Öne Çıkanlar AİLE Covid19 gündem özeti CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut binali yıldırım cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan Melatonin hormonu Nicolas Baldeyrou Bharat Biotech Mangal En İyi Uluslararası Film Online İşlemler

"Dış Politikada En Son Konuşacak Adam Cumhurbaşkanıdır"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Musul konusunda Türkiye’nin masanın dışında tutulması dış politikadaki en büyük yenilgilerimizden birisidir” derken, “Dış politikada konuşacaksa Başbakan’ın konuşması lazım. Dışişleri Bakanı’nın konuşması lazım. Cumhurbaşkanı en son konuşacak adamdır. Ama önce o konuşuyor” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı, özetle şunları söyledi:

“Dış politika milli olmak zorundadır. Dış politikayı kapalı kapılar ardında oluşturamazsınız. İktidarıyla muhalefetiyle birlikte hareket etmek zorundasınız. Türkiye’nin ortak ses çıkarması gerekir dış politika konusunda. Ortadoğu’daki gelişmeler konusunda bugüne kadar hükümet yetkilileri TBMM’yi sağlıklı bilgilendirmemişlerdir. En büyük hatalardan birisi olmuştur. Dış politikada konuşacaksa Başbakan’ın konuşması lazım. Dışişleri Bakanı’nın konuşması lazım. Cumhurbaşkanı en son konuşacak adamdır. Ama önce o konuşuyor. Başbakan konuşmuyor. Dışişleri Bakanı arada bir şeyler söylemeye çalışıyor. Ve söyledikleri biri birbirlerinden farklı. Bırakın Türkiye’nin ortak ses çıkarmasını aynı iktidar ortak ses çıkarmıyor. En büyük sıkıntıda da orada zaten.

-BAŞBAKAN’A ÇAĞRIDA BULUNDU-

Bakın konuşmayı kim yapıyor, dış politikayla ilgili hedefleri kim belirliyor, Sayın Cumhurbaşkanı. Sayın Cumhurbaşkanının sorumluluğu var mı? Anayasaya göre yok. Sorumluluğu olmayan birisi sorumluluk üstlenilmesi gereken bir konuda konuşabilir mi, demokrasilerde konuşamaz. Kim buna müdahale edecek? Sayın Binali Yıldırım.

-“BİNALİ BEY KOLTUĞUNUZUN HAKKINI KORUYUN, BAŞKALARI SİZİN YETKİLERİNİZE MÜDAHALE ETMESİN”-

Sayın Binali Yıldırım’a aynı çağrıyı bir kez daha yapıyorum. Lütfen Sayın Yıldırım, Binali Bey koltuğunuzun hakkını koruyun, başkaları sizin yetkilerinize müdahale etmesin. Konuşacaksa hükümet konuşsun. Niye başkaları konuşuyor?

-“ESİP GÜRLEYEMEZSİNİZ”, “SENİ PLANSIZ PROGRAMSIZ BİR  YERE KOYARLAR”-
Bakın Musul konusunda esip gürlüyorlardı değil mi? Dış politikanın özelliği var. Esip gürleyemezsiniz. Akılla ve mantıkla çözeceksiniz. Dünyayı bileceksiniz. Sözünüzün ağırlığını bileceksiniz. Eğer bunları bilmeden 'ben asarım, ben keserim, A planım var, B planım var, C planım var, Z planım var'. Seni plansız programsız bir  yere koyarlar.
Dubai merkezli Rotana TV’ye açıklama yaptı. Mezhep endeksli bir açıklama yaptı. Kırılma orada başladı.
Bilgi birikim ve kapasite yok.

-“BENİM AĞRIMA GİDİYOR”-

Eskiden Ortadoğu’da kuş uçsa Türkiye’ye sorarlardı, şimdi kimse dikkate bile almıyor. Bu benim ağrıma gidiyor. Binali Bey’in ağrına gidiyor mu, gitmiyor mu bilmiyorum. Benim ağrıma gidiyor. Musul konusunda Türkiye’nin masanın dışında tutulması dış politikadaki en büyük yenilgilerimizden birisidir. En büyük yenilgilerimizden birisidir. Şimdi birileri kalkıp bizim milliyetçiliğimizi de sorguluyor. Sen benim milliyetçiliğimi öğrenmek istiyorsan Kıbrıs’ın Beşparmak Dağlarına bakacaksın, Akdeniz’e bakacaksın.

-“ŞU SORUYU SAYIN BAHÇELİ’NİN SAYIN BİNALİ YILDIRIM’A SORMASINI İSTERİM”-

Şu soruyu Sayın Bahçeli’nin Sayın Binali Yıldırım’a sormasını isterim. Tabii aynı soruyu kendisine de sorabilir. Kerkük’ü siz kimlere teslim ettiniz? Kerkük’te katliamlar yapıldı, niçin sesinizi çıkarmadınız? Peki Kerkük’e kim gitti, CHP gitti. Kerkük’ü birilerine teslim edeceksin, Musul’da ağlaşacaksın beni dahil etmediler diye. Kimse kusura bakmasın ama eğer birileri kalkıp böyle istediği gibi eser istediği gibi bağırır çağırırsa kimse de onu dikkate almaz. Bu kadar basittir. Kaybeden kim, kaybeden Türkiye.

“DARBE FIRSATÇILIĞI YAPIP”

 Darbe sonrası darbe fırsatçılığı yapıp sendikaya üye oldular diye öğretmenlerin görevine son vermeyi asla ve asla kabul etmiyoruz.
Biz açığa alınan ve görevine son verilen bütün öğretmenlerin yanındayız.
Ama öğretmen var öğretmen var.
Burdur’da bir öğretmen şöyle bir mesaj atıyor, ‘Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkeklerle zina yapmış sayılır’ diyor.
Bu öğretmenin öğretmenlikten alınması lazım.
Olmayan hadis-i şerif üzerinden Sevgili Peygamberimizi istismar eden bu adamın öğretmen olmaması lazım.

MİLLİ EĞİTİM BAKANINA SESLENDİ

Milli Eğitim Bakanı’na seslenmek isterim. Bu tür insanları Milli Eğitim camiasında barındırmayın.
Okullar açıldı, kitaplar yok, niye yok kitaplar.

“BEN DE MİLLETTEN SÖZ EDİYORUM ZATEN”

Sık sık darbe sonrası mağdurlardan söz edilir. Ve derler ki ‘nereden çıkıyor bu mağdur edebiyatı. Ortada mağdur yok ki mağdur varsa millettir’ diyor. Ben de milletten söz ediyorum zaten. Bütün mağdurlara sahip çıkacağız.
Mağduriyet var, darbe fırsatçılığı yapılıyor, bunun farkındayız ama bütün mağdurlara sahip çıkmak da bizim görevimiz.

“ÜÇ KEZ VURUNCA GELECEK OLAN RUH, NEYMİŞ YENİKAPI RUHU VARMIŞ”

Ben bunları söyleyince ‘vay efendim bunları niye söylüyorsunuz’ diye… ‘Efendim bir ruh vardı’. Üç kez vurunca gelecek olan ruh. Neymiş Yenikapı ruhu varmış. Yenikapı’da insanlar mağdur edilecek diye bir görüş birliği mi sağlandı? Böyle bir şey mi oldu? Hayır böyle bir şey olmadı.
Annelerin çocukları da işsiz.
Bu tablonun Türkiye’de tartışılmasını istemiyorlar.

 “BUNLAR ORTALIKTA GEZİYORLAR”

Türkiye iyi yönetilmiyor. Hep söz ediyorlar ya üst akıl üst akıl. Öyle anlaşılıyor ki bunlar değil Türkiye’yi bir başka akıl yönetiyor. Bunlar ortalıkta geziyorlar.
Ama yönetimi halkı soymak üzerine inşa ederseniz o bu ülkeye huzur getirmez.

OSMAN GAZİ KÖPRÜSÜ

Osman Gazi Köprüsü yapıldı. Çok mutluyuz.
Köprü yap işlet devret modeliyle yapıldı.
Köprü 790 milyon dolara mal oldu. Devlet bu köprüyü yapan firmalara garanti verdi, yılda 40 bin araç geçecek, geçmezse de ben 40 bin araç üzerinden yılda 511 milyon dolar para vereceğim size diye. Sözleşme böyle. Yani köprü 1.5 yılda kendi maliyetini kurtarıyor.
Kim ödeyecek bunu, buradaki gariban vatandaşlar.

“KÖPRÜYE KARŞI DEĞİLİM,  HALKIN SÖMÜRÜLMESİNE KARŞIYIM BEN”

Hayır ben köprüye karşı değilim,  halkın sömürülmesine karşıyım ben.
İstanbul’da köprüler var, gidiş geliş ödediğiniz para 4 lira 75 kuruş. Osman Gazi Köprüsünden gider gelirseniz 177 lira 50 kuruş. Aradaki farka bakın.
Milletin sırtından hesap kitap yapıyorlar.
Bu köprünün adı ne, Deli Dumrul Köprüsü, geçsen de geçmesen de parayı vatandaştan alacağım diyor.

“SAĞIR SULTANLAR DUYSUN DİYE OKUYORUM”

Darbe girişimi oldu, 15 Temmuz akşamı, hep beraber karşı çıktık. Oturduk grubu olan 4 siyasi parti bir bildiri imzaladı. Bu bildiride ne var. Sağır sultanlar duysun diye okuyorum.

MECLİS BAŞKANINA VE LİDERLERE SESLENDİ

Altını çizdiğimiz bir şey var. Demokratik parlamenter sistemi yıllar içinde geliştirmiş diyor. Yani demokratik parlamenter sisteme sahip çıkan bir TBMM var. Şimdi ben Sayın Meclis Başkanına ve diğer siyasi partilerin liderlerine imzanızı inkar mı ediyorsunuz, imzanıza sahip mi çıkıyorsunuz sorusunu sormak zorundayım. İmzaya sahip çıkıyorsanız demokratik parlamenter sisteme de sahip çıkacaksınız. İmzama sahip çıkmıyorum diyorsanız demokratik parlamenter sistem kalkabilir diyorsanız o zaman siz başkaları tarafından teslim alınmışınız demektir. Başkalarının teslim aldığı bir kişi Türkiye’ye demokrasiyi getiremez.

“YENİKAPI’DA BİR İMZA YOK Kİ”

Bu imzayı attık, şimdi bu imzalar unutulmuş. Yenikapı diyorlar. Yenikapı’da bir imza yok ki. İmza bu, kapı gibi imza. Bu metin BM’ye gönderildi.

“ONA KOLTUĞU NASIL İKRAM EDECEĞİZ DİYE”

Şimdi rejimi değiştirmek için fırsat kolluyorlar. ‘OHAL’le biz bu düzeni nasıl değiştirebiliriz’… Yaaa işsizlik var, yoksulluk var, hapishanelerde binlerce insan var… Şimdi bunları bırakmışlar, bir kişinin derdine düşmüşler. Ona koltuğu nasıl ikram edeceğiz diye…
Yine buradan siyasi partilerimizin saygı değer genel başkanlarına seslenmek isterim.

BAHÇELİ’YE YANIT

Cumhurbaşkanı seçilen kişi TBMM’de öngörülen yemini etmiştir. O yemine sadık kalacağına dair namus ve şeref sözü vermiştir. Dolayısıyla eğer kuralın dışına çıktığı zaman bizim görevimiz ona kuralları hatırlatmaktır. ‘Efendim fiili durum var, bu fiili durumu yasal hale getirelim’. Niye fiili durumu yasal hale getiriyoruz. Ve neden ona sen neden yasalara uymuyorsun, anayasaya  uymuyorsun diye bir hatırlatma ihtiyacı duymuyoruz. Eğer onun isteğini yerine getireceksek bir kişinin arzusunu yerine getireceksek o zaman bu parlamentonun iradesi ne oluyor? İmzaladığımız bu metin ne oluyor? Bu metne bağlı kalmak, imzamızın arkasında durmak namuslu olmanın birinci şartı değil midir, onurlu olmanın birinci şartı değil midir, ahlaklı olmanın birinci şartı değil midir?
Kadın kardeşlerim duysun diye bazı isimler söyleyeceğim, Kara Fatma, Binbaşı Ayşe, Halide Edip Hanım… Bunlar Ulusal Kurtuluş Savaşında onurlarıyla ölüme giden kadınlardır.
Birileri kadınları aşağılıyorsa ona dersini vermek bütün  kadınların ortak görevidir.

“KARŞI DARBE YÜZÜNDEN HAPİSHANEDE, DARBE FIRSATÇILIĞI YÜZÜNDEN HAPİSHANEDE”

Necmiye Alpay… Aslı Erdoğan.
Karşı darbe yüzünden hapishanede, darbe fırsatçılığı yüzünden hapishanede.
Hem Aslı Erdoğan hem Necmiye Alpay bana birer mektup gönderdiler. O mektupları çerçevelettim, benim makam odamda duruyor.
Bütün gazetecilerin, yazarların çizerlerin düşünürlerin serbest bırakılmasını istiyoruz.

“DIŞ POLİTİKADA BUNLARIN NE SÖYLEDİĞİ DE BELLİ DEĞİL”

Dış politikada bunların ne söylediği de belli değil. Dışişleri Bakanı Lozan’da bir toplantıya katıldı. Çıkışta şu açıklamayı yaptı ‘terörist El Nusra Halep’ten derhal ayrılmalı’. Doğru mu, doğru. Peki, Cumhurbaşkanı ne diyor, ‘Eğer dost olmak için IŞİD’a karşı olmak ölçüyse o  zaman El Nusra’yla da dost ol’.
Dışişleri Bakanı doğruyu söylüyor. Ve Dışişleri Bakanı’nı da kutluyorum. El Nusra o bölgeden derhal çekilmelidir.
Darbe oldu siyasi ayağını arıyoruz. Siyasi ayağı kimdir diye?
Türkiye’yi darbeye hazırlayanlar kimlerdir?
4 tane olay 4 tane soru soracağım.
Soru şu; Balyoz iftirasında 14 general ve amiral ve 58 albayın tasfiyesine engel olmak için Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanının girişimlerini dikkate almayıp istifasına neden olan ve tasfiyesinin önünü açan yetkili makamlar kimlerdir?
İki; Mehmet Dişli’yi ısrarla Genelkurmay Karargahında tutan bunun için yeni daireler ve rütbeler ihdas eden ve darbe girişiminde Genelkurmay Karargahını içeriden teslim almasına imkan veren irade hangi iradedir?
Olay üç…Soru şu; darbeden tutuklu FETÖ’cü bu 82 subay albaylıktan generalliğe taşıyan irade hangi iradedir? Bu irade 2011 yılında Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanının istifasına aldırış etmeden Balyoz iftirasıyla 14 general amiral ve 58 albayın tasfiyesine destek olurken FETÖ’cü subayların önünü açan irade hangi iradedir?
Olay dört….2010 yılında üç generalin terfiini uygulamaya koymama konusunda bu kadar kararlı duran 2013 yılında bunun için ayrıca YAŞ Kanununda değişiklik yapan siyasi irade 2013, 2014, 2015 yıllarında terfi ettirilen FETÖ’cü subaylar konusunda aynı hassasiyeti ve kararlılığı neden göstermemiştir?

SAVCILARA SESLENDİ

Siyasi irade nedir. Bugün OHAL’i kullanan irade işte o siyasi iradedir. Türkiye’yi adım adım darbeye taşıyan irade bu iradedir. Şimdi buradan bu konuyu soruşturan bütün savcılara sesleniyorum. Öğrencileri bırakın, öğretmenleri bırakın, garibanları bırakın… Eğer birini sorgulayacaksınız, Türkiye’yi adım adım darbeye taşıyanları sorgulayacaksınız.
Sizin gücünüz garibana yetiyor. Kendi yanındaki adama yetmiyor.”

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.