Öne Çıkanlar kılıçdaroğlu tesk genel başkanı bendevi palandöken palandöken şehit esnaf Akşener DEVA PARTİSİ Genel Başkanı Ali Babacan fenerbahçe babacan Vergi EMİNE ERDOĞAN çin

Bahçeli: “Tarihimize Kirli Demek Namertliktir!”

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği yöneticilerine "Hekimliğin yüz karaları!" dedi.

ANKARA (ANKA) - MHP Lideri Devlet Bahçeli CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır gezinde sarfettiği sözleri sert  eleştirerek "Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür, vatan ve millet sevgisinden nasipsizliktir. Kılıçdaroğlu’nun şahsıyla müsemma karanlık tarihini bilemeyiz, kaldı ki kirli tarihinden müşteki olmasının bizce bir mahsuru yoktur" dedi. Türk milletinin özür dilemesini isteyen Kılıçdaroğlu'na "Türk milleti kimden özür dileyecek? Neden özür dileyecek? Suçu nedir ki özür dilemesi gerekecek? Nedir senin meselen? Kimlerdir seni böyle seferber eden? Türkiye kimlere özür borçlu? Söyle de bilelim. Açıkla da öğrenelim. Anlaşılan Kılıçdaroğlu’nun muhasım çevrelere diyet borcu vardır. Önüne koyulan zillet faturasını taksit taksit ödemesi için tehdit edilmektedir. Kılıçdaroğlu milletin huzuruna çıkıp derhal özür dilemeli, çarpık sözlerinden, çürük siyasi eylemlerinden dolayı pişman olduğunu belirtmelidir. Aksi halde tarihimize kirli demesinin ağır sonuçlarına katlanmak durumunda kalacak ve mankurt olarak anılacaktır" dedi. Bahçeli

MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’de Kürt değil terör sorunu bulunduğunu belirterek, "Allah’ın izniyle bu sorunun da kökü kazınacaktır. Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında, terörist Demirtaş’ı, Soroscu Osman Kavala’yı serbest bırakacaklarını ifade etmiş. Sorarım sana, Öcalan canisini de serbest bırakacak mısın? FETÖ’cüleri de salacak mısın? Teröristleri topluca cezaevinden çıkaracak mısın?” dedi.

Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır gezisinde sorduğu sorulara "emojili" cevap geldiğini hatırlatan Bahçeli, "Sayın Kılıçdaroğlu, emojiyi bırak, ergenler gibi davranmaktan vazgeç, emelin nedir, hedefin nedir, kafanın içindeki asıl gündem nedir onu söyle, ondan bahset. Yanına alıp konuşturduğun bölücüler devlete ve millete meydan okurken çıtını çıkarmadın, sessizliğe çakıldın, zımnen de onayladın. Sözde Kürt sorununu tanıdığını, zilletin diğer partilerinin de aynı görüşte olduğunu açıkladın. Bir soru daha soruyorum, Diyarbakır’da PKK’lı teröristlerle görüştün mü? Eğer bu görüşme olduysa, teröristlere ümit verdin mi? Diyarbakır cezaevinde sözde işkence görenleri hatırladın da şehitlerimize bir Fatiha okumayı hiç düşündün mü?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu'nun sorularına cevap vermediğini anlatan Bahçeli, "Sükût ikrardan gelir, sorularıma cevap vermediğin zaman hepsine evet dediğin kabul edilecektir. Emoji de seni kurtaramaz, kimlerin empozesi, kimlerin tekeli altında olduğunu artık gizleme şansın kalmamıştır" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı'nın Diyarbakır annelerinin yanına gitmeye cesaret edemediğini savunan, "Çünkü Diyarbakır anneleri Kılıçdaroğlu’nun ortağı HDP’nin il binası önündeydi" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Korku dağları sarmış, Kılıçdaroğlu analardan kaçmıştır. Utan utan, bu anaların yavrularını HDP kaçırdı, PKK’ya taşıdı. Tek kelime edebildin mi? En küçük tepki gösterebildin mi? Yapamazsın, çünkü bugünkü CHP, HDP’nin kostüm giymiş halidir. Bugünkü CHP, PKK’nın yedek kulübesidir. Ve bugünkü CHP, Aziz Atatürk’e ihanet etmiş, geçmişine sünger çekmiştir. Kılıçdaroğlu, 'bu ülkeyi barıştıracağız, huzuru ve kardeşliği getireceğiz' demiş. Nerede söylemiş? Diyarbakır’da. Ülkemizde zaten barış vardır. Barıştıracağım demek, Türkiye’de savaş olduğunun itirafıdır. Türkiye’de var olan terör sorunudur, Allah’ın izniyle bu sorunun da kökü kazınacaktır."

