Öne Çıkanlar sinema Paribu Cineverse Cuma günü vizyona girecek yeni filmler vizyona girecek yeni filmler Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ırak türk telekom Prof. Dr. Rana Sanyal Büyük Macera 2: Sürpriz Misafir (Big Trip 2: Special Delivery) Bıcırıklar: Yeni Yuvamız (The Muckles: The Quest for a New Home) Kutsal Damacana 4

IMF Türkiye 2016 4. Madde Konsültasyon Raporunu Açıkladı

-IMF İcra Kurulu, Türkiye ile 2016 4. Madde Konsültasyonunu açıkladı.

-Konsültasyon raporunda Türk ekonomisinin şoklara direnç göstererek büyümesini sürdürdüğü belirtilirken dış dengesizlik riskine karşı uyarıda bulunuldu.

-IMF: İki genel seçim, Suriye’deki savaş, Rusya ile artan gerilim, Güneydoğu’daki silahlı çatışmanın yeniden başlaması ve terörist saldırılar, tüketici güveni ve yatırımcıların risk iştahını zayıflatarak güvenlik ve siyasi belirsizlik oluşturdu.

-IMF: Merkez Bankası’na siyasi baskı, özellikle birkaç kurul üyesinin atanma sürecinde yeniden ortaya çıkabilir.

-IMF 4. Madde Konsültasyonu’nda yetkilileri Suriyeli göçmenler konusundaki çabalarından dolayı övdü.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye’de ekonomik büyümenin şoklara karşın devam ettiğini, ancak "dış şok riskinin" sürdüğünü bildirdi. IMF, “Ekonomi dış şoklara karşı kırılgan ve ve sermaye çıkışında bir hızlanma Türkiye için ana risk olmaya devam ediyor" dedi. Merkez Bankası üzerindeki baskının bazı kurul üyelerinin atanması sırasında yeniden ortaya çıkabileceğini belirten IMF, yetkilileri Suriyeli göçmenler konusunda yapılanlardan dolayı övdü.

KONSÜLTASYON TAMAM

IMF İcra Kurulu, Türkiye hakkındaki 2016 4. Madde Konsültasyonunu açıkladı. Konsültasyon raporu, Uzman Raporu ve IMF Türkiye İcra Direktörü İbrahim Çanakçı’nın açıklamasından oluştu.

IMF Uzman Raporu’nda şöyle denildi;

“Türkiye’nin ekonomik büyümesi birkaç şoka karşın direnç göstermeye devam ediyor. Sırasıyla uyumlu para politikaları ve mali politikaların desteklediği büyüme, iç talebe dayalı olmayı sürdürüyor. İç talepte 2016’da, yüzde 30 asgari ücret artışı ve makro ihtiyati düzenlemede gevşemeden sonra ek bir artış olacak. Sonuç olarak dış dengesizlikler; düşük petrol fiyatlarının desteğindeki düşük cari işlemler açığına, büyük finansman gereksinimiyle birlikte ağırlıkla artarak negatif kalan net uluslararası yatırım pozisyonuna (NIIP) karşın, bankacılık dışı kurumsal sektörde büyük FX uyuşmazlıklarıyla birlikte birikmeyi  sürdürecek.”

IMF ayrıca “Ekonomi dış şoklara karşı kırılgan olmaya devam ediyor ve sermaye çıkışlarında bir hızlanma Türkiye için ana risk olmayı sürdürüyor. Bundan dolayı, yapısal olarak düşük iç tasarruf oranını artırma ve dış kırılganlıkları azaltma suretiyle ekonominin yeniden dengelenmesi öncelikli kalmaya devam ediyor” saptaması yaptı.

Bu amaçla, hükümetin orta vadede potansiyel büyümeyi artırma ve dış dengesizlikleri azaltma hedefiyle tutkulu bir reform programı ilan ettiğini hatırlatan IMF “Reformda öncelik, iç tasarrufu, verimliliği ve kadın emek gücü katılımını yükseltmeyi hedefleyenlere verilmeli” dedi.

Ek olarak, sıkı mali politikalar ve para politikaları formundaki talebi yönetme politikalarının, yapısal reformlar sonuç verene değin, iç talebi sınırlamak amaçlı uygulanması gereğine dikkat çekildi.

“SİYASİ BELİRSİZLİK…”

Raporun “Şimdiki Eğilimler” başlığı altındaki “Siyasi belirsizlik” paragrafında, “İki genel seçim, Suriye’deki savaş, Rusya ile artan gerilim, Güneydoğu’daki silahlı çatışmanın yeniden başlaması ve terörist saldırılar, tüketici güveni ve yatırımcıların risk iştahını zayıflatarak güvenlik ve siyasi belirsizlik oluşturdu” denildi.

MERKEZ BANKASI'NA ATAMALAR…

Raporun “dirençli büyümeye karşı dış dengesizlik riskini” inceleyen bölümünde “Orta Vadeli Tahminler” dile getirilirken orta vadede risklerin Türkiye’yi “ani bir duruşa” maruz bırakacak aşağı yönlü olduğu ifadesi yer aldı.

Pozitif yönde; AB ile fasılların yeniden açılmasının reformlar için çıpa olduğu, İran ticaretinde yoğunlaşmayla AB ve komşu ülkelerde beklenenden iyi toparlanmanın dış dengesizliklerin azaltılmasına daha çok yardım edeceği avantajlar olarak sayıldı. Yeni hükümetin söz verdiği reformların hızla geçişi ve uygulanmasının, sonuçların beklenenden yüksek verimlilik kazancıyla birlikte, öngörülenden daha önce elde edilmesini sağlayabileceği de pozitif yönde sayıldı.

Negatif yönde ise büyük yıllık finansman gereksinimi, düşük ve azalan net uluslararası rezerv, sermaye girişinin kısa vadeli doğası ve her zamankinden büyük negatif “Net Uluslararası Patırım Pozisyonu”nun önemli riskler olduğu belirtildi. ABD merkez bankası faiz artışını hızlandırırsa dış finansman maliyetinin artırabileceği hatırlatılan raporda “Merkez Bankası’na siyasi baskı, özellikle birkaç kurul üyesinin atanma sürecinde yeniden ortaya çıkabilir. Terörist faaliyetlerdeki son artış, Güney Doğu’daki huzursuzluk ve siyasi durumda bir kötüleşme yatırımcı güveni üzerinde büyük kayba sebep olabilir. Rusya’nın yaptırımlarının artması dış talebi daha da kesebilir. Asgari ücrette yüzde 30 artışın kayıtlı istihdam, kurum kârları ve özel yatırım üzerinde beklenenden daha büyük negatif etkisi olabilir” denildi.

Dengelendiğinde pozitif risklerin senaryoyu sadece orta vadede, aşağı yönlü risklerin ise görünümü kısa vadede etkileyebileceği ifade edilirken “Böylece kısa vadede risk dengesi negatiftir” ifadesi kullanıldı.

İCRA KURULU DEĞERLENDİRMESİ

Raporda yer alan IMF’nin İcra Kurulu Değerlendirmesi ise şöyle:

“Direktörler, Türk ekonomisinin 2015’teki şoklara karşın dirençli büyümesini memnuniyetle karşılamışlardır. Aynı zamanda, enflasyonun yüksek olduğunu ve dış dengesizliklerin ve dış finansmanın maruz bırakacağı kırılganlıkları not etmişlerdir. Bu nedenle ekonomiyi, iç tasarruf artışını ve potansiyel büyümede yükselişi hedefleyen makroekonomik politikalar ve yapısal reformlarla yeniden dengelenme gereğinin altını çizmişlerdir. İleriye bakıldığında Direktörler, mali pozisyonun güçlendirilmesinin dış dengesizliklerin azaltılmasına, enflasyonu düşürmeye ve şoklara karşılık vermek üzere ek olanaklar yaratmaya katkıda bulunacağını vurgulamışlardır. Direktörler büyümeyi destekleyici harcamaya öncelik verilmesini ve ihtiyatlı bir ücret politikasının benimsenmesini tavsiye etmişlerdir. Ayrıca kamu-özel sektör ortaklıklarıyla ilgili risk yönetiminin iyileştirilmesini önermişlerdir.

Direktörler genel olarak enflasyonu aşağı çekmede daha sıkı bir parasal duruş ihtiyacı görmüşlerdir. Para politikası çerçevesinin normalleştirilmesinin iletişimi iyileştireceği ve parasal transmisyonu genişleteceği konusunda mutabık kalmışlardır. Direktörler aynı zamanda uluslararası rezerv tamponlarının yeniden oluşturulmasını tavsiye etmişlerdir.

Direktörler bankacılık sektörünün iyi sermayelendirilmiş biçimde kalmaya devam etmesini olumlu olarak not etmişlerdir. Bankaların toptan dış finansman vadelerinin uzatılması ve çekirdek-olmayan fonlamadan yararlanmalarındaki tedrici düşüşü memnuniyetle karşılamışlardır. Bununla birlikte kambiyo riskine dolaylı etkisi yüksek kalmaktadır ve karlılık düşmüştür. Direktörler yetkilileri, finansal olmayan kurumsal sektöre döviz riski alması için verilen teşvikleri azaltmaya yönelik ek adım atmayı göz önünde bulundurmaları konusunda cesaretlendirmişlerdir.

Direktörler yetkililerin kapsamlı yapısal reform ajandalarını memnuniyetle karşılamış ve ekonomik yeniden dengelenmenin daha hızlı desteklenmesi konusunda cesaretlendirmişlerdir. Özel emekliliğin ve tazminat sistemlerinin, tasarrufları artırmak üzere fonlanmasını desteklemişler ve emek piyasası esnekliğinin iyileştirilmesinin, kadın emek gücü katılımının ve potansiyel büyümeyi yükseltecek emek verimliliğinin önemini vurgulamışlardır. Direktörler, yetkilileri, 2.5 milyon Suriyeli göçmene ev sahipliği ve onları emek piyasasına entegre etme çabaları için övmüşlerdir.”

“TÜRKİYE MÜLTECİLERE 10 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE HARCADI”

Raporda “Türkiye dünyadaki en büyük göçmen nüfusuna sahip ülkelerden biridir. Mart 2011’de Suriye krizinin başlangıcından bugüne değin Türkiye 2.5 milyonun üzerinde göçmen kabul etmiştir. Yetkililere göre Türkiye mültecilere 2011’den bu yana  10 milyar doların üzerinde (0.4 milyar dolar dış katkı dahil) harcama yapmıştır” denildi.

RAKAMLAR

IMF geçtiğimiz günlerde yayımlanan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Nisan 2016’da olduğu gibi Türkiye’nin bu yıl yüzde 3.8 büyüyeceğini öngördü. Gelecek yıl için yüzde 3.4, daha sonraki yıllar için yüzde 3.5 reel büyüme öngören IMF işsizliğin bu yıl yüzde 10.8’e ulaştıktan sonra gelecek yıldan itibaren yüzde 10.5 olacağını tahmin etti.

Bu yıl yüzde 9.8 tüketici enflasyonu öngören IMF, gelecek yıl için yüzde 8.8 enflasyon tahmin etti ve rakamın yıllar itibarıyla düşeceğini öngördü.

İBRAHİM ÇANAKÇI’NIN AÇIKLAMASI

Konsültasyonda IMF Türkiye İcra Direktörü İbrahim Çanakçı’nın bir açıklaması da yer aldı. Suriyeli göçmenlere değinen Çanakçı “Eğitim ve sağlık dahil temel kamu hizmetleri ile birlikte yüksek standartta göçmen kamplarını kurmak için önemli çabalar ve kaynak harekete geçirilmiştir” dedi.

Yetkililerin büyüme görünümü üzerine bu yıl için yüzde 4.5 tahminle daha iyimser olduğunu belirten Çanakçı “Sonuç” bölümünde ise “Türk ekonomisi dış açığın küçülmesiyle birlikte, görece yüksek oranlarla büyümesini sürdürüyor. Türkiye’nin son yatırım derecesinin onaylanması ardındaki büyük faktörler olmuş olan mali tedbirlilik ve sürdürülebilir borç beklentileri yerinde kalmaktadır. Merkez Bankası küresel oynaklıkta görünür bir düşüş nedeniyle parasal politika çerçevesini basitleştirmeyi planlıyor” dedi. Sonuç bölümü şöyle devam etti:

“Hükümet kapsamlı bir yapısal reform ajandası izleme ve belirli takvim çerçevesinde ilgili önlemleri kabul etme taahhüdünde bulunmuştur. Aynı zamanda etkin makro-politika koordinasyonu ve yapısal reformların uygulanmasının zamanlı biçimde yapılmasını temin edecek mekanizmalar iyi bir şekilde kurulmuştur. Yetkililer gereksinim duyabildiklerinde riskleri yönetmede ileri sürebilecekleri geniş erimli araçlara sahiplerdir. Tüm bu öğeler dikkate alındığında, Türk ekonomisinin son yıllarda şoklara karşı kanıtlanmış bulunan direnci devam etmeye eğilimlidir.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.