Yıldırım: Türkiye Hakkında İleri Geri Laflar Etmek Irak Hükümetinin Haddi Değildir

Başbakan Binali Yıldırım, Irak Hükümetinin Başika’da bulunan Türkiye hakkındaki açıklamaları üzerine, “Irak hükümeti, Bağdat ne söylerse söylesin bölgedeki DEAŞ’la mücadele için, bölgedeki demografik yapının zorla değiştirilmemesi için Türk varlığı orada kalmaya devam edecek. Birçok ülke orada dolaşırken tarihi derinliği ile bölgede her zaman olmuş Türkiye hakkında ileri geri laflar etmek Irak hükümetinin haddi değildir” dedi.

Başbakan Yıldırım, TOBB 9. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası'nda sanayici ve iş adamlarına hitap etti. Irak Merkezi Hükümeti ile yaşanan Başika krizine değinen Başbakan Yıldırım, şu açıklamada bulundu:

“Musul’dan DEAŞ’ın temizlenmesi lazım. Zaten bizim Başika’da bulunan birliğimiz, uzun zamandan beri oradaki DEAŞ unsurlarının temizlenmesi için faaliyet gösteriyor. Tüm bunlar yapılırken, bu günlerde Irak Hükümetinden anlaşılmaz bir tepki geldiğini görüyoruz. Irak’ta 63 ülkeden askeri unsur var. Şimdi Türkiye ile 350 kilometreden fazla hududu olan ve 30-35 senedir ülkemizin başını ağrıtan PKK terör örgütünün barındığı Irak’ta, Irak Merkezi Yönetimi hiçbir tedbir almazken 63 ülkeden terörle mücadele adıyla askeri unsurlar bulunurken, bütün bunları bırakıp Türkiye’nin oradaki varlığına takılması abesle iştigaldir. Bunun hiçbir şekilde iyi niyette izahı yoktur. Irak hükümeti, Bağdat ne söylerse söylesin bölgedeki DEAŞ’la mücadele için, bölgedeki demografik yapının zorla değiştirilmemesi için Türk varlığı orada kalmaya devam edecek. Bizim amacımız daha fazla insanlık dramının yaşanmaması, daha fazla kan akmaması ve bölgedeki oldu bittilerin önüne geçilmesidir. Birçok ülke orada dolaşırken tarihi derinliği ile bölgede her zaman olmuş Türkiye hakkında ileri geri laflar etmek Irak hükümetinin haddi değildir.”

"Bu Mücadeleyi Millet Kazanacak"

Doğu ve Güneydoğu’da terörden zarar gören il ve ilçeler yeniden imar faaliyetine başlandığını ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:
“İlçelerde konut, yol, altyapı çalışmaları başladı. Esnafların borçları tekrar yapılandırıldı, krediler temin edildi. Bir yıl içerisinde en az 15 bin konut yapılacak. Önümüzdeki 4 yıl içinde yapılacak konut miktarı da 67 bini buluyor. Doğu ve güneydoğu Anadolu cazibe merkezlerindeki toplam kamunun ve devletin yapacağı yatırımlar 140 milyar lirayı buluyor. Şimdi hedef Türkiye’yi artık terörle anılan ülke olmaktan çıkarmak. Yeter. Terör mutlaka Türkiye’nin gündeminde en alt sıraya inecek. Başarılı bir operasyon yürüyor, kırsalda ve hudut boylarında bunların yuvalandığı yerleri biliyoruz. Yıllardır 12 tane ana merkezde gece gündüz demeden polisimiz, askerimiz hepsi müthiş bir mücadele içindeler ve bu mücadeleyi millet kazanacak. Bölgede terörle mücadeledeki destek yüzde 90’lara ulaşmış durumda. Bu ne demektir, ‘Biz bunlardan usandık, bunları temizleyin’ diyor millet. Biz milletin dediğini yapmak durumundayız.”

"Orta Vadeli Plan Öncelikli Olarak Büyümeyi Ele Alıyor"

Geçtiğimiz Salı günü Orta Vadeli Plan açıkladıklarını hatırlatan Yıldırım, gelecek üç yıla yönelik öngörüleri toplumla paylaştıklarını ifade etti. OVP ile ilgili bakış açılarını dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
“Orta Vadeli Plan öncelikli olarak büyümeyi ele alıyor. Daha fazla yatırım, üretim, istihdam, yani gerçek ekonomiye daha fazla kaynak aktarmaya devam edeceğiz. Bütçe açığının artması pahasına yatırımlarda kısıntıya gitmiyoruz. Bu birinci prensibimiz. İkinci prensibimiz, yapısal değişim ve dönüşüm programını kararlılıkla sürdüreceğiz. Başlatılan reformlara devam edilecek. Uygulamadan kaynaklanan sorunlar teker teker çözülecek. Asıl meselemiz uygulamadır. Düzenleme yeterince var, ama uygulamaya gelince maalesef taşrada orada burada farklı durumlar ortaya çıkıyor, bundan sizler zarar görüyorsunuz. Bundan sonra işimiz daha fazla takip. Yukarıda alınan kararlar, sahada hangi alanda uygulama imkanı buluyor, bütün bakanlarımız tek tek takip edecek, gereğini yapacak.

"Refah Arttıkça Artık Terör Daha Az Konuşulacak"

Bir yandan darbeyle uğraştık ama bir yandan da düzenleme yaptık. Bunların birçoğu ekonomi ile ilgili. Belki fark edilmedi ama reform niteliğinde düzenleme yaptık. Damga vergisinde basitleştirme, bireysel emeklilikte otomatik katılım, Türkiye Varlık Barışı Fonu… Bunların her biri gelecek 10 yıl için Türkiye’nin kaderini değiştirecek işlerdir. Ne kadar çok üretirsek, ne kadar istihdamı artırırsak o kadar ülkemizi ileri taşımış oluruz. Hepimizin amacı bu, refah arttıkça artık terör daha az konuşulacak. İnsanlar kaybedecekleri, kazanacaklarından daha fazla olduğu zaman huzuru, istikrarı tercih eder. Bizim de amacımız bu. Benim TOBB’dan özellikle bir ricam var. Cazibe merkezleri olarak tanımladığımız 23 ilden oluşan bölgeye yönelik bir hamle başlatmanızı istiyorum. Hepimiz elimizi taşın altına koyacağız. 'El eli yıkar, el de döner yüzü yıkar' diye bir tabir var. Dolayısıyla o bölgelerde mutlaka pozitif ayrımcılık yapacağız, yatırım yapacağız, karşılığını biz vereceğiz, hiç merak etmeyin.

Türkiye En Yüksek Oyla Konsey Üyeliğine Seçildi

Dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. Dünya da bunu gördü. Evvelsi gün Kanada’da Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün Genel Kurulu oldu. Türkiye 172 üyeden 156’nın oyunu alarak konsey üyeliğine seçildi. Hani Türkiye’de darbe var, terör var, Türkiye’ye gelmeyin, gitmeyin, bu FETO’cuların propagandalarına rağmen, Birleşmiş Milletler’e üye 172 ülkenin 156’nın oyunu alarak en yüksek oyla seçilen ülke olduk.

“Bunlar Notu Düşürdü, Bizim Göstergeler Düzelmeye Başladı”

Ekonomimiz kendi mecrası içinde gayet güzel çalışıyor. Bakın not düşürenlerin bilmesini istiyorum, Japonya şimdi notumuzu yükseltiyor. Bunlar notu düşürdüler, ondan sonra bizim göstergeler düzelmeye başladı. Bundan güzel cevap olur mu? İhracat artıyor, sanayi güven endeksi artıyor, enflasyon azalıyor, daha ne istiyoruz? Dünyada gelişmekte olan ülkelerde Çin’i Hindistan’ı çıkarın, Türkiye bu haliyle bir numara. Başımızdan bir ton geçmesine rağmen ülkemiz her zaman zorlukların üstesinden gelmeyi başarmıştır. Birlikle beraberlikle başarıyoruz.
Söylenecek çok şey var ama şimdi konuşma zamanı değil, laf üstüne laf koyma zamanı değil, taş üstüne taş koyma zamanı, çalışmak zamanıdır, üretmek zamanıdır. Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsızdır. Asıl marifet sınırsız ihtiyaçları sınırlı kaynaklarla en iyi şekilde buluşturmak, atıl yatırımlara geçit vermemektir. Önceliklerimizi iyi belirleyeceğiz, birbirini tamamlayan yatırımlara yol vereceğiz.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.