Büyükşehir Belediyesini hedef alarak; ‘ zihni sinir ‘ benzetmesi yapan ve Başkan Tunç Soyer’e ‘koku, çöp ve sivrisinekle mücadele ilgili 10 soru yönelten AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’ya ‘Vız vız mı? Vız vız! Arı mı? Arı!’ sözleriyle yanıt verdi. Sadece gürültü çıkarmak suretiyle muhalefet etmenin, yalan yanlış bilgilerle siyaset yapmanın etkisizliğine vurgu yapan CHP’li Nalbantoğlu; “ Her ne kadar soru sormak adı altında, yersiz bir keskinlikle, bilgiden uzak, amiyane yorumlar yapmış olsalar da; belki kendileri de öğrenmiş olur umuduyla yanıtlayalım.” diyerek açıklamalarda bulundu.
Yılların sorunu ‘koku’nun sonu geldi…
Körfez ve koku sorununun yılların birikimiyle oluşan, kronik bir sorun olduğunu vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu; “Soruların genelinde koku iddiaları var ama, yapılan çalışmalardan ve bu sorunun ne kadar minimize edildiğinden haberleri yok. 11 milyar 95 milyon lira bütçesi olan ‘Yaşayan Körfez’ programı kapsamında körfeze gelen kirlilik kaynakları sıfırlanıyor. İZSU, bu hedef doğrultusunda son dört yılda Körfez’e açılan 220 kilometrelik yağmur suyu hattı imalatı yaptı. 2023 yılı için yaklaşık 7 milyar liralık bir yatırımla projelendirilen 270 kilometre yağmur suyu hattının imalatları ise sürüyor. Yağmursuyu ayrıştırma imalatları, Balçova’dan Çiğli’ye kadar Körfezin etrafını saran tüm merkez ilçeleri kapsıyor. Çiğli Arıtma Tesisi’nde artan nüfusa ilişkin revize çalışmaları tamamlandı. Üç fazın kurulu gücünü iyileştirme çalışmalarında sona yaklaşılırken; 250 milyon liralık bir yatırımla 23 yıl önce kurulmuş tesis tümüyle revize edilerek sıfır kilometre ayarına taşınıyor.” diye konuştu.
Mutlaka kendileri de fark ediyor! Ama…
4. Faz inşaatına başlandığını hatırlatan Nalbantoğlu; açıklamasına şu sözlerle devam etti; “ Üstelik tüm ekonomik dar boğaza rağmen çalışmalar, 600 milyon liralık bütçeyle kararlılıkla sürüyor. Bıkkınlık verecek kadar tekrara düşmek, kendilerine yakışmıyor. Biz bilgi vermekten, paylaşmaktan kaçınmayız. Üstelik kokunun geçen yıllara oranla azaldığını mutlaka kendileri de fark ediyor; ancak bunu kabullenmek, siyaseten işlerine gelmiyor olmalı! Nitekim geçtiğimiz yıl yaz dönemiyle bu yılı mukayese edersek İzmir Büyükşehir Belediyesi Hemşeri İletişim Merkezi HİM’e gelen kokuyla ilgili şikâyetler yüzde 90 oranında azaldı. Körfezle ile ilgili çalışmalar Çiğli ile de sınırlı değil. Güneybatı Arıtma Tesisi’nin kapasitesi 400 milyon lira yatırım bedeliyle artırılıyor. Bu kapsamda Narlıdere’nin tamamında hali hazırda hizmet veren atık su hattı yenilenecek ve yaklaşık 9 kilometre daha yeni hat imalatı yapılacak. Bu çalışma ise 105 milyon lira maliyetle gerçekleşecek. 2024 yılı içerisinde tamamlanması planlanan önemli projeler Körfez’e derin bir nefes daha aldıracak. Karabağlar’daki tesis ile Çiğli’ye giden yük yüzde 15 oranında hafifletilecek.
Körfez ve koku meselesinin en önemli kaynaklarından derelerle ilgili çalışmaların da devam ettiğini belirten Nalbantoğlu; “Körfez’e akan derelerin çıkış ağızlarında dip tarama çalışması yapılıyor ve kokuya neden olan malzemeler alandan uzaklaştırılıyor. Son dönemde, Bornova, Bostanlı, Peynircioğlu Deresi çıkış ağızlarında 420 bin metreküplük tarama çalışması gerçekleştirildi. Çıkan çamur, Çilazmak Dalyanı’nın rehabilitasyonu için kullanılacak ve böylelikle Körfez’in balık çeşitliliğinin korunmasına katkı sağlayacak. İzin süreçleri yaşanıyor tabi. Ama, takipçisiyiz. Böyle bilinsin…”
Bakın bu 10 madde çok gerçek!
‘İzmir’e vahşi çöp depolama yöntemini kendileri reva görüyor!” sözleriyle açıklamasını sürdüren CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu; çöp konusundaki adımlara en büyük seti kendilerinin çektiğini vurgulayarak büyükşehir belediyesinin 10 çözüm arayışı ve engelleri madde madde sıraladı.
Nalbantoğlu, “Bizim elimizde de 10 madde var ama çok gerçek! Artırmak mümkün ama; bu kadarı da derdimizi anlatmaya yeter diye düşünüyorum.
- Harmandalı’da heyelan nedeniyle kapatma kararı daha önce verilmiş; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan beş ayaklı İzmir İli Bölgesel Entegre Katı Atık Yönetimi Planı’nın üç ayağı, gerekli izinler alınamadığı için işlevsiz hale gelmiştir.
- Menderes’te ÇED süreci tıkanmış ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verdiği görüşü değiştirmesi nedeniyle izin süreci tamamlanamamıştır.
- Bergama’nın kapasitesinin genişletilmesi talebi, tüm izinlerin olmasına rağmen reddedilmiştir.
- 2012 yılında Torbalı Taşkesik atık sahası talebi, zamanın Orman Bakanı tarafından reddedilmiştir.
- 2007 yılında Torbalı Uyuzdere atık sahası talebi, MTA tarafından reddedilmiştir.
- Urla Yarımada Atık Sahası talebimiz İYTE rektörlüğü tarafından reddedilmiştir.2022 Urla Uzunkuyu eski taş ocağını atık sahası kullanma talebimiz reddedilmiştir.
- Mevcut atık sahalarının yükünü azaltacak Çeşme park bahçe atıklarından kompost üretim tesisi için yer talebi reddedilmiştir.
- Menemen Yanık 147 ve 148 nolu 2 adet parsel için atık saha talebi reddedilmiştir.
- Tire vahşi depolama alanı rehabilitasyon ve bakiye atık depolama sahası için ÇED süreci tamamlanmış olmasına rağmen 7 aydır Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından gerekçe gösterilmeksizin imzada bekletilmektedir.” diye konuştu.
Pek çok soru için şapkayı önlerine koymalılar
Nalbantoğlu açıklamasını, “AKP hükümetinin İzmir’in sorunlar yumağı içinde çırpınması için, zaman kaybetmesi için elinden geleni ardına koymadığını biz söylemesek, bilgi ve belgeler söylüyor. İlk üç madde için de şapkayı önlerine koymalılar. “sözleriyle sürdürerek; “ Biz, tüm bu engellemelere rağmen İzmir’in on yıllardır süren çöp sorununu çözüyoruz. İzmir’in çöpünü her gün 18 bin kilometre taşıyarak bertaraf ediyoruz. Ne var ki bunun İzmirlilere maliyeti yılda 500 milyon liradır! “Harmandalı Enerji Üretim Tesisi”, “Bergama Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi”, “Ödemiş Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi” olmak üzere Bakanlıkların kabul ettikleri üç tesisi görmemek İzmir’den ne kadar uzak olduklarının göstergesidir. Üç tesisimiz de Bakanlığın belirlemiş olduğu tüm kriterleri sağlayarak faaliyete girmiştir. Ancak, biz ne kadar hendeği geçecek güce sahip olsak da onların hendeği an an genişletmesi, zoru imkânsız hale getirmek istemeleridir. Oysa, İzmir hepimizindir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere merkezi idarenin ilgili tüm kurumlarını sağduyuya ve Belediyemizle iş birliği yapmaya davet ediyoruz.” Dedi.
Anlayana sivrisinek saz…
Kaya’nın Büyükşehir Belediyesi’nin sivrisinekle mücadelesine ilişkin sorusuna da değinen CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu; açıklamalarına ilişkin ‘anlayana sivrisinek saz…’ sözüyle göndermede bulundu; Nalbantoğlu şunları söyledi; “Büyükşehir Belediye Başkanımız Soyer bu konuda defalarca açıklama yaptı. Bunu da ti’ye aldılar. Oysa, iklim değişikliği ve şartların değişmesi kendileri de yerel idareci olsaydı değişmeyecekti. İklim krizinin etkisi, Haziran ayında da gerçekleşen yoğun yağışla popülasyonu artan sivrisineklerle mücadeleyi zorlaştırdı. Ancak sorunun çözümünde şartlardan kaynaklı gecikme giderildi, sorun çözüldü. Bunu da pişmiş aş gibi ortaya koyup durmanın anlamı yok! Dileğim; İzmir’in sorunları ve beklentileri ile ilgili sorumluluk duymalarıdır. Bolca şişirilmiş, gürültülü bir muhalefet dili kullanmak yerine, çözümde ortaklaşmalarıdır. Söyleyeceklerim bu kadar. ‘Anlayana sivrisinek saz; anlamayana davul zurna az’ derler. Bilmem anlatabiliyor muyum?”