Öne Çıkanlar 8 Eylül 2023 Cuma Gündem Özeti şehit haberleri ensar vakfı olağan genel kurulu Enerji Yatırımları Takip ve Koordinasyon Kurulu türkiyede kaç işsiz var toplu iş sözleşmesi yeni akite saldırı leblebi tozu bahçeli dışişleri bakanı mevlüt çavuşoğlu güney kore kasımpaşa

"Hayvanların Yarıştırıldığı Arenaları Spor Salonlarında İsim Olarak Kullanmak Şık Değil"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkçenin doğru kullanımının önemine değinerek, “Biraz ağır olacak ama hayvanların yarıştırıldığı malum Avrupa’daki arenaları, kalkıp spor salonlarında isim olarak kullanmak pek de kibar değil, şık değil” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Uluslararası Türk Dili Kurultayı’nda konuştu. Erdoğan, geçtiğimiz bir asrın dil konusunda en çok sıkıntı çekilen dönem olduğunu belirterek, “Alfabe değişikliğinden sonraki sürecin doğru yönetilememesi adeta kültürel bir felakete maruz kalmamıza yol açmıştır. Dil gibi hayati bir meselenin ideolojik tartışmaların aracı haline getirilmesinin acısını hala çekiyoruz. Türkiye her alanda olduğu gibi Türk dili konusunda da geçmişiyle barıştığı, geçmişinden aldığı güçle, geleceği kucaklamaya hazırlandığı yeni bir dönemin eşiğindedir. Ortaöğretim kurumlarımıza Osmanlıca derslerini koymamız bu yönde atılmış adımların örneklerindendir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, spor salonlarına arena denmesini şu sözlerle eleştirdi:
“Bir özentidir gidiyor, kendi dilimizin zenginlikleri varken, adeta, biraz ağır olacak ama hayvanların yarıştırıldığı malum Avrupa’daki arenaları, kalkıp spor salonlarında isim olarak kullanmak pek de kibar değil, şık değil.
Biliyorum yarın yazılı ve görsel medya, bunun üzerinden bindirecek. Varsın bindirsin ama biz doğruları konuşmaya mecburuz. Bunları konuşamadığımız için bedel ödüyoruz. Bunları konuşacağız. Hele hele bilim insanlarımız bunları konuşmadığı sürece, işte genç nesiller bunun bedelini farklı şekilde ödüyorlar.”

“ESKİDEN KIRAATHANE VARDI, ŞİMDİ BURALARIN İSİMLERİ CLUB OLMUŞ, KAFETERYA OLMUŞ”
Türk dili konusunda yürütülen çalışmaların öneminin giderek arttığını söyleyen Erdoğan, Türkçesi varken yabancı kökenli kelimelerin kullanımına şu örneği verdi:
“Eskiden kıraathane vardı bizde. Şimdi bakıyorsunuz buraların isimleri club olmuş, kafeterya olmuş. Ya ne güzel kıraathanemiz var. Nedir bu kıraathane? Burada kitap oku, gazete oku, kahveni iç, çayını iç vesaire… Burada adeta sohbetle beraber zenginleş, bildiklerini ver, karşının bildiklerini sen al. Ama bunlar, yerini nereye terk etti, kafeteryalara, kulüplere… O da bizim dilimiz değil, club. Bu benim değil ki, benim olanı niye kullanmıyoruz.”

“HERKES BİR YERLERE ŞİRİN GÖRÜNMENİN GAYRETİ İÇERİSİNDE”
Belediyelere, Türkçesi varken yabancı kelimelerin kullanıldığı tabelaların sökülmesini söylediklerini anlatan Erdoğan, “Bu senin en doğal hakkın. Neye müsaade edersen onu asmak zorunda. Ama yaptıramıyoruz. Herkes bir yerlere şirin görünmenin gayreti içerisinde” diye konuştu.
Uluslararası Türk Dili Kurultayının sonuç bildirgesinde sözünü ettiği konuların da yer almasında büyük fayda olduğunu söyleyen Erdoğan, “Türk dilinin tüm dünyada hak ettiği yeri alması konusunda çok hayırlı ve önemli gelişmelerin müjdecisi olduğuna olacağına da inanıyorum” dedi.

