasını yaptı.

“Tedbir Alınmaz ise Taşkınlar Afete Dönüşür”

Basın toplantısında taşkınlar ile alakalı bilgiler de veren Eroğlu “Taşkın, tabii bir hadisedir. Ancak, tedbir alınmaz ise taşkınlar afete dönüşür. Dünya’da iklim değişikliği sebebiyle yağış rejimi değişmektedir. Bu yüzden anlık kuvvetli yağışlar daha şiddetli ve daha sık görülmektedir. Nitekim Dünya’nın pek çok yerinde sel baskınlarına maruz kalınmaktadır” dedi.

“Meteorolojik Uyarılar Yapılıyor”

Türkiye’de taşkınlarla mücadele anlamında yapılan yatırımları ve çalışmaları anlatan Eroğlu, “Can ve mal kayıpları ile oluşabilecek zararları en aza indirmek gayesiyle meteorolojik uyarılar hazırlanmakta, vatandaşlarımıza ve ilgililere iletilmektedir. Ayrıca bu uyarılar 5 bin kişiye SMS ile iletiliyor. Son 14 yılda inşa ettiğimiz 4.031 adet taşkın koruma tesisi ile 4,5 milyon dekar alan taşkınlardan korunmuştur. Hedefimiz 2023 yılına kadar 1.257 dere ıslahı daha yaparak taşkınları asgariye indirmektir” ifadelerini kullandı.

“DSİ’den Uygunluk Görüşü Alınmalı”

İlgili mahalli idarelerin, köprü ve menfez gibi sanat yapıları yapmadan önce Devlet Su İşleri’nden (DSİ) uygunluk görüşü alması gerektiğini belirten Eroğlu “Yerleşim yerlerinde yapılaşma ile dere kesitleri daraltılmamalı, dere yataklarının üzerlerine bina yapılmamalı, dere yatağına tekniğine aykırı ve izinsiz menfez veya köprü yapılmamalı, dere yatağının üstünün kapatılarak otopark, konut vb. yapılar yapılmamalı yani bu gibi işlemlerle derenin kapasitesi azaltılmamalıdır” diye konuştu.

“Silivri’ye 1 Saatte 101,4 kg Yağış Düştü”

18 Temmuz 2017 tarihinde İstanbul ve çevresinde yaşanan taşkın hadiselerini de değerlendiren Eroğlu, “O gün yaşanan olay bir afettir. Silivri’de 1 saatte 101,4 kg, Beykoz’da ise 79,1 kg yağış düştü. Silivri’de yıllık toplam yağış 654 mm’dir. Yani Silivri’de 1 saatte düşen yağış, yıllık yağışın altıda biridir. İstanbul’un Temmuz ayı yağış toplamı 32,5 mm’dir” dedi.

17 Temmuz 2017 Pazartesi günü, İstanbul ve çevresi için çok kuvvetli yağış olacağı tahminin yapıldığını vurgulayan Eroğlu, “Yapılan tahminlere göre Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından hemen gerekli resmi ikazlar yapılmıştır” diye konuştu.

“Can Kaybının Olmaması ve Oluşan Hasarın Daha Hafif Olması Alınan Tedbirler Sayesinde Olmuştur”

Üsküdar Küçüksu Deresinin menfez tıkanması yüzünden taştığını ifade eden Eroğlu, “Şehir içindeki taşkınlar, dere taşkınlarından ziyade kısa sürede düşen yağışın çok yüksek olması sebebiyle yağmur kolektörlerinin suyu taşıyamamasından meydana gelmiştir. Bazı bölümlerde de yüzeysel suların dereye intikali mümkün olmamıştır. Yağan bu yağışların tekerrür debisi 200 yıldan fazla olup, bu durum bir afettir. Bu şiddette bir yağışta can kaybının olmaması ve oluşan hasarın daha hafif olması daha önce alınan tedbirler sayesinde olmuştur” açıklamasını yaptı.
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.