Magnum DUET etkinliği için geçtiğimiz günlerde Cannes’da bulunan Dilan Çiçek Deniz, Magnet Quarterly Dergisi’yle gerçekleştirdiği röportaj ve fotoğraf çekiminde, Magnum Cannes deneyiminden, oyunculuk hayatına, hakkında merak edilen soruları yanıtladı.
Cannes sahili ve sokaklarında 7 farklı mekanda poz veren başarılı oyuncu, 7 kostüm giydiği çekim boyunca hayranlarının sevgi dolu ilgisiyle karşılaştı.
Dondurma ve çikolatada haz otoritesi Magnum’un, müzik dünyasının efsane ismi Kylie Minogue ve ünlü DJ Peggy Gou ev sahipliğinde gerçekleşen partisine, Türkiye’nin onur konuğu olarak katılan Dilan Çiçek Deniz, Cannes’ da Magnet Quarterly Dergisi’nin sorularını yanıtladı. Haziran sayısı için fotoğrafçı Ekin Özbiçer objektifinden 2 gün süren fotoğraf çekimi eşliğinde gerçekleştirilen sohbette Deniz, Magnum Cannes deneyiminden, oyunculuk hayatına, haz aldığı anları ve anıları paylaştı. Cannes sahili ve sokaklarında 7 farklı mekanda poz veren oyuncu, 7 kostüm giydiği çekim boyunca hayranlarının sevgi dolu ilgisiyle karşılaştı.
Magnum’un yeni dondurması Düet’in kutlandığı etkinlikte, müzik dünyasının efsane ismi Kylie Minogue ve ikonik DJ Peggy Gou’nun klasik ve modernin bir araya gelmesine güzel bir örnek olduğuna değinen Dilan Çiçek Deniz; “Kylie Minogue ve Peggy Gou klasik ve modernin müzikle bir araya gelmesinin harika bir örneğini gösterdiler bize. Hem fikir çok güzel, hem de çocukken dans ettiğim ve çok sevdiğim bu şarkının yeni versiyonuyla yıllar sonra tekrar karşılaşmak çok keyifliydi. Klasikler aslında hayatımızda çok büyük değerler, bu projelerle günümüze taşınması beni heyecanlandırıyor.” dedi.
Dilan Çiçek Deniz; “Kendimi şiirle anlatırdım”
Başarılı oyuncu sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırdınız sorusunu, “Anlatmak için anlamış olmam lazım kendimi tam olarak. İlla da anlat derseniz şiirlerle anlatırdım kendimi.” şeklinde yanıtladı.
Vaktini geçirmekten en haz aldığı anları ise şöyle açıkladı. “Çoğunlukla çalışıyorum, hatta bazen hiç durmadan çalışıyorum ve bundan keyif alıyorum. Çalışmadığım zamanlarda da uyumaktan çok keyif alıyorum. Kendime zaman ayırmak, kitaplar okumak, filmler izlemek, oyun oynamak (epey oynuyorum içimdeki çocuk çok mutlu), bana iyi gelen insanlara iyi gelmek, onlarla görüşmek, yeni yerleri görmek, kedileri sevmek, köpeklerle hunharca oynamak ve koşturmak, gün batımlarını izlemek ama gün doğumlarına yetişememek, yepyeni hobilere merak duymak ama başarılı olamayınca salmak, daha kolay hobiler bulmaya çalışmak, kolay hobi olmadığını fark etmek ve bilmediklerinle yüzleşmek, sevmek, sevilmek, hayatın bir köşesinde durmamak… “