-KILIÇDAROĞLU KAYIŞ KOPARDI

"Kılıçdaroğlu dengeyi kaybetmiş, kayışı koparmış, tanınmaz hale gelmiştir. HDP, CHP’ye kolon atmış, enjekte ettiği bölücülük narkozu etkisini çok ciddi şekilde göstermeye başlamıştır. Bu zillet ittifakının dümeni kırıktır, pusulası bozuktur, gemisi deliktir, seyir defteri yırtıktır, rotası karanlıktır. Türkiye zillete teslim edilemez. Türk milleti bu zillete reva görülemez" diyen Devlet Bahçeli, şöyle konuştu:

"Allah muhafaza, Kılıçdaroğlu ve diğer zillet partilerinin eline fırsat geçerse devletimiz, milletimiz, istiklalimiz, milli birlik ve dirliğimiz heba olup gidecektir. Diyorum ki, güçlü devlet, büyük millet, güvenli gelecek, çare tektir. O çarenin adı da Cumhur İttifakı’dır."

CHP Genel Başkanı'nın, iki günlük Diyarbakır gezisi esnasında, Çanakkale önlerine gelen zalimlerin izinden yürüdüğünü tescilleyerek, “tarihimiz kirli, yüzleşmemiz gerekir” diye konuştuğunu belirten Bahçeli, "Müstevlileri aratmayan bir zihniyetin figüranı olmuş. Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür, vatan ve millet sevgisinden nasipsizliktir. Kılıçdaroğlu’nun şahsıyla müsemma karanlık tarihini bilemeyiz, kaldı ki kirli tarihinden müşteki olmasının bizce bir mahsuru yoktur. Şayet kast ettiği Türkiye ve Türk milletinin tarihi ise, önce Çanakkale’ye bakmasını, önce Milli Mücadele yıllarından ibret almasını, sonra da zillet emellerini tekrar gözden geçirerek aklını başına devşirmesini bilhassa tavsiye ederim" dedi.

Türk milletinin utanç duyacağı, yüzünü kızartacağı bir tarihi bulunmadığını belirten Bahçeli, "Var diyenler, bunu iddia ve ima edenler Çanakkale’de tepelediğimiz düşmanların bu dönemki muhipleridir. Çanakkale ruhundan ilham ve feyz alamamış gafillerin ve milli duyguları körelmiş mihrakların Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olması aklın israfı, kalbin inkarı, milli hakların itlafıdır. Ezineli Yahya Çavuşu, Müstecip Onbaşı’yı, Seyit Ali Onbaşı’yı, Anzak’lı Ömer’i, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı’yı, Cevat Paşa’yı, Mustafa Kemal Paşa’yı, şehadet anıtı olan 57’inci Alayı tanımayanlar Türk tarihini tanımazlar, tanısalar bile anlatamazlar" dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu ve zillet ortakları unutmasın ki, Kaynağımız Orta Asya, kökümüz Söğüt, kollarımız Çanakkale, gövdemiz Türkiye’dir. Türk milleti geniş bir coğrafyanın kınına sığmayan kılıcıdır. Tarihin bağrına saplanan okun keskin ucudur. Türk tarihine kirli demek, PKK terör örgütünün vesayeti altında bulunan, Türk ve Türkiye düşmanlarının eline düşen bir zavallının hüsran verici hezeyanıdır. Kılıçdaroğlu kendisiyle, kendi tarihiyle yüzleşebilir. Bizce bir sakıncası yoktur. Hatta beklenen de budur. Ancak Türk tarihiyle yüzleşme niyeti varsa, söylemek istediği buysa, uyarıyorum ki bu tarih Kılıçdaroğlu’nun tarihi değildir, buna hiç hakkı yoktur. Yozgat’ta başka, Diyarbakır’da başka konuşan bir siyasetçiye güven duyulamaz. Sabah başka, akşam başka; orada başka, burada bambaşka mesajlar veren bir siyasetçinin Türkiye’ye hayrı dokunamaz. Kılıçdaroğlu, Amerika’nın Kızılderililerden özür dilediğini açıklamış. Katliam varsa özür olmalıdır. Buna diyeceğimiz bir şey yoktur. Kızılderililer soykırıma uğramışlardır. Kılıçdaroğlu mertse, kendine güveniyorsa, gözü kesiyorsa, ağzında ıslanmış baklayı çıkarsın da görelim. Nereye varmak istediğini açıklasın da duyalım. Kimlerin hesabına çalıştığını söylesin de gerçek yüzünü tanıyalım. Sayın Kılıçdaroğlu, söyler misin bize, Türk milleti kimden özür dileyecek? Neden özür dileyecek? Suçu nedir ki özür dilemesi gerekecek? Nedir senin meselen? Kimlerdir seni böyle seferber eden? Türkiye kimlere özür borçlu? Söyle de bilelim. Açıkla da öğrenelim. Anlaşılan Kılıçdaroğlu’nun muhasım çevrelere diyet borcu vardır. Önüne koyulan zillet faturasını taksit taksit ödemesi için tehdit edilmektedir. Kılıçdaroğlu milletin huzuruna çıkıp derhal özür dilemeli, çarpık sözlerinden, çürük siyasi eylemlerinden dolayı pişman olduğunu belirtmelidir. Aksi halde tarihimize kirli demesinin ağır sonuçlarına katlanmak durumunda kalacak ve mankurt olarak anılacaktır. Tarihini unutan, tarihinden kaçan, tarihine yüz çeviren milletlerin ayakta kalmaları, geleceğe ulaşmaları mümkün değildir."