“TÜRKÇENİN YETERSİZLİĞİNDEN SÖZ EDEN KİMSE TÜRKÇEDEN BİHABER DEMEKTİR”
Konuşmasında dilin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dilini kaybeden bir toplumun diğer değerlerini korumasının mümkün olmadığını ifade etti. Bu sebeple kültürlere ve medeniyetlere saldırıların, önce dilden başladığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Dilini aldığı anda, o milleti çökertiyor. Goethe, ‘Bir millete, o milletin diliyle oynamaktan daha büyük suikast olamaz’ diyor. Biz işte böyle bir suikasta maruz kalmış bir milletiz. Bu saldırı, dilimizle birlikte onun mütemmim cüzü olan şahsiyetimizi, milli karakterimizi de hedef almıştır. Unutulmamalıdır ki yaşayan bir varlık olan dil, her canlı gibi emek ister, beslenmek ister, korunmak ister, geliştirilmek ister. Esasen Türkçenin ne uydurukça olarak karşımıza çıkan suni teneffüsler ne de ifrat ve tefrit alameti olan diğer dillerin kuralsız istilasına ihtiyacı yoktur. Dilimizin tek ihtiyacı, onun kıymetini bilecek insanlar ve kurumlardır. Türkçenin konuşma, edebiyat ve bilim olarak yetersizliğinden, fakirliğinden söz eden kimse şayet art niyetli değilse Türkçeden, Türkçenin zenginliklerinden bihaber demektir.”

“TÜRKÇEYE YETERSİZ DEMEK BÜHTANLARIN EN BÜYÜĞÜDÜR”
Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğündeki kelime sayısının 600 bini geçtiğini söyleyen Erdoğan, bugün dünya dili olarak yere göğe sığdırılamayan İngilizcenin en gelişmiş basılı sözlüğünün dahi 230 bin civarında kelimeden oluştuğunu ifade etti. Erdoğan, “Diğer dillerden alınan kelimelerle bu sayıyı milyona kadar çıkartan yok değil. Bu durumda Türkçenin Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca ve diğer dillerle olan etkileşimini genişleterek bizim de çok farklı rakamlar telaffuz etmemiz mümkündür. Bin yıl önce Divan-ı Lügat-ı Türk ismi ile 10 bine yakın kelimeden oluşan sözlüğü bulunan bir dile yetersiz demek bühtanların en büyüğüdür” dedi.

SOSYAL MEDYA VE TELEVİZYON DİLİ ELEŞTİRİSİ
Küresel düzeyde faaliyet gösteren teknoloji firmalarının Türkçeyi görmezden gelmeleri veya özensiz şekilde kullanmalarının herkesi üzdüğünü söyleyen Erdoğan, teknoloji dilini, sosyal medyada ve televizyonlarda kullanılan dili şu sözlerle eleştirdi:
“Halbuki biz henüz bilgisayarlarda harf ve imla işaretlerinin yerleri Türkçeye göre düzenlenmiş olan F klavye kullanımını dahi yaygınlaştırabilmiş değiliz. Sosyal medya mecralarında, televizyon dizilerinde gençlerimizin kendi aralarında Türkçenin nefasetine ve zenginliğine aykırı bir çoraklığın hüküm sürdüğünden muzdarip değil miyiz? Kendimizin yeteri kadar önem vermediği Türkçe konusunda, başkalarının hassasiyet göstermesini bekleyemeyiz. Dilimizle birlikte milli ruhumuzun da zayıfladığı gerçeğini kabul etmeli ve bu konudaki tedbirleri ona göre hep birlikte almalıyız.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.