Öne Çıkanlar Arap Çin Büyükelçiliği Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi Çin Devlet Konseyi Gümrük Tarifesi Komisyonu Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan galataport uyuşturucu seçim Çelebi Havacılık Çelebi Hava Servisi Genel Müdürü Osman Yılmaz Ford Otosan CFOsu Gül Ertuğ

"Önümüzdeki Dönemi Eğitimde Reform Dönemi İlan Ettik"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Fen bilimlerinde, sağlık bilimlerinde, sosyal bilimlerde, bunların eğitimi ve uygulamalarına ilişkin alanlarda dünyanın en ileri ülkeleri arasında yer almıyorsak, sorun sistemde demektir. En başta da eğitim sisteminde demektir. Bunun için önümüzdeki dönemi, eğitimin müfredatı, içeriği, kalitesi, mantalitesi konusunda reform dönemi olarak ilan ettik, ona göre çalışıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kaptan Ahmet Erdoğan Uluslararası Erkek Anadolu İmam Hatip Lisesi Eğitim Külliyesi'nin açılış töreninde konuştu. Külliye bünyesindeki uluslararası imam hatip ortaokulunda ve uluslararası Anadolu erkek imam hatip lisesinde eğitim görecek öğrencilere başarılar dileyen Erdoğan, okullarda eğitim gören farklı ülkelerden öğrencilerin burada sağladıkları kaynaşmayı sürdüreceklerine inandığını belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Okula rahmetli babam Kaptan Ahmet Erdoğan’ın ismini vererek vefa gösterdiğiniz için hepinize şükranlarımı sunuyorum. Rahmetli babamın hikayesi, aslında bu ülkenin geçmişindeki ve bugünündeki milyonlarca asil yürekli babanın hikayesidir. Rize’de doğan, nafakasını temin için 15 yaşında Zonguldak’a, 17 yaşında İstanbul’a gelen rahmetli babam, emekli olana kadar bugünkü adıyla İDO, o günkü adı Şirket-i Hayriyye olan vapurlarda çalışmış, daha sonra kaptanlık seviyesine yükselmiş bir insandı. O dönemde İstanbul’a gelmiş her Anadolulu gibi merhum babamın da evi ve sofrası tüm hemşerilerimize, dostlarımıza daima açıktı. Babam önceden randevulaşarak eve gelmezdi. Misafirimizle çat kapı eve gelir, anacığım da evde ne varsa onunla yer sofrasını döşer ve orada yemeğimizi yerdik. Zaten bir Karadenizli olarak turşularımız, kavurmamız hazırdı. Kuzina hazır, o kuzinalarda her türlü maharetini anacığım sergilerdi. Gelen de umduğunu değil, bulduğunu yerdi. Böyle bir yapı, böyle bir kültür vardı. Çok disiplinli, bir o kadar da vicdanlı bir insan olan Kaptan Ahmet Erdoğan babacığım, şu an burada olup isminin böyle bir okula verildiğini görseydi, inanın bana gözyaşlarının yanaklarından sakallarına doğru süzüldüğünü hep birlikte görürdük. Kaptan Ahmet Erdoğan’ın 85 yıllık ömrünü emeği, onuru, inancı için çalışarak aynı zamanda dimdik yaşayarak geçirmesi, benim en büyük şeref belgemdir, zira babam hiçbir zaman eğilmemiştir. Bu mirası çocuklarıma bırakabilmek de benim en büyük hayalimdir. Bir kez daha tekrarlıyorum, Kaptan Ahmet Erdoğan’ın ve oğlu Recep Tayyip Erdoğan’ın hikayesi, Türkiye’nin hikayesidir.

-“EĞER İDEALİNİZ VE İDDİANIZ YOKSA MÜCADELE GÜCÜNÜZ DE OLMAZ”-

Türkiye’yi tüm imkanları ve makamlarıyla ısrarla kendi uhdelerinde tutmaya çalışanlar, rahmetli Menderes’in 1950’deki ‘Yeter söz milletindir’ diyerek kazandığı zaferden beri, sürekli karşısında olanlar hüsrana uğruyorlar. Milletin demokrasi akınının önünü kesmeye çalışanlara bugüne kadar meydanı bırakmadık, bırakmayacağız. Bu mücadele Kaptan Ahmet Erdoğan’a çocuk yaşta köyünden ayrılıp, İstanbul’a kendi ailesiyle birlikte yeni bir hayat kurabilme cesaret ve imkanı veren mücadeledir. Yine bu mücadele, Kaptan Ahmet Erdoğan’ın oğlu Kasımpaşa’da büyüyen, imam hatip lisesinde okuyan, ardından Eyüp Lisesi’ni bitiren, İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesi’ni bitiren, imanından, ailesinden, milletinden başka hiçbir şeyi olmayan Recep Tayyip Erdoğan’a İstanbul Büyükşehir belediye Başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yollarını açan mücadeledir.  Tüm hayatımız boyunca milletimizin her ferdi için bu yolu açık tutma mücadelesi verdik. Bayrağı sizlere devredeceğimiz güne kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Gençlerimizin gözünün içine baktığımda inanıyorum ki bu aksiyon var. Bu kapı hep açık olacak ama eşit, her geçen gün yükselecek. Bunun için her alanda kendinizi yetiştirmeniz lazım. Dini ilimler mi tahsil ediyorsunuz, en iyisi olmalısınız. Fen bilimleriyle mi meşgulsünüz, en iyisi olmaya çalışmalısınız. Sosyal bilimlere, kültüre, sanata mı yöneldiniz, zirveyi hedeflemelisiniz. Siyasete mi gönlünüz kayıyor, en tepeye çıkmak için gayret göstermelisiniz. Eğer idealiniz ve iddianız yoksa, mücadele gücünüz de olmaz. İnsan öyle bir varlıktır ki, azmettiği zaman başaramayacağı iş yoktur. Çünkü insan rabbinin bizzat kendi sıfatlarıyla ziynetlendirdiği bir varlıktır, Eşref-i Mahlukat’tır.  

-“BİZİM ÇOCUKLARIMIZ DÜNYADAKİ HİÇBİR ÜLKENİN VATANDAŞLARINDAN DAHA AZ ZEKİ DEĞİLDİR”-

Her fırsatta ifade ediyorum, eğitimde gerçekten güzel binalar yaptık, yüzbinlerce öğretmen atadık. Okulları bilgisayarlarla, akıllı tahtalarla, öğrencileri ve öğretmenleri tablet bilgisayarlarla donattık. Taşımalı eğitimden şartlı eğitime kadar pek çok imkanla her öğrencimizin okulla buluşmasını sağlamaya çalıştık. Fiziki sorunları çözmeyi başardık ama zihinleri aynı düzeyde güçlendiremedik. Okullarımızdaki eğitimin içeriğinin kalitesinden daha da önemlisi, mantalitesinden memnun değilim. İmam hatip orta okul ve liselerimiz konusunda da ihtiyaçlarımız var, bunları gidermemiz gerekiyor. Tabela asmakla o tabelanın murat ettiği neticeler elde edilemiyor. Bunun için hep birlikte çok daha fazla çalışacağız. Öğretmeninden öğrencisine ve velisine kadar eğitimin tüm tarafları olarak kafa ve gönül birliği içinde gayret göstermeliyiz. Eğitimcilik, diğer pek çok meslek grubundan farklı olarak hem birikim hem de adanmışlık ister. Kendimizi bu işe adayacağız. Eğer işinize sevgiyle, aşkla bağlı değilseniz, öğretmenlik mesleği ücreti mukabili yapılacak bir görev değildir. Bu heyecanı tamamlayacak olan eğitim-öğretim müfredatıdır. Bizim çocuklarımız, bizim insanımız dünyadaki hiçbir ülkenin vatandaşlarından daha az zeki değildir. Hatalar bizden ve velilerden kaynaklanıyor. El ele vereceğiz, çocuklarımıza sahip çıkacağız. Şayet fen bilimlerinde, sağlık bilimlerinde, sosyal bilimlerde, bunların eğitimi ve uygulamalarına ilişkin alanlarda dünyanın en ileri ülkeleri arasında yer almıyorsak, sorun sistemde demektir. En başta da eğitim sisteminde demektir. Bunun için önümüzdeki dönemi, eğitimin müfredatı, içeriği, kalitesi, mantalitesi konusunda reform dönemi olarak ilan ettik, ona göre çalışıyoruz. Eğitim öğretim meselesini çözmeden diğer meseleleri çözemeyeceğimiz konusunda hemfikir olduğumuza göre, işe buradan başlamak zorundayız. Bina ve personel meselesini geride bırakıp, eğitim ve öğretimin içeriğine yoğunlaşma zamanı gelmiştir. Türkiye’nin bu meseleyi çözeceğine yürekten inanıyorum."
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.