-HEKİMLERE KUTLAMA

14 Mart Tıp Bayramı'nın, taşıdığı pek çok anlamın yanı sıra; bir vefanın, bir feragatin, bir erdemin, eşsiz ve emsalsiz bir özverinin başta doktorlar olmak üzere, tüm sağlık çalışanlarında nasıl bayraklaştığını ifade eden özel bir gün olduğunu belirten Bahçeli, "Doktorlarımıza, hemşirelerimize, ebelerimize, hasta bakıcılarımıza, kısacası tıbbın yüz akları olan insanlarımıza ne yapsak az, ne söylesek eksiktir. Nitekim onlara gönül borcumuzu ödememiz kolay değildir" dedi.

Türkiye'de covid'den iki yılda 96 bin 94 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Bahçeli, "KOVİD-19’la mücadelede doktorlarımız ve diğer bütün sağlık çalışanlarımız hayatlarını riske atma pahasına, insanüstü bir gayretle mücadele etmişlerdir. Hepsine müteşekkiriz, hepsine şükran duyuyoruz. Gece demediler, gündüz demediler, adeta fedakârlık anıtı haline geldiler. Türkiye, sağlık alanında övgüyle bahsedilen bir başarı yakalamışsa bunun ilk halkasında doğru yönetim ve isabetli altyapı yatırımları olduğu kadar; doktorlarımız vardır, hemşirelerimiz vardır, ebelerimiz vardır, hasta bakıcılarımız vardır, teknik kadro vardır. İnsan ve toplum sağlığının müdafaası amacıyla yapılan her çalışma, gösterilen her çaba milletimizin baş tacı, can tahtıdır. Biz başta doktorlarımız olmak üzere, sağlık çalışanlarımızın temel sorunlarının, haklı taleplerinin bilincindeyiz. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın dün açıkladığı beş müjdenin çok değerli ve sevindirici olduğu kanaatindeyiz. Sağlık çalışanlarımızın maaş ödeme sistemlerinde ve mali haklarında önemli iyileştirmelerinin aynı anda emekli olanlara da yansıyacak olması, aile hekimlerimizin ücretlerinin artmasıyla birlikte Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun oluşturulacağının ve sağlık kurumlarında görev yapanlara görevleri esnasında yapılan saldırıların CMK kapsamında katalog suçlara dahil edileceğinin açıklanması çok müspet bir gelişmedir" dedi.

MHP ve ve Cumhur İttifakı'nın sağlığın emanet edildiği hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının her zaman destekçisi ve dert ortağı olduğunu kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:

"Ancak KOVİD-19 hastalığının şiddetlendiği dönemlerde vatandaşlarımızı korkuya sevk eden, endişeleri körükleyen, Türkiye’nin sağlık kurumlarını, sağlıktaki göz kamaştırıcı politikaları tartışmaya açan küçük bir azınlığın kara propagandalarını da unutmuş değiliz. Türk Tabipleri Birliği’nin, bu kara propagandanın sevk ve idaresinin yapıldığı nifak yuvası olarak her tertibe, her yalana, her iftiraya sarıldığı aleni bir gerçek olarak karşımızdadır. Bunlar mesleğe başlarken ettikleri Hipokrat yeminlerini çiğneyen, hekimliğin itibarına menfur ideolojik saplantılarla zarar veren yüz karalarıdır. Şimdi de diyorlar ki, hekimlerimiz Türkiye’yi terk ediyorlarmış. Bilmiyorlar ki, kalpleri vatan ve millet sevgisiyle çarpan hekimlerimizin hiçbir yere gittiği veya gitmeyi düşündüğü yoktur. Türk Tabipleri Birliği’ne bakarsak, Türkiye sağlıkta çoktan iflas bayrağını çekmiştir. İstediler ki, dünya çapında isminden gururla bahsettiren, onlarca ülkenin yardımına koşan, mazlumlara elini uzatan Türkiye KOVİD’e teslim olsun, boyun eğsin, ortaya çıkacak kaos şartları yeni bir siyasi denklemi tetiklesin. Eğer bu ülkeden gitmesi gereken birileri varsa, o da Türk Tabipleri Birliği’nin yönetimine çöreklenmiş bir avuç bölücü ve Türkiye karşıtıdır. Haydi buyursunlar, gidişleri olsun da dönüşleri olmasın."

-TÜRKİYE KUTUP YILDIZI

Rusya - Ukrayna savaşı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telefon diplomasisi, liderlerle temas trafiği, Dışişleri Bakanının sağduyulu ve soğukkanlı faaliyetlerinin takdir ve tebrike ziyadesiyle layık olduğunu belirten Bahçeli, "Türkiye bölgede ve küresel platformda öne çıkmaktadır. Aynı anda hem Rusya ile hem de Ukrayna’yla doğrudan konuşabilen bir Türkiye taraflı tarafsız herkesin dikkat ve ilgisini çekmektedir. Son bir hafta içinde Türkiye’yi ziyaret eden NATO Genel Sekreteri’nin yanı sıra, devlet veya hükümet başkanlarının, telefon görüşmesi yapılan kişilerin hüviyetine bakıldığında bu gelişmelerin tesadüfi olmadığı görülecektir. Türkiye aktif diplomasiyle dünya gündemindedir. Hatta kutup yıldızı gibi parlamaktadır. Barışın kurumsallaşması için ülkemizin halisane gayreti dillerdedir" dedi.

-RUSYA UKRAYNA'DAN BİRİNİ DİĞERİNDEN ÜSTÜN GÖRMEYE NİYETİMİZ YOKTUR

Rusya ve Ukrayna'nın Türkiye'nin siyasi, ticari ve ekonomik ilişki kurduğu komşu ülkelerden biri olduğunu belirten Bahçeli, "Birisini diğerine tercih etmeye, birisini diğerinden üstün görmeye niyetimiz yoktur. Tutumumuz ilkeseldir, tarafımız barıştır, tavrımız karşılıklı ve yapıcı diyalogların yerleşmesidir. Türkiye’yi Rusya’ya karşı yaptırımlara zorlayan, Batılı ülkelerin tetikçisi olmaya şifreli sözlerle teşvik eden çevreler samimi ve dürüst değildir. Bazı siyasi partilerin Rusya’ya ağır yaptırım uygulanmasını istemeleri, sık sık S-400 konusunu gündeme taşımaları başkalarının ajandalarına müzahir hareket ettiklerinin tevsiki ve teyididir. Türkiye’yi çok yönlü etkileyen bir savaş ortamında bile milli ve ahlaki siyasetten mahrum olan siyasetçilerin Batı’nın gizli gündemine nasıl kapılandıkları ne yazık ki tüm berraklığıyla ortaya çıkmıştır. Bu doğru değildir, meşru değildir, adil değildir, milli çıkarlarımızla uyumlu hiç değildir. Taşeron siyasetçilerin Türkiye sevgileri yalnızca laftadır. Bu ülke ne çekmişse, Amerikalılardan daha çok Amerikancı olanlardan, NATO’dan daha çok NATO’cu davrananlardan, AB’den daha çok AB’ci geçinenlerden çekmiş, çekmeye de devam etmektedir" şeklinde konuştu. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.