DİSK: Belediyelere Kayyım Atanması Merkezi Hükümetin Taşra Örgütü Haline Getirilmesi Anlamına Gelmektedir

DİSK/Genel İş Genel Yönetim Kurulu, belediyelere kayyım atanması hakkında “Seçimle işbaşına gelmiş yerel yönetimlerin merkezi yönetime devredilmesi, merkezi hükümetin taşra örgütü haline getirilmesi anlamına gelmektedir” açıklamasında bulundu.

DİSK/Genel-İş Genel Yönetim Kurulu, belediyelere kayyım atanması ve medya üzerindeki baskıyla ile ilgili basın açıklaması yaptı. Hükümetin Doğu ve Güney Doğu illerindeki çatışmaları öne sürerek bu bölgelerdeki belediyelere kayyım atamasını uzunca bir süredir gündemde tutarak, konuyla ilgili bir yasa tasarısını TBMM’ye getirdiğini hatırlatan DİSK, yapılacak düzenlemeyle ilgili şu bilgileri verdi:

“Büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde valiye, görevden alınan belediye başkanı, başkan vekili ve meclis üyesi yerine atama yapma yetkisi vermektedir. Atanacaklarda aranan tek şart seçilme ehliyetinin olmasıdır. Daha önce görevden alınan belediye başkan, başkan vekili ve meclis üyelerinin yerine kanun çıkmadan önceki mevzuata göre görevlendirme yapılmış olsa bile bu görevlendirmeler geçersiz sayılarak içişleri bakanı ve valilerce yeniden atama yapılacaktır. Bu durumlarda hizmetlerin aksaması ihtimaline karşı valilere başka kamu kurumlarına hizmet gördürme yetkisi ve belediyelere ait taşınırlara el koyma yetkisi verilmektedir.”

Bu düzenlemelerin, terörle mücadele öne sürülerek yerel halk iradesinin yok sayılması ve bu iradenin gasp edilmesi anlamına geldiğini savunan DİSK, “Bu düzenleme seçimle işbaşına gelmiş yerel yönetimlerin merkezi yönetime devredilmesi, merkezi hükümetin taşra örgütü haline getirilmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca, bu düzenlemenin süresi de belirsiz bırakılmakta ve böylece bir sonraki yerel seçimlere kadar yerel yönetim, Hükümet’e bırakılmaktadır. Bu, kabul edilemez, hukuk dışı bir durumdur” açıklamasında bulundu.

“Olağanüstü halin herkese dokunacağının işareti”

Başarısız darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü halin kalıcı bir baskı rejimine dönüşme eğiliminin ortaya çıktığını ifade eden DİSK, buna somut örnek olarak yargılamalar, yargılama yöntemleri, medya sansürü ve medya mensupları üzerindeki baskılar, kamu personelinin işten çıkarılma yöntemleri, görevden uzaklaştırmalar, gazete kapatmalar, sendika kapatmaları gösterdi. DİSK, açıklamasına şöyle devam etti:

“En son Özgür Gündem Gazetesi’nin kapatılması yönetici, yayın yönetmeni ve yazarlarının göz altına alınması kararları basın kuruluşları üzerindeki baskının sadece olağanüstü halin gerekçesindeki FETÖ soruşturması ve önlemleri ile sınırlı kalmayacağını gözler önüne sermiştir. Gazeteci Can Dündar’ın Cumhuriyet Gazetesi genel yayın yönetmenliğini bırakmak zorunda kalması ve ülkeyi terk etmesi de olağanüstü halin herkese dokunacağının işareti olarak görülmelidir.”