Öne Çıkanlar Kuşadası Belediyesi deprem kuşadası çukurova belediyesi recep tayyip erdoğan HAVA HAREKATI erdoğan başbakan binali yıldırım Hakkari atatürk yapı kredi operasyon

Bakan Bilgin: “Emekçilerimizi Ne Enflasyona Ne De Sermayenin Baskısına Karşı Ezdireceğiz”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Ortaya çıkan olumsuz şartlara karşı emekçileri korumaya devam edeceklerine vurgu yaparak, "Yıl sonunda da bunu dikkate alarak yeni bir düzenleme yapacağız ve emekçilerimizi ne enflasyona ne de sermayenin baskısına karşı ezdireceğiz” dedi. 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türk-iş’in 70. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen "70. Yıl Belgeseli" programına katıldı.

Türk-İş'i ve çalışma hayatını üniversite yıllarından itibaren yakından takip ettiğini söyleyen Bakan Bilgin, çeşitli projelerde ve eğitimlerde Türk-İş ve bağlı sendikalar ile uzun yıllar birlikte çalıştıklarını anımsattı.

Bilgin, Türk-iş’in, Türkiye'nin çok partili hayata geçmesinden sonra 1952'de kurulduğunu belirterek, "Sendikalar demokrasi ile birlikte varlardır, işçi hareketi demokrasi içerisinde gelişir. Sendikalar ilk kurulduğunda sendikalara karşı patronların negatif bakış açısı vardı. Sadece patronların mı, herkesin birtakım ön yargıları vardı. Mesela sendikaların sosyalist ya da solcu, işte komünist olduğu iddiası vardı. Böyle bir iddia ile karşı karşıyaydı sendikacılar. Oysa sendikalar demokratik toplumların ürünüdür, demokrasinin kurumlarıdır” ifadelerini kullandı.

Sendikal mücadelenin aynı zamanda bir demokrasi mücadelesi olduğunun altını çizen Bilgin, şöyle devam etti:

"Biz emek mücadelesini vatan mücadelesinin bir parçası olarak görürüz. Vatan ve emek, bunlar ayrılmaz bir bütündür. İşçinin emeği vardır ama bir de vatanı vardır. Bunlar ayrılmaz bir bütündür. Ama demokrasi onun üçüncü unsurudur. Emek, vatan ve demokrasi bunların üçü birbirinden ayrıldığı zaman orada ya antidemokratik rejim kurulur ya vatan tehlikeye girer ya da emek örgütleri etkisiz hale getirildiği için orada insan hakları yok olur. Demek ki emek mücadelesi aynı zamanda bir insan hakları mücadelesidir ve temelini oluşturur.”

Konuşmasında, 28 Şubat ve 15 Temmuz’a da değinen Bilgin, "Ne zaman ki Türk-İş kalktı 28 Şubat'ta Türkiye'ye giydirilmeye çalışılan deli gömleğini ve faşizan yönetimi reddetti o zaman TÜRK-İŞ demokrasiye de vatana da ve emeğe de gerçek anlamda sahip çıktı diyebiliriz. Sayın Genel Başkan'ın 15 Temmuz'daki katillere, dışarıdan kumanda edilen cemaat adlı, cemaat falan yok bir istihbarat örgütünün Türkiye'deki operasyonuna karşı meydanlarda çıkıp Türk işçisinin yiğitçe bu darbe girişiminin, bu işgal girişiminin karşısında durduğunu ve haykırmasını da bu mücadelenin bir parçası olarak görüyorum” diye konuştu.

“Örgütlenme Hakkının Sonuna Kadar Savunucusuyuz”

Bilgin, "Biz, örgütlenme hakkının sonuna kadar savunulmasından yanayız, sonuna kadar savunucusuyuz ve örgütlenme hakkına karşı çıkan kim olursa olsun onun karşısındayız. Burada hiç kimsenin tereddüdünün olmaması gerekir” dedi.

Türkiye'nin enflasyonla mücadelesi ve enerji ihtiyacını karşılamak üzere talep ettiği döviz miktarının en önemli sorunlar olduğunu ifade eden Bilgin, şunları aktardı:

“Her malın talebi arttıkça fiyatı artar, dövize talep arttıkça da fiyatı artmaktadır. Bu yılın sonuna kadar yaklaşık 50 milyar dolarlık bir yük Türkiye ekonomisinin üzerine gelmiştir. Türkiye bugün bütünü ile bu sıkıntılarla karşı karşıyadır. Evet dışarıda enflasyon var ama içerideki enflasyonun bu iki sebebe bağlı olarak daha fazla arttığının altını çizmek istiyorum. Ama bunun karşısında Türkiye'nin imkanları var. Biraz önce çok haklı olarak vurgulandı, Türkiye daha önce karşılaştığı ekonomik sorunları bedelini emekçilere ödettiriyordu, grev yasakları geliyordu, toplu sözleşmeler askıya alınıyordu, işçi örgütlenmelerinin önüne geçiliyordu, reel ücretler düşürülüyordu. Bugün Türkiye çok şükür bütün bu ekonomik baskılara rağmen, enflasyonun tahribatına rağmen asgari ücretini yıllık bazda yüzde 94 artırarak yoluna devam ediyor. Kamu çalışanlarının ücretlerini benzeri bir şekilde artırarak yoluna devam ediyor ve emeklilerini belirli ölçülerde devletin imkanlarını sonuna kadar kullanarak korumaya devam ediyor. Sebebi ne? Sebebi, Türkiye üretim gücüyle bu sorunları... IMF'nin programları doğrultusunda değil, o emekçilere baskı yapan, işçi ücretlerini kısan, reel ücretleri düşüren ve emekçileri baskı altına alan IMF programları artık söz konusu değil. Türkiye onların defterini dürüp tarihin çöp sepetine atmıştır. Bugün Türkiye kendi imkanlarıyla bir ekonomik politika uygulamaktadır ve bu politikanın arkasında Türkiye'nin üretim gücü vardır."

Türkiye'nin üretim gücünün, bugünkü sorunlarını aşacağının en büyük garantisi olduğunu kaydeden Bilgin, Türkiye'nin dünyadaki negatif beklentilere ve korkulara rağmen üretim gücünü sürdürmesi ve üretim ile bu sorunların üzerinden geçmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

“Yeni Düzenleme İle Emekçilerimizi Enflasyona Karşı Ezdirmeyecegiz”

Bilgin, ortaya çıkan olumsuz şartlara karşı emekçileri korumaya devam edeceklerine vurgu yaparak, "Yıl sonunda da bunu dikkate alarak yeni bir düzenleme yapacağız ve emekçilerimizi ne enflasyona ne de sermayenin baskısına karşı ezdireceğiz” şeklinde konuştu.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise Türkiye'deki sendikal örgütlenme mücadelesine ilişkin bilgileri paylaştı.

Konuşmaların ardından Manisa'nın Soma ilçesinde 2014'te meydana gelen maden faciasında şehit olan Ahmet Soluk'un eşi Eda Soluk'a hediye takdim edildi